• Sonuç bulunamadı

ÇALIŞMANIN YÖNTEMİ VE KAPSAMI

5.1. Restorasyon Müdahaleleri

5.1.1. Sağlamlaştırma

Siyavuş Paşa Köşkü’nün, havuz zemininde, havuz çevresindeki istinat duvarlarında, havuz seviyesindeki kemerlerde, beden duvarlarında ve divanhane döşemesini oluşturan basık kubbede strüktürel çatlaklar bulunmaktadır (Fotoğraf E.2.100-2.111). Yapıya önerilecek sağlamlaştırma yöntemlerine karar verilmesi öncesinde yapılması gereken, mevcut bozulmaların ilgili alanın uzmanlarınca yerinde incelemesi ve laboratuar testleri ile değerlendirilmesi olmalıdır. Yerinde yapılacak inceleme ve araştırmaların yapıya zarar vermeyen yöntemlerle yürütülmesi tercih edilmelidir (Z.Ahunbay, 1996, s. 64). Bu değerlendirmeler neticesinde, yapıda söz konusu olan yapısal bozulmaların nedenlerinin ortaya konması ve onarım ya da sağlamlaştırmada

kullanılacak malzemeler ve yöntemlerin belirlenmesi gereklidir. Bu müdahalede yapının kimliğine ve belge niteliğine mümkün olduğu kadar zarar verilmemesi ve yapının ömrünün uzatılması hedeflenmelidir.

Zeminin sağlamlaştırılması

Yapının batı cephe duvarının önünde, havuz zemininde ve istinat duvarlarında kuzey-güney aksı boyunca uzanan ve bu çalışmanın 2.6.1 bölümde aktarıldığı üzere, zemin suyu nedeniyle oluşmuş olması ihtimali üzerinde durulan strüktürel bozulmalar ve çatlaklar mevcuttur (Fotoğraf E.2.109-2.111). Yapının yer aldığı zeminin özelliklerinin değerlendirilebilmesi için, konunun uzmanları tarafından yapılması öngörülecek zemin ve temel analizleri, kazı, sondaj ve laboratuar çalışmaları ile zeminin etüt edilmesi gerekmektedir. Elde edilecek bulgular neticesinde önerilecek müdahale yöntemleri doğrultusunda sağlamlaştırma yapılmalıdır.

Taşıyıcı sistemin sağlamlaştırılması

Yapının taşıyıcı sisteminin sağlamlaştırılmasında, duvarlarda, kemerlerde ve kubbede oluşmuş çatlakların niteliği saptanmalı, çatlağın hareketli olup olmadığı, cam levha yapıştırılması, Demecgauge, strain gauge, çatlak monitorü kullanılması gibi yöntemler ile çatlak genişliklerinin sürekli ölçülerek izlenmesi yoluyla tespit edilmelidir (Ahunbay, 1996, s.64). Yüzeydeki çatlakların gerisindeki duvarın durumunu gözlemek için sıvalı yüzeylerde sıva raspası yapmak gerekebilir. Ayrıca, strüktürel sağlamlaştırma için, ultrases hız ölçümleri ile yapının duvarlarının taranarak sorunlu bölgelerin tespit edilmesi ve belirlenecek en uygun yöntem ile müdahale edilmesi önerilmektedir. Ultrasonik muayene, incelenen malzemenin yüzeyindeki ve/veya içindeki gözle görülen veya görülmeyen hasarların tespitinde kullanılabilecek tahribatsız yöntemlerden biridir (Bray&McBride, 1992; Christaras, 1999; Kahraman, vd., 2008; Tavukçuoğlu, 2009, s. 188-189). Kargir yapıda, taş malzemede gözle görülen bir çatlağın derinliği, derinlerde gözle görülmeyen gizli bir çatlağın varlığı ve derinliği, taş ve taş harcının sağlamlık durumu, taş yüzeylerde bozulmuş tabakanın kalınlığı ve yüzey sağlamlaştırma işleminin başarısını, ultrases hız ölçümleri ile incelemek mümkündür (Christaras, 1999; Fitzner, 2004; Kahraman vd., 2008; Tavukçuoğlu, 2009, s. 189).

Çatlakların doldurulmasında genelde taş tozu ve bağlayıcı ile yapılan macunlar kullanılmaktadır (Ersen, 1991, s.140). Bağlayıcı için kullanılacak malzemenin, taşın fiziksel ve kimyasal özellikleri doğrultusunda yapılacak analizler sonucunda belirlenmesi önerilmektedir.

