• Sonuç bulunamadı

2.1. PKK ve Devletin Güvenlik Politikaları

2.1.3. PKK’nın Doğuşu ve Yapısı

PKK’nın kuruluşuna yönelik ilk adım,1973 yılında Ankara Çubuk Barajı’nda Öcalan’ın da katıldığı bir toplantıda atılmıştır. Bu toplantıda alınan karar üzerine, legal bir örgüt olan, Ankara Demokratik Yüksek Öğrenim Derneği (ADYÖD) kurulmuştur. Ancak bu dernek 1975 yılında kapatılmış ve kurucuları yaklaşık 6 ay süreyle tutuklu kalmıştır. 1975 yılında, Ankara’nın Dikmen semtinde toplantı yapılmış, toplantıya katılan 10-15 kişiyle Güneydoğu’da mücadele yürütme kararı alınmıştır. 1975 yılında grubun manifestosu veya örgütün program taslağı niteliğindeki 68 sayfalık “Kürdistan Devriminin Yolu” isimli broşür kaleme alınmıştır (Belgenet, 2012; Birand, 1993: 85- 88).

1976 yılında yapılan bir toplantıda örgütün ilk manifestosu yazılmıştır. 1 Ocak 1977’de Ankara Mimar ve Mühendis Odası’nda gerçekleştirilen toplantıda, Abdullah Öcalan’ın bölgede toplantılar yapması ve örgüte sempatizanların kazandırılması kararlaştırılmıştır (Belgenet, 2012). Toplantıdan sonra Öcalan tarafından; Ağrı, Kars, Elazığ, Diyarbakır ve Bingöl’ü kapsayan ve 1,5 ay süren bir gezi ile 20 civarında toplantı yapılmış, örgüte yeni katılımlar sağlanarak yeni gruplar oluşturulmuştur. 1976 ve 1977 yıllarından sonra isimsiz gerçekleşen örgütlenme,‘Apoculuk’ olarak bilinmiş ve yaygınlaşmıştır. 1-11 Eylül 1977 tarihlerinde de parti programı oluşturulmuştur. 1977 yılı sonlarında yaşanan Kahramanmaraş olayları ve 1978’de artan şiddet olayları sonrası Öcalan, Ankara’dan ayrılıp Diyarbakır’a yerleşmiştir. 27 Kasım 1978 tarihinde Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Fis Köyü’nde Kürdistan İşçi Partisi (Partîya Karkerên Kurdistan) resmen kurulmuştur. Örgütün hedefinde ise,“ajan ve muhbirler,

yakalanmalara neden olan veya soruşturma sırasında işkence yapan güvenlik kuvvetleri mensupları, sosyal şoven tabakayı temsil eden ağalar ve aşiret reisleri ile saldıran başka örgüt mensupları” yer almıştır (Birand, 1993: 88-93).

PKK, 19 ile 26 Aralık 1978’de Kahramanmaraş’ta Alevilere yönelik gerçekleştirilen saldırılardan sonra başlayan sıkıyönetimin ve diğer solcu Kürt örgütlerinden gelen baskıların etkisiyle sıkışmış ve sığınacak bir yer bulamaz hale gelmiştir. Bu durum üzerine, Öcalan’ın 4 Temmuz 1979 günü önce Suriye’ye, ardından da Lübnan’a geçmesi planlanmış, ancak geçmeden önce kamuoyunda yankı uyandıracak bir eylemin yapılması kararlaştırılmıştır. Plana göre, 30 Temmuz günü Bucak aşiretinin reisi ve dönemin Adalet Partisi Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Celal Bucak’a saldırı düzenlenecek, saldırının ardından bildiriler dağıtılacak ve örgüt üyeleri Lübnan’daki kamplara çekilerek silahlı eğitim alacaklardır. Planlanan saldırı başarıya ulaşamamış ancak, bildiri dağıtılarak örgütün varlığı resmen ilan edilmiştir. 1979 yılında Filistinli Hawatme örgütünden alınan destekle, 30-40 civarındaki PKK’lının silahlı eğitimleri başlamıştır (Birand, 1993: 107-110; Belgenet, 2012).

15 Temmuz 1981’de PKK’nın ilk konferansı yapılmış, bu konferansta PKK’nın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da öngördüğü Vietkong usulü uzun vadeli savaş stratejisin temelini oluşturan kararlar alınmıştır (İmset, 1993: 88).

