• Sonuç bulunamadı

Osmanlı İmparatorluğu’nun Kızıldeniz ve Sevâkin ile Münasebetleri Günümüzde Sudan’a bağlı olan ve Kızıldeniz’de stratejik bir öneme sahip olan

4. AK PARTİ ÖNCESİ TÜRKİYE-SUDAN İLİŞKİLERİ

4.2. Osmanlı Döneminde Türkiye-Sudan Münasebetleri

4.2.1. Osmanlı İmparatorluğu’nun Kızıldeniz ve Sevâkin ile Münasebetleri Günümüzde Sudan’a bağlı olan ve Kızıldeniz’de stratejik bir öneme sahip olan

Sevakin, XIX. yüzyıla kadar Habeş Eyaleti idarecilerinin başlıca ikamet yeriydi.

Sevakin Adası, Osmanlı’nın Kızıldeniz’deki hâkimiyet alanlarını koruması için bir üs vazifesi görmekteydi. Osmanlı İmparatorluğu, Kızıldeniz’in sahillerine yerleştikten ve Yemen Beylerbeyliğini kurduktan sonra Doğu Afrika, Doğu Sudan ve Kızıldeniz’de cereyan eden olaylarla daha yakından ilgilenmeye başlamıştır.

Sevakin bölgesinde Osmanlı kuvvetlerinin icra ettiği ilk askeri teşebbüsler Evliya Çelebi’ye göre Hint Seferi dönüşünde Kızıldeniz’de bulunan Kuseyr limanına bir miktar kuvvetle çıkan Hadım Süleyman Paşa ile başlamıştır. Süleyman Paşa, kendisi ile beraber sefere iştirak eden maiyetindeki Özdemir Bey’i bir miktar asker bırakarak

272 John Aleznader, Nubiada Osmanlı İmparatorluğu: el-Türkiyye el-Awla, Sudan-Türkiye İlişkilerinin Özelliklerinden, ed. Yusuf Fadil Hassan (Hartum: Hartum Üniversitesi Yayınevi, 2004),183.

273 Orhunlu, age,114; Yılmaz, “Türklerin Sudan’daki…” agm:160.

274 Kavas, “Sudan”, İslam Ansiklopedisi, agm:460; Yılmaz, “Türklerin Sudan’daki…” agm:160.

275 Mehmet Koçak, Mehdi Hareketinden İslam Devrimine Sudan (İstanbul: Esra Yayınları, Nisan 1999),16; Yılmaz, “Türklerin Sudan’daki…” agm:160.

98

Mısır’a dönmüştür. Özdemir Bey, emrine verilen kuvvetlerin bir kısmını Nil Nehri üzerinde bulunan nehir filosu vasıtasıyla karadan güneye indirmiştir. Burada Bedevi veya yerleşik olarak hayatlarını sürdüren Arap aşiretlerinden büyük bir nüfus Osmanlı idaresine itaatlerini bildirmiştir. Funç Devleti’nin idaresi altında olan İbrim ve Der Kaleleri ile Mağrak ve Say gibi şehirler Özdemir Bey tarafından ele geçirilmiştir. 276 Özdemir Bey, Say’da bir kale inşa ettirmiş,277 İbrim Kalesi’nde de Kanuni Sultan Süleyman adına bir cami yaptırmıştır.278

Osmanlı İmparatorluğu’nun Kızıldeniz ile ilgilenmesinin sebebi doğu ticaretini kontrol altına almayı amaçlayan Portekiz’e engel olmaktı. Bunun neticesinde bölgedeki Sevakin ve Masava limanları Osmanlı tarafından 1527’de fethedilmiştir. 279 Ayrıca 1525 yılında Portekizlerin almış oldukları ağır yenilgiyle beraber güneydoğu Habeşistan’da Hristiyan Habeş Kralı ile çekişme halinde olan Müslüman Harar Emiri Ahmed el-Mücahid’e her türlü silah ve mühimmat desteği sağlanırken, Portekizliler de karşı tarafı desteklemiş fakat 1543’de Ahmed el-Mücahid’in savaşta öldürülmesi İslamiyet’in bölgedeki yayılışını sekteye uğratmıştır. Osmanlıların başka yerlerdeki sıkıntılarından yaralanarak burada hakimiyetini artıran Portekizlileri durdurmak maksadıyla mücadeleye ancak 1550 yılından itibaren yeniden başlanmıştır.280

1554 yılında Kanunî Sultan Süleyman döneminde IV. Hint Seferi sırasında, Yemen Beylerbeyi Özdemir Paşa Habeş seraskerliğinde görevlendirilmiştir. Özdemir Paşa burada Habeş Eyaletini kurarak, Memlük Devleti’nin Kızıldeniz sahilinde sahip olduğu önemli bir ticaret limanı281 olan Sevâkin’i eyalet merkezi haline getirdi. 16.

