• Sonuç bulunamadı

AK Parti İktidarı Döneminde, Türkiye’nin Afrika ile Ticari ve Ekonomik İlişkileri

3. DÜNDEN BUGÜNE TÜRKİYE- AFRİKA İLİŞKİLERİ

3.4. AK Parti Döneminde Türkiye-Afrika İlişkileri

3.4.2. AK Parti İktidarı Döneminde, Türkiye’nin Afrika ile Ticari ve Ekonomik İlişkileri

Türkiye’nin son yıllarda Afrika ile olan ekonomik ilişkileri ve dış ticaret hacmi ciddi bir ilerleme kaydetmiştir. Bilhassa Afrika ile ticari ve ekonomik ilişkiler noktasında

“Afrika’ya Açılım” siyasetiyle yakından ilintili gelişmeler söz konusudur. 2003 senesinde Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) tarafından “Afrika ile Ekonomik ve Ticari İlişkilerin Güçlendirilmesi Stratejisi” hazırlanmış ve söz konusu program başlatılmıştır. Türkiye ile Afrika arasında karşılıklı iş birliklerine yönelik birçok çalışmanın yansıra Ticaret ve Sanayi Odaları’nın da girişimiyle kıtadaki ülkelerde düzenlenen ticari fuarlarda Türk ürünlerinin tanıtımı yapılmış ve süreç içerisinde ticari heyet ziyaretleri gerçekleştirilmiştir.

224 Muammer Elveren,İsrail ve Rusya’dan sonra Mısır’la yeniden ama…, 9 Temmuz 2016 http://www.hurriyet.com.tr/israil-ve-rusya-dan-sonra-misir-la-yeniden-ama-36694431[26.12.2018].

225 Mısır-Türkiye ilişkileri kopma noktasına geldi, 25 Mayıs 2015

https://www.evrensel.net/haber/113646/misir-turkiye-iliskileri-kopma-noktasina-geldi [26.12.2018].

78

Türkiye’nin Afrika’ya olan dış ticaretini hızlandırma hedefi doğrultusunda organize edilen Türk-Afrika iş konseyleri bağlamında hedef gösterilen ülkelerde müşterek iş görüşmeleri düzenlemekte ve ayrıca Türk ihraç ürünleriyle ilgili fuarlara destek verilmektedir. Bu minvalde Türkiye’de; Cezayir, Fas, Libya, Mısır, Tunus ve Sudan’la müşterek iş konseyleri de kurulmuştur. 2008 yılında Türk-Afrika İş Forumu’nun akabinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin, Afrika Ticaret Sanayi Tarım ve Meslek Odaları ile imzaladığı antlaşmayla Ağustos 2018’de Türk-Afrika Ticaret Odası resmi olarak kurulmuştur.226 Aynı yıl içerisinde ise Türkiye, Afrika Birliği tarafından stratejik ortak olarak ilan edilmiş ve akabinde yine aynı sene Türkiye; I. Türkiye-Afrika İş Birliği Zirvesi’ne de ev sahipliği yapmıştır.

Afrika’ya ihracatta dünya ülkeleri arasında Türkiye, 2003 yılında 16. sıradayken 2012 yılında 13. sıraya yükselmiştir. 2003-2012 yıllarında Türkiye, Afrika kıtası arası ihracatta dönemsel gel gitler olmasınarağmen senelik bazda ortalama %22 oranında artış göstermiştir. 2010 yılında mevcut gereksinimler de göz önünde bulundurularak yeni girişimler ortaya konmuştur. Türkiye’nin kıtayla 15,7 milyar dolar olan ticaret hacmi, 2012 yılında 23,4 milyar doları aşmıştır. 2013 yılında 2012’ye kıyasla sadece 355 milyon dolarlık sınırlı bir artış göstererek 23,335 milyar dolar kadar çıkmıştır.

Türkiye’nin Afrika’daki en büyük dış ticaret ortağı olan ve Sisi hükümetiyle problemli ilişkilerin yaşandığı Mısır, 2013 yılında da 4,9 milyar dolarlık ticaret hacmiyle Türkiye’nin kıtadaki en büyük ticari partneri olmadaki yerini muhafaza etmiştir.