Malzemenin sağlamlaştırılması

Yapıda kullanılan taş, tuğla, harç ve sıva örnekleri üzerinde gerekli analiz ve ölçüm çalışmalarının yapılarak dış fiziksel çevre koşullarına karşı durumlarının tespit edilmesi ve bu tespitler doğrultusunda malzeme sağlamlaştırmasına ilişkin müdahale yöntemleri ve malzemeleri belirlenmesi gerekli görülmektedir.

Yüzey temizliğinden sonra yapıda kullanılan taş ve tuğla malzemenin ömrünü uzatmak amacıyla direncini artırıcı maddelerle sağlamlaştırılması gerekebilir. Sağlamlaştırma uygulamasından önce, yüzey temizliği öncesinde siyah kabuk oluşumu ve tozuma-kavlanma görülen bölgelerde deiyonize su emdirilmiş kâğıt hamuru ile tuz çıkarma yapılmalıdır (Ersen, Verdön, 2009, s. 64). Yapının ortasında yükseldiği havuzun özgün durumunda olduğu üzere su ile doldurulması önerildiğinden sağlamlaştırıcı ve su itici maddeler, laboratuarda yapılacak bir deney programı dâhilinde belirlenerek uzman denetiminde kullanılabilir.

Yapıya 1965-70 yılları arasındaki kapsamlı onarım faaliyetleri sırasında eklendiği anlaşılan abdesthane üzerindeki iki yöne eğimli çatıyı oluşturan ahşap öğeler, doğal ya da sentetik reçinelerle güçlendirilebilir (Ersen, Güleç, Alkan, Kudde, 2009, s. 14). 5.1.2. Temizleme

Yapının niteliksiz eklerinden ayıklanması:

Yapıda sonradan yapılmış ve yapıya fiziksel ve estetik olarak zarar verebilecek malzeme ve eklerden temizlenmesi önerilmektedir.

Yapının, divanhane kubbesi kurşun taklidi şap tabaka ile kaplı olup odanın tekne tonozu üzerinde yer alan kurşunlar söküldüğünden altta yer alan şap tabakası açığa çıkmıştır (Fotoğraf E.2.31-2.32). 1965-70 yılları arasındaki kapsamlı onarım sırasında uygulandığı düşünülen söz konusu tabakaların yapıya zarar vermeyecek mekanik yöntemler kullanılarak kaldırılması, tuğla derz aralarına da girmiş olması muhtemel şapın da temizlenerek özgün harç analizinden elde edilecek veriler doğrultusunda tasarlanacak harç ile derz dolgusunun yapılması ve sıvanması

sonrasında kurşun altı çamur ve kurşun tabakalarla üst örtünün oluşturulması önerilmektedir.

Havuzun istinat duvarlarının içe bakan yüzeylerindeki çimento esaslı sıva tabakasının kaldırılması uygun görülmektedir (Fotoğraf E.2.40). Özgün durumunda taş kaplama olduğu düşünülen bu yüzeylerde, sıva tabakasının kaldırılması akabinde özgün malzemesine ilişkin izler aranmalı, ulaşılacak veriler doğrultusunda öneriler geliştirilmelidir.

Abdesthanede, zeminde yer alan niteliksiz seramik kaplamanın ve helâ taşı ile lavabonun yapıdan ayıklanması önerilmektedir (Fotoğraf E.2.65-2.67).

1965-70 yılları arasında yapılan kapsamlı onarım çalışmalarında yapıya eklendiği 1965 yılı öncesine tarihlenen fotoğraflardan anlaşılan ve mevcutta kullanılamaz duruma gelen muhdes ahşap doğrama, kapak ve kapı kanatlarının kaldırılması uygun görülmektedir (Fotoğraf E.2.63, 2.71).

Yapının üzerine oturduğu geniş ayaklar arası kemerli boşlukları örten niteliksiz demir parmakların kaldırılması önerilmektedir (Fotoğraf E.2.45).

Yüzey Temizliği:

Yapının cephelerinde görülen kirlenmelerin temizliğinde, yüzeye zarar vermek ve bozulmaları hızlandırmak gibi geri dönüşümü zor hatalara neden olmamak için uygun temizleme tekniği ve malzemesi ile uygulama yapılması gerekli görülmektedir. Uygun temizleme yönteminin belirlenmesi için önce cepheyi oluşturan malzemenin türü, kir tabakasının niteliği, yüzey bozulmaları ve yapının bulunduğu ortam incelenmelidir (Ahunbay, 1996, s.102). Bozulmaların nedenleri ve yapısı, yapı üzerinden alınan örnekler üzerinde, laboratuar ortamında çeşitli analiz ve deneylere tabi tutularak saptanmalı, en uygun, denenmiş malzeme ve yöntemin seçilerek uzmanları tarafından cephede deneme uygulaması yapılmalı, temizlik öncesi ve sonrası cepheden alınan taş örneklerine ait laboratuvar bulguları karşılaştırılarak hangi temizleme tekniği ve malzemenin kullanılacağı saptanmalıdır. Taşa en az hasar veren, en etkili ve en az kusurlu teknik ve malzemenin bulunması için çalışılmalıdır ( Küçükkaya, s.108-9).

