• Sonuç bulunamadı

2.3. Vergi Yargılamasına Hâkim Olan İlkeler

2.3.1. Re’sen Araştırma İlkesi

Vergi uyuşmazlıklarının çözümünde yargı organlarına re’sen araştırma yetkisi verilmiştir. Mahkeme, uyuşmazlığın çözümünde, tarafların getirdikleri bilgi ve belgelerle bağlı olmayıp, davaya konu eylem ya da işlemin hukuka uygunluğunu, tarafların getirdikleri bilgi ve belgelerle yetinmeden, bizzat kendisi, herhangi bir talep olmaksızın araştırabilir. İdari yargı yerlerinin bu yetkisine re’sen araştırma yetkisi denilmektedir118.

Re’sen araştırma ilkesinin hukuki dayanağını oluşturan İYUK’un 20. maddesi uyarınca, Danıştay, bölge idare mahkemeleri ile idare ve vergi mahkemeleri, bakmakta oldukları davalara ait her türlü incelemeyi kendiliğinden yapar.

117 Yusuf Karakoç, Vergi Sorunlarının…,s.186. 118

Turgut Candan, Açıklamalı İdari Yargılama Usulü Kanunu, Maliye ve Hukuk Yayınları, Ankara 2005, s. 55.

Mahkemeler belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. Bu husustaki kararların, ilgililerce, süresi içinde yerine getirilmesi mecburidir. Haklı sebeplerin bulunması halinde bu süre, bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir.

İdari yargı yerleri, re'sen araştıma ilkesini düzenleyen bu hükme istinaden, uyuşmazlık konusu olayın hukuki nitelendirilmesini yapmak, olaya uygulanması gereken hukuk kuralını belirlemek ve sonuçta hukuki çözüme varmak yönlerinden tam bir yetkiye sahiptirler. İdari yargı yerleri buna ek olarak olayın maddi yönünü belirleme noktasında da her türlü inceleme ve araştırmayı kendiliklerinden yapabilirler, iddia ve savunmalarda olaya konan maddi durumun gerçeğe uygun olup olmadığının serbestçe araştırabilecekleri gibi, tarafların hiç değinmedikleri olayları ve maddi unsurları araştırmaya da yönelebilirler119

.

Re’sen araştırma ilkesinin tam ve doğru olarak uygulanmaması hem usul yönünden verilecek kararlarda hata yapılması sonucunu, hem de mahkeme kararının yeterli ve doğru gerekçeye oturtulmaması sonucunu doğurabilir120

.Bu bakımdan söz konusu ilke davacı ve davalıya hukuki anlamda güvence sağlamaktadır. Gerçeğe ulaşılma doğrultusunda yapılan araştırma ve incelemelerin idarenin yerine geçme olarak düşünülmesi mümkün değildir121

.

Öte yandan, VUK’un 3. maddesinde, yer alan ''vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği'' şeklindeki hüküm uyarınca, vergi yargılamasında, kural olarak taraflar her türlü delile başvurabilir ve vergi yargılamasında delil serbestisi ilkesi geçerlidir. Mükellefler iddialarını defter-belge kayıtları, bilirkişi raporları gibi delillerle kanıtlayabilirler. Ancak re’sen araştırma ilkesinin sonucu olarak, hâkim,

119 Danıştay 4. Dairesi'nin, 17/12/2015 tarihli ve E. 2015/3872,K : 2015/7427 sayılı kararı, https://portal.uyap.gov.tr,(1/4/2016)

120 Celal Karavelioğlu, a.g.e., s.635.

121 Danıştay 9. Dairesi'nin, 20.05.2004 tarih ve E. 2002/5192, K. 2004/3381 sayılı kararı, https://portal.uyap.gov.tr, (9/12/2015)

taraflarca sunulan kanıtlarla sınırlı olmadan maddi gerçeğe ulaşabilmek için kendiliğinden araştırma yoluna gidebilir.

Re’sen araştırma yetkisi ilk derece mahkemelerin yanı sıra bölge idare mahkemesi ve Danıştay’a da verilmiştir. 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan; ''İncelenmekte olan işler hakkında lüzum görülen her türlü evrak getirtilebileceği ve bilgi istenebileceği gibi, tamamlayıcı veya aydınlatıcı bilgiler alınmak üzere ilgili dairelerden veya uygun görülecek diğer yerlerden yetkili memur ve uzmanlar da çağırılabilir'' hükmü, Danıştay’ın re’sen araştırma yetkisinin dayanağını oluşturmaktadır.

Bununla birlikte, Danıştay’ın re’sen araştırma yetkisinin sadece ilk derece yargı yeri olarak bakmakta olduğu davalar için söz konusu olduğunu, temyizen incelediği davalarda re’sen araştırma yetkisinin bulunmadığını ileri süren görüşler de vardır122

. Ancak, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 49. maddesinde, ilk derece- temyiz ayrımı yapılmadığından, Danıştay’ın baktığı bütün davalarda re’sen araştırma yetkisi kullanması gerektiği düşünülmektedir. Böylece yerel mahkeme tarafından, re’sen araştırma yapılmaksızın veya re'sen araştırmaya gerek görülmeksizin verilen kararların temyiz aşamasında Danıştay’ca basit bir araştırma sonucu aydınlatılabilecek nitelikte uyuşmazlıkların gereksiz yere bozularak yerel mahkemeye geri gönderilmesinin önüne geçilmesi suretiyle usul ekonomisi uyarınca davaların daha hızlı ve daha az maliyetle sonuçlanması sağlanacaktır. Ancak bu görüşün savunulmasının, Danıştay’ın iş yükünü arttırması suretiyle “temyiz mahkemesi” olma özelliğini zayıflatacağı da ileri sürülebilir. Uygulamada ise, Danıştay’ın bazı dairelerinin temyiz aşamasında da bu yetkiyi kullanmasına rağmen bazı dairelerinin ise bu yetkiyi kullanmaksızın, “re’sen araştırma ilkesi uyarınca, mahkemenin gerekli araştırmaları yaparak elde edilecek sonuca göre bir karar vermesi” gerekçesiyle yerel mahkeme kararlarını bozarak dosyayı yerel mahkemeye geri gönderdiği görülmektedir123

.

122 Kazım Yenice, Yüksel Esin, İdari Yargılama Usulü, Arısan Matbaacılık, Ankara, 1983, s. 539-540 123Danıştay 4. Dairesi, 7.2.2012 tarih ve E. 2009/5545, K. 2012/324 sayılı Kararı, https://portal.uyap.gov.tr, (9/12/2015)

İYUK’un 20/1. maddesi uyarınca mahkemelerin, gerekli her türlü bilgi ve belgeyi taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilecekleri hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle, re’sen araştırma ilkesi kapsamında bilgi ve belge isteme yetkisi, uyuşmazlığın tarafları ile sınırlı olmayıp, yargılamanın tarafı olmayan üçüncü kişilerden de bilgi ve belge talep edebilir.

Re’sen araştırma yetkisinin sınırını İYUK’ un 20/3. maddesi belirlemiştir. Buna göre, mahkemeler tarafından istenen bilgi ve belgeler; devletin güvenliğine veya Devletin yüksek menfaatlerine veya Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleri ile birlikte yabancı devletlere ilişkin ise Başbakan veya ilgili bakan, gerekçesini bildirmek suretiyle, söz konusu bilgi ve belgeleri vermeyebilir. Bu durumda verilmeyen bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savunmaya göre karar verilemez. Başka bir deyişle devlet sırrı olduğu ileri sürülerek mahkemeye ibraz edilmeyen bilgi-belgeler delil olarak kabul edilemez.