Cezayir ve Libya ise ikinci ve üçüncü konumda ve yerlerini korumaktadır. Türkiye’nin Sahra-altı Afrika’daki başlıca dış ticaret ortakları ise Güney Afrika Cumhuriyeti ve Nijerya olmuştur.227

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Ocak 2013’te Gabon ziyareti esnasında 2015 yılı sonundaki Afrika ile ticaret hedeflerini 50 milyar dolar olarak ifade etmiş ve bu hedefe ulaşmada kararlı olduklarının altını çizmiştir. Fakat 2013 yılına ait Türkiye-Afrika ticaret hacminin 23,4 milyar doların altında kalması, bu hedefe ulaşmanın zorluklarını ortaya çıkarmıştır. TÜİK verilerine göre, 2016 yılı itibariyle Türkiye ve Afrika kıtası arasındaki ticaret hacmi 20 milyar doları geçmiştir. Ticaret dengesi açısından Türkiye, Afrika’dan çeşitli ürünler ithal ettiği gibi Kuzey Afrika’ya ithal

226 Oba, agm: 45.

227 Ufuk Tepebaş, “Türkiye ile Afrika Arasındaki Ekonomik ve Ticari İlişkiler”,

http://www.tasam.org/trTR/Icerik/5200/turkiye_ile_afrika_arasindaki_ekonomik_ve_ticari_iliskiler [03.04.2014].

79

ettiği ürünün dolar karşılığı olarak üç katını ihraç etmektedir. Sahra altı Afrika ülkeleri örneğinden hareketle, ticaret dengesi eşit olmakla birlikte Türkiye, Afrika’ya hali hazırda ithal etmekten çok ürün ihraç etmektedir.

Tablo 3.1: Türkiye’nin Afrika’ya 2003-2016 Yılları Arasındaki İhracat İthalat Hacmi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2003-2017 verileri.

Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere, Afrika’ya açılım siyaseti ile Afrika ile yapılan ticaret hacmi 2003’te 3,7 milyar dolarken 2005’te 6,8 milyar dolara, 2011’de de 17 milyar dolar iken 2013’de 23 milyar dolara ulaşmıştır.228 Dokuz yıl gibi kısa bir sürede Türkiye’nin Afrika ile olan ticaret hacmi dört buçuk katına çıkmıştır.

Türkiye-Afrika arasındaki ihracat Türkiye lehine 2003-2015 yılları arasında 6 kat kadar bir artış gösterirken aynı süre zarfında ithalat ise iki katına çıkmıştır. Diğer taraftan 2003 yılında Türkiye’nin Afrika’nın ticaret hacmindeki payı %1 iken Afrika ülkelerinin Türkiye’nin dış ticaretindeki toplam payı ise %4.5 idi. Aradan 10 yıl

228 “Afrika’daki Türkiye”, Dünya Bülteni Araştırma Masası DÜBAM (2015):3-4.

Yıl İhracat İthalat Hacmi (Dolar) 2003 3.7 milyar

2004 5.4 milyar 2005 6.8 milyar 2006 8.4 milyar 2007 11 milyar 2008 14.7 milyar 2009 15.8 milyar 2010 15.6 milyar 2011 17.00 milyar 2012 23.4 milyar 2013 23.335 milyar 2014 25 milyar 2015 19.5 milyar 2016 20 milyar

80

geçtikten sonra yanı 2014 yılına geldiğimizde bu payı sadece %2.3’ oranında seyretti.

2003-2015 yılları arasında ise %2’lik payı ile sabit kalmış, 2015 yılında da Afrika’nın Türkiye’nin ticaret hacmindeki payı %8.7’ye yükselmiştir. Bir karşılaştırmada bulunacak olursak 2003-2014 yılları arasında kıtanın diğer ortaklarının ihracatındaki payları şu şekildedir: Çin’in Afrika’ya ihracatı yıllık bazda ortalama %24.5, Hindistan’ın %23.4, ABD’nin %12.7 ve Fransa’nın ise %6.2.

