• Sonuç bulunamadı

2. SÜRYANİ TOPLUMUNUN KÖKENİ

2.8. Birinci Dünya Savaşı’nda Süryaniler

2.8.1. Savaş ve Süryaniler

I. Dünya Savaşı’nda, Osmanlı Devleti, bir taraftan cephelerde İtilaf

Devletleri’yle bir taraftan da kendi tebaası olan gayrimüslim unsurların tehditkâr

hareketleriyle meşgul olmak zorunda kalmıştır. Batılı güçlerin,142

XIX. yüzyıl

sonlarına doğru misyonerlik faaliyetleri ile kendilerine bağlamayı başardıkları143

gayrimüslim unsurlar, savaşta, Osmanlı Devleti’nin karşısında yer almış ve Osmanlı

Devleti’ni zarara uğratmışlardır. 1913’te Rusya, Nesturi aşiretlerine modern silahlar

ve hediyeler dağıtarak bu toplumu Rusya’nın çıkarlarına alet etmek istemiştir. İngiliz 141 Kieser, s. 237.

143 İngiltere’nin, Osmanlı Devleti’nde yaşayan gayrimüslimleri kullanma siyaseti, I. Dünya

Savaşı’ndan çok daha öncelere dayanmaktadır. XIX. yüzyıl sonlarında Osmanlı toprakları üzerindeki uzlaştırıcı siyasetini terk eden İngiltere, kendi çıkarları doğrultusunda ve elinde bulundurduğu sömürgelerin güvenliği için çeşitli yollar denemiştir. İngiltere’nin temel hedefi Hindistan yolu üzerinde önemli konuma sahip olan Mısır-Anadolu ve Arabistan hattı üzerinde söz sahibi olmaktı ve bu hedef için öncelikli olarak Kıbrıs ile Mısır’ı işgal etmiş, Süveyş kanalı üzerinde siyasi ve askerî gücü ele geçirmiş ve Mezopotamya üzerinde etkin olmanın yollarını aramaya başlamıştır. 1871’de Mezopotamya bölgesinin zengin petrol yataklarına sahip olduğu, bir Alman heyetin yaptığı

araştırmalar sonucunda anlaşılınca ilk olarak İngiltere 1901 yılında İran’da petrol imtiyazı elde eden William Know D’Arcy’i Osmanlı Devleti ile temasa geçirmiştir. 1912 yılında Osmanlı Devleti’nden Mezopotamya’da petrol imtiyazı aldıkları sırada I. Dünya Savaşı patlak vermiştir. Bkz. Anzerlioğlu, s. 81-83.

34

subayları, Nesturilerin bu hareketlerini, Osmanlı Devleti ve Kürt aşiretlerinin Rusya ile çatışmasında Nesturi köylerinin zarar görmesi olarak iddia etmişse de Rus subaylarının, Nesturilere Rus birliklerine katılmaları konusunda baskı yapmış

olmaları ihtimali de göz ardı edilmemelidir.144

Nesturiler, Ruslardan yardım alırken kendileri de Rusya’dan aldıkları

silahlarla, İran üzerinden Osmanlı topraklarına giren Ermenilere yardım etmiş,145

Nesturiler bu anlamda hem Rusya’ya hem de Ermenilere rehberlik etmişlerdir.

Nesturilerin bu faaliyetlerine rağmen Osmanlı hükümeti, bu toplumu kendi yanında

tutabilmek için Nesturilerin yaşadıkları bölgede bir nahiye teşkilatı kurmak, aşiret

reislerine nahiye müdürleri olarak maaş tahsis etmek ve jandarma bölüğü kurmak

gibi146tedbirler almıştır.

Osmanlı Devleti’nin almış olduğu tüm önlemlere rağmen Rusya’nın bağımsızlık vaadi karşısında Nesturiler, I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin karşısında ve Rusya’nın yanında yer almışlardır. Nesturilerin Rusya’ya sığınma talebi karşısında Rusya önce tedbirli davranmış olsa da daha sonra Salmas, Tergevar,

Sulduz, Merger ve Bıradost Nesturileri, Rus Stefan Kilisesi’ne katılmışlar, 1914’ten

itibaren de üç bin Nesturi, Rusya tarafından Rumiye’ye/Urumiye’ye

yerleştirilmiştir.147

Hatta Ruslar, Nesturilerden bir ordunun oluşturulması için

mühimmat yardımında bulunmuş,148

oluşturulan bu ordularla Müslüman halka

yönelik katliamlar yapılmıştır. Mesela İran Dışişleri Bakanlığı müşavirlerinden Ali

