• Sonuç bulunamadı

Paris Barış Konferansı ve Süryaniler

2. SÜRYANİ TOPLUMUNUN KÖKENİ

2.8. Birinci Dünya Savaşı’nda Süryaniler

2.8.3. Paris Barış Konferansı ve Süryaniler

Osmanlı Devleti cephelerde ardı ardına yaşadığı yenilgiler ve Bulgaristan’ın da savaştan çekilmesi üzerine 30 Ekim 1918’de, İngiliz zırhlısı Agamemnon’da

Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzaladı. Antlaşmanın 7 ve 24.173 maddeleri ile İtilaf

169Bakuba kasabası, Bağdat’ın 33 mil kuzey-kuzeydoğu istikametinde kalmaktadır. 170

Bülent Özdemir, s. 103-108.

171 FO 371/4193, ME-44 A/153794/3050, “Kurdistan,” 20.11.1919; L/P-S/10/781, P. 7738, “Kurdistan Policy,” 17.11.1919. Aktaran: İhsan Şerif Kaymaz, “Aldatılan Bir Halkın Trajedisi: Asuriler

(Süryaniler)”, s. 118-119. 172

İhsan Şerif Kaymaz, “Aldatılan Bir Halkın Trajedisi: Asuriler (Süryaniler)”, s. 120-121.

173 7 Madde: İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde herhangi bir stratejik yeri işgal etme hakkına sahip olacaktır.

24. Madde: Altı vilayet adı verilen yerlerde bir kargaşalık olursa, vilayetlerin herhangi bir kısmının işgali hakkını İtilaf Devletleri haiz bulunacaktır.

40

Devletleri istedikleri yerleri işgal etme hakkını elde ettiler. Bu antlaşma ile Arap

bölgeleri tamamen kaybedilirken Boğazlar işgal edilmiş, ordu silahsızlandırılmıştır.

I. Dünya Savaşı’nı sona erdiren barış antlaşmalarının hazırlandığı Paris Barış

Konferansı, 18 Ocak 1919 tarihinde,174 Paris’te toplanmış ve konferansa İtilaf

Devletleri’yle birlikte toplam 32 devlet katılmıştır. Katılan devletlerin sayısının fazla

olması kararların Amerika, İngiltere, Japonya, Fransa ve İtalya tarafından alınmasını

etkilemedi. Başbakan ve Dışişleri bakanlarından meydana gelen Onlar Konseyi’ne

(Conseil des Dix) hâkim olan devletler de İngiltere ve Fransa idi. Amerika Başkanı

Wilson için barış, hayati önem taşısa da İngiltere ve Fransa’nın başlıca hedefi kendi

menfaatleriydi.175 Bu menfaatleri bir an önce gerçekleştirebilmek adına Milletler

Cemiyeti statüsü tespit edilmiş ve Wilson, Amerika kamuoyunu ikna etmek için

Amerika’ya gitmiştir. Bundan sonra İngiltere ve Fransa kendi çıkarları doğrultusunda

hazırlanan planı uygulama yarışına girmişlerdir.

Paris Barış Konferansı’nda galip devletler, savaştan yenik çıkan devletlere kendi menfaatleri doğrultusunda hazırladıkları antlaşmaları barış adı altında kabul ettirecekler, Osmanlı İmparatorluğu içinse durum “hasta” olanın paylaşılmasından öteye gidemeyecekti.

Konferansa Ermeni,176 Rum, Kürt, Arap temsilcilerinin yanında Nesturi-

Süryaniler de katılmışlardır. Savaş sonrası, Orta Doğu’ya verilecek yeni düzende

sağlam bir yer edinmek isteyen Nesturilerin, en çok güvendiği devlet kendilerine bağımsızlık vaadinde bulunan İngiltere’ydi. Nesturiler, İngiltere’nin bağımsızlık

vaatlerine güvenerek Van-Urumiye-Musul arasında kalan üçgende bağımsız bir

Süryani devletinin kurulmasını talep etmişlerdi. Bu nedenle Bağdat’ta bulunan

İngiliz yetkililerine, Mar Şimun liderliğinde resmi başvuruda bulunarak Paris Barış

Konferansı’nda temsil edilmek istediklerini bildirmişler,177

ancak hiçbir sonuç elde

174

18 Ocak 1919 Alman İmparatorluğu’nun kuruluşunun yıldönümüdür.

175 1919 Paris Barış Konferansı ile Avrupa, Orta Doğu haritasını kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirerek bölgedeki petrol kaynaklarını kontrol altına almıştır. Bu konferansta İngiltere’nin egemenliğinde ABD desteğinde yeni bir dünya düzeni kurulmuştur. Bkz. Kayhan Mutlu, Ramazan Taş ve Mahmut Akpınar, Orta Doğu Raporu, Ankara: Turgut Özal Üniversitesi Yayınları, 2012, s. 12- 15.

