• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4 - BÖLGENİN MEVCUT TARIMSAL DURUMU

4.4. Tarımsal Üretim

4.4.4. Diğer Uygulamalar

4.4.4.1. Organik Tarım Uygulamaları

Organik tarım, ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içermekte olup, esas itibariyle sentetik ilaçlar ve gübrelerin kullanımının yasaklanmasının yanında organik ve yeşil gübreleme, münavebe, toprağın muhafazası, bitkinin direncini artırma, parazit ve predatörlerden yararlanmayı tavsiye eden, bütün bu olanakların kapsamlı bir sistemde

oluşturulmasını talep eden, üretimde miktar artışını değil ürünün kalitesinin yükselmesini amaçlayan bir üretim şeklidir.

Organik ürün pazarı tüm dünyada hızla artarak önemli bir sektör durumuna gelmiştir.

Yıllık %20-30’luk büyüme hızı ile önümüzdeki 10 yıl içinde dünya ticaret hacminin 11 milyardan 100 milyar Dolara yükseleceği tahmin edilmektedir. Halen Avrupa Birliği ülkeleri, ABD. ve Japonya ana pazarlar konumundadır. Günümüzde birçok önemli uluslararası kuruluş organik ürün pazarına girmiş durumundadır.

Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu (IFOAM) tüm dünyada organik tarım faaliyetlerinin liderliğini yürütmektedir. Ayrıca Birleşmiş Milletler Gıda- Tarım Örgütü (FAO), Dünya Ticaret Organizasyonu (WTO), Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) gibi uluslararası kuruluşlarla da ekolojik üretimle ilgili sıkı bir işbirliği yapmaktadır.

Avrupa’da organik tarım 1900’lü yılların başlarında başlamıştır. Bir çok işletme organik tarım faaliyetine 1960’larda başlamış ve bu faaliyet devlet yardımları ile desteklenmiştir. Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya’da Organik ürün talebinin artması nedeniyle Türkiye gibi bir çok ülke bu gelişmelerden etkilenmiştir. Organik tarım tüm Avrupa ülkelerinde 1990’lardan itibaren çok hızlı bir gelişme göstermiştir.

Dünyada 130’dan fazla ülkede yaklaşık 16 milyon hektar alanda organik tarım yapılmaktadır. AB ülkeleri içinde en fazla organik ürün ekiliş alanına sahip ülkeler İtalya, İngiltere, Almanya, İspanya ve Fransa olup, bu 5 ülke AB ülkelerindeki toplam ekiliş alanının

%77,6’sına sahiptir.

Türkiye’de organik ürün üretimi Avrupa ülkelerinin tersine üretici ve tüketici talepleri doğrultusunda tabandan değil, özellikle yabancı firmaların isteği doğrultusunda yukarıdan aşağıya doğru gelişmiştir. Buna göre yerli ve yabancı firmalar gelen talebe bağlı olarak üreticilerle sözleşmeli üretim yapmaktadırlar. 1992 yılında Organik Tarım Organizasyon Derneğinin kurulmasıyla ilk resmi organik tarım hareketi başlamıştır. Daha sonra Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde “Bitkisel ve Hayvansal Ürünlerin Organik Metotlarla Üretilmesine İlişkin Yönetmeliği” hazırlamış ve ilgili yönetmelik 24 Aralık 1994 tarihinde 22145 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Adı geçen yönetmeliğin bazı maddelerinde uygulamada rastlanılan aksaklıkları gidermek amacıyla değişiklik yapılmıştır. Düzeltme metni 29 Haziran 1995 gün 22328 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Avrupa Birliğine uyum çerçevesi de dikkate alınarak hazırlanan “Organik Tarımın Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yeni Yönetmelik” 11 Temmuz 2002 tarih ve 24812 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanmıştır.

Aşağıdaki tabloda AB Ülkelerinin ve Türkiye’nin organik ürün üretim alanları ve işletme sayıları verilmektedir.