Söz konusu verilere yönelik bir değerlendirmede bulunduğumuzda; Türkiye’nin Afrika ile ekonomik ilişkilerinin ciddi derecede artırdığını görmekteyiz. İhracata nispeten ithalatın daha yavaş artığı da burada göze çarpan bir durumdur. Dünya ekonomisinde gerçekleşen kırılganlık ve durgunluğa bağlı olarak 2014’e kıyasla 2015 yılında Türkiye’nin Afrika ile gerçekleşen ihracatında %9.3’lük, ithalatında ise 14.1’lik bir düşüş söz konusu olmuştur. Bu durum ise genel olarak dünya ekonomisinin durağınlığına bağlanabilir.

Yatırımlar yönünden ele alındığında, 2003 yılında çok düşük bir seviyede olduğu düşünülen Türkiye’nin Afrika’daki doğrudan yatırımlarının, 2015’e doğru 6.2 milyar dolara ulaştığı hesaplanmaktadır. 2015 Ekim’inde yayınlanan bir rapora göre;

(Financial Times) Türk yatırımları Afrika’daki doğrudan yabancı yatırımlarla kıyaslandığında en fazla istihdam yaratan yatırımlar olduğu ifade edilmiştir. (2014’te 16.593 kişilik istihdam).

Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri sektöründe aynı dönem içerisinde yükselişte yakalanan benzer ivme dikkatleri celbetmektedir. 2016 yılına kadar Türk firmalarının Afrika’da üstlendiği 1.152 projenin toplam değeri 55 milyar dolara yaklaşmıştır. Bu proje değeri miktarının aşağı yukarı 9 milyar doları Sahra-altı Afrika ülkelerine aittir.

SAA’da üstlenilen 170’i aşkın proje, Türk firmalarının yurtdışında üstlendiği toplam müteahhitlik bedelinin %2.7’sini oluşturmaktadır. Bu açıdan, yurtdışı Türk müteahhitlik firmalarının Sahra- altı bölgesindeki faal ve etkinlik alanının henüz iyi bir seviyede olmadığını söyleyebiliriz.

Öte yandan, Türkiye’nin 2013 yılında AfKB-Afrika Kalkınma Bankası’na üye olmasıyla birlikte, Türk işletmeler ve girişimciler; AfKB, Afrika Kalkınma Fonu ve Nijerya Güven Fonu’nun finanse ettiği projeler ve programlar kapsamında açılan ihalelere katılma olanağı elde etmişlerdi.

81

Yukarıdaki tabloda, 2007’de 11 milyar dolar olan ticaretin 2008’de 14.7 milyar dolara çıkarak %34’lük bir artış göstermesi dikkat çekicidir. Türkiye 2011’de kıta ile gerçekleştirdiği 17 milyar dolarlık ticaretin %60’ını Kuzey Afrika ile gerçekleştirmiştir. Bu durum Kuzey Afrika’nın Sahra- altı Afrika’ya göre Türkiye’nin dış ticaretinde daha büyük pay sahibi olduğunu göstermektedir.229

Tablo 3.2: Afrika ile Ticaret (2003-2013 Yılları/Amerikan Doları)

Kamal Eldeen, “Adalet ve Kalkınma Partisi Döneminde Türkiye-Afrika İlişkileri…”, agm:81.

Şekil 3:1 Türkiye’nin Afrika Bölgesi ile İhracatı (2002-2012)

_______________________________________________________________

Kamal Eldeen, “Adalet ve Kalkınma Partisi Döneminde Türkiye-Afrika İlişkileri…”, agm:81.

Fakat Türkiye’nin dış ticaret hacminde Afrika’nın payı hala küçüktür. Afrika ise halen Türkiye’nin küresel ticaretinin yüzde 5’inden daha az bir kısmını teşkil etmektedir.

229 Kamal Eldeen, “Adalet ve Kalkınma Partisi Döneminde Türkiye-Afrika ilişkileri…”, agm:81.

82

Mesela Türkiye’nin 2011’deki 300 milyar dolarlık toplam dış ticaret hacminde Afrika’nın payı yalnızca 17 milyar dolardır.

