• Sonuç bulunamadı

4. Problem

1.4. İbn Receb’in Rivâyet ve Dirâyet Alanına Katkısı

1.4.2. İbn Receb ve Dirâyetü’l-Hadîs

Dirâyetü’l-hadîs, rivâyetin hakikatini, şartlarını, rivâyetin çeşitlerini, hükümlerini, râvilerin hallerini ve şartlarını, rivâyetin tasnîfâtını ve rivâyetle alakalı konuları bilmektir. Rivâyetin hakikati; sünneti aktarmak ve sözü nispet edilen kimseye tahdîs yahut ihbâr ya da benzeri edâ sigalarıyla isnad etmektir. Rivâyetin şartları; râvisinin rivâyet ettiği şeyi semâ’, arz, icâzet gibi tahammül yollarından biriyle almasıdır. Rivâyetin çeşitlerinden kasıt; rivâyetin, ittisal, inkıtâ’ ve benzeri açılardan incelenmesidir. Rivâyetin hükümleri; rivâyetin kabul ya da reddedilmesidir. Râvilerin halleri; adâlet ve cerh açısından incelenmeleri, şartları ise, tahammül ve edâ şartlarına riayet etmeleridir. Rivâyetin tasnîfâtından kasıt; musannefler, müsnedler, mu’cemler, hadis cüzleri ve benzeri, hadislerin tasnif edildiği eserleri bilmektir.247

Hadis ilminin rivâyet ve dirâyet kısımlarının tarifleri incelendiğinde, hadisin senedi ve metni ile aktarılması rivâyet, râvilerin cerh ve tadîl açısından incelenmesi, görünüşte birbiriyle teâruz halinde olduğu düşünülen hadislerin arasının bulunması, hadislerin açıklanmaya muhtaç olan kısımlarının açıklanıp hükümler istinbat edilmesi ise dirâyet kısmına dâhildir.

245 İbn Receb, Zeyl, c. 5, s. 167.

246 İbn Receb, Zeyl, c. 5, s. 147. 247 Süyûtî, Tedrîbu’r-râvî, c. 1, s. 26.

İbn Receb, dirâyetü’l-hadîs alanına önemli katkılar sunmuş bir âlimdir. Bu çalışmanın ana konusu olan Fethu’l-Bârî, Tirmizî’nin el-Câmi’u’s-sahîh’i üzerine yazdığı ancak günümüze çok az bir kısmı ulaşmış olan şerhi, aslında el-Câmi’u’s- sahîh üzerine yazdığı şerhin bir parçası olup günümüze gelmeyi başabilen Tirmizî’nin el-İlel’i üzerine yazdığı Şerhu ileli’t-Tirmizî isimli eseri, Nevevî’nin Erbaîn’i üzerine yazdığı Cami’u’l-ulûm ve’l-hikem isimli şerh ve bazı hadisleri şerh ettiği risâleleri bu alanda ortaya koyduğu çabanın bir semeresidir. Şimdi onun genel olarak dirâyetü’l-hadîs özel olarak da hadis şerhçiliği alanındaki katkılarını daha yakından görelim.

1.4.2.1. İbn Receb’in Tirmizî Şerhi

Kaynaklar, İbn Receb’in, Tirmizî’nin el-Câmi’u’s-sahîh’ini yaklaşık 20 ciltte şerh ettiğini söylemektedir. İbn Hacer, “Tirmizî’yi yaklaşık 20 ciltte şerh etti.”248

diyerek, İbn Receb’in bu eserine atıfta bulunmuştur.

İbn Receb’in Tirmizî şerhinden günümüze ne yazık ki sadece Kitâbü’l- Libâs’tan bir kısm intikal etmiştir. Keşfü’z-zünûn sahibi bu eserin yandığına dikkat çekmiştir.249 İbn Receb’in Tirmizî şerhinden geri kalan kısım Şerhu ileli’t-Tirmizî’yi

tahkik eden Hemmâm Abdurrahîm Saîd tarafından birtakım tespitlerle aktarılmıştır. Yaptığı tespitler şu şekildedir:

1. İbn Receb, bâbı Tirmizî’de geçtiği gibi zikreder.