Tablo 82. AB ve Türkiye Organik Ürün Üretim Alanı ve İşletme Sayısı (2000) Üretim Alanı İşletme Sayısı

Ülke Adı Miktar

(ha) Oran (%) Adet Oran (%)

İtalya 1.230.000 27,7 56.440 39,97

İngiltere 679.631 15,31 5.270 3,73

Almanya 632.165 14,24 14.703 10,41

İspanya 485.079 10,93 15.607 11,05

Fransa 420.000 9,46 10.400 7,36

Avusturya 285.500 6,43 18.292 12,95

İsveç 193.611 4,36 3.589 2,54

Danimarka 174.600 3,93 3.525 2,50

Finlandiya 150.000 3,38 5.225 3,7

Üretim Alanı İşletme Sayısı Ülke Adı Miktar

(ha) Oran (%) Adet Oran (%)

Portekiz 70.857 1,60 917 0,65

Hollanda 38.000 0,86 1.510 1,07

İrlanda 32.355 0,73 1.014 0,72

Yunanistan 24.800 0,56 3.981 2,82

Belçika 22.410 0,50 694 0,49

Lüksemburg 1.030 0,02 51 0,04

Toplam AB-15 4.440.038 100 141.218 100

Türkiye 59.649 1,32 18.385 13,02

Kaynak: AB ve Türkiye’de Ekolojik Tarım Danışmanlık Hiz., Orhan ÖZÇATALBAŞ, Akdeniz Üniv.

Ziraat Fak.

Türkiye’de Organik Tarım Yürütme ve İzleme Organları

Organik tarım faaliyetlerinin Ülkemizde ilk olarak Ege Bölgesinde İzmir’de başlamış olması, ürün işleme tesislerinin büyük kısmının İzmir’de bulunması ve üretilen ürünlerin büyük kısmının İzmir Limanından ihraç edilmesi nedenleri ile organizasyon kuruluşları, kontrol ve sertifikasyon kuruluşları gibi organik tarım sektörünün hemen tüm kuruluşlarının merkez büroları İzmir’de yer almaktadır.

Ülkemiz iklim, toprak, su kaynakları, ürün çeşitliliği ve iş gücü bakımından organik tarım için elverişli koşullara sahiptir. Ancak Ülkemizdeki mevcut potansiyelin çok az bir bölümü kullanılmaktadır.

1990 yılında toplam 313 çiftçi tarafından 8 üründe 1.037 hektar alanda üretim yapılmakta iken; 2001 yılında 18.385 çiftçi 95 üründe, 59.649 hektar alanda, 237.210 ton üretim gerçekleştirilmiştir. Organik tarım konusunda son 10 yıl içerisinde çok önemli ve hızlı gelişmeler olmuş, kuru meyvelerle başlayan üretim bitkisel ürünler, işlenmiş gıda ürünleri ve diğer tarım ve gıda ürünleri olarak sınıflandırabileceğimiz sektörel yelpazeye ulaşmıştır.

2002 yılı itibarıyla Türkiye’nin organik ürün üretimine bakıldığında; %61’i kuru-kurutulmuş meyveler, %21’i tarla bitkileri, %5’i üzümsü meyveler, %2’si sebze, %2’si yaş meyve,%2’si tıbbi bitki, %7’si diğer ürünlerdir.

Organik tarım ürünleri ihracatının yapıldığı ülke sayısı 20 civarında olduğu ayrıca AB Ülkelerinin de bu ihracatta en önemli pazarlarımızı oluşturduğu görülmektedir.1996 yılında 3.678 ton ürün ihraç edilerek 8.032.358 Dolar gelir elde edilmiştir. 2002 yılı verilerine göre, 17.037 ton ürün ihraç edilerek 27.437.000 Dolar gelir sağlanmıştır. Bu durum organik ürün ihracatının hızla geliştiğini göstermektedir.

Türkiye’de Üretimi Yapılan ve Ticarete Konu Olan Organik Tarım Ürünleri Sert Kabuklu Meyveler: Fındık, Ceviz, Antepfıstığı, Yerfıstığı, Kestane

Kuru Meyveler: Üzüm, Kayısı, Dilimlenmiş Kayısı, Zerdali, Erik, İncir (tüm ve dilimlenmiş), Elma, Kiraz, Vişne, Armut, Çilek.

