• Sonuç bulunamadı

1.1. Siyasi Yozlaşmanın Nedenleri

1.1.4. Rasyonel İlgisizlik

Temsili-katılımcı demokrasiye en önemli eleştiri siyasal katılımın yetersizliği nedeniyle gelmektedir. Etkin bir siyasal katılım için, seçmenlerin siyasal karar alma sürecinin her aşamasında aktif olarak yer alması gerekir. Fakat siyasal katılım düşüklüğüne sebep olan çeşitli faktörler, bu durumu olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu faktörlerden birincisi siyasal ilgisizliktir (Aktan ve Dileyici, 2005a: 87). Siyasal ilgisizlikten kasıt halkın seçimlere katılmamasının yanında siyasi olay ve faaliyetlere de tepkisiz kalmasıdır. Siyasettin arz mekanizmasını

çalıştırabilmesi için seçmenin sağlıklı bir talep ve denetle mekanizması içerisinde hareket etmesi beklenir.

Seçim ve oylama mekanizmasının varlığı demokrasi için gerekli, ama yeterli bir koşul değildir. Gerçek demokrasi için halkın tümüyle siyasete ilgili olması gerekir. Siyasal katılım eksikliği ya da siyasal ilgisizlik halkın tüm iradesini sandığa yansıtmaz. Ayrıca depolitizasyon politikası da seçmenleri siyasal katılımdan uzaklaştırabilir (Aktan, 2005: 193 ). Depolitizasyon bazı rejimlerin, vatandaşların politika ile fazla ilgilenmesini istememeleri, bunun için de politikanın alanını daraltacak, siyasal katılmayı sınırlandıracak birtakım önleyici tedbirler alma ve yasaklar koyma yoluna gitmeleridir (Kapani, 2003: 137). Böylece seçmen belirli aralıklarla oyunu kullanacak onun haricinde siyasete karışmayacak, siyasilere kişisel amaçlarını gerçekleştirme yolunda engel çıkarmayacaktır. Demokrasinin temeli olan halkın yönetime katılması bu durumda tiyatral bir seremoni haline gelecek ve halk etkisiz elaman olacaktır.

Kamu ekonomisinde seçmenler kendilerine sunulacak mal ve hizmetlerle ilgili bilgi sahibi olmak istemezler; çünkü kamusal mal ve hizmetlere yönelik tercihleri ile mal ve hizmetlerin sunumu arasında ilişki kurmazlar (Kızılboğa, 2012: 99).

Siyasî katılımın erdemi, yüksek katılımın daha doğru kararlar alınmasını sağlayacak olması vs. değildir. Bir demokraside fiilen siyasetle ilgisi olmayan bir vatandaş grubunun bulunmasında tahmin edilemeyecek kadar çok yarar vardır. (Yayla, E.T: 22.03.2015). Siyasetçiler, her zaman, oyunu ne yönde kullanacağını son dakikada belirleyen vatandaşı etkilemek için çalışır. Zira bilinçli ve bilgili bir seçmen seçim kampanyalarından etkilenmeyecek, oyunun rengini araştırarak ve bilgi süzgecinden geçirerek verecektir.

Yönetim süreçlerinin her aşamasına halkın katılmasını ve çıkarları doğrultusunda yönetime müdahale etmesini sağlaması gerekmektedir. Günümüz modern toplumlarında enformasyon teknolojisinin gelişiminin de etkisiyle, devletlerin toplumlara daha fazla nüfuz etmeye başladığı, daha kapsayıcı ve müdahaleci bir hale geldiği, bunun sonucunda da bireylerin özgürlük alanlarının olabildiğince sınırlandırıldığı görülmektedir (Nacak, 2014: 199). Bunu en temel nedeni halkın

siyasi ilgisizlik ve bilgisizlik içerisinde hareket ederek ya sadece içgüdülerine ya da çıkarlarına göre oy kullanmaktan başka bir şey yapmamasıdır.