PKK, 1982 yılında Türkiye’ye dönüş ve eylemlere başlama hazırlıkları yaparken, İsrail, Lübnan’ı işgal etmiştir. Ermeni ve diğer yabancı örgütler Lübnan’dan büyük bir hızla çekilirken PKK, İsrail’e karşı Filistinli örgütlerin yanında yer almıştır. Savaş sırasında sayıları 40-50 olan PKK, 12 kayıp vermiştir. Ayrıca 12 üyesi de İsraillilere esir düşmüştür. PKK’nın bu yaklaşımı, Filistinli örgütler ve Suriye tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. İsraillilerin ulaşamayacağı bölgelere çekilen Filistinli örgütler, Bekaa Vadisini PKK’lılara bırakmış ve onlara hareket serbestisi imkânı tanınmıştır (Birand, 1993: 117; İmset, 1993: 90).

PKK’nın II. Kongresi, 20-25 Ağustos 1982 tarihleri arasında yapılmıştır. II. Kongre’de, Merkez Komitesi tarafından parti görevleri belirlenirken, askeri bir çizgi benimsenmiş, örgütün düzenleyeceği ilk ciddi saldırıların hazırlıkları yapılmıştır.

(İmset, 1993: 94; Belgenet, 2012). Partinin görevleri, altı ana başlık altında şöyle özetlenmiştir.

Kürdistan’da Zorun Rolü yazısında incelenen Kürdistan devrimci savaşının çizgisini tartışmak, geliştirmek ve partinin askeri çizgisi olarak benimsemek,

Bu çizginin pratikte uygulanabilmesi için gereken pratik planlama ve teknik hazırlıklar yapmak,

Pratik askeri önderliği, askeri çizgiye uygun olarak ve bu seviyede geliştirip güçlendirmek,

Askeri çizgiye uygun olarak örgütsel yapıyı geliştirmek, halk ordusunun temel çekirdeklerini yaratmak ve bunun için gerek politik ilişkileri sağlamak.

Bu askeri çizginin uygun alanlarda adım adım pratik uygulamasına başlamak ve geliştirmek,

Gerilla savaşının bazı alanlarda kitle ayaklanmalarına yol açabileceğinin bilincinde olarak, hazırlıklı olmak ve bu tür gelişmeleri uzun süreli halk savaşına kanalize etmek (İmset, 1993: 94).

Kongrede alınan kararlar gereği faaliyetler başlatılmıştır. 1982 yılının sonlarına doğru birkaç kişilik ilk gerilla grupları Türkiye’ye öncü olarak gönderilmiş, ancak bu gruplar Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından etkisiz hale getirilmiştir. Durum üzerine PKK tarafından yeni bir karar alınmıştır. Karara göre, 1983’ün Kasım ayında yapılacak olan genel seçimler öncesi büyük bir eylem yapılacak ve Türkiye kamuoyuna örgütün ismi duyurulacaktır (Birand, 1993: 121). Alınan bu kararlar uygulamaya konulamamış, PKK 1983 yılını sessiz geçirmiştir. Bu dönemde, Kürdistan Demokrat Parti (KDP) başkanı Mesut Barzani ile ilişkiler resmileştirilmiş ve bir protokol imzalanarak PKK’nın Irak’ın kuzeyine yerleşmesi sağlanmıştır (İmset, 1993: 98).

Temmuz 1984’te Merkez Komitesi tarafından düzenlenen toplantıda, Kürdistan Kurtuluş Güçleri’nin (Hêzên Rizgarîya Kurdîstan -HRK-) kurulması ve bunun eylemle duyurulması kararı alınmıştır. 15 Ağustos, HRK’nın kuruluş tarihi olarak belirlenmiş ve bu tarihte eyleme geçilmek için 3 grup oluşturulmuştur. 14 Temmuz Silahlı Propaganda Takımı Eruh’u vuracak, 21 Mart Silahlı Propaganda Takımı Şemdinli’yi vuracak, 18 Mayıs Silahlı Propaganda Takımı Çatak baskınını gerçekleştirecektir. Planlandığı gibi 15 Ağustos gecesi Siirt’in Eruh ilçesindeki Jandarma karakol binasına karşı saldırı

yapılmıştır. Saldırı sırasında 1 er ölmüş, 6 er ve 3 sivil de yaralanmıştır. Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde ise Jandarma subay açıkhava gazinosu, subay lojmanları ve ilçe jandarma karakolu otomatik silahlarla taranmış 1 subay ve 1 er hafif yaralanmıştır. Van’ın Çatak ilçesinde birim komutanı ise, saldırıda bulunamamıştır (Birand, 1993: 124-125). Bu süreçlerden sonra PKK’nın doğuşu tamamlanmış ve PKK, Türkiye’nin gündeminde yer almaya başlamıştır.