• Sonuç bulunamadı

1.3. POSTMODERN EDEBİYAT TEKNİKLERİ

1.3.5. Postmodern Edebiyatta Çok Kültürlülük ve Karnaval Kavramı:

Modernizm ile birlikte insan doğaya karşı hâkimiyeti ele geçirdiğini zannetmiştir. Fakat dönem insanı bu özelliği kazanırken bazı belli başlı şeyleri de gerisinde bırakmıştır. Buradaki gerisinde bırakmak tabiri önemlidir. Çünkü modern dönem gelenekseli, karmaşayı reddetmekle başlamaktadır. Modern şartlar altında oluşturulan metinler ne olursa olsun her zaman yeni olan bir ‘sistematik’ belirtmek durumunda kalmıştır. Postmodern dönemde ise, modern dönemin bu ağır şartları – tek merkezli yapı, gelenekseli reddediş- geçerliliğini yitirmiştir. Artık sadece güçlü olanın hikâyesi anlatılmaz. Metnin kendisi güçlü hâle getirilir.

78

Özlük, a.g.e., s.22

79

Çok seslilik ve çok kültürlülük postmodern dönem için oldukça önemlidir. Çünkü kendisini parçalılık esası üzerine kurmuştur. Hiyerarşik düzen tam anlamıyla yıkılmıştır. Bu dönem metinleri güçlü ile zayıfın, işçi ile patronun, kral ile halkın yan yana geldiği metinlerdir. Yalnızca aynı zeminin farklı katmaları değil, birbirinden farklı zeminler de bir arada kabul edilebilir olmuştur. Peri ile bir robot, divan şairi ile bir halk ozanı, Dostoyevski ile Aristo, aynı eserin içerisinde bulunabilme hakkına erişmişlerdir. Postmodern dönemin merkezsizlik ve her metne eşit mesafede yaklaşma tarzı bunun ana sebeplerindir.

Mikhail Bakhtin, bu tarz edebiyat ürünlerine karnaval adını verir. Karnaval; farklı özne, nesne ve görüşlerin bir arada olmasıyla oluşur. Karnavallar Antik Yunan ve Roma dönemlerinde büyük bir öneme sahiptirler. Belirli bir katılımcı sınırının olmadığı bu şenliklerin kendilerine ait kuralları vardır. Alanda herkes eşittir. Kimsenin görevinin ya da ekonomik durumunun hiçbir önemi yoktur. Belli dönemlerde yapılan karnavallarda, günlük yaşamın kuralları adeta askıya alınır. Bakhtin’in bu durumu uygunsuz birleşmeler olarak adlandırır. Buradaki uygunsuzluk kavramı günlük hayatta yan yana gelemeyecek şeylerin özgürce bir arada bulunması durumudur. Tanrısal ile tanrısal olmayan, saygın ile sıradan olan arasında fark etmeksizin bir eşitlik söz konusudur.

Bakhtin’in kavramını isimlendirirken seçtiği karnaval kelimesi aynı zamanda oyunsuluğun ve eğlencenin de bir işaretçisidir. Karnavallar eğlence ortamlarıdır ve ortamda bulunan insanlarda bir ciddiyetsizlik hâkimdir. Bu bağlamda bakıldığında postmodern edebiyat ve karnaval edebiyat eş zamanlı olarak okunabilir. İkisinin de benzer noktaları vardır. İkisi de kaotik bir kurgunun peşindedir. Eşitlik ön plandadır ve en önemlisi ikisi de kendisine bir oyun alanı kurgulamaktadır.

