• Sonuç bulunamadı

2.10. Öğretim ve Öğrenci Öğrenmesinde Örgütsel Faktörler (Aracı Faktörler)

2.10.2. Profesyonel Topluluk

Karşılıklı (yansıtıcı) diyalog: öğretmenlerin kendi arasında öğrenme, öğretme, öğrenci

davranıĢları için konuĢmalar yapması olarak adlandırılır. Sınıf içi davranıĢ birliği ve uyumunu sağlamak öğretmenin en önemli görevidir. Ancak davranıĢ yönetimi, öğrencinin duygusal ve düĢünsel yapısını tanımayı gerektirir. Öğrenciler için verilecek kararın, öğrenci hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan verilemeyeceği unutulmamalıdır. Öğretmen, öğrenci hakkında vereceği kararlara esas olacak bilgileri; öğrencinin ailesinden, okul rehberlik servisinden, kendi gözlemlerinden ve diğer öğretmenlerden toplayabilir (Izgar, 2011).

51

Öğretmenlerin kendi eğitimlerinden sorumlu olması gerektiği ilkesi gereği, herhangi bir okulun baĢarısı, o okulda çalıĢan öğretmenlerin hem bireysel olarak karĢılıklı bilgi paylaĢmasına hem de grup olarak iletiĢimde olmasına ve baĢarısına bağlıdır. Yerinden yönetim anlayıĢının benimsendiği ve yönetim olarak daha özerk olan batı ülkelerinde karĢılıklı diyalog yöntemi daha çok kullanılmaktadır. Bu yöntemin Türk eğitim sisteminde uygulanabilmesi öğrenci baĢarısına etkisi olumlu olacaktır. Çünkü bu modelde, okul ortamında öğretmenlerin birbirleriyle karĢılıklı etkileĢimde bulunarak herhangi bir konu üzerinde birlikte çalıĢıp karĢılıklı öğrenme fırsatı tanımıĢ olurlar (Saban, 2000).

KarĢılıklı diyalog sadece sınıftaki öğrenme ve öğretmen yöntemlerinde değil aynı zamanda denetim mekanizmasının iĢlediği her alanda da kullanılmaktadır. Sınıftaki öğretimin niteliğini artırmak ve öğrenci baĢarısını sağlamak, çağdaĢ denetim yaklaĢımlarının önceliklerindendir. Bu önceliğin de, merkezden ve kısa süreli denetim uygulamaları yerine; okul merkezli, karĢılıklı yardıma dayanan ve daha uzun süreli denetim uygulamaları ile sağlanacağı düĢünülmektedir. Okullardaki öğretmenler arasındaki iĢbirliği ve yardımlaĢmanın okul merkezli denetim uygulamalarına, olumlu katkı getireceği düĢünülmektedir (TaĢdan, 2008).

Yenilik oryantasyonu: yeni gelen öğretmenlere diğer öğretmenlerin yardımcı olmasıdır.

Eğitim sistemi sürekli değiĢim ve geliĢimi birlikte yaĢamaktadır. Öğretmenlerin sürekli olarak değiĢen ve geliĢen eğitim yapısına uygun görev ve sorumlulukları daha iyi anlamaları adına bilgiler verilmesi gerekmektedir. Hizmet öncesinde tüm bilgilerin verilmesi imkânsızdır. Çünkü öğretmenlerin göreve baĢlamadan önce lisans veya yüksek lisans eğitim içerikleri, okulda karĢılaĢılan sorunların çözümünde yetersiz kalmaktadır. Verilen eğitimler, yaĢanan günün gereksinimlerini tam olarak karĢılasa bile; bilim, teknoloji ve dıĢ çevrede meydana gelen hızlı değiĢmeler karĢısında öğretmen adaylarının mevcut bilgi ve becerileri hızla eskimektedir. Bu nedenle öğretmenlerin yaĢanan değiĢim ve yeniliklere uyum sağlaması gerekmektedir. Özellikle öğretmen branĢlarındaki bilgilerin sürekli değiĢmekte olduğu, bilgi ve becerileri takip etmeleri gerektiği; meslek yaĢamı boyunca bu bilgi ve becerileri kazanmaya gereksinim duyacaklarından dolayı eğitime ihtiyaç duymaktadırlar. Bunun için öğretmenler, belli zamanlarda meslektaĢları ile iĢbaĢında ve iĢ dıĢında bir araya gelmeleri, mevcut bilgi ve deneyimlerini paylaĢmaları, yeni geliĢmelerden de haberdar olmaları gerekmektedir (DemirtaĢ, 2010).

