• Sonuç bulunamadı

1.2. Vergi Uyuşmazlıklarının İdari Çözüm Yolları

1.2.4. Hata Düzeltme

1.2.4.7. Hata Düzeltme ve Vergi Mahkemesinde Dava Açma İlişkisi

Mükellef tarafından yapılan düzeltme başvurusunun idarece reddedilmesi veya idarece re'sen mükellef aleyhine düzeltme işlemi yapılması durumunda mükellefler dava açma yoluna gidebilir.

Mükellefin, dava açma süresi içerisinde veya dava açma süresi geçtikten sonra yapacakları düzeltme-şikayet başvurularının, idare tarafından hangi sürede sonuçlandırılacağı ve düzeltme-şikayet başvurusu üzerine davanın hangi sürelerde açılabileceği konusunda VUK’da bir düzenleme bulunmadığından İYUK 1093

ve 11.94maddeleri uyarınca tarafların davranış sergileyeceği kabul edilmelidir. Buna göre, dava açma süresi içerisinde yapılan düzeltme başvurularının reddi üzerine açılacak davalar İYUK 11. maddeye göre, dava açma süresi geçirildikten sonra yapılan düzeltme başvurularının reddi üzerine açılacak davalar ise İYUK 10. maddeye göre açılacaktır. Öte yandan, İYUK’ un yukarıda bahsi geçen maddeleri

93 1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. 2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.

94 1. İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler.2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştay'a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.

uyarınca, idare, düzeltme ve/veya şikayet başvurusu üzerine 60 gün içinde herhangi bir cevap vermezse istek zımnen reddedilmiş sayılacaktır.

Kendileri aleyhine hatalı bir işlem tesis edildiğini ileri süren kişiler, iki farklı şekilde hareket edebilir. Buna göre ilgililer, İYUK’ un 7. maddesi hükmü uyarınca hatalı işlemin kendilerine tebliğinden itibaren 30 gün içinde vergi mahkemesinde iptal davası açma yoluna gidebileceği gibi, bunu dava konusu yapmaksızın düzeltme talebinde de bulunabilirler. Dolayısıyla dava açma süresi içinde düzeltme başvurusu yapılmaksızın doğrudan yargıya gidilmesi olanaklı bulunduğundan, buradaki idari başvuru zorunlu olmayıp, ihtiyari niteliktedir95. Yargı yolu seçildiğinde sadece vergilendirme işleminde yer alan hataların hukuka aykırılık nedeni olarak ileri sürülme zorunluluğu yoktur, tarhiyata ilişkin iddialar da bu aşamada açılan davada ileri sürülebilir. Düzeltme istemiyle ilgili dava açılmakla birlikte aynı anda idari başvuru yoluna da gidilebilir. Bu durumda, dava sonuçlanmadan, idare tarafından vergi hatasının varlığı kabul edilerek gerekli düzeltme yapılırsa, mahkemenin, davanın konusuz kaldığına ya da davanın vergi ile ilgili kısmının idarece kabul edildiğine karar vermesi gerekir96

.Bu durumda yargılama giderleri hatalı işlem tesis etmek suretiyle davanın açılmasına sebebiyet veren davalı idareye yükletilir.

VUK’un 378. maddesinin ikinci fıkrasında; mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinde tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları düzenlemesine yer verildikten sonra, vergi hatalarına ait durumun saklı olduğu hükme bağlanmıştır. Bu durumda, ilgililerin beyanı üzerine tarh edilen vergilere karşı doğrudan dava açamayacağı, ancak düzeltme ve/veya şikayet yolunun işletilmesi sonrası dava açma yoluna gidebilecekleri sonucuna varılabilmektedir.