Karnavallar aynı zamanda bir perde arkası anlam gibidir. Çünkü ilk düzenlendiği dönemlerde insanların sınırları aşması ve abartılı davranışları sebebiyle bazı sorunlar ortaya çıkmıştır. Her ne kadar her şeyi yapmak serbest olsa da ertesi gün normal hayatına devam eden ciddi bir insanın bir önceki gün yaptıklarının hatırlanması hoş bir durum oluşturmamaktadır. Sonrasında alınan bir kararla, karnaval alanına kimse kendisi olarak gelmemeye başlar. Yüzlerine maskeler takan ve boyalar süren insanlar

kıyafetlerini de değiştirerek kendisi olmaktan olabildiğince uzaklaşır. Bu durum tıpkı postmodernizmdeki kurgusal gerçeklik durumudur. Postmodern edebiyat, anlamı yapıbozuma uğratır ve onu yabancılaştırır. Karnaval edebiyatta da kendisine yabancılaşma durumu söz konusudur.

Karnaval edebiyat da postmodern edebiyat gibi fantastik kurgusuna yakındır. Yazarın kurguladığı bu evren sınırları aşmayı amaçlamaktadır. İki tür de dönem eleştirisi içerisinde bulunurlar. Postmodern edebiyatın, modern edebiyata yaptığı tekdüzelik eleştirisi gibi, karnaval edebiyat da ciddi metinlere bir eleştiride bulunur.

‘’Yarı ciddi-yarı komik türler, karnavala özgü dünya anlayışının neşeli göreliliğine

sahiptir; postmodern romanlar ise, postmodern söylemin merkezsizlik, belirsizlik, hakikatsizlik vs. anlayışlarının oyuncul bir temsilidir.’’80

İki kavramda da tarih algısı benzerlikler gösterir. Tarihi her olay bütün dönemlerde yorumlanabilir ve kullanılabilir bir durumdadır. Oyunsuluk ve yarı-ciddilik durumunun bir gereği olan bu tutum metne çok kültürlülük bakımından da genişlik kazandırmaktadır. Her iki tutum da geleneksel ile geleneksel olmayanı birlikte okumakta bir sıkıntı görmez. Çünkü onlar mutlak geçmişin ve tarihselci –ilerlemeci- anlayışın karşısında dururlar. Birden fazla kaynağın bir arada bulunması otoritenin yıkılmasıdır. Bu yönden bakıldığında çok seslilik kendisini eserde göstermeye başlar. Her iki durum da kendi tekil şartlarına yabancılaşarak var olurlar. Postmodern edebiyat parodi, pastiş, kolaj gibi metinlerarasılık teknikleriyle bu çok sesli karnaval ortamını yaratır.

Karnaval edebiyat ile postmodernizmin ortaklaşa saf tuttukları bir başka alan ise, metindeki hakikat ve somut gerçeklik kavramının ortadan kaldırılması durumudur. Tıpkı karnavala katılan insanların kendi kimliklerinden uzaklaşmaları gibi postmodern edebiyatta da anlam gerçeklikten uzaklaşır. Postmodern edebiyatta gerçeklik, kurgulanmış, eğlendirmeyi amaçlayan sahte bir konumdadır.

Bakhtin, karnaval kavramı üzerine düşünürken meseleyi sosyolojik dil yönünden de ele almaktadır. Dil toplumun kimliğini yansıtmaktadır ve tek bir dil kullanımı

80

Neslihan Şen Altın, Mikhail Bakhtin ve Postmodern Romanda Biçimsel Yapının Sosyolojik Anlamı, Alternatif Politika, 2018, s.265

mevcut değildir. Ona göre ‘’roman, sanatsal olarak düzenlenmiş bir toplumsal söz tipleri çeşitliliği (hatta bazen de diller çeşitliliği) ve bireysel sesler çeşitliliği olarak tanımlanabilir.’’81

Roman özelinde edebiyatın dili üzerine düşünürken, aynı düzlemin farklı katmalarının varlığına dikkat çeker. Yani mesleki jargonlar, yaş gruplarının kullandığı diller, toplumsal lehçeler, aile ve arkadaş çevresi tarafından kullanılan dillerin farklılığına işaret eder. Dolayısıyla bu tarz bir dilsel çeşitliliğin eserde kullanılması, eseri kültürel açıdan da zenginleştirecektir. Yazarın tercih edeceği farklı sınıflar –söylemleri, kültürleri, yaşam tarzları- metinde farklı katmanların hayat bulmasına vesile olacaktır.