Kurutulmuş Sebzeler: Domates, Mantar.

Yaş Meyve ve Sebze: Elma, İncir, Çilek, Erik, Armut, Vişne, kiraz, Trabzon Hurması, Üzümsü Meyveler, Karpuz, Lİmon, Portakal, Altıntop, Mandarin, Şeftali, Üzüm, Domates, Biber, Salatalık, Ispanak, Pırasa, Karnabahar, Patlıcan, Maydanoz, Havuç, Patates, Kuru Soğan, Sarımsak, Kereviz, Balkabağı, Bezelye.

Bakliyat : Mercimek, Nahut, Kuru Fasulye

Baharatlar ve Tıbbi-Itri Bitkiler: Defne Yaprağı, Kekik, Kimyon, Adaçayı, Biberiye, Ihlamur, Rezene, Nane, Isırgan Otu

Hububat: Buğday, Pirinç, Mısır, Yulaf, Arpa

Sanayi Bitkileri: Pamuk, Haşhaş Tohumu, Anason, Şeker Pancarı Yağlı Tohumlar: Ayçekirdeği, Susam

Diğerleri: Kapari, Çam Fıstığı, Zeytin, Kuşburnu, Toz Biber, Fındık Unu İşlenmiş Gıda Ürünleri :

Dondurulmuş Meyve- Sebze: Kayısı, Çilek, Kiraz, Vişne, Üzümsü Meyveler, Erik, Soğan, Kabak, Domates, Biber

Meyve Suyu ve Konsantreleri: Kayısı Püresi, Armut Suyu Konsantresi, Vişne Suyu Konsantresi, Elma Suyu Konsantresi, Elma Püresi, Kuşburnu Püresi

Diğerleri: Zeytinyağı, Bulgur, Pekmez, Domates Ezmesi,Reçel, Şarap, Közlenmiş Biber

Diğer Tarımsal Ürünler: Bal, Kayısı Çekirdeği, Vişne Çekirdeği, Gül Kurusu, Gülyağı, Gül Suyu, Mersin Yağı, Mersin Suyu, Kekik Yağı, lavanta Yağı.

Batı Marmara Bölgesinde Organik Tarım

Konvansiyonel tarımın yoğun olarak yapıldığı bölgede, son yıllarda organik tarım felsefesi gelişme göstermektedir. Bölgede girdi kullanımının yoğunlaşması insan ve çevre sağlığını tehdit eder duruma gelmiştir. Başta tarla bitkileri yetiştiriciliği olmak üzere tüm bitkisel üretimde yoğun girdinin kontrol altına alınabilmesi önem taşımaktadır. Organik tarımsal üretimin talep ettiği çevre dostu girdilerin belli yörelere girmesi konvansiyonel tarım sistemini sürdüren üreticilerinde o girdileri kullanmasına katkı yapacak, böylece sürdürülebilirlik sağlanmış olacaktır.

TR2 Batı Marmara Bölgesinde organik tarım, Türkiye çapında değerlendirildiğinde fazla yaygın olmamakla beraber bölgenin bu konuda potansiyeli mevcuttur. Örneğin TR21 Alt Bölgesinde sertifikalı organik tarımsal üretim yapan işletme olmamasına karşın Edirne ve Kırklareli İllerinin kuzey kesimlerinde bulunan Istranca (Yıldız) Dağlarının eteklerinde ormanların yoğunluğu, doğal floranın çeşitliliği ve zenginliği, kimyasal gübre ve ilaçların bölgeye girmemesi, özellikle Arıcılık alanında organik bal üretiminin yoğun olarak yapılabileceğini göstermektedir. Tekirdağ İlinde de organik bağcılık yapılmaya elverişli yerler mevcuttur.

Balıkesir ve Çanakkale İllerinin bulunduğu TR22 Alt Bölgesi organik tarım açısından daha avantajlı konumdadır. Balıkesir İlinde organik sebzecilik, ihraç potansiyeli olan meyveler ve organik zeytincilik son yıllarda yapılmaya başlanmıştır. Çanakkale İlinde de başta zeytin olmak üzere organik biber ve organik salça üretimi son yıllarda artış göstermektedir.