Yukarıda da ifade edildiği üzere, düzeltme başvurusu, otuz günlük dava açma süresi içinde yapıldığında vergi idaresinin ret yanıtı veya başvurunun 60 gün

95 M. Nedim Akkurt, “Vergi Hatalarının Düzeltilmesi ve Yargıya Geçiş”, Mükellefin Dergisi, Sayı: 120, 2002, s. 30.

içerisinde cevaplanmamak suretiyle reddedilmiş sayılması üzerine vergi davası açılabilir. Dava açma süresinin geçmesinden sonra yapılan düzeltme başvurularının reddi üzerine doğrudan dava açma olanağı yoktur. Bu durumda, önce şikâyet yolu ile Maliye Bakanlığı’na başvurulması, anılan kurum tarafından başvurunun açıkça veya zımnen reddi üzerine yetkili vergi mahkemesinde dava açılması gerekmektedir. Eğer ilgililer tarafından bu prosedür tamamlanmadan başka bir deyişle dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme başvuruları sonrası şikayet yoluna gitmeden doğrudan dava açmaları durumunda yargı yerlerince, idari merci tecavüzünün bulunduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görevli idareye gönderilmesine karar verilecektir. Böylece, ilgili tarafından tamamlanması gereken idari başvuru yolu bir nevi ilgilinin yerine Mahkeme tarafından tamamlanmaktadır. Edirne Vergi Mahkemesi’nin 17.7.2013 tarih ve E:2013/719, K:2013/912 sayılı kararında; “ davacı şirket adına kesilen cezalara karşı, dava açma süresi geçtikten sonra yapılan düzeltme başvurusunun, vergi dairesince reddedilmesi üzerine şikâyet yoluyla Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’na müracaat etmesi ve bu talebinin Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'nca karara bağlanmasından sonra sonucuna göre idari dava açması gerekeceğinden, yasada öngörülen idari itiraz süreci tamamlanmadan açılan iş bu davada idari merci tecavüzü bulunduğundan dava dilekçesi ve eklerinin merciine tevdiine karar vermek gerekmektedir.” şeklinde hüküm kurduğu görülmektedir97

. Konuya ilişkin olarak Danıştay’ın da görüşleri bu yöndedir98

.

97 Edirne Vergi Mahkemesi’nin 17.7.2013 tarih ve E:2013/719, K:2013/912 sayılı kararı, http//www.portal.uyap.gov.tr, (17.12.2015)

98 Danıştay Dokuzuncu Dairesi’ nin 15/10/2015 tarih ve E: 2015/7865, K: 2015/10755 sayılı kararı, http//www.portal.uyap.gov.tr, (17.12.2015)

İKİNCİ BÖLÜM: VERGİ UYUŞMAZLIKLARININ YARGISAL

ÇÖZÜM YOLU

Vergi uyuşmazlıkların çalışmanın birinci bölümünde değinilen idari yollarla çözülememesi ya da mükelleflerin bir takım nedenlerden dolayı idari çözüm yollarını tercih etmemesi durumunda uyuşmazlıklar yargısal aşamaya taşınabilmektedir.

Vergi uyuşmazlıkların yargısal yolla çözümü, idari-barışçıl yolların aksine, uyuşmazlığın yargı mercii önünde bir “çekişme” konusu yapılması ile kesin sonuca bağlanmasını içeren bir yoldur. Bu yolla, bir yandan vergisel uyuşmazlık ortadan kalkarken, aynı zamanda idarenin yargısal denetimi sağlanmakta, vergilendirme işlemlerinin yasaya uygunluğu ve yapılan sübjektif işlemlerin verginin yasallığı ilkesi çerçevesinde geçerliliği de denetlenmektedir99

. Vergi uyuşmazlıklarının çözüm yollarından yargısal çözüm yolları, literatürde “mali muhakeme, mali yargı gibi terimlerle ifade edilmekle birlikte söz konusu terimler vergi uyuşmazlıklarının ötesinde devletin tüm alacaklarına ilişkin uyuşmazlıkları da kapsadığından daha geniş bir kavramı ifade eder. Bu nedenle yargısal çözüm yollarını; ''vergi muhakemesi, vergi yargısı” gibi terimlerle ifade etmek daha doğru olur.

Bu bölümde, vergi yargısının genel yargı sistemi içerisindeki yeri ve vergi yargısının örgütlenme şekline, vergi yargılama usulüne hâkim olan ilkeler ile vergi yargılamasında kanun yolları konularına değinilerek vergi yargılamasında yeni bir kanun yolu olarak öngörülen “istinaf” kanun yoluna ilişkin ayrıntılı değerlendirmelerde bulunulacaktır.