176 Ermeniler, konferansa Bogos Nubar Paşa aracılığıyla başvurarak, Anadolu’da devlet kurma taleplerini iletmişler ayrıca Patrikleri Zaven Efendi aracılığıyla Fransa ve İngiltere’ye benzer girişimlerde bulunmuşlardır. Bogos Nubar, 26 Şubat 1919’da Onlar Konseyi’nden Bitlis, Diyarbakır, Van, Elazığ, Erzurum, Sivas, Trabzon, Maraş, Cebelibereket, Adana ve İskenderun limanının Ermenilere verilmesini istemiştir. Bkz. Salahi Sonyel, Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika Mondros Bırakışmasından Büyük Millet Meclisi’nin Açılışına Kadar, I, Ankara: TTK Yayınları, 1973, s. 21. 177İstekler genel hatlarıyla şöyleydi:

41

edememişlerdir.178

Amerika Süryani Ulusal Cemiyetleri,179 Tiflis’te bulunan Trans-

Kafkasya Süryani Meclisi Delegasyonu da konferansa başvurarak,180

taleplerini dile getirmiş ancak tüm bu başvurular sonuçsuz kalmıştır. 1918 Aralık ayında da İstanbul’da Süryani-Keldani Ulusal Konseyi’nin Süryani-Keldani Devleti kurma

talebi reddedilmiştir.181

Paris Barış Konferansına Süryaniler tarafından gönderilen dilekçeler ve

raporlardan açıkça anlaşılan şudur ki Süryaniler, sınırlarını dahi belirledikleri

bağımsız bir devlet çatısı altında yaşamak istemişlerdir.182 Savaş süresince İtilaf

Devletlerine destek vermelerinin karşılığını almak için ısrarcı davranmışlar,

Müslümanlardan zulüm gören Hıristiyan millet algısını oluşturarak batılı devletlerin

desteğini almaya çalışmışlardır ki bu durum raporlarında sunulan ifadelerle

çelişmektedir.183

Süryaniler, konferansta, büyük devletlerin himayesinde bağımsız bir devlet

kurabilme adına yoğun çaba sarf ederken bu konuda özellikle İngiltere’ye çok

1. Ermeniler ve Süryaniler arasında farklı etnik gruplar olarak kesin ve açık bir ayrım yapılması.

2. İngiltere’nin himayesinde eskiden yaşadıkları topraklarda yeniden yapılanma. 3. Patrik Mar Şimun’un Süryani ulusunun lideri olarak resmen kabul edilmesi. 4. Kürtlerin elinde bulunan Süryani esirlerin serbest bırakılması.

5. Kürtler tarafından işgal edilen Kilise arazilerinin geri verilmesi.

6. İngiliz subaylar tarafından Kürt ve Süryani köy ve aşiret sınırlarının yeniden belirlenmesi 7. Belli başlı Kürt liderlerin ve özellikle de Patrik Mar Şimun’u öldürenlerin cezalandırılmaları.

FO 608 / 83 /217637. Aktaran: Bülent Özdemir, s. 133.

178Paris Barış Konferansı’na Asuriler tarafından dört temsilci heyeti gönderilmiş ancak İngiltere’nin çıkarları Asurilerinkiyle çelişince, İngiltere Asuri isteklerinin Paris’te dile getirilmesini çeşitli şekillerde engellemeye çalışmıştır. İran delegasyonu içinde yer alan Asuri heyetinin toplantıya katılması engellenirken, Mezopotamya Nesturilerini temsilen Paris’e giden Mar Şimun’un kız kardeşi Surma hanım, görüşmelerde bulunma bahanesiyle çağrılarak konferansın bitişine kadar orada alıkonulmuştur. Konferansa Keldaniler adına katılan Keldani Katolik Kilisesi temsilcileri Said Namık ve Rüstem Necib, isteklerini Musul, Urumiye, Diyarbakır ve Urfa vilayetlerini içine alan; batıda Fırat nehri, kuzeyde Van gölü, doğuda Zağros dağları, güneyde Bağdat yakınlarına dek uzanan geniş alanda batılı bir gücün mandası altında önce özerk, sonra bağımsız bir Asuri Devleti’nin kurulması şeklinde belirtmiştir. Asurilerin bölgedeki toplam sayılarıyla orantısız olan bu istekleri reddedilmiştir. Bkz. İhsan Şerif Kaymaz, Aldatılan Bir Halkın Trajedisi: Asuriler (Süryaniler), s.118.