Çevredeki mevcut ağaçların yapı üzerine düşürdüğü tohumlar köklenerek zaman içerisinde ağaç haline dönüşmüş, doğu ve batı yönlerindeki istinat duvarlarında yapısal sorunlar oluşturarak yapıyı tehdit eder hale gelmiştir (Fotoğraf E.2.108).

Gövdeli bitki oluşumları, taşların yerinden oynamasına neden olarak yapıya zarar verebileceği için, çekerek yerinden sökülmeye çalışılmamalıdır. Bitki, köke yakın bir noktadan kesilerek, gövdenin ortasına bir delik açılmalı ve üzerine biyosid uygulanarak yüzey streç filmle kapatılmalıdır. Bu işlem, bitki kuruyuncaya kadar devam ettirilmelidir (Ersen, Verdön, 2009, s. 64).

Yapı yüzeylerinde oluşan yosunlaşmalar, gerekli analiz çalışmaları neticesinde önerilecek kimyasal çözücü uygulanması akabinde yıkanarak kontrol altına alınması uygun görülmektedir. Ancak, bozulmanın oluşum şartları değişmediği sürece, bu çözücülerin etkilerinin kısa süreli olduğu unutulmamalıdır (Küçükkaya, 2004, s. 104).

Yapının kapı, pencere ve nişlerindeki mermer yapı öğelerinin kimyasal içerikli AB 57 jeli ile temizlenmesi uygun olacaktır. Bu metot uygulandıktan sonra uygulama yapılan yüzey mutlaka su ile temizlenmelidir. Tek uygulamada kirli tabaka tamamen temizlenemeyebilir, birkaç defa, siyah kabuk giderilene kadar, uygulama tekrarlanmalıdır (Küçükkaya, 2004, s. 117-118).

İstinat duvarlarının havuz tarafındaki yüzeylerinde ve az miktarda yapının cepheleri ile zemin döşemelerinde görülen çimento esaslı sıvanın dikkatlice raspa yapılarak kaldırılması önerilmiştir. Mekanik yöntemler kullanılması, taşta kılcal çatlaklara neden olabileceği için uygulamanın çok dikkatle yapılması gerekmektedir.

Yapının, kubbesi üzerinde kurşun taklidi şap tabakası bulunmakta olup, tekne tonozunun kurşunlarının sökülmesi sonrasında da altta yer alan şap tabakası açığa çıkmış durumdadır (Fotoğraf E.2.30). Atmosferik etkilere açık bir durumda olan yapının üst örtüsünden sızan sular nedeniyle ıslanma-kuruma çevrimleri ve suyun buharlaşırken beraberinde getirdiği tuzların yapının iç mekân yüzeylerinde birikmesine karşı, şap tabakasının kaldırılarak üst örtü kaplamalarının yenilenmesi ve tuz biriken yüzeylerde tuz çıkarma işleminin uygun yöntemler kullanılarak yapılması, sıvaların ise geleneksel bir sıva harcıyla yenilenmesi uygun olacaktır. Korozyona uğramış demir giriş kapısı ve demir lokma parmaklıklar, mekanik olarak korozyon tabakasından temizlendikten sonra yeniden paslanmaya karşı uygun bir koruyucu katman ile kaplanması önerilmektedir (Uluengin, 2006, s. 98-101).

Yapı cephelerinde yoğun olarak görülen grafiti ve boyamaların lokal temizliği için aromatik hidrokarbonlar ve klorlu hidrokarbonlar, kompresler halinde kullanılabilir.

Emici tozlarla ham pamukla kâğıt hamuru veya jelleştirici kimyasallarla kompres olarak kullanıldıklarında derine işlemiş lekeleri sökebilmektedir (Ersen, 1991, s.52-53). Kimyasallarla temizlik yöntemi yanı sıra mekanik temizleme yöntemi de uygulanabilir. Hangi yöntemin uygulanacağına taş koruma uzmanlarının yönlendirmesi sonucu karar verilmesi önerilmektedir.

5.1.3. Bütünleme

Bir bölümü hasar görmüş, ya da yok olmuş yapı ve öğelerinin, ilk tasarımdaki bütünlüğe kavuşturacak biçimde geleneksel malzeme ve tekniklerle tamamlanması önerilmektedir. Bütünlenecek öğelerde, yeni eklenecek kısmın özgün malzeme ile uyumlu olmasına dikkat edilmelidir. Tamamlama yapılırken, onarılan kısmın özgün malzemeden ayrılabilmesi için renk, doku, malzeme, yüzey ve işçilik gibi çeşitli belirtme tekniklerinin uygulanması önerilebilir.

