• Sonuç bulunamadı

2. MESLEKLERİN KURAMSAL ANALİZİ

1.1. Sömürgeleşmek

Proleter kavramı Marksist terminolojide üretim araçlarının mülkiyeti ve örgütlenmesinde herhangi bir kontrole sahip olmayan, sürekli denetim altında durarak kol gücünü kullanan işçiler için kullanılmıştır224. Proleterianization Batı dillerinde işçileştirmek şeklinde Türkçe’ye telaffuz edilse de burada Çatışma kuramı açısından ele alındığında daha geniş anlamda sömürgeleşmek olarak ele alınmalıdır. Oysa meslekler kategorize edilirken kol ve beyin gücüne dayalı bir ayrımı tercih eder. Bundan dolayı profesyonel üstünlük değerlendirmesinin altında yatan ana fikir, kontrol ve gücü ellerinde tutan profesyonellerin kafa işçileri olarak uzmanlıklarını devam ettireceği görüşüdür. Dolayısıyla “proleter” kavramının profesyonel gruplar için uygun olmayacağı, şirketlerde yöneticiler ve profesyoneller için yeni bir kavrama ihtiyaç duyulduğunun altı çizilir. Özellikle sağlık bilimleriyle uğraşan kuramcıların sosyal bilimlere ilişkin literatürlerden uzak kalması sonucu, profesyonel ve yöneticilerin üretim biçimi ve sermaye ile olan ilişkilerinin farklılaştığı noktada bu kişileri birlikte ele alma ihtiyacı doğmaktadır. Benzer şekilde bu alanda çalışan kuramcılar şirketlere önemli değerler yaratan yüksek gelirli profesyoneller üzerinde durmayı ihmal ederler. Bunlar maaşlı profesyonellerden çok serbest profesyonellerdir. Bir diğer eleştiri ise bireysel açıdan profesyonel-girişimci olma özellikleri fazla olan doktorların çok ilginçtir ki hiç tartışılmamış olmasıdır. Böylece sömürgeleşmeyi, üretim araçlarına sahip olmaya ve işbölümündeki asıl işlevi kabaca kapitalist kültür ve kapitalist sınıf ilişkilerinin yeniden üretimi olarak tanımlanan maaşlı çalışanlar şeklinde tanımlamak olasıdır. Ancak sınıflı toplum yapısının geçmişteki gibi olmadığını, günümüzde bu yapının artık çözülerek üretim araçlarının mülkiyetini ellerinde tutan temel ve görünür bir kapitalist sınıftan arındığına yönelik düşünceler sömürgeleşmenin başka boyutu olarak irdelenebilir225;

224 Light ve Levine, a.g.e., ss.169-196.

225 Jean Baudrillard, İmkânsız Takas (Çev:A.Sönmezay), Ayrıntı Yay., Yay. No:476, 1.Basım, İst.,

“ Eskiçağ toplumlarında efendi ve köle vardı. Sonra da derebeyi ve serf. Ardından kapitalist ile ücretli. Bu evrelerin her birinde belirli bir kölelik durumu söz konusudur. Geçmiş dönemlerde efendi ve kölenin kim olduğu biliniyordu. Artık herşey farklı. Efendi ortadan kalkmış durumda. Geriye ise sadece serfler ve kölelik ruhu kaldı. Efendisiz köle, kendi efendisini yutup, sonunda kendisinin efendisi olmuş kişidir. Ne var ki efendisiz köle, efendi olmak için onu öldürmedi. Onu yuttuktan sonra da köle olarak kaldı”. .