2. Bâbtaki hadisleri, tüm tarikleri ve hadisin geçtiği diğer kitaplarla birlikte tahric eder.

3. Tarikler üzerinde cerh ve tadîl açısından değerlendirmeler yapar ve tariklerde bulunan isimlerdeki müphemliği kaldırmak ve illetler üzerinde konuşmak gibi müşkil meseleleri açar.

4. Tirmizî’nin, “Bu bâbta, Ali’den, İbn Ömer’den, Ebû Hureyre’den, Muâviye’den (r. anhum) hadisler aktarılmıştır.” diyerek müphem bıraktığı noktaları

248 İbn Hacer, İnbâu’l-ğumr, c. 1, s. 460. 249 Kâtip Çelebi, Keşfü’z-zünûn, c. 1, s. 559.

tafsil ederek isimleri zikredilen râvilerden aktarılan hadisleri zikreder. Tarikleri tafsil ederek varsa illet ya da cerh noktalarını belirtir.

5. Tirmizî’nin “Bu bâbta, Ali’den, İbn Ömer’den, Ebû Hureyre’den, Muâviye’den (r. anhum) hadisler aktarılmıştır.” sözüne eklemelerde bulunarak şöyle der: “Bu bâbta ayrıca Tirmizî’nin zikretmediği; Ömer’den, Ebû Saîd’den, Abdullah b. Amr b. el-Âs’tan, Câbir’den, Bureyde’den, Ebû Sa’lebe el-Haşenî’den, İbn Mes’ûd’dan, İbn Abbâs’tan ve sahabenin diğerlerinden de hadisler aktarılmıştır.”

6. İbn Receb, Tirmizî’nin atıfta bulunduğu isnadlara ek olarak zikrettiği isnadları tafsil eder. Örneğin “Ömer’in (r.a) hadisi, Hammâd b. Seleme Ammâr b. Ebî Ammâr Ömer b. el-Hattâb tarikinden gelmiştir.” der. İsmini zikrettiği diğer sahâbîler için de aynı şeyi yapar ve varsa aktardığı rivâyetlerdeki illetlere ve cerhe değinir.

7. Sözlerini, fakihlerin görüşlerini zikrederek tamamlar ve fıkhu’l-hadîsi detaylandırır.

8. İbn Receb bu metodu Tirmizî’nin,

“بيرغ وأ ،حيحص نسح وأ نسح ثيدح”

şeklindeki ıstılahını açıklarken de kullanır. Bu, İbn Receb’in hadisin tariklerine ve rivâyetlerine geniş bir şekilde vâkıf olduğunun göstergesidir.250

Bu başlığı tamamlamadan İbn Receb’in, Şerhu ileli’t-Tirmizî’sinden de bahsetmek yerinde olacaktır. Eseri tahkik eden Hemmâm kitabın iki ana bölümden oluştuğunu belirtmiştir. İlk bölümde İbn Receb, öncelikle Tirmizî’nin sözlerini zikredip ardından değerlendirmelerini yapmıştır. Müellifin bu yöntemi tercih etmesi kitabın üslûbunun kolay ve anlaşılır olmasını temin etmiştir. Ayrıca İbn Receb bazı konularda Tirmizî’nin ifadelerinden eksik gördüklerini tamamlamış bazen de ona itirazlar yönelmiştir. Kitabın diğer bölümünü ise İbn Receb’in tespit ettiği birtakım kaideler ve faydalı bilgiler oluşturmaktadır. Müellif bu bölümde ilel ilmine dair bazı konuları titizlikle açıklayıp bu ilmin daha iyi öğrenilmesini hedeflemiştir.251

250 İbn Receb, Şerhu ileli’t-Tirmizî, c. 1, s. 279-280 (Muhakkikin mukaddimesinden).