Çanakkale İlinde organik hayvancılık alanında Gökçeada örnek gösterilebilir. Adada temel geçim kaynağı tarım ve turizmdir. Sezonun kısa olması nedeniyle turizm ikinci iş olarak değerlendirilmektedir.

Organik hayvancılık açısından Gökçeada’nın en önemli özelliği “Serbest Koyun Yetiştirme Sistemi”dir. Bu sistemde koyunlar yıl boyu dışarıda kalmaktadır, elden kaba ve kesif yemleme yapılmamakta, hayvanlar barınak yerine kötü hava koşullarında kendi belirledikleri yerlerde kalmakta ve hiçbir sağlık uygulaması yapılmamaktadır. Bu şekilde yaşayan hayvanlar kırkım, işaretleme, damızlık seçimi ve kuzu eldesi dışında yabani olarak hayat sürmektedir.

Organik tarım bakımından büyük bir potansiyel olacağı akla gelmekle birlikte; İmroz koyununun yaşam alanındaki biyolojisine ait bilgi, meraların ıslahı olanakları, biyolojik açıdan kendine yeterlilik, ekosistemin denge unsurları ve en önemlisi de sistemin ekonomik analizlerinin yapılmaması organik tarımın hiç de kolay olmayacağını göstermektedir.

Gen kaynaklarının korunması çerçevesinde İmroz koyunu, İmroz arısı, Malta (Maltız) keçisi, ve Boz step sığırının gen kaynağı olarak korunması amacıyla bir takım projeler geliştirilebilir. Söz konusu türler doğal yaşam alanlarında ve sürdürülebilir yetiştiricilik

açısından ele alınmalıdır. Bu yöndeki çalışmalara envanter çalışmaları ile başlanarak, gen kaynaklarının korunmasını sağlayan yetiştirme modelleri önerilmelidir. Pazarlama sorununu ortadan kaldırabilecek modeller başarılı olabilecek modeller olacaktır.

Tablo 83. TR2 Batı Marmara Bölgesi Organik Tarım Üretimi (ton) (2004) İller

Üretim Yapan Çiftçi

Sayısı

Üretim Yapılan Alan

(ha.)

Toplam Üretim (ton)

Tekirdağ -- -- --

Edirne -- -- --

Kırklareli -- -- --

TR21 -- -- --

Balıkesir 51 156 2.485

Çanakkale 260 1.246 2.344

TR22 311 1.402 4.829

TR2BatıMarmara 311 1.402 4.829

TR2 (%) 3,34 0,86 1,73

TÜRKİYE 9.314 162.192,74 279.663,16

İmroz koyununun süt ve döl verimlerinin yüksek olması nedeniyle gelecekte yerli koyun ırklarının ıslahında kullanılma potansiyelleri bulunmaktadır. Başlangıçta bu ırkın evrim ve evciltme temelinde irdelenmesi, üreme özellikleri ve siklusu, genel sağlık ve verim performansları ile ilgili konularda çalışılmasına ihtiyaç vardır.

4.4.4.2. İyi Tarım Uygulamaları (Good Agricultural Practices- GAP)

Tarım ve gıda ticareti alanında üretim ve tüketim çevreleri (hükümetler, çiftçiler, gıda işleme firmaları, perakendeciler vb), gıda güvenliği, kalite ve çevre ile ilgili sorunlara günümüzde daha fazla ilgi göstermeye başlamışlardır. Temelde, tarımsal üretime ilişkin çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliğin sağlanmasını hedefleyen bu uygulamalar çerçevesinde geçtiğimiz yıllarda öncelikle düşük dış girdili tarım ve organik tarım uygulamalarına yönelik çalışmalar yapılmış ve son yıllarda da İyi Tarım Uygulamaları (GAP) üzerinde yoğun çalışmalar yapılmaya başlanmıştır.