Gholi imzalı olarak Tahran Amerika elçiliğine gönderilen bir yazıda, Urumiye

bölgesinde iki yüz Müslümanın Hıristiyan göçmenler tarafından katledildiği ifade

edilmiştir.149

144 Bülent Özdemir, s. 68-69; Bu konuda Süryani lideri Ağa Petros dahi “1914 yılı başlarında her şey sakindi ve biz mutluyduk” demiştir. FO 371/8993/E84, Aktaran: Salâhi Sonyel, “Türkiye’deki Süryaniler, I. Dünya Savaşı Günlerinde Güçlü Devletlerce Nasıl Aldatıldılar”, XII. Türk Tarih Kongresi Bildirileri, III, Ankara, (12-16 Eylül 1994) s. 1145-1154.

145İngiltere, Van’ın güneyinde bulunan Nesturi ve Ermenilerden dört bin kişilik bir kuvvet meydana getirerek Kürt aşiretlerinin üzerine bu kuvvetleri sevk etmişlerdir. ATASE, İSH, K. 347, G. 121. 146Anzerlioğlu, s. 69.

147Anzerlioğlu, s. 71.

148 Rusya, Nesturilere 300 tüfek, 150.000 fişek vermiş, 20 bin tane tüfek gönderme vaadinde bulunmuştur.

149 Amiral Bristol de, Rus ordusu içinde bulunan Süryani ve Ermenilerin Erzurum’un doğusunda yaptığı katliamları şu sözlerle açıklamıştır. “O dönemde bölgede bulunan Amerikalılardan aldığım raporlara göre Hıristiyanlar, Müslüman halkı tamamen temizlemişler, o kadar ki bölgede yaşayan hiçbir canlı bırakmamışlardır. Ne bir köpek veya kedi ne de bir tavuk”. Bkz. Kemal Çiçek, “Birinci Dünya Savaşı ve Nasturi-Süryaniler”, I. Uluslararası Mardin Tarihi Sempozyumu Bildirileri, Ed.: İbrahim Özcoşar-Hüseyin H. Güneş, İstanbul, 2006, s. 541-542.

35

I. Dünya Savaşı başladıktan kısa bir süre sonra Rusya, Osmanlı Devleti’ne savaş ilan ederken (2 Kasım 1914) misyon faaliyetleriyle bağımsızlık fikirlerinden

etkilenen Nesturiler de Rusya’nın yanında yer almış ve resmi olarak 2 Mayıs

1915’te,150 asırlardır birlikte yaşadıkları Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmişlerdir.

Nesturiler Osmanlı Devleti’ne savaş açmadan önce, Türk yetkilileri, Nesturi Patriği

Mar Şimun’la görüşme yaparak Nesturilerin tarafsız kalmasını istemiştir. Nesturilere

bunun karşılığında her alanda reform sözü verilmiştir.151

Tüm bu vaatlere rağmen

Patrik, Hakkâri’nin Dez bölgesine çekilerek savaşma kararı almıştır.152

Mar Şimun ’un kız kardeşi Surma Hanım, bu olayı şöyle aktarmaktadır: “Patrik Benyamin Mar Samun, 3 Ağustos 1914’te Van’a, Vali Tahsin Paşa ile görüşmeye çağrılmıştı. Aralarında Asurlara götürülecek yardıma ilişkin uzun süren görüşmeler yapıldı. Bu yardım, Türkiye savaşa gireceği için, tarafsız kalmaları ve Rusların yanında yer almamaları koşuluyla yapılacaktı. Yanıt oldukça açıktı; tavrımız Türklerin Hıristiyanlara karşı aldıkları genel tavırla paralel olacaktı ve Asurların yararı açısından, Patrik’in Maliklerle ve halkının ileri gelenleri ile yapacağı görüşmeler sonucunda bir yanıt verilmesi daha doğru olacaktı. Patrik bu nedenle Van’dan döndü ve tüm “Rayat”153 Hıristiyanlarının yaşadığı bölgelere, sakin olmalarını ve Türklere karşı tüm istenen şeyleri hakkınca yerine getirmelerini öğütleyen bildiriler gönderdi. Patrik gerçekten de Türklerin ne kadar dürüst davranacaklarını görmek için bekliyordu ve doğrusu çok yakın bir zamanda bu, bol bol görülmeye başlandı.”.154