251 Eserin daha geniş incelemesi için bkz. 251 İbn Receb, Şerhu ileli’t-Tirmizî, c. 1, s. 47-56

Eserin dört farklı neşri vardır. Subhî Câsim el-Humeyd’in yaptığı neşir Bağdat’ta 1976 yılında basılmıştır. Nureddin Itr’ın iki cilt halindeki neşri Dımaşk’ta 1978’de basılmış, Subhî es-Semerrâî’nin yaptığı neşir ise Beyrut’ta 1985 yılında yayınlanmıştır. Hemmâm Abdürrahahim’in iki cilt halindeki neşri ise 1987’de Ürdün’de yayınlanmıştır.

1.4.2.2 Câmi’u’l-Ulûm ve’l-Hikem

Bu eser, İbn Receb’in hadis alanında yazdığı kitaplar içerisinde en meşhuru ve en çok okunanıdır. İbn Receb, Câmi’u’l-ulûm’da, cevâmiu’l-kelîm252 olarak ifade

edilen 50 hadisi şerh etmiştir. Bu 50 hadisin 26’sını İbnü’s-Salâh (643/1245) seçmiş ve el-Ehâdîsu’l-külliyye ismini verdiği eserinde toplamıştır. Daha sonra İmam Nevevî, bu hadislere bazı eklemelerde bulunarak 42’ye çıkartmış ve el-Erbaîn ismini vermiştir.253 İbn Receb ise 42 hadisin üzerine sekiz hadis daha eklemek suretiyle

sayıyı 50’ye çıkartmış ve bu hadisleri şerh etmiştir. İbn Receb Câmi’u’l-ulûm’un mukaddimesinde eseri telif amacını şöyle açıklamaktadır:

“Bilinmelidir ki; benim amacım, sadece bu külli hadislerin içerisinde yer alan Nebevî kelimeleri açıklamaktan ibarettir. Bundan dolayı, kendimi, Nevevî’nin (Allah ona rahmet eylesin) zikrettiği bu hadislerin sahâbî râvilerinin terceme-i halleri hakkında söylediği sözlerle ve hadisleri nispet ettiği hadis kitapları hakkındaki sözleriyle kayıtlamadım. Konuyla alakalı o manaya gelen şeyleri de zikrettim. Çünkü daha önce belirttiğim gibi benim tek amacım, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) cevâmi’u’l- kelim olan sözlerinin manalarını, bunların içerdiği edep, hikmetler, marifet ve hükümleri açıklamaktır. Hadisin şerhine geçmeden önce sahihlik, kuvvet ve zayıflığının bilinmesi için kısaca hadisin isnadına işarette bulundum. Şayet bâbta Nevevî’nin zikrettiği hadis dışında belirlediği çarçeveye uygun başka hadisler varsa

252 Cevâmiu’l-kelîm, az kelimelerle çok mana ifade eden söz demektir. Bkz. Mehmet Yaşar Kandemir,

“Cevamiu’l-kelim”, DİA, İstanbul, 1993, c. 7, s. 440; Abdullah Aydınlı, Hadis ıstılahları, 8. Baskı, İfav, İstanbul, 2015, s. 45

onları da zikrettim. Şayet o bâbta başka hadis yoksa ya da o bâbtaki hadisten başka sahih hadis yoksa bunların hepsine işarette bulundum.”254

Eserin çeşitli neşirleri yapılmıştır: Hindistan 1897; Kahire 1904, 1927, 1949; nşr. Ahmed Muhammed Şâkir, Kahire, bty.; nşr. Muhammed el-Ahmedî Ebü’n-Nûr, Kahire 1969, 1987; nşr. Yûsuf el-Bikâî, Sayda 1995; nşr. Vehbe ez-Zühaylî, Beyrut- Dımaşk 1413; nşr. Şuayb el-Arnaût ve İbrahim Nâcis, Beyrut 2001; nşr. Târık b. Avadullah, Beyrut 2015.