Çin, 2006’da yani Türkiye’den bir sene sonra Afrika yılı ilan etmiştir. Çin, Afrika ülkelerinin yönetici kadroları tarafından Batıya karşı bir alternatif olarak değerlendirilmektedir. Çünkü Afrika ülkelerine düşük faizli krediler sağlamakta, altyapı projeleri geliştirmekte ve bunları yaparken bu ülkelerin iç işlerine mesafeli yaklaşmayı tercih etmektedir. Ayrıca Afrika ile olan ticaret hacmini de muazzam boyutlara ulaştırmıştır. 2000’de 10,5 milyar dolar olan dış ticareti 2012’de 198.4 milyar dolara ulaşmıştır.230 Bu rakam sürekli olarak büyüme kat etmektedir.

Afrika ülkelerinin Türkiye’den aldıkları ürünler büyük ölçüde mobilya, dayanıklı ev ürünleri, tekstil ürünleri, işlenmiş gıda, paketleme araçları, demir-çelik, elektrik aletleri ve yapı malzemeleridir. Türkiye ise Afrika’dan petrol, ham madde, altın ve mineral gibi ürünler ithal etmektedir.

Afrika’ya giden doğrudan yabancı yatırımlar DYY (Foreign Direct İnvestment) (FDI) için iyi istatistikler elde etmek ise zordur. Burada Türkiye de istisna değildir. 2000 yılında, Afrika’daki Türk DYY’leri toplam 750 milyon dolardan, 2003’te 100 milyon dolara yükselmiş iken, Türkiye’nin Dışişleri Bakanlığı internet sitesinin rakamlarına göre, 2015 yılına bu rakam 5 milyar dolara ulaşmıştır. Afrika’nın en hızlı büyüyen ekonomisine sahip olan Etiyopya aynı zamanda Türkiye’nin Afrika’daki dördüncü en büyük ticaret ortağı olmakla beraber; 3.2 milyar dolarlık payla Türkiye’nin toplam doğrudan yabancı yatırımını da Afrika’ya çektmiştir. Bu yönüyle Etiyopya, Afrika’daki Türk yatırımının en büyük alıcısıdır. Resmi verilere göre, iki ülke arasındaki ticaret 2000 yılında 27 milyon dolardan 2015 yılında 420 milyon dolara ulaşmıştır. Diğer önemli alıcılar ise Sudan, Güney Afrika ve Nijerya’dır, Türkiye’nin yatırımının önde gelen sektörleri inşaat, tekstil, imalat ve tarım araçlarıdır.231 Afrika Boynuzu bölgesi de Türkiye’nin Afrika’ya yaptığı bugüne kadar toplam 6 milyar dolarlık yatırımların 2,5 milyar dolarını teşkil etmektedir.

Türk müteahhitler Afrika’da 1972-2013 yılları arasında 39 milyar dolar değerinde iş yapmışlardır. Söz konusu rakamlar, Türkiye’nin küresel anlamda uluslararası alanda

230 Mehmet Özkan, “Türkiye’nin Afrika’daki Sosyo-Politik Varlığı”, Çerçeve, MÜSAİD, y.22, Nr. 63 (2014):77.

231 David H. Shinn, “Turkey-Africa Relations”, Turkish-American Cultural Center, Elliott School of International Affairs, George Washington University, Madison (Wisconsin,2016), 3.

83

başlattığı projelerin yaklaşık yüzde 19’una tekabül etmektedir.2015 yılından günümüze ise Türk şirketler tarafından Afrika’da üstlenen projelerin hacmi 55 milyar dolara kadar yükselmiştir.

Uzun yıllar Afrika’ya karşı kayıtsız kalmış olan Türkiye’nin kıta ile ticari münasebetleri, Afrika ile ilgilenen diğer ülkeler tarafından ilgi ile takip edilmiştir.