yüzyılda sekiz sancak bu eyalete taabi kılınmıştır. Daha sonra bir aralık eyalet merkezi Masavva olarak belirlenmişse de 17. yüzyıldan itibaren idareciler Sevakin’de ikamete başlamışlardır. Üst düzey idareciler büyük ölçüde Mısır’dan gelmekteydiler. Ayrıca 18. yüzyılda buraya Rumeli Beylerbeyliği’nden idareciler de gelmiştir. Güvenlik

276 Holt, Daly, age,26.

277 Kavas, “Sudan”, İslam Ansiklopedisi, agm:461.

278 Evliya Çelebi, Seyahatname, C.X (İstanbul 1938), 840-849.

279 Fadil Hassan, “Sudan Özelinde Türk Afrika…, agm:286.

280 Muhammed Tandoğan, “Habeş Eyaleti 15 Temmuz 1555/15 Şaban 962”, Siyah İnci Beyaz Lale, Afrika'da Osmanlı Asırları,Yazar: Hakan Yılmaz (Yayın Yönetmeni) (İstanbul: Kenz Yayınları), 2013:78.

281 İbn Iyas, Bedaiüz-zuhur fi vekayiid-duhur (Kahire: nşr. Muhammed Mustafa, 1960), c. IV :80-96’den aktaran Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğunun Güney Siyaseti…, age,2.

99

maksadıyla buraya kaleler inşa edilmiş; Osmanlı donanması da Moha, Süveyş ve Hint kaptanlıkları olarak düzenlenmiştir.

Özdemir Paşa’nın Habeş Eyaletini kurması ve Sevakin’i idari merkez yapması ile beraber Doğu Sudan’a idareci ve askeri kesimden yöneticiler gelmeye başladı.

Özdemir Paşa’dan sonra buraya atanan sancak beyleri ve idareciler yerel kadınlarla evlenerek burada Türk soylu bir sınıf oluşturdular. Daha sonra da bunların çocukları yönetim kademelerinde önemli görevler aldılar.282

Sevakin’in Osmanlı Devleti’nin eline geçmesi, ileriki zamanlarda yapılması planlanan Habeşistan harekâtına büyük bir dayanak teşkil etmiştir. Daha sonra Sevakin’e idari düzen verilerek burası Mısır’a bağlı bir sancak merkezi olarak teşkilatlandırmış ve ilk sancak beyi olarak 10 Nisan 1554’de Abdülbaki Bey tayin edilmiştir. Sevakin sancak beyleri Cidde sancak beyleri ile denk kabul edilmiştir.283

1555’de Habeş Eyaleti’nin kurulmasıyla Sevakin merkez sancağı, yeni eyalet merkezi olmuştur. Eyalet kadılığının da Sevakin’de bulunması uygun görülerek Mevlâna Abdülvehhab Bey ilk kadı olarak tayin edilmiştir. Bölgeyi iyi bilmesi ve bölge insanını yakından tanıması kendisinin kadı olarak tayininde önemli bir rol oynamıştır. Eyalet kadıları Sevakin’de oturmuşlardır. Daha sonra eyaletin merkezi güneye kaydırıldığı halde kadılar Sevakin’de oturmakta devam etmişlerdir.284

1578’den sonra da Hint Okyanusu’nda Portekiz’in yerini İspanya almış ve Osmanlı Devleti’nin bölgedeki mücadelesi devam etmiştir. İspanya’nın eski Portekiz topraklarına sahip çıkıp, Osmanlı Devleti’nin güney eyalet topraklarına bir işgal teşebbüsünde bulunacağı, Habeş Beylerbeyi tarafından merkeze haber edilmişti. 1582 yılında Osmanlı iskeleleri, kuvvetleri ve vilayetleri hakkında bilgi toplamak üzere Müslüman kıyafetine girmiş iki İspanyol ele geçirilmiştir. Bunlar sayesinde düşmanın muhtemel olarak yapacakları harekettan haberdar olundu. Bunun üzerine Yemen, Habeş ve Hicaz’dan Süveyş’e kadar olan sahillerdeki kaleler tamir edildi ve Sevâkin’e yeni bir kale inşa edildi.285

282 Zengin, Geçmişten Günümüze Türkiye- Sudan İlişkileri, age,95.

283 Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Kâmil Kepeci Ruus., Belge Numarası: 211, s. 78; Osmanlı İdaresinde Sudan, T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayınları (İstanbul: 2013),51.