GAP, tarımsal üretimin planlanması, kayıt altına alınarak geliştirilmesi, pazarlanması, güvenli ürünlerin gıda güvenlik zinciri içinde tüketicilere ulaştırılması ile ilgili bütün iş ve işlemler olarak tanımlanabilir. Bu anlamda GAP çevreye duyarlı, asgari hijyen standartlarını karşılayan, kimlik-kayıt sistemi olan ve yaygın kabul gören bir tarım biçimidir. 1980’li ve 1990’lı yıllarda Entegre Savaşım Yöntemi (IPM), Entegre Yetiştiricilik Yöntemi (ICM), Tarımın Korunması (CA) ve Entegre Besin Yönetimi (INM) gibi konular gündeme gelmiştir.

İyi Tarım Uygulamaları, IPM, ICM,CA ve INM’nin, gıda güvenliği, kalite yönetimi, ekonomik üretim, çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik konularının genel prensipleri ile entegre edilmesidir.

GAP, tarımda kimyasal kullanımının program dahilinde azaltılması, toprak ve çevreye zarar veren uygulamaların minimize edilmesi, verimliliğin artırılması ve böylece tarımın sürdürülebilirliğinin sağlanmasını hedeflemektedir. Temel amacı, mevcut tarımsal uygulamaları yeni ve çevre ile uyumlu tarım tekniklerine, sürdürülebilirlik çerçevesi içinde adapte etmektir.

FAO tarafından ortaya konan GAP 11 ana başlık altında toplanmıştır. Bunlar: Toprak, su, bitkisel ve yem bitkileri üretimi, bitki koruma, hayvansal üretim, hayvan refahı, hasat, çiftlik içi işleme ve depolama, enerji ve atık yönetimi, insan refahı, sağlığı ve güvenliği ile yaban hayatı ve çevre konularıdır.

Europgap

Günümüzde GAP’ı en kapsamlı şekilde ele alan uygulama, 1999 yılında Avrupa’lı perakendecilerden oluşan bir organizasyon tarafından hazırlanmış olan EUROPGAP isimli (EUREP: Euro-Retailer Produce Working Group – Avrupa Perakendeciler Çalışma Grubu;

GAP: Good Agricultural Practices – İyi Tarım Uygulamaları) protokoldür.

Bu belge, tarımsal ürünlerin üretimindeki GAP standartlarını sunmakta, aynı zamanda bu uygulamayı takip eden üreticilerin sertifika almasını talep etmektedir. Avrupa’da şekillenen Europgap belgesini diğer İyi Tarım Uygulamalarından farklı kılan temel nokta, GAP prensiplerinin bir kalite güvence sistemi olan HACCP prensipleri ile birleştirilmiş olmasıdır. Diğer bir ifade ile, EUROPGAP belgesi sadece İyi Tarım Uygulamalarının prensiplerini vermekle kalmayıp, bunlara uyulması için alınması gereken önlemleri, uygunluk kontrollerini ve uygunsuzluk halinde alınması gereken tedbirleri de ortaya koymaktadır.

EUROPGAP dokümanında kontrol edilmesi ve uygunluk sağlanması beklenen toplam 210 adet kritik kontrol noktası vardır. Bunlardan 47’si “büyük zorunluluk”, 48’i “küçük zorunluluk”, 65’i ise “tavsiye” niteliğindedir.

EUROPGAP tarafından talep edilen GAP standartları 5 konuyu kapsamaktadır:

1. Yaş Meyve ve Sebze 2. Çiçek ve Süs Bitkileri

3. Entegre Tarım İşletmeleri Güvence Sistemi 4. Entegre Su Ürünleri Güvence Sistemi 5. Kahve (yeşil)

Halen dünyada 40’a yakın ülkede 12.000 üretici yaklaşık 4 milyon dekarlık alanda yaş meyve sebzede EUROPGAP disiplinine uygun üretim yapmaktadır.

Dünyanın çeşitli bölgelerindeki 50 ülkede, 65 sertifikasyon kuruluşu tarafından sertifikalandırma işlemi yapılmaktadır.

Türkiye Tarımı Açısından GAP’ın Değerlendirilmesi

GAP, kapsamı ve amaçları bakımından esasen tüm ülkelerde izlenmesi gereken bir uygulamadır. Ancak GAP’nun uygulanabilirliği, ülkelerin gelişmişlik düzeyi ve tarımsal alt yapıları ile yakından ilgilidir.