Seçmenlerin siyasete ilgisiz kalmalarının siyasetçilerin yönlendirmeleri dışında da nedenleri vardır. Bu nedenlerin başlıcaları şunlardır:

a- Özgüven Eksikliği: Bazı vatandaşlar çifte siyasi eğilim taşımaktadır

ancak bu görüşler teorik düzeyde kaldığı için aktif hareket edemezler.

b- Kayıtsızlık: “Benim oyum neyi değiştirecek ki?” yargısı. Bu tür seçmen

kendi oyunun ve fikirlerinin hiçbir değer ifade etmediğini düşünür ve öğrenilmiş çaresizlik benzeri bir duygu içinde siyasete ilgisiz kalır.

c- Bedavacılık sorunu: Seçmenlerin bilgi toplamak yerine kendilerine

medya aracılığı ile verilen bilgi ile yetinmeye çalışması ve sonuçta kararsız kalması bir sorundur (Kızılboğa, 2012: 100). Ayrıca oy kullansalar da kullanmasalar da kamu hizmetlerinin devam edeceğini bilmeleri de ayrı bir bedavacılık sorunudur.

d- Bilgi maliyeti: Eksik bilginin üç nemli sebebi vardır: bunlardan birincisi;

partilerin seçmen isteklerini bilmememidir. İkincisi; seçmenin siyasilerin ne yaptığını bilmemesidir. Üçüncüsü ise karşılıklı iletişimin maliyetinin fazla olmasıdır (Downs, 1957:139). Kişilerin oy verecekli parti ile ilgili kapsamlı bilgi verilmemesi, yanlı ya da eksik verilmesi gibi sebeplerden dolayı eksik bilgiye sahip olan seçmenin oy verecekleri parti ile ilgili olarak yapacağı kapsamlı araştırmanın maliyeti seçmeni ilgisiz olmaya zorlamaktadır (Downs, 1957: 207). Şayet seçmenin tercih yapacağı alternatif adaylar, siyasal partiler veya politikalar hakkında enformasyon toplaması maliyetli ise seçmenin bilgisiz kalması daha rasyonel olacaktır (Aktan ve Dileyici, 2005b: 131).

Downs’a göre, rasyonel bir seçmen siyasi konularda bilgi sahibi olmak için yüksek maliyetlere katlanmak istemeyecektir. Bu nedenle de, siyasal yelpazede kendi ideolojik görüşünü en iyi temsil eden partiye oy verecektir. Eğer siyasal yelpazeyi tek boyutlu bir sağ-sol ekseni olarak varsayarsak, siyasi partilerin davranışı seçim sistemi

ile oyların bu yelpaze üzerindeki dağılımının bir fonksiyonu olacaktır (Çoban, 2014: 81).

e- Bilgisizlik: Demokrasinin iyi işleyebilmesi için, tıpkı piyasa sürecinde

olduğu gibi, enformasyon gerekli şartlardan birini oluşturmaktadır. Etkin bir demokratik süreç için vatandaşların tam enformasyona sahip olmaları ve bu enformasyonla siyasal sürece katılmaları gerekmektedir (Aktan ve Dileyici, 2005b: 116). Yoksa seçmen tercihleri sağlıklı sonuçlar vermeyecek hatta seçmen kendi tercihinin beklediği sonuçları vermemesinin hayal kırıklığı bir yana kendi seçiminden zarar görecektir.

Seçmen oyunu, kazandığı ahlaksal değerlere, siyasal partiler ile adaylar hakkında sahip olduğu bilgiye göre kullanır. Önyargılarını ya da spor kulübü tutarcasına fanatik siyasal parti bağlantısıyla oyunu kullanan seçmen iyi ile kötü, yanlışla doğru arasında oy kullanmanın ahlaksal bağlantısını kurmaz; oy kullanmanın, doğru seçim yapmanın bir etik görev olduğunun bilincine varamaz (Sakal ve Kitapçı, 2009: 37). Seçmenlerin tercihte bulunacakları adaylar, siyasal partiler veya politika alternatifleri konusunda tam enformasyona sahip olmaması seçmenlerin siyasal etkinlik duygusunun düşük olması, kamusal kararların bir bohça şeklinde oylanması, enformasyon temin etme isteksizliği, eğitim seviyesinin düşük olması, enformasyon toplama imkânının az olması ve rasyonel seçmen bilgisizliğidir (Aktan ve Dileyici, 2005b: 128). Bu sorunların hepsinin birlikte ortaya çıkması mümkün olduğu gibi farklı seçmen grupları için farklı sorunlar da ortaya çıkabilir; ancak sonuç olarak ne yaptığını bilmeyen bir seçmen topluluğu rastgele bir seçim sonucu ortaya koymuş ve rastgele bir siyasi iktidarı iş başına getirmiştir.