Bütünlemede, ana ilke yapının özgün malzemelerinin ve detaylarının mümkün olduğu kadar yerinde korunması olmalıdır. Bu ilke doğrultusunda, yüzey kaybı 5 cm’den az olan yüzeylerde bütünleme yapılması önerilmemiş, sadece yapıya uzun vadede zarar vereceği düşünülen 5 cm’den fazla yüzey kayıplarında ve parça kopmalarda bütünleme önerilmiştir. Bütünleme yapılırken kullanılacak yöntem ise, bütünleme yapılacak kısmın büyüklüğüne ve biçimine göre karar verilmesi uygun olacaktır. Özgün taş boyutlarının değişmesine ve estetik açıdan parçalı bir görünüme neden olacak kısmi taş değişimlerinden mümkün olduğu kadar kaçınılmalıdır. Yüzey kaybı 5 cm’yi geçen ve yüzey genişliği taş değişimine gerek görülmeyecek kadar küçük olduğu kısımlarda plastik onarım, yüzey genişliği büyük kısımlarda ise, özgün malzeme, boyut ve detayına uygun olacak şekilde taş değişimi yapılması önerilmektedir (Ersen, Verdön, 2009, s.17-18).

Bütünlemede kullanılacak yapı taşlarının fiziksel ve mekanik özelliklerinin, yapının özgün taşları ile benzer özellikler sunması gerekmektedir. Taşın rengi, sertliği, özgül ağırlığı, kesilebilme-yontulabilme özellikleri, su emmesi, serbest basınç dayanımı, çekme dayanımı ve nokta yükleme indisi gibi fiziksel ve mekanik özelliklerinin araştırılarak, aslına uygun kaynaktan temin edilecek yapı taşlarının kullanılması gereklidir (Aysal, 2009, s. 162).

Bütünleme aşamasında, plastik ve kozmetik onarımlarda kullanılacak harçların da estetik (renk-doku), fiziksel ve mekanik özellikleri açısından özgün yapı taşı ile uyumlu olması gözetilmelidir (Ersen, Verdön, 2009, s. 64).

Yapının havuz zemin kaplama taşlarında; yerinde oynama, parça kopma ve malzeme kaybı gibi bozulmalar gözlemlenmektedir (Fotoğraf E.2.109-2.111). Köşkün havuzunun yeniden su ile doldurulabilecek bir duruma getirilebilmesi için, özellikle su ile temas edecek yapı malzemeleri ve harçların, gerekli nitelikte ve özellikte olması hususu göz önünde bulundurulmalıdır. Özellikle su ile temas edecek havuz zemini kaplama taşları ve havuz istinat duvarı taşları arasında kullanılacak derz dolgu harcının, bu doğrultuda belirlenmesi gereklidir. Malzeme kaybı ve parça kopma görülen zemin taşlarında, belirlenen ilkeler doğrultusunda seçilecek benzer bir taş ile bütünleme ya da plastik onarım işlemi yapılabilir.

İstinat duvarının kuzey cephesi silme taşlarında ve batı cephesinde, havuz seviyesindeki divanhane altına isabet eden açıklığın kemerinin kilit taşında parça kopmalar bulunmaktadır (Fotoğraf E.2.93). Silme taşlarında, plastik onarım ya da tamamlama yapılabilir. Kemer kilit taşında ise, strüktürel bir zorunluluk bulunmuyorsa, belirlenen ilkelere göre tamamlama önerilebilir.

Giriş kapısının makaralı kemerinde mevcut parça kopmaya ise, strüktürel bir zorunluluk olmadığı takdirde müdahale edilmesi önerilmemektedir (Fotoğraf E.2.77).

Divanhane döşemesini oluşturan basık kubbenin havuz seviyesinde tuğla ve derzleri açık bırakılmış olup derzlerde boşalma ve tuğla malzemede kayıplar bulunmaktadır (Fotoğraf E.2.41, 2.42). Tuğla malzeme kayıplarında, analizler sonucunda önerilecek malzeme ile tamamlama, tuğla derz boşalmalarında ise özgün harcın analiz sonuçları doğrultusunda tasarlanacak harç ile dolgu yapılarak sağlamlaştırma önerilebilir. Yapının divanhane kubbesi tromplarının mukarnaslarında, üst örtüden sızan sular nedeniyle malzeme kayıpları gözlemlenmekte olup, nem sorununun çözülmesi akabinde özgün harcın analiz sonuçları doğrultusunda tasarlanacak harç ile plastik onarım yapılması uygun olacaktır (Fotoğraf E.2.113).