Câmi’u’l-‘ulûm içerisindeki bazı bölümler müstakil olarak da neşredilmiştir. “ed-Dînü’n-nasîha” hadisi ed-Dürerü’l-melîha el-müntekâtü min şerhi hadîsi “ed- Dînü’n-nasîha” ismiyle Eşref b. Abdülmaksûd’un neşriyle Riyad’da 1991 yılında yayınlanmıştır. Müstakil olarak neşredilen bu risâle muhakkikin de önsözde belirttiği gibi İbn Receb’in Câmi’u’l-‘ulûm ve’l-hikem isimli eserinin içerisinde yer almaktadır. Tahkikli ve tertipli olarak, insanların kolayca elde edebilmesi için müstakil yayınlanmıştır.255 Câmi’u’l-‘ulûm’dan alıntı olan bu şerhin isimlendirilmesi

de muhakkike aittir. Muhtemelen mezkûr risâlenin özel isimle anılıyor olması, Kallek256 ve Karahan’ı yanıltmış ve onu müstakil eser olarak zikretmelerine sebep olmuştur.257 Ayrıca Erbaîn’in 42. hadisi de Esbâbü’l-mağfire adıyla Eşref b.

Abdülmaksûd’un neşriyle Kahire’de 1987 yılında yayınlanmıştır. Bu risâlenin de isimlendirilmesi muhakkike aittir. Yine İslâm Ansiklopedisi’nde müstakil bir kitap olarak zikredilen Vezâifü’z-zikri’l-muvazzafa fi’l-yevm ve’l-leyle isimli eser de258 İbn Receb’in Câmi’u’l-‘ulûm ve’l-hikem’i içerisinde bir fasıldır.259 Bu fasıl müstakil

olarak Mecmûu’r-resâil içerisinde Tal’at b. Fuâd el-Hulvânî’nin neşriyle Kahire’de 2003 yılında yayınlanmıştır.

254 Ebü’l-Ferec Zeynüddîn Abdurrahmân b. Ahmed b. Abdurrahmân Receb el-Bağdâdî ed-Dımaşkî, Câmi’u’l-ulûm ve’l-hikem fî şerhi hamsîne hadîsen min cevâmi’i’l-kelim, I-II, thk. Ebû Muâz Târık b.

Avadullah b. Muhammed, Dâru’l-Beşâir el-İslâmiyye, Beyrut 2015, c. 1, s. 48.

255 Ebü’l-Ferec Zeynüddîn Abdurrahmân b. Ahmed b. Abdurrahmân Receb el-Bağdâdî ed-Dımaşkî, ed-Dürerü’l-melîhatü’l-müntekât min şerhi hadîsi “ed-Dînü’n-nasîha.”, thk. Eşref b. Abdülmaksûd,

Dâru âlemi’l-kütüb, Mısır, 1991, s. 5. (Muhakkikin önsözünden.)

256 Kallek, “İbn Receb”, c. 20, s. 246. 257 Karahan, İbn Receb, s. 182. 258 Kallek, “İbn Receb”, c. 20, s. 245. 259 İbn Receb, Câmi’u’l-ulûm, c. 2, s. 669.

Câmi’u’l-‘ulûm Ali Kaya’nın tercümesiyle Hadislerle İlim ve Hikmet adıyla Semerkand Yayınlarından üç cilt halinde, İshak Doğan’ın tercümesiyle yine aynı isimle İtisam Yayınlarından iki cilt halinde neşredilmiştir. Ayrıca Muhammet Suiçmez, İbn Recep el-Hanbelî ve Câmi’u’l-‘ulûm ve’l-hikem Adlı Eserindeki Hadîs Şerhçiliği isimli yüksek lisans çalışması yaparak eseri akademik olarak da incelemiştir.