Mesela 2010 yılının kasım ayında Fransa, Afrika’da gücünü ve etkisini giderek artıran Çin’in önüne geçebilmek için, Afrika’daki Avrupa Ortak Ticaret Misyonları’nda Türkiye ile iş birliğine gidilebileceğini açıklamıştır.232 Kasım 2016’da İstanbul’da

“Birinci Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Zirvesi” gerçekleştirilmiş ve söz konusu zirve,

“Türkiye’nin Afrika Açılım Stratejisi” bağlamında Türkiye’nin kıta ile yeni bir aşamaya geçmesinde oldukça önem teşkil etmiştir.233

Türkiye’den ve Afrika’dan binlerce üst düzey iş adamı ve girişimcinin bir araya geldiği

“Birinci Ekonomik İş Zirvesi”nde açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika ülkeleri ile ekonomik iş birliğinin önemine vurgu yapmış ve Afrika’yla karşılıklı olarak geliştirilen ilişkilerin devamlı hale getirilebilmesi için

“kazan-kazan” stratejisinin ve ciddi bir iş ortamının gerekli olduğunu ayrıca dile getimiştir.234

“Birinci Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Zirvesi”nin zamanlaması da birçok yönden Türkiye-Afrika ilişkileri için çok önemliydi. Bir yandan ABD’de başkanlık seçimleri vardı ve bu açıdan zamanlama iyi sayılabilirdi. Donald Trump’ın başkan seçilmesinin, Türkiye-Afrika münasebetleri üzerinde nasıl bir etkiye sahip olacağı merak konusuydu. Trump’ın seçim sloganı olan “Amerika’yı Yeniden Büyük Yapacağız”

söylemi, ülkenin iktisadi hayatını önceleyen milliyetçi unsurlar taşımaktaydı. Yeni başkan ABD’nin insani politikalarda daha geri duracağının mesajlarını vermekteydi.

Afrika ülkeleri için geliştirdiği söylemler ise deyim yerindeyse tam bir felaketti.

ABD’nin bir devlet politikası olarak uygulayacağı dış yardımları Afrika için tehdit altına girmişti. Bu açıdan Birinci Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Zirvesi, sorunlara

232 “France Seeks Turkey as Trade in Africa”, EU Business,

www.eubusiness.com/news-eu/france-turkey-china.6v4 [17 Mayıs 2014].

233 Sedat Aybar, “Türkiye-Afrika ilişkilerinde yeni aşama”,

http://aa.com.tr/tr/analiz-haber/turkiye-afrika-iliskilerinde-yeni-asama/693041?amp=1, 25.11.2016 [27.01.2017].

234 Aybar, “What is next in Turkey’s Africa strategy?”,

http://aa.com.tr/en/africa/analysis-what-is-next-in-turkey-s-africa-strategy/692864, 25.11.2016 [27.01.2017].

84

ortak çözüm üretilmesi açısından da işlevseldi. Bu açıdan ABD’deki seçimlerle paralel olarak gerçekleştirilmesi önemliydi. Türkiye insani yardımlarda en çok öne çıkan ülkelerden biriydi ve bu noktada ABD’ye bir alternatif olabilirdi. Ancak Türkiye’nin varmak istediği hedefler için yardımlarla sınırlı kalmaması ve eşitlik zemini içerisinde çok boyutlu olarak ilişkilerini geliştirmenin ve derinleştirmenin yolları aranmalı ve bu doğrultuda hareket edilmelidir.235

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2017’deki Afrika ziyareti sırasında Tanzanya Başkanı Magufuli, Tanzanya’daki 200 kilometrelik demiryolu hattının Darüsselam’dan Zambiya’ya demiryolu bağlantısı kurmak için Türkiye’den kredi ve yatırım istedi. Bu konuda Hasan Öztürk, Tanzanya liderinin Erdoğan ile görüşmesinde demiryolu projesi için Türk Eximbank üzerinden 400 milyon dolarlık kredi istediğini söyledi236 ve neticede ihaleyi Türkiye Yapı Merkezi kazandı. Söz konusu demiryolu tamamlanması durumunda Tanzanya’yı; Burundi, Uganda ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti’ne bağlayacaktı. Ancak söz konusu projeyle ilgili olarak 2015 yılında patlak veren yolsuzluk skandalının ardından diğer donör ülkeler Tanzanya’dan çekildi.

Türkiye-Afrika ticaretinin başlıca gelişmelerinde rol oynayan kurumlarından biri Türk İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) idi. Ancak bugün geçmişte

“Gülen Hareketi” olarak nitelendirilen FETÖ’ye bağlı olan bir kurum olması nedeniyle 15Temmuz darbe girişiminden sonra Afrika’nın birçok yerindeki faaliyetleri durduruldu.