Ülkemizde olduğu gibi işletmelerin önemli bir kısmının küçük ölçekli, çiftçilerin büyük bir kısmının eğitim düzeyinin düşük ve çiftçi örgütlenmesinin yetersiz olduğu gelişmekte olan ülkelerde söz konusu yeni standartlara uyumda ciddi anlamda sıkıntılar yaşanması muhtemeldir.

Özellikle Avrupa’nın GAP standartlarını ortaya koyan EURPOGAP belgesi oldukça kapsamlı olup ülkemizdeki çiftçiler tarafından bireysel düzeyde uygulanması son derece zordur. Ancak, büyük ölçekli ve uzman bir kadro ile çalışan işletmeler EUROPGAP’ı kurumsal düzeyde uygulayabilme şansına sahiptirler. Ayrıca, Ülkemizdeki tarımsal üretimin oldukça düşük bir oranının ihraç edilmesi ve çiftçilerin üretim standartlarının düşük olması, bu uygulamadaki olumsuzlukları yaratan diğer önemli faktörlerdir.

Bu konuda alınması gereken ilk tedbir üreticilerinin ve firmaların bilgilendirilmesi ile mevcut üretici örgütlerinin bu konuda çalışmaya başlaması konusunda destek olunmasıdır.

Ülkemiz, dünyanın önemli yaş meyve ve sebze üreticilerinden biri olmasına rağmen, 2003 yılı itibari ile ihracatın üretime oranı çok düşük düzeydedir ve % 3,5’i geçmediği tahmin

edilmektedir. İhracata konu olan meyve ve sebze çeşitlerinin, uluslararası piyasalarda talep edilen çeşitlere uygun olmayışı, üretimden tüketime kadar geçen süreçte miktar ve kalite kayıplarının yüksekliği, bu düşüklüğün en önemli nedenleri arasındadır.

Türkiye yaş meyve ve sebze ihracatının % 26’sını Almanya’ya, %12’sini Hollanda’ya,

%9’unu Fransa’ya, diğer %9’unu da Yunanistan’a, dolayısı ile çoğunluğu AB üyesi ülkelere yapmaktadır.

Türkiye’nin akreditasyon işlemlerini uluslararası normlara uygun olarak yürütmesi ve Avrupa Akreditasyon Birliği’ne üye olması, ülkemizde verilen sertifikaların uluslararası alanda tanınması ve ihraç ürünlerimizin önünde teknik engellerin kaldırılması açısından önemli bir avantajdır.

Avrupa Birliği ülkelerinde EUROPGAP sertifikalı ürün talep eden perakendecilerin toplam süper - hipermarketler içerisindeki oranları açısından % 90 ile Hollanda ilk sırada olup, bu ülkeyi sırası ile % 65 ile İngiltere, % 51 ile Belçika ve % 43 ile İsveç izlemektedir.

Bununla birlikte, Avrupa ülkelerindeki birçok perakendecinin EUROPGAP sertifikası olmayan üreticilerden bahçe ürünlerini satın almama eğilimlerinde olduğu gözlemlenmektedir.

TR2 Batı Marmara Bölgesi Tarımı Açısından GAP’ın Değerlendirilmesi

Ülkemiz, son yıllarda bahçe ürünleri ihracatında özellikle tarımsal ilaç kalıntıları bakımından önemli sorunlar ile karşılaşmıştır.