179 29 Mart 1919’da konferansa sunulan dilekçede, bağımsız bir Süryani devletinin Amerika veya İngiliz mandası altında kurulması isteniyordu. FO 608 / 83 /217637 Aktaran: Bülent Özdemir, s. 134. 180Bütün Kafkasya’da yaşayan Süryanileri temsilen Paris Barış Konferansı ve Milletler Cemiyeti’ne kabulleri isteniyor, Osmanlı ve İran topraklarında yaşayan Süryaniler için bağımsız bir devlet talep ediliyordu. FO 608 / 83 / 217637, s. 482-483. Aktaran: Bülent Özdemir, s. 134.

181

Çiçek, Birinci Dünya Savaşı ve Nasturi- Süryaniler, s. 544.

182“Türkiye’de yaşayan Asur ulusu İtilaf Devletlerine, Türklerle mücadelelerinde yardım etmiştir ve Türklerden büyük zararlar görmüştür. İmadiye ve Boton’dan Gawar ovasının, Şemdinli’nin ve Harifta dağının kuzeyine dek bizim olan topraklara yerleştirilmek istiyoruz. Bu, Türk otoritesinden tamamen bağımsız ve Büyük Britanya’nın hamiliği altında yapılmalı. Kendi okullarımızda eğitim vermek, kendi topraklarımızı işlemek ve serbestçe ticaret yapmak fırsatının verilmesini istiyoruz. Eski yasa ve geleneklerimizi korumamız ve gereksinim duyduğumuzda değişiklikleri kendimiz yapmamız için özgür bırakılmayı diliyoruz.” Surma Hanım, s. 104.

183Ayrıntılı bilgi için Bkz. Bülent Özdemir, s. 135-138. 42

güvenmişlerdir. İngiltere’yi yeni dünya düzeninde, kurtarıcı ve düzenleyici bir güç

olarak gören Nesturiler, İngiltere’nin kendilerini unutmayacağından emin olmalarına

rağmen İngiltere, kendi çıkarları ile örtüşmeyen bu fikre uzak kalmış hatta Lord

Curzon, Süryani taleplerinin imkânsız olduğunu belirtmiştir. İngiltere Dışişleri

Bakanlığı yetkilisi George Kidston’un şu sözleri İngiltere’nin, Süryanilere bakışını

ortaya koymaktaydı:

“Çok yakında Asya’daki bütün köyler Paris Barış Konferansı’na delege göndermek isteyecektir. Bence Hindistan Ofisi bu başvuruyu geri çevirmelidir.184

Savaş boyunca müttefik olarak yanında bulundurduğu ve başarılarından övgüyle bahsettiği Nesturileri, savaş sonrasında yük görmeye başlayan İngiltere, bütün politikasını Hindistan yolunu güvene alma ve Musul petrol bölgesine sahip

olma şeklinde belirlemiştir. 1921 sonrasında, Bakuba Kampını kapatma düşüncesi,

Ağa Petros’u Marsilya’ya gitmek zorunda bırakacak ve Nesturiler kendi kaderleriyle

baş başa kalacaklardır.

Savaş esnasında ve sonrasında da İngiltere çıkarları için savaşmış ve İngiltere’ye çok güvenmiş olan Nesturiler, bu güvenlerinin boşa çıktığını

göreceklerdir. Bu konuda Surma Hanım’ın şu sözleri, İngiltere’ye duyulan güvenin

yavaş yavaş yerini şüpheye bıraktığını göstermektedir:

“Gençlerimizin İngiltere için savaşmış ve hatta onlar için ölmüş oldukları gerçeği bile, bize evlerimizi ve harabeye dönüşmüş kiliselerimizi vermeye yetmedi. Halkımız savaştan sonra tüm bozuklukları düzeltmenin ne kadar güç olduğunu bilmiyor, bilemiyor; onlar yalnızca, İngiltere’ye karşı savaşanların bizim topraklarımızda, İngiltere için çarpışanların ise hala sahrada olduğu gerçeğini görüyorlardı. Bu görüntü karşısında “Neden böyle?” diye sormaları çok mu tuhaf sizce?”185