284 Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğunun Güney Siyaseti…, age,114-115; Yılmaz, “Türklerin Sudan’daki…” agm:156-160.

285 Cengiz Orhonlu, Habeş Eyaleti, DİA:363. akt. Tandoğan, Habeş Eyaleti, age,78.

100

Bölgenin fakirliği ve var olan açlığa çare bulmak üzere Özdemir Bey, İstanbul’dan yardım istedi. Yardım göndermekle açlığın giderilmeyeceği, yardım gönderme yerine bölge topraklarının işletilmesinin daha doğru olacağı görüşünde olan Osmanlı Devleti ise tohum ve daha değişik arazi araçlarını bölgeye göndermiştir. Kısa zamanda Osmanlılar sayesinde bölgedeki topraklarda buğday ve pamuk ekiciliği ile hurma ormanları geliştirilmiştir.286

Özdemir Bey’in bölgeyi ve Sevâkin limanını alma sebepleri arasında Mısır Eyaleti’nin gelirlerini arttırmak önemli bir etkendi. Sevâkin liman ve gümrük gelirleri, kervanlardan alınan vergi ve asker temini için gerekliydi. 287 Ayrıca Sevakin, Hindistan yolunun güvenliğinin sağlanması, Portekizliler’in Kızıldeniz’den uzaklaştırılması, Cidde’nin savunulması, Hint Okyanusu’ndaki Müslümanları İngiliz, Fransız ve Portekiz saldırılarına karşı korumak için stratejik öneme sahip bir liman kentiydi.288 Doğu ticareti iki rota üzerinden yapılmaktaydı. Biri Hindistan’ın batısından Basra Körfezi’ne, oradan da Dicle ve Fırat yolu ile kervanlarla Suriye limanlarına ulaşıyordu.

Diğer bir alternatife ise Kızıldeniz’den Süveyş’e, oradan kara yolu ile İskenderiye’ye, oradan da İskenderun ve Akdeniz limanlarına gelen güzergahtı. “Bu ticaretin en önemli maddelerini şeker, hurma, fil dişi, kıymetli taşlar, sinameki, turunçgiller, pamuk, madenler, çeşitli boyalar, uzun elyaflı yün ve baharat teşkil ediyordu”.289 Sevâkin limanının bir başka önemi ise bu limanından Cidde’ye özellikle hac zamanı yiyecek, deve, sığır ihraç ediliyordu. Sevâkin civarında yaşayan Bedevilerin ürettiği hasırlar da buradan sevk edilmekteydi.290 Ayrıca Kızıldeniz’den çıkarılan incinin hem avcılığı hem de ticareti önemli bir gelir kaynağıydı. Buradan elde edilen gelir de hayli önemli bir miktardı. Hatta bir keresinde asker maaşları ödenemeyince inci ticareti yapan kimselerden borç para alınarak askerin maaşı verilebilmişti.291

Aynı zamanda Sevâkin limanının ticaret emtiaları Hindistan ve Doğu ticareti ile kıyaslanamayacak derecede sınırlı olmasına rağmen Habeşistan ve Sudan’ın esir ticareti ve altın ihracında eskiden en önemli bölgeleriydi.292 Bu bölgede esir ticareti de

286 Koçak, age, 17.

287 Hıfzı Topuz, Kara Afrika, 1.bs. (İstanbul: Milliyet Yayınları,1971),151.

288 Holt-Daly, age, :26-27.

289 Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğunun Güney Siyaseti, age, 3.

290 Age, 139.

291 Age, 106.

292 Age, 3; Yusuf Fadil Hassan’dan aktaran Orhonlu: Yusuf Fadil Hassan, “The Arabs and the Sudan”

(Edinburg, 1967),47-50.

101

hatırı sayılır bir konumdaydı. Özellikle Sudan ve Habeşistan’daki esirler Hindistan, Mısır ve Arabistan güzergahlarına nakledilmekteydi. Ayrıca bu ticaret ile alakalı önemli limanlar ve iskele arasında Sevâkin Limanı da vardı. Ayrıca altın ticareti eskiden beri Habeşistan ve Sudan ticaretinde önemli bir yer işgal etmekte, özellikle Mısır’a XVII. yüzyılda altın sevk edilmekte idi.293

Fas, Tunus, Trablusgarp, Mısır, İran, Türkiye Arap yarımadası ve Asya’daki diğer Müslüman devletlerin ihtiyaçları bu topraklardan temin ediliyordu. Bu ticaret iki yoldan yapılmakta biri Müslüman gemicilerin faal rol oynadığı deniz yolu iken, diğeri de kara yoluydu.294

