• Sonuç bulunamadı

4. Problem

1.4. İbn Receb’in Rivâyet ve Dirâyet Alanına Katkısı

2.1.1. Hadis Şerhi Kavramı

Hadis şerhi, hadis ilimlerinin alt dallarındandır. Arapça

ثيدحلا حرش

izafet terkibi ile ifade edilen bu kavram, şerh ve hadis kelimelerinden oluşmaktadır. Şerh, Arapça’da “

َح َرَش

” fiilinden gelen bir mastar olup “açmak, genişletmek, parçalara ayırmak ve beyan etmek” manasına gelir.308 Örneğin şu ayet-i kerimede genişletmek

manasında kullanılmıştır:

هبر نم رون ىلع وهف ملاسلإل هردص الله حرش نمفأ

“Allah kimin gönlünü İslâm’a açmışsa o, rabbinden gelen bir aydınlık içinde olmaz mı?”309 Hattâbî (388/988) Meâlimü’s-sünen’in mukaddimesinde; tefsir, izâh,

şerh, beyân, delâlet ve keşf kelimelerini eş anlamlı olarak kullanmıştır.310 Öyleyse bir

meseleyi şerh etmek, kapalı ifadeyi açmak, muhatabın anlayacağı şekilde izâh etmek, bir lafızda yer alan ve herkesin kolayca anlayamacağı gizli anlamları keşfedip açığa çıkartmak anlamlarında kullanılmaktadır.311

307 Ebü’l-Fadl Şihâbüddîn Ahmed b. Alî b. Hacer el-Askalânî, en-Nüket alâ kitâbi İbnü’s-Salâh, I-II,

thk. Rabî’ b. Hâdî, İmâdetü’l-bahsi’l-ilmî es-Suûdiyye 1984, c. 1, s. 230.

308 Ebû Abdirrahman el-Halîl b. Ahmed, Kitâbu’l-ayn, I-VIII, thk. Mehdî el-Mahzûmî, İbrahim es-

Sêmerrâî, Dâru mektebeti’l-hilal, bty., c. 3, s. 93; Ahmed b. Fâris el-Kazvînî, Mu’cemü mekâyîsi’l-

luga, I-VI, thk. Abdusselâm Muhammed Hârûn, Dâru’l-fikir, Beyrut, 1979, c. 3, s. 269. 309 Zümer Sûresi, 39/22.

310 Ebû Süleymân Hamd (Ahmed) b. Muhammed b. İbrâhîm b. Hattâb el-Büstî, Meâlimü’s-sünen, I-

IV, thk. Râğıb et-Tabbâh, el-Matbaâ el-İlmiyye, Haleb, 1932, c. 1, s. 2.

Hadis kelimesi sözlükte yeni manasına gelir.312 Istılahta ise; söz, fiil ve takrir bakımından Hz. Peygamber’e (s.a.s.) izafe edilen şeylerdir.313

Taşköprüzâde (935/1528) hadis şerhi ilmini şöyle tarif etmiştir: Hz. Peygamber’in (s.a.s.) hadislerinden muradını Arapça’nın kaideleri ve şerî asıllara göre imkan nispetinde araştıran ilimdir.314

Burada hadis şerhi ilmi ile aralarında münasebet olduğunu düşündüğümüz, fıkhu’l-hadîs kavramına da kısaca değinmek istiyoruz. Rasûlullah’ın (s.a.s.) irad etmiş olduğu hadislerin anlam dünyasını hakkıyla keşfetmek, şüphesiz ki en kıymetli ilmî çabalardan biridir. Nitekim bizzat Allah Rasûlü (s.a.s.) bu konuda ümmetini teşvik etmiş ve şöyle buyurmuştur:

،هيقفب سيل هقف لماح بر هنإف ،هريغ هغلبي ىتح هظفحف ،اثيدح انم عمس أرما الله رضن

هنم هقفأ وه نم ىلإ هقف لماح برو

“Allah, bizden bir hadis işitip onu ezberleyen ve ulaştıranın yüzünü ak etsin. Zira nice ilim taşıyıcıları ilmi kendilerinden daha fakih olanlara ulaştırır. Nice ilim taşıyıcıları da fakih değildir.”315

Âlimler bu rivâyetin de teşviki ile hadislerin anlaşılması için özel bir gayret sarf etmiş ve tasnif ettikleri kitaplarda bu alan için müstakil bölümler ayırmışlardır. Örneğin hadis usulü sahasında yazılan ilk müstakil eser olduğu kabul edilen olan el- Muhaddisü’l-fâsıl beyne’r-râvî ve’l-vâî’nin müellifi Râmhürmüzî (360/971), kitabında fıkhu’l-hadîse “rivâyet ve dirayet ilimlerini cem edenlerin faziletlerine dair söz” adını verdiği özel bir bölüm tahsis etmiştir.316 Ayrıca eserine vermiş olduğu

isim de hadislerin anlaşılmasının önemine dikkat çekmektedir. Fıkhu’l-hadîsi, hadis ilimleri arasında ilk olarak Hâkim (405/1014) saymıştır. O, hadis ilimlerini 52

312 İbn Fâris, Mekâyîsü’l-luga, c. 2, s. 36. 313 Süyûtî, Tedrîbu’r-râvî, c. 1, s. 202.