52

Türkiyede öğretmenlerin, mesleklerinin gerektirdiği davranıĢları, gerek öğretime yönelik hazırlık bakımından, gerekse toplumsal yasama katılma noktasında gösteremedikleri gözlenmektedir. Hiç kuĢkusuz, sınıf içi etkinlikler, kısa ve uzun vadeli sürekli geliĢmeyi ve yenilikleri izlemeyi ve bunu sınıf içine taĢımayı gerektiren hazırlıkları öngörür. Ancak, öğretmenlerin bu konuya gereken özeni çeĢitli gerekçelerle göstermedikleri bilinmektedir. Öte yandan, okul dıĢında öğretmenlerin büyük çoğunluğu zamanlarını kahvehanelerde, arkadaĢ toplantılarında veya "günlerde" geçirmeyi tercih etmektedir (Mustan, 2002).

Sarı ve Altun‟un (2015) yaptığı araĢtırmada, öğretmenliğe yeni baĢlayanlar ile diğer öğretmenler arasındaki iliĢkide okul rehberlik servisindeki rehber öğretmenin, göreve yeni baĢlayan sınıf öğretmenin mesleki yeterlilik alanının (rehberlik dersinin iĢlenmesi, öğrenciyi tanıma vs.) geliĢimi konusunda yeterince ilgilenmediği bulgusunu söylemektedir. Türkiyede öğretmenliğe yeni baĢlayanlara en zor iĢler verilmektedir. Bunu ortadan kaldırabilmek için mesleğine yeni baĢlayan öğretmenlerin ilk yıllardaki sorumlulukları azaltılabilir, okul ve çevredeki deneyimli öğretmenlerle akran desteği sağlanmalıdır. Yeni öğretmenlerin bilgi ve yardım alabilmelerini sağlamak amacıyla deneyimli öğretmenlerle onları birleĢtiren, kaynaĢtıran bir arkadaĢlık sistemi kurulmalıdır (Yalçınkaya, 2002). Öğretmenlik mesleği ile ilgili olarak karĢı karĢıya kalınan problemlerden biri, bu mesleği seçenlerin göreve baĢladıktan bir süre sonra meslekten ayrılmalarıdır. Bu konuda, Amerika'da yapılan araĢtırmalar, mesleğe yeni baĢlayan öğretmenlerin %40-50'sinin ilk beĢ yılda öğretmenliği bıraktıklarını göstermektedir. Bu oran, özellikle metropolitan bölgelerde ya da varoĢlar diye nitelendirilen yerleĢim yerlerinde bulunan okullarda çalıĢanlar için %50 olmakta ve ayrılmaların süresi ilk üç yıla kadar düĢmektedir. Türkiyede de öğretmelerin meslekleri ile ilgili tercihleri, onların, büyük ihtiyaç duyulmasına karĢın, devlet okulu yerine özel bir okulda öğretmenlik yapmayı· seçmesi ya da öğretmenlikle ilgisi olmayan bir isle meĢgul olması durumunu akla getirmektedir (Mustan, 2002)

Kolektif sorumluluk: öğretmenlerin tüm okulda disiplin sağlanması, okulun iyileĢtirilmesi

ve her öğrencinin öğrenmesi için toplu sorumluluk duymalarıdır.

