• Sonuç bulunamadı

Ömer Göcen¹, İsa An², Mehmet Harman², Vasfiye Demir¹, Hamza Aslanhan¹ ¹ Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği AD, Diyarbakır

² Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar AD, Diyarbakır

GİRİŞ: Leishmaniasis; insanlar için patojenik olan leishmania protozoon parazitlerinin neden olduğu, enfekte vektörün (phlebotomus, tatarcık) ısırması ile bulaşan ülkemizde bildirimi zorunlu paraziter bir hastalıktır. Şark çıbanı, Halep çıbanı, Antep çıbanı olarak ta bilinen Kutanöz Leishmaniasis (KL) genellikle deriyi bazen de mukozaları tutan, skar bırakarak iyileşen lezyonlar ile karakterizedir. Türkiye ve komşu ülkeleri Suriye ve İran, KL’nin endemik olduğu ülkelerdendir. Bu olgu sunumunda ayak sırtında yara şikayeti ile başvuran, Suriye’den göçle Türkiye’ye gelmiş, KL tanısı konulan bir hasta sunulmaktadır.

OLGU: Yirmi üç yaşında Suriye uyruklu erkek hasta 2015 ekim ayında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Dermatoloji polikliniğine sağ ayak dorsalinde ülsere lezyon şikayeti ile başvurdu. Mevcut lezyon dört ay önce sinek ısırığı sonrası sivilce benzeri bir lezyon şeklinde başlamış ve zamanla büyümüş. Hastanın özgeçmişinde herhangi bir hastalık ve ilaç kullanım öyküsü yoktu. Dermatolojik muayenede; sağ ayak dorsal yüzde üzeri kurutlu, yer yer ülsere 6x6 cm boyutunda plak benzeri lezyon gözlendi (Resim. Lezyondan alınan doku sıvısından yaymalar yapıldı. Giemsa ile boyanmış yaymaların mikroskobik incelemesinde amastigotlar görülerek KL tanısı doğrulandı (Resim 2). Hasta hastaneye yatırılarak meglumin antimonat 10 mg/kg/gün dozunda 14 gün boyunca intramüsküler olarak verildi. Tedavi sonrası lezyonun minimal skar bırakarak iyileştiği gözlemlendi.

TARTIŞMA: KL lezyonu genellikle vücudun yüz, boyun ve ekstremiteler gibi giysiyle örtülmeyen alanlarında görülen eritemli papül şeklinde başlar. Klinik özellikleri konağın immün yanıtına göre değişir. Hastalığın inkübasyon periyodu birkaç gün ile birkaç ay arasında değişir. KL tanısı için endemik bölgelerde yaşayan veya endemik bölgeye seyahat öyküsü olan ve hastalığı düşündüren klinik bulguya sahip hastalarda parazitolojik doğrulamanın yapılması gerekmektedir. Suriye’deki savaş nedeniyle ülkemize göç eden mültecilerde hastalığın sıklıkla görülmesi nedeniyle özellikle Güneydoğu Anadolu illerimizde hastalık önemli bir boyut kazanmıştır. KL’de lezyonun lokalizasyonu ve tedavi komplikasyonları göz önünde bulundurularak hastaya uygun tedavi seçilmelidir. KL’nin sağaltılmasında topikal tedaviler, intralezyonel enjeksiyonlar, fiziksel tedaviler (kriyoterapi, termoterapi ) ve sistemik tedaviler yer alır. Hastalığı geçiren kişiler hastalık etkeni olan parazite karşı hayat boyu bağışıklık kazanırlar. Leishmaniasise karşı kullanılabilecek etkili koruyucu profilaksi veya ticari bir aşı henüz bulunamamıştır. Hastalığa karşı aşı geliştirme çalışmaları devam etmektedir.

Leishmaniasis’in endemik olarak görüldüğü ülkemizde, Suriye’den ülkemize olan göçlerden sonra vaka sayıları giderek artmakta olup; vücudun özellikle, yüz, boyun ve ekstremiteler gibi giysiyle örtülmeyen alanlarında ortaya çıkmış uzun süreli iyileşmeyen lezyonlarda KL de ayırıcı tanıda düşünülmelidir.