Yukarıda belirtildiği üzere hizmet toplumu ücretli çalışanlar haline dönüştükçe belirli bir serfler iktidarı söz konusu olacaktır. Diğer bir ifadeyle hizmet toplumu kölelik biçimini alacak ve kendi kullanımına sunulmuş, kendi işlevlerinin kölesi olmuş insanların toplumunu oluşturacaktır. Ne var ki Daniel Bell’in sermaye yerine bilginin alacağını vurguladığı sanayi ötesi toplumlarına ilişkin düşüncesi proleterleşme kuramcıları tarafından reddedilmiştir. Bu kuramcılar genelde sermaye ve sınıf ilişkisi üzerinde durmuşlardır. Genelde 19.yy zanaatçılarının işlerinin rutinleşmesi ile bugünün profesyonelleri arasındaki analoji, proleterleşme savunusundaki araştırmacılar için önemli çıkış noktasıdır. Teknolojik gelişmelerin profesyonelleri teknik ve alet açısından sermayeye daha çok bağımlı kılarak sermaye sahiplerinin üretim gücünü genişlettiğine dayanan bu düşünce, beraberinde yanıtı “bulanık” olan iki soruyu akla getirir. Bunlardan ilki, profesyoneller bilgi yoğunluğu içinde teknik açıdan ihtiyaç duyulmayacak hale mi gelecekler? diğeri ise teknik açıdan bir dereceye kadar işlerinin kontrolünü ellerinde mi tutacaklar? İşlevselci kuram açısından ele alındığında ortalama tüketicilerin günümüzde geçmiş dönemde olduğundan daha çok teknik bilgiyi anlamaya yönelik yetenek ve gereksinim içinde olduğunu düşünmek gerekir. Bugünün müşterileri geçmişte olduğundan daha hızlı bir şekilde bilgiyi anlayabilir ve eleştirebilirken; bilgisi ve teknik uzmanlığına dayalı yeterliliği genişlemeye devam eden günümüz profesyonellerinin sundukları hizmetlerin, hizmetler bakımından çok etkin bir rol oynayıp oynayamayacakları tamamen ucu açık bir sorudur226. Ancak ne var ki elektronik bir aletin küçük bir parçasının bozulmasından kaygı duyup uzmanına danışan tüketicilerin sayısı bir hayli artmıştır. Mesleğin teknik bilgisini öğrenmeye duyulan korku ile profesyonelin mesleğini edindiği kurum içi bilgiyi ortalama bir insanın sorgulaması ilginç ve bir o kadar da önemli ikilem yaratmaktadır. Mesleğin kurum dışı bilgilerinin hemen hepsi

açık uçludur. Sözgelimi seks ve cinsel eğitim ile ilahiyat ve din eğitimi gibi bilgiler kaygan zemin üzerindedirler. Bu tür bilgilerin tipik olarak okul veya eğitim müfredatı içindeki bilgi depolarıyla aktarılamayacak oluşu bireyin bu tür bilgileri öğrenmesini sosyal çevreye yöneltir227. Profesyonellerin sömürgeleşmesine dayanak noktalarından birisini de tarihsel süreç oluşturur. Bu teze göre geçmiş dönemdeki zanaatçılar ve küçük çiftçilerin uğradıkları akıbet gibi günümüz profesyonelleri de böylesi bir düşüş ve yok oluş eğilimine sahiptir. Sömürgeleşme tezine karşı çıkan düşünceler, bu işleri yerine getirenlerin rutin ve vasıfsız beden işçileri olduğu savından hareketle; tıp, hukuk, askerlik din adamlığı, akademisyenlik gibi belirli bir uzmanlığa dayalı ve mesleki anlamda profesyonel işleri yerine getirenlerden ayrı değerlendirilmesi gereğine inanmaktadırlar228. Profesyonellerin sömürgeleşmesi üç değişimi içerir229;

• Gelişmiş ülkelerde olduğu kadar gelişmekte olan ülkelerde de modern mesleklerin gittikçe artan örgütsel ve teknik yapısı,

• Riskli işleri Kâr Amaçsız (NFP) alanlara bırakan veya profesyonellere daha çok çekici olanaklar sunan ve kurumsal destek sağlayan zincir örgütlenmeler (hastaneler gibi),

• Yatırımcıların sahip oldukları sağlık kuruluşlarının sayılarının artması.

Gelir durumu, istihdam koşulları, statü, özerklik alanı ve bir sonraki adımda irdelenecek olan bürokratikleşme ile profesyonelin iş durumunun “proleter” koşullar yaratmasına yönelik güçlü göstergeler söz konusudur230. Özellikle az gelişmiş ülkelerde kronik işsizlik korkusuyla yaşayan profesyoneller iş hayatında yüksek tatminsizlik içindedirler Maaşlı profesyonellerin dışında bireysel-girişimci olarak varlığını devam ettiren diğer profesyonel gruplar ise büyüyen müşteri baskısıyla karşı karşıya kalarak korkunun başka bir grubunu oluştururlar. Bu korkuyu hafifletmenin bir yolu olarak profesyonellerin uzmanlıklarını yüksek tutmaları ve yetki alanlarını korumaları, meslektaş ilişkilerini benimsemeleri gerekir

227 Illich, ‘Okulsuz...’, s.45. 228 Freidson, ‘Meslekler...’, s.109.

229 V. Navarro, “Professional Dominance or Proletarianization?”,Neither Millback Quaterly, Vol:66

(2), 1988. ss.57-75.

230 Martin Oppenheimer, “Profesyonelin Proleterleşmesi” (Çev: Zafer Cirhinlioğlu), Meslekler ve