314 Taşköprüzâde, Miftâhus’s-saâde ve misbâhu’s-siyâde, I-II, Dâru’l-kütübi’l-ilmiyye, Beyrut, 1985,

c. 2, s. 341.

315 Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 35, s. 467, h. 21590; Ebû Dâvûd, “İlim”, 10; Tirmizî,“İlim”, 7; İbn

Mâce, “Mukddime”, 18.

316 Ebû Muhammed el-Hasan b. Abdürrahman er-Râmhürmüzî, el-Muhaddisü’l-fâsıl beyne’r-râvî ve’l-vâ’î, thk. Muhammed Accâc el-Hatîb, Beyrut, 1984, s. 238.

kısımda incelemiş ve 20. kısmı fıkhu’l-hadîse tahsis etmiştir. Fıkhu’l-hadîs’ten hadis ilimlerinin semeresi ve şeriatın direği olarak söz etmiştir.317 Hâkim’in ardından Kâdî

İyâz (544/1149) ve Tîbî’de (743/1343) fıkhu’l-hadîsi ulûmü’l-hadîsin kısımları arasında değerlendirmiştir.318 Tîbî, fıkhu’l-hadîsi “Hadisin ihtiva ettiği ve hadisten

istinbat edilen hükümler ve edepler.”319 şeklinde tarif etmiştir.

Hadislerin henüz tedvin edildiği dönemler de âlimlerin hadislerin anlaşılmasına önem verdiği ve bu hususta çevresindeki insanlara tavsiyelerde bulundukları bilinmektedir. Örneğin Mâlik b. Enes (179/795) yeğenleri Ebûbekir ve İsmâil’e şu tavsiyelerde bulunmuştur: “Sizin hadisi sevdiğinizi ve talep ettiğinizi görüyorum. Şayet hadisten faydalanmak ve Allah’ın da sizinle insanları faydalandırmasını isterseniz, hadis rivâyetini azaltıp hadisin fıkhı ile meşgul olun.”320 Hatîb el-Bağdâdî (463/1071) de bu konuda İmam Mâlik ile benzer düşüncelere sahiptir. Onun değerlendirmesi şöyledir: “Bilinmelidir ki, hadis yazmayı ve rivâyet etmeyi çoğaltmakla kişi fakih olmaz. Ancak hadisin manalarından istinbatta bulunmak ve derin tefekkür etmekle fakih olur.”321 Yine bazı âlimler hadisin tefsir ve şerh

edilmesinin, mücerret hadis işitmekten daha hayırlı olduğu aktarılmıştır.322

Amacı, Allah Resûlü’nün hadislerinden muradı ortaya koymak olan fıkhu’l- hadîs ilmi, hicrî 6. yüzyıldan sonra yine aynı amaca hizmet etmek için telif edilen şerhler içerisinde yer almıştır.323

317 Ebû Abdullah Muhammed b. Abdullah b. Muhammed Hâkim en-Nîsâbûrî, Ma’rifetü ulûmi’l- hadîs, thk. Ahmed b. Fâris es-Selûm, Mektebetü’l-meârif, Riyad, 2003, s. 257.

318 Ebü’l-Fadl İyâz b. Mûsâ b. İyâz el-Yahsubî, el-İlmâ ilâ ma’rifeti‘r-rivâye ve takyîdi’s-semâ’, thk.

es-Seyyid Ahmed Sakar, Dâru’t-türâs Kahire 1979, s. 5; Hüseyin b. Muhammed b. Abdullah Şerefüddîn et-Tîbî, el-Hulâsa fî ma’rifeti’l-hadîs, thk. Ebû Âsım eş-Şevvâmî el-Eserî, el-Mektebe el- İslâmiyye 2009, s. 69.

319 Tîbî, el-Hulâsa, s. 69.

320 Râmhürmüzî, el-Muhaddisü’l-fâsıl, s. 241.

321 Ebûbekir Ahmed b. Sâbit b. Ahmed el-Bağdâdî, el-Fakîh ve’l-mütefakkih, I-II, thk. Ebû

Abdirrahman Âdil b. Yûsuf, Dâru İbnü’l-Cevzî es-Suudiyye, 2000, c. 2, s. 159.

322 Ebûbekir Ahmed b. Sâbit b. Ahmed el-Bağdâdî, el-Câmi li ahlâki’r-râvî ve âdâbi’s-sâmi, I-II, thk.

Mahmûd Tahhân, Mektebetü’l-meârif, Riyad 1989, c. 2, s. 111