TR2 Batı Marmara Bölgesi, Ülkemizde yaş meyve sebze ihracatında büyük paya sahip olmamakla beraber Balıkesir ve Çanakkale İllerinin bulunduğu TR22 Alt Bölgesinde bu konuda son yıllarda üretimi arttırıcı çalışmalar yapılmaktadır. Bölge üreticisi ve ihracatçısının önemli sorunlarına çözüm olabilecek ve bölgemizin Avrupa ülkelerine daha fazla ürün satabilmesine olanak verecek bu protokol gereklerinin üretici ve ihracatçı tarafından benimsenmesi için çalışmalar yapılmaktadır. Bu kapsamda, Tarım ve Köyişleri Bakanlığımız EUROPGAP Protokolünün daha detaylı incelenmesi ile, üretici ve ihracatçılarımızın bilgilendirilmesi ve alınacak önlemlerin belirlenmesi amacı ile bir teknik komite oluşturmuştur. Bu komite aracılığı ile üreticilerimizin bilinçlendirilmesi ve EUROPGAP standartlarına uyumun gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır. Bununla birlikte tarımsal üretimin planlanması, geliştirilmesi, pazarlanması, kayıt altına alınarak gıda güvenlik zinciri içerisinde güvenli ürünlerin tüketiciye ulaştırılması amacı ile “İyi Tarım Uygulamalarına İlişkin Yönetmelik” hazırlanmış ve bu konuda çalışmalar devam etmektedir. Bununla birlikte, bölge illerinde Valilikler, Üniversiteler, Tarım İl Müdürlükleri ve Araştırma Enstitüleri tarafından çeşitli bölgesel çalışmalar yapılmalıdır.

4.4.4.3. Endemik Türler

Türkiye'de, çeşitli coğrafi özellikleri ve coğrafi farklılığın getirdiği iklim çeşitliliği nedeniyle dünyada benzerine az rastlanan bir bitki çeşitliliği bulunmaktadır. Bu sebeple, sadece belli bir bölgede yetişen veya anavatanı belli bir bölge olan endemik bitkiler açısından dünyanın önemli bölgeleri arasında yer almaktadır. Türkiye'de 3 bini endemik, 9 bin bitki türü bulunduğu tahmin edilmektedir. Avrupa'nın tamamında 2 bin 750'si endemik olmak üzere 12 bin bitki türü bulunmaktadır.

Türkiye Bitkileri Veri Servisi (TUBİVES) kayıtlarına göre TR2 Batı Marmara Bölgesi İllerindeki endemik bitki tür ve sayıları aşağıda tabloda verilmiştir.

Tablo 84. TR 2’de Endemik Bitki ve Tür Sayıları

İLLER F = Familya C = Cins T = Tür

Tekirdağ 5 10 10

Edirne 3 3 3

Kırklareli 5 5 5

Balıkesir 22 50 72

Çanakkale 16 28 32

T O P L A M : 51 96 122

Kaynak: Türkiye Bitkileri Veri Servisi (TÜBİVES) (2004)

4.5. Üretim Trendleri

Seçilen ürünler bölgede sanayii bulunan ürünlerdir. İç üretimin kalite yada miktar bakımından yetersiz olması söz konusu ürünlerin ithal edilmesine neden olmaktadır. Tarla ürünlerinden Buğday üretimi fazla olmasına rağmen, kalite yetersizliği nedeniyle başka bölgelerden yada ithalat yolu ile karşılanmaktadır. Ayçiçeği ve çeltik ise yüksek miktarlarda ithal edilen ürünlerdendir. Sebzelerden domates ve biber yüksek miktarlarda üretilen ve ihrac edilen ürünlerdendir. Zeytin bölge için karakteristik ürünlerdedir. Yem bitkileri ve hayvansal ürünler yeni destekleme araçlarıyla artmaktadır.

4.5.1. Tarla Bitkileri Üretim Trendleri

Tablo 85. Yıllar İtibariyle TR21 Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları (ton)

Tarla

Ürünü 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Ayçiçeği 445215 1877255 653114 458085 621488 543343 623605 614238 487828 567367 Buğday 2014632 1570090 2017818 1543610 2037901 1959119 1667811 2395162 1884053 2075041 Çeltik 45918 65.578 98.672 124272 138981 151641 108193 104498 161510 99206

Bakla 155 105 113 198 171 175 196,5 214 586 585

Sarımsak 4542 4143 4952 4116 4704 5066 6111 5688 4681 4330

Kaynak : DİE

Tablo 86. Yıllar İtibariyle TR22 Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları (ton)

Tarla

Ürünü 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Buğday 501.811 442.504 801.201 920.163 851.830 89.8257 826.993 1.023.210 512.773 Ayçiçeği 92.239 84.861 85.161 77.165 63.402 68.279 62.558 58.161 66.561 Çeltik 13.418 12.474 16.788 18.185 31.723 32.537 40.658 42.021 23.723 K.Sarımsak 10687 11318 12626 10470 17692 10846 10834 Bakla 34323 66460 31530 28755 23614 23251 21770 17357