155

Resim 1 Resim 2

PP 059- SİGARA BIRAKMA TEDAVİSİ SIRASINDA BUPROPİON HCL’E BAĞLI GELİŞEN SERUM HASTALIĞI BENZERİ REAKSİYON: OLGU SUNUMU

Arş.Gör.Dr.Merve Medine Karademirci1 Prof. Dr Ruhuşen Kutlu1, Arş. Gör. Dr. Tuğba Kahraman Denizhan2 Doç. Dr. Fatma Gökşin Cihan1

1

Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Aile Hekimliği AD.Konya,Türkiye

2

Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD.Konya, Türkiye

GİRİŞ: Bupropion HCL, seçici bir dopamin ve noradrenalin gerialım inhibitörüdür. Sigaranın

bırakılmasına bağlı gelişen yoksunluk semptomlarını azaltmakta ve iyi tolere edilmektedir. Yazımızda terapötik dozda bupropion kullanımı sırasında ortaya çıkan bir serum hastalığı benzeri reaksiyon olgusu sunularak sigara bırakma tedavisi sırasında nadir de olsa böyle bir yan etkinin de akılda tutulması gerektiği vurgulanmak istenmiştir.

OLGU SUNUMU: 29 yaşında erkek hasta 5 paket yılı sigara kullanmaktayken sigara bırakmak amacıyla

polikliniğimize başvurdu. Hastanın özgeçmiş sorgusunda penisilin alerjisi dışında özellik yoktu, tansiyon arteriyel (TA) 122/70 mmHg ölçüldü. Hastanın yapılan diğer fizik muayene bulguları normaldi. Yapılan tetkiklerinde hematolojik ve biyokimyasal parametreleri, elektrokardiyografisi, PA AC grafisi ve solunum fonksiyon testi normal değerlerde idi. Fagerstrom Nikotin Bağımlılık puanı 4 puan (orta düzey bağımlı) ve karbon monoksit (CO) düzeyi 15 ppm idi. Hastaya ilk 3 gün 150 mg, sonraki günlerde 300 mg olmak üzere Bupropion HCl tedavisi başlandı. Hasta tedavinin 15. gününde tüm vücutta ve yüzde yaygın kaşıntılı kızarıklık, dudak ve göz kapaklarında hafif şişlik şikayetleri ile polikliniğimize tekrar başvurdu. Fizik muayenesinde hafif ateş (37,8°C), yaygın ürtiker plakları, el bilek eklemlerinde hafif şişlik, dudak ve göz kapaklarında hafif ödem tespit edildi. Diğer vital bulguları stabildi. Tam idrar tetkikinde 30 mg/dl proteinüri, (++) pozitif eritrosit bulunmaktaydı. Hemogramında nötrofil hakimiyetinde lökositoz mevcuttu. Hasta bu dönemde başka herhangi bir ilaç kullanmıyordu. Daha önce hiç akut ürtiker atağı geçirmediği öğrenildi. Hastada akut ürtiker tanısı düşünülerek Bupropion kesildi ve antihistaminik tedavi başlandı.

Hasta immünoloji ve allerji hastalıkları bilim dalı ile konsülte edildi. Bupropion’a bağlı serum benzeri hastalık tanısı konarak mevcut antihistaminik tedavisine Prednisolon 80 mg eklendi. Daha sonraki kontrollerinde deri döküntülerinin gerilediği ve kliniğinin düzeldiği görüldü.

TARTIŞMA: Tütün bağımlılığı başta akciğer kanseri, solunum yolu hastalıkları olmak üzere önlenebilir

ölüm ve sakatlık nedenlerinin başında yer alan küresel bir salgındır. Sigara bağımlılığı tedavisinde en sık kullanılan farmakolojik tedaviler nikotin replasman tedavisi ve ilaçlardır. Sigara bırakma tedavisinde etkin olan bupropion, yoksunluk semptomlarını ve sigarayı bırakma sonrası ortaya çıkan kilo alımını azaltır. Sık yan etkileri arasında ajitasyon, ağız kuruluğu, baş ağrısı, bulantı kusma, kabızlık ve tremor yer alır. Ender olarak ürtiker, serum hastalığı benzeri reaksiyonlar ve eritema multiformeye yol açtığı da bildirilmiştir.

Serum hastalığı benzeri reaksiyon, ürtiker, eklem ağrısı ve ateş ile tanımlanan Tip 3 immün kompleks reaksiyon olup döküntüler, ürtikeryal tarzdadır. Ödem, proteinüri, mikroskopik hematüri gibi belirtiler görülür. Tanı genellikle klinik tabloya göre konulur. Tedavinin temelini neden olan ajanın uzaklaştırılması oluşturur. Antihistaminikler semptomatik rahatlama sağlar. Ağır vakalarda kortikosteroidler tedavide kullanılır.

Sonuç olarak literatürde, düşük oranda da olsa anaflaktik reaksiyonlar bildirildiğinden, bupropion tedavisi başlayan hekimlerin muhtemel alerjik reaksiyonlara karşı uyanık olması gerekmektedir.

156

Benzer Belgeler