Türkiye- Afrika ilişkilerinde diğer önemli bir kurum olan Türkiye’nin Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Afrika’daki ortaklarıyla 33 ülkede iş konseyleri kurmuştur.

Ancak Türkiye’nin bu alandaki faaliyetleri, FETÖ’nün kıtadaki uzantıları aracılığıyla yavaşlatılmaya çalışılmaktadır. Afrika’nın önemli şehirlerinde kurdukları şirketler ve bölgesel iş birlikleri de bu süreci sekteye uğratmaktadır.

Afrika, dünyanın ekilebilir arazilerinin toplamda %60’ını barındırmaktadır. Yani yakın gelecekte yalnızca Afrikalıların değil hemen hemen bütün dünya nüfusunun hayatta kalmasının büyük ölçüde Afrikalıların kıtadaki mevcut olan tarımsal

235 Aybar, “Yeni” Türkiye, “Yeni” Afrika: Bir Yerçekimi Analizi, Politik Ekonomi”, IAU Yayın Florya Chronicles, Yıl: 2, s.2 (2016).

236 Cabir Turgut (akt), “Erdoğan ziyaret etti Türk firma işi kaptı”,

http://www.yenisafak.com/ekonomi/erdogan-ziyaret-etti-turk-firma-isi-kapti- 2607844?utm_source=facebook-yenisafak&utm_campaign=facebook-yenisafak&utm_medium=facebook-yenisafak,ubat 05, 2017 [05.02.20017].

85

kaynakları kullanma kapasitelerinin geliştirilmesine bağlı olacaktır. Afrika kaynak zengini olan fakat yoksul bir kıtadır. Afrika nüfusunun %80’i tarımla hayatını sürdürmektedir. Ancak Afrika’daki söz konusu tarım faaliyetleri günümüzde hala küçük ölçekli geçim sağlamak üzere yapılan ilkel tarımdır. Bu nedenle de ticari olarak ciddi bir anlam ifade etmemektedir. Oysa Afrika, bu noktada tarımını modernize ederek refah ve zenginlik ile istihdam yaratan bir araca dönüştüren Türkiye gibi ülkelerin deneyimlerinden yararlanabilir.237 Bilhassa Türkiye, Afrika ile ticari ve ekonomik ilişkileri bağlamında Tunus, Fas, Cezayir, Mısır, Etiyopya, Sudan ve Güney Afrika ile çifte vergilendirmeden kaçınılması ve yatırım koruması konusunda çeşitli antlaşmalar imzalamıştır.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Afrika Ticaret Odaları Birliği; Sanayi, Tarım ve Ticaret Borsaları’nın girişimleriyle Türkiye ile Afrika arasındaki mevcut ekonomik diyalogu ve iş birliğini artırmak amacıyla Türk-Afrika Odası kurulmuştur. Söz konusu kurum, David H. Shinne göre; her ne kadar bir çalışma planını kabul etmiş olsa da şu ana kadar çok şey başarmış gibi görünmemektedir.

Türkiye, Cibuti örneğinde olduğu gibi Afrika’da serbest ticaret bölgeleri kurup iş adamlarını ticarete teşvik ederek ticari ilişkilerinde yeni alanlar açmalıdır. Çifte vergilendirme ve ulaşımla ile alakalı meseleler derhal yoluna koyulmalıdır. Finansman yetersizliği konusu başlıca engel olmakla birlikte ciddi bir şekilde ele alınması gerekmektedir. Banka kredileri yeterli seviyede değildir ve sigorta hizmetlerine yeterince imkân sağlanamamaktadır. Bu yönüyle Türkiye’nin Afrika’daki zayıf yönleri Afrika ülkeleri tarafından da görülmektedir. Buna rağmen nispeten mütevazı, doğrudan yabancı yatırımlar (DYY), genel olarak Türkiye’nin lehine bir ticaret dengesi arz etse de halen izlenecek politik seyir netlik kazanmış görünmemektedir.