Kaynak : DİE

Bölgenin ekonomisinde tarımsal ürünlerde tarla bitkileri önemli yer tutmaktadır. Ayçiçeği ve çeltik üretim ve verimi TR2 bölgesinde ülke geneline göre yüksektir. 2003 yılı rakamlarına göre sırasıyla %80 ve %57 oranındadır. Alt bölge bazında bakıldığında ise TR21 alt bölgesinin Türkiye geneline oranı buğday ürününde %7,7, ayçiçeğinde %75,5, çeltikte ise %42’dir. Buğday ve ayçiçeği yetiştiriciliğinde TR21 alt bölgesi daha özelleşmiş görülmektedir.

Seçilen tarla ürünlerinin 10 yıllık üretim seyrine bakıldığında Batı Marmara Bölgesi (TR2) buğday ve çeltik ürünlerinde düşüş eğiliminin başladığı görülmekte; öte yandan ayçiçeği üretiminde ise artış görülmektedir. Seçilen ürünlerin herbiri yurt içi tüketim için önemli olan ürünlerdir.

4.5.2. Sebze Üretim Trendi

Tablo 87. Yıllar İtibariyle TR21 Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları (ton) Sebzeler 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Domates 113380 117471 85365 132795 137711 137412 179655 183413 163006 133134 Biber

(sivri+dolmalık) 13679 13202 14661 15549 11715 13430 12824 11617 11924 12108 Karpuz 183565 181910 188340 165146 178635 198035 182153 212295 237475 170698

Kavun 6380 6373 5076 4251 4961 4430 6426 9534 12218 18173

Kaynak : DİE

Tablo 88. Yıllar İtibariyle TR22 Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları (ton) Sebzeler 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Domates 610.995 707.077 963.017 1.077.197 913.493 965.564 Biber

(sivri+dolmalık) 68.130 63.765 83.819 75.397 77.523 118.277

Karpuz 186.915 181.692 181.572 202.932 212.845 213.075

Kavun 16509 15955 4397 16585 18809 17932 16275

Kaynak : DİE

Çanakkale ve Balıkesir illerinde sebze işleme sanayisinin gelişmiş olması başta domates ve biber ürünlerinin yüksek miktarlarda üretilmelerine neden olmuştur.

4.5.3. Meyve Üretim Trendleri

Tablo 89. Yıllar İtibariyle TR21 Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları (ton) Seçilmiş

Meyveler 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Zeytin 1528 987,3 2204 2880 3485 3504 4530 4725 4823 4829 Şeftali 2330 2401 2580 2683 2417 2391 2466 2575 2682 2623

Badem 572 716 803 945 505 314 303 424 391 335

Kaynak : DİE

TR22 alt bölgesinde zeytinde genel bir düşüş ve şeftali ürününde ise dikkati çeken bir artış görülmektedir. Zeytin bölge için yaygın olarak yetiştirilen ürünlerdir. Yaygın zeytincilik çeşidi yağlıktır. Şeftali bölgeden taze olarak en fazla ihrac edilen meyve çeşitlerindendir.

Tablo 90. Yıllar İtibariyle TR22 Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları (ton) Seçilmiş

Meyveler 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Zeytin 519.086 105.242 350.683 89.134 39.1443 341.388 Şeftali 22.919 28.587 26.748 44.325 41.720 53.658 70.691

Badem 2744 3792 3339 2861 3049 3055 3083

Kaynak : DİE

4.5.4. Yem Bitkileri Üretim Trendleri

Tablo 91. Yıllar İtibariyle TR21 Bölgesi Yem Bitkileri Üretim Miktarları (ha) (1993-2002) Yem Bitkileri Ekilişleri 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002

Tablo 91. Yıllar İtibariyle TR21 Bölgesi Yem Bitkileri Üretim Miktarları (ha) (1993-2002) Yem Bitkileri Ekilişleri 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002