• Sonuç bulunamadı

2.2. Vergi Yargısında Örgütlenme

2.2.3. Danıştay

Danıştay’ın kuruluşunu ve görevlerini düzenleyen 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca, Danıştay, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş yüksek idare mahkemesi, danışma ve inceleme mercidir. Ayrıca, Anayasa’nın 155. maddesi uyarınca, Danıştay, idari mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idari yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.

Danıştay on beşi dava dairesi, ikisi de idari daire111

olmak üzere toplam on yedi daireden oluşmaktadır112. Bu dairelerden dördü vergi davalarına bakmakla görevlidir. Bunlar vergi dava daireleri olarak adlandırılmaktadır. Vergi dava daireleri; Danıştay'ın Üçüncü, Dördüncü, Yedinci ve Dokuzuncu daireleridir.

Danıştay'ın her dairesi, bir başkan ve yeteri kadar üyeden oluşur, uyuşmazlıklar bir başkan ve dört üyenin katılmasıyla toplanan beş kişilik heyetçe görüşülür ve davalar salt çoğunlukla karara bağlanır. Müzakereler gizli yapılır.

14 Şubat 2011 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanan 6110 sayılı Kanunla, Danıştay Kanunu'nun 13.maddesinde yapılan düzenleme ile, üye sayısının yeterli olması durumunda aynı dairede birden fazla heyetin oluşturulabilmesine imkân getirilmiş olup, bu düzenleme Danıştay’ın iş yükünün eritilebilmesi adına faydalı

111 Danıştay’ın 1. ve 17. Dairleri İdari Daire olarak kurulmuşken, Danıştay Başkanlık Kurulunun 22/12/2014 tarih ve 2014/16 sayılı kararıyla17. Daire idari dava dairesi olarak görevlendirildiğinden uygulamada sadece 1. Daire idari daire olarak görev yapmaktadır.

112 Danıştay Kanunu 13. Maddesi, 2/12/2014 tarihli ve 6572 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle, bu fıkrada yer alan “on dördü” ibaresi “on beşi”, “biri” ibaresi “ikisi” ve “on beş” ibaresi “on yedi” şeklinde değiştirilmiştir.

olmakla birlikte aynı dairede farklı kararlar çıkması olasılığı nedeniyle birtakım sorunlara yol açabilecektir. Danıştay’ın farklı daireleri arasındaki içtihat farklılıkları dahi uygulamada İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun işlevsel olarak çalışamaması nedeniyle hukuki eşitlik ilkesini ihlal edici sorunlara yol açarak yargıya olan güveni zedelerken aynı dairede farklı içtihatlar oluşması daha önemli problemlere yol açacaktır. Öte yandan, bu hususta yapılan bir bireysel başvuruda, Anayasa Mahkemesi bir kararında113 aynı derecedeki yargı mercileri arasındaki içtihat farklılıklarının tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemeyeceğine hükmetmiş, başka bir kararında114

ise, aynı olaya ilişkin olarak

113 ''Benzer konularda aynı derecedeki yargı mercileri arasındaki içtihat farklılıkları tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemeyeceği gibi, derece mahkemeleri veya temyiz mercilerinin, uyuşmazlıklara ilişkin olarak, tarafların talepleri ve delilleri arasındaki yorum farklılıkları da tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemez (B. No: 2012/1056, § 36, 16/4/2013)'',Anayasa Mahkemesi İkinci Bölüm, 13/06/2013 tarih ve Başvuru No: 2013/2428 sayılı kararı, http://www.kararlaryeni.anayasa.gov.tr/BireyselKarar/Content/f763e964- c509-4873-bd81-7c450eb5c994?wordsOnly=False, (22.1.2016)

114 '' Buna göre somut olayda, aynı duruma ilişkin farklı yargı kollarına bağlı mahkemelerde açılan davalarda farklı hukuki sonuçlara ulaşıldığı açık olup, uygulamada bu tür ihlalleri ortadan kaldıracak mekanizmaların bulunduğu, ancak yetersiz kaldığı ve etkili bir çözüm sunamadığı görülmektedir. Örneğin, aynı yargı kolundaki mahkemeler arasında var olan içtihat farklılığını giderecek “içtihadı birleştirme kararı” yöntemi ile farklı yargı kolları arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlığını giderecek “Uyuşmazlık Mahkemesi”ne başvuru sistemi gibi yolların bulunduğu, fakat somut olay açısından gerek pratikte gerekse mevzuattan kaynaklı nedenlerle bu mekanizmaların işletilemediği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, mevcut yapısal mekanizmanın işletilmesindeki eksiklikle birlikte ele alındığında, aynı olaya ilişkin olarak farklı yargı kollarına ait mahkemelerce farklı kararlar verilmiş olmasının, başvurucuların açtığı davanın görülmesi bakımından hukuki belirsizliğe ve güvensizliğe neden olduğu ve başvurucular açısından öngörülemez bulunduğu sonucuna varılmakla, başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal

farklı yargı kollarına ait mahkemelerce farklı kararlar verilmiş olmasının, hukuki belirlilik ilkesine aykırı olarak,başvurucuların açtığı davanın görülmesi bakımından belirsizliğe ve güvensizliğe neden olmak suretiyle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Danıştay’ın vergi dava daireleri dışında, vergi dava daireleri kurulu ile İçtihatları Birleştirme Kurulu da, vergi uyuşmazlıklarının çözümü, vergi hukukunda birliğin sağlanması ve vergi hukukunun geliştirilmesi açısından önemli role sahiptir115. Bu kurullar arasından vergi dava daireleri kurulunun görevi; vergi mahkemelerinin, bozma kararı sonrası verdiği direnme kararlarını ve vergi dava dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdikleri kararları temyiz organı olarak inceleyip karara bağlamak iken, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 18, 39 ve 40. maddelerinde düzenlenen İçtihatları Birleştirme Kurulu dava dairelerinin veya idari ve vergi dava daireleri kurullarının kararları arasındaki aykırılıkları gidermekle görevlidir. Kurulun kararlarına, Danıştay daire ve kurulları ile idari mahkemeler116 ve idare uymak zorundadır.

Anayasa'nın 155. maddesi uyarınca, Danıştay üyelerinin, dörtte üçü idari yargı hâkim ve savcıları arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca; dörtte biri ise diğer görevliler arasından Cumhurbaşkanınca seçilir. İdari yargı hakim ve savcılarının Danıştay üyeliğine seçilebilmeleri için birinci sınıfa ayrıldıktan sonra en az üç yıl bu görevlerde başarı ile çalışmış olmaları ve birinci sınıfa ayrılma niteliğini kaybetmemeleri gereklidir. Danıştay üyesi seçilebilmek için hâkimlik ve savcılık mesleğinde on yedi yıl çalışmış olmak şarttır. Danıştay üyelerinin görev süresi sınırlaması yoktur.

edildiğine karar verilmesi gerekir.'', Anayasa Mahkemesi Birinci Bölüm, 21/01/2015 tarih ve Başvuru No: 2013/135 sayılı kararı, http://www.kararlaryeni.anayasa.gov.tr/BireyselKarar/Content/b7dfd2c5- 7108-4c2a-8c50-2d2ac43442c9?wordsOnly=False, (08.05.2016)

115 Yusuf Karakoç, Vergi Sorunlarının…,s.113.

116İdari mahkemeler kavramından; bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemeleri anlaşılmaktadır.