Mesleki kültürlerin, yeni fikirlere açık olma, yardım etme, yardım alma, öğretimi geliĢtirme üzerinde fikir birliği yapma gibi özellikleri ile uygulamanın baĢarılı olmasıyla yakından ilgili olduğu bilinmektedir. Her değiĢim projesi okulun geliĢimi için öğretmenlerin beraber çalıĢmadaki becerilerini ve bu yöndeki isteklerini artırmalıdır.

53

Yetkili kılma ve vizyon oluĢturma okulların mesleki kültürlerinin geliĢtirilmesi ile yakından ilgilidir (Helvacı, 2005).

Akran işbirliği: öğretmenler arası karĢılıklı yardım, materyal geliĢtirme, birbirinin dersini

dinleme vb. paylaĢımlardır. Akran değerlendirmesi, iki öğretmenin karĢılıklı anlayıĢ çerçevesinde bir araya gelerek birbirlerinin sınıflarını periyodik olarak gözlemeleri, yaptıkları gözlemleri birbirleri ile tartıĢmaları ve ulaĢılan sonuçlara bağlı olarak da kendilerinde değiĢiklikler yapmaları esasına dayanır. Öğretmenlere birbirlerinin öğretimini yapıcı bir üslupla eleĢtirme fırsatı tanır, kendilerinin yanlıĢ ve doğru olan uygulamalarını su yüzüne çıkarır ve bu sayede de kendilerinin eksik yönlerinin geliĢtirilmesine olanak sağlar. Bu model ile gönüllü iki öğretmen dönüĢümlü olarak birbirlerinin öğretimini değerlendirir ve bu konuya iliĢkin olarak birbirlerine geribildirim sağlar. Bu süreç baĢlıca üç aĢamada gerçekleĢir. Plân aĢaması, gözlem aĢaması ve geribildirim aĢamasıdır (Saban, 2000).

Kaliteli program uyumu (tutarlılığı): okulda uygulanan programlar, müfredat düzeyi

uygulaması ve koordinesidir. Somut müfredat projelerine ek olarak, okul müdürünün okulun mesleki kültürüne dikkat etmesi gerekir. Genel kavrayıĢ, personelin üzerinde müdür olma sıfatıyla, öğretmenlerin kendiiĢlerinde gerçekten çok daha iyi hale geldikleri bir okul kurabilmektir. Bir eğitim programının baĢarıyla uygulanmasının ve yönetilmesinin göstergesi, öğrencilerin öğrenmedeki baĢarılarının derecesidir. Bu derece, aynı anda yönetmen (okul müdürü), öğretmen, uzman ve öğretimle ilgili olan herkesin baĢarısını gösterir. Öğrencilerin baĢarısızlığı, eğitim programının gerektiğince yönetilememesinden kaynaklanır. Ayrıca sınıfların çok kalabalık olması; eğitim araç gereçlerinin eksikliği; okul programının yoğun olması; öğretim yöntemlerinin uygunsuzluğu; öğretmensiz geçen derslerin çokluğu gibi sorunlar öğrencilerin baĢarısızlığını artırır (BaĢaran, 2006, s.346).

Kaliteli profesyonel gelişmeleri: öğretmenlerin mesleki geliĢim için yaptıkları ve öğretim

tarzına yardımcı olan çalıĢmalar bütünüdür.

Öğretmenlerin mesleksel geliĢmelerini sağlama yaklaĢımları arasında kısa kurslar, atölye çalıĢmaları, okula dayalı geliĢme önemlidir (Balcı, 2007, s.119).

Okul yöneticisi okulda, çalıĢanlarla sürekli iletiĢim sağlamalı, bir patron gibi değil, bir koordinatör gibi çalıĢmalıdır. Mesleki geliĢim olanakları sağlamalı, geliĢime iliĢkin sorumluluğu ve denetimi öğretmenlere bırakmalıdır. Sistemin amaçlara ulaĢmasında en

54

büyük payın öğretmenlere ait olduğunu kabullenmeli, onları kendilerini geliĢtirmeleri konusunda motive etmelidir (Izgar, 2011).