Harry Charles Luke, Mar Şimun’un Osmanlı Devleti tarafından tehdit

edildiğini, sessiz kalmamaları halinde İstanbul’da bulunan küçük kardeşi 150Bu tarih, bazı kaynaklarda 10 Mayıs 1915 olarak verilmektedir. Bkz. Anzerlioğlu, s. 71. İleri, s. 130. Nesturilerin dinsel önderi Mar Şimun, savaş başlar başlamaz Tiflis’e giderek Kafkasya’daki Rus orduları başkomutanı Grandük Nikola ile görüştü ve oradan Moskova’ya giderek Çar II. Nikola tarafından da kabul edildi. Bu görüşmelerde Ruslardan önemli güvenceler alan Asuriler, Osmanlı yönetimine karşı Rus ordularıyla işbirliği yaptılar. Ihsan Şerif Kaymaz, “Aldatılan Bir Halkın Trajedisi: Asuriler (Süryaniler)”, Akademik Ortadoğu, 2, İstanbul, s. 115.

Temmuz 2015).

151 Bülent Özdemir, s. 72.

152Nasturi Patriği Ağa Petros, Nesturilerin Osmanlı Devleti’nin tarafsızlık çağrısına uymamalarının sebebi olarak Türkler’in Gevar bölgesinde 50 genç Asuri’yi öldürmesini göstermektedir. Mar Şimun’un kız kardeşi Surma Hanım ise savaş başladığında ülkede huzur kalmadığını, Türk askerlerinin Hıristiyan ailelerinin yaşadığı köyleri bastığını, kadın ve çocukların kaçırıldığını ve öldürüldüğünü iddia etmektedir. Bu olayların artması üzerine 12 Nisan 1914 tarihinde, Türk hükümetine savaş açmayı ve İtilaf Devletleriyle anlaşmaya varılmasına karar verildiğini anlatmaktadır. Bkz. Surma Hanım, s. 884-87.

153Türkiye’de bir Hıristiyan tebaa. “Sürü”, “Sığır” anlamında Arapça bir sözcüktür ve bu Türkiye’de onların statüsünü ortaya koyar. Bkz. Surma Hanım, s. 111.

154

Surma Hanım şöyle devam etmektedir: “Ekim ayında Gawar’da yaşayan Hıristiyanlardan 50 kişi yerel yönetim merkezi Başkale’ye götürülüp orada öldürüldü. Kuzey Barvari yöresinde Türkler köylülerin evlerini, çocuklarının çoraplarına varana dek soyup soğana çevirdiler. Bir diyakon canavarca dövüldü; daha sonra kilisede ayinde olduğu gerekçesiyle askerleri selamlamaya gelmemişti. Ağzına yanan kömürler doldurdular.” Surma Hanım, s. 82-83.

36

Hormizd’in155 öldürüleceğini belirtmektedir. Mar Şimun’un Osmanlı Devleti’ne verdiği cevapta: “Halkım benim sayıları pek çok olan çocuklarımdır. Hormizd ise kardeşim olmasına rağmen bir tanedir. Bırakın canını halkı için feda etsin” dediğini

savunmaktadır.156

Osmanlı Devleti tüm uyarılara rağmen Rusya’nın yanında bulunan

Nesturilere, içinde Kürt aşiretlerinin de bulunduğu birliklerle karşı koymuş ve

girişilen askerî harekât sonucu Nesturiler önemli kayıplara uğramışlardır. Nesturi ayaklanmasının bastırılmaya çalışıldığı günlerde, Diyarbakır, Cizre ve Midyat’ta yaşayan Süryaniler de isyan ederek civardaki halkı katletmeye başlamışlardır. Süryanilerle birlikte hareket eden Ermeniler de Cizre’nin 50 km batısında bulunan

Harar köyü ve civarında Müslümanlara yönelik saldırıya geçmişlerdir. Hükümetin

silahlarını bırakmaları şartıyla affedilecekleri çağrısına uymayan isyancılara karşı girişilen harekâtla isyan bastırılmış ve meseleyi barışçı yöntemlerle çözmek isteyen

Osmanlı Devleti asileri cezalandırmamıştır.157 Ayrıca, Osmanlı Devleti’nin,

Gaziantep’te halkın elinde bulunan silahların toplanmasını emretmiş olmasına rağmen silahlar halk tarafından teslim edilmeyince Osmanlı Devleti bir kanun yayınlayarak güvenliğin sağlanması adına dükkân, mağaza, hanlar, pazarlar ve kahvehanelerin gece ve gündüz kapalı kalmasını kararlaştırmış, ekmekçi dükkânları, eczahaneler ve un değirmenleri bu yasağın dışında bırakılmıştır. Ayrıca, halkın

sokağa çıkması da yasaklanmıştır.158