Hatta Osmanlı saray ve devlet adamlarının dairelerinde kullanılan esirlerin hemen hemen hepsi bu yol ile getirilmişlerdir. Bu bakımından esir ticaretinin içtimai hayatta bir yeri vardı. Hükümdar sarayının harem dairesinin hizmetkarları olarak önemli bir mevkii olan Darüs-Saade Ağaları (kızlar ağları) genellikle Sudan ve Habeşistan olan zenci esirlerin talim ve terbiyesi sonucunda yetiştirilmiş ve saray içerisinde güvenilir bir unsur olmuşlardır. Hatta bunlar arasında kabileyetine göre yükselen kimseler, Darüs-Saade Ağası olurlardı. Osmanlı’nın gerek idare kademesinde gerek ise diğer sahada mevki sahibi kimselerin konaklarında bu havaliye mensup zenci esirler kullanılmıştır.295

Sevâkin limanının bir diğer önemi ise, bugünkü Sudan topraklarını da içine alan Habeş Eyaleti’nin kuzey kısmı ile Funç Sultanlığı’nın ticaret bakımından en önemli kilit noktalarından biri olmasıydı. Gerçekleşen ticaretin temelini hububat ve dokuma oluşturmaktaydı. Evliya Çelebi seyahatnamesinde; bu bölge topraklarının verimliliğine vurgu yapmakta ve 1 kilo arpadan 500 kilo mahsul alınmakta olduğuyla alakalı ilk elden bilgiler sunmaktadır.296

Bu yönüyle Habeş Eyaletinin Mısır budağı da denen hububat ve diğer yiyecek malzemeleri Kordufan ve Darfur gibi Funç Sultanlığı’na tabi topraklarından

293 John Babtiste Tavernier, Anew relation of the Iner Part it Grand Seignor`s Seraglio (London 1977),14.

294 Thomas Fowell Buxton, The African Slave Trade and its Remedy (London, 1967),59-60.

295 Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğunun Güney Siyaseti…, age,102.

296 Çelebi, age, 894 akt. Tandoğan, Habeş Eyaleti …, age, 96.

102

gelmekteydi.297Ayrıca Sinnâr ve Darfur kervanları aracılığıyla Mısır’dan gelen pamuklu ürünler Orta Afrika’ya da ihraç edilirdi.

1629 yılında gelindiğinde bugünkü Sudan’da olan Sevâkin şehri, Osmanlı Devleti’nin Yemen’e yönelik seferlerinde askeri üs olarak kullanıldı. Sevâkin 19. yüzyıla kadar Osmanlı Türkleri tabiiyetinde kalmıştır. Osmanlılar tarafından içinde bulunan iki küçük kaleye bir askeri garnizon Sevâkin Adası’nın dışında inşa edilmiştir. Kalelerden birisini on yedinci yüzyılda, Portekizli filosuna karşı savaşta, Osmanlı askeri filosu üssü olarak kullanılmıştı. 1540 yılında Sevâkin, Etiyopya’ya yönelik sefer esnasında Osmanlı ordularına tedarik sağlamak için Osmanlı üssü haline getirilmiştir. Bütün bu münasebetler Sevâkin şehrinin Osmanlılar bakımından önemini göstermektedir.

Bugün Sevâkin’e gittiğinizde hemen hemen adada bulunan tüm tarihi eserler Osmanlı dönemine ait eserlerden oluşmaktadır.298

Dolayısıyla Osmanlı Devleti Kızıldeniz kenarında kurulu olan liman şehri Sevâkin ile Sudan’ın jeopolitik üstünlüğünden uzun yıllar yararlanmıştı. Mısır’ın fethinden sonra burada kurulan askeri deniz üssü ile hem ticareti hem de Kızıldeniz, Hicaz, Cidde, Orta ve Doğu Afrika’yı askerî açıdan kontrol etmişti. Portekizlilere karşı mücadeleyi burada sürdürmüş, Uzakdoğu ve Hindistan’daki Müslümanların yardımına buradan ulaşılmıştı.

XVII. yüzyılın başlarından itibaren Osmanlı Devleti’nin yoğun iç ve dış mesellerle meşgul olması sebebi ile merkeze uzak yerlerde yönetimin bir kısmı mahalli unsurlara bırakılmıştır. Bunda da kıtalararası ticaretin gelişmesinin ve sömürgeci devletlerin bu bölgelere nüfuz ederek bölge ticaretine hâkim olmasının büyük rolü olmuştur. Bundan dolayı Habeş Eyaleti’nin merkezle ve büyük üslerle bağlantısı azalmış ve eyalet idaresi giderek mahalli unsurların eline geçmiştir.