• Sonuç bulunamadı

Ombudsman (Kamu Denetçisi) Denetimi

6. BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİN İLÇE BELEDİYELERİ ÜZERİNDEKİ DENETİM

6.2. Büyükşehir Belediyesi ve İlçe Belediyelerinin Denetimi

6.2.5. Ombudsman (Kamu Denetçisi) Denetimi

İskandinav ülkelerinde doğan ve İsveç’ten başlayarak Anglo-Sakson ülkelere yayılan ombudsmanlık kurumu, zaman içinde büyük gelişmeler göstermiştir (Gözübüyük, 1992).

Yasama organınca görevlendirilen kamu denetçisi, halktan gelen şikâyetler üzerine harekete geçer ve bağımsız olarak yürüttüğü soruşturmalar neticesinde, elde ettiği bilgi ve belgeleri basına açıklayabilir. Kamu denetçisi, ayrıca, yönetimin hukuka aykırı eylem ve işlemleri ile kendisine gelen şikâyetleri, rapor halinde her yıl yasama organına sunarak ilgili bakanın yasama organı ile karşı karşıya gelmesi sağlayabilir (Gözübüyük, 1992; Arslan, 1978).

Bugün Ombudsman Kurumu, 100’ün üstünde ülkede uygulanmaktadır. Ayrıca Avrupa Birliği bünyesinde de bir Ombudsman Kurumu oluşturulmuştur. Türkiye’de ise Kamu Denetçiliği adı ile kurulma çalışmaları başlatılan bu sistem, ilk defa 5548 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu ile kurulmaya çalışılmış; ancak Anayasa Mahkemesi bu Kanun’u Anayasa’ya aykırı bularak iptal etmiştir. Daha sonra 12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleştirilen referandum sürecine Kamu Denetçiliği Kurumu da dâhil edilmiştir. 5982 sayılı Kanunun 8’inci maddesi ile Anayasa’nın 74’üncü maddesi değiştirilmiştir. Bu değişiklik ile beraber Anayasa’ya; “Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir.”, “Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler.”, “Bu maddede sayılan hakların kullanılma biçimi, Kamu Denetçiliği Kurumunun kuruluşu, görevi, çalışması, inceleme sonucunda yapacağı işlemler ile Kamu Başdenetçisi ve kamu denetçilerinin nitelikleri, seçimi ve özlük haklarına ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.” hükümleri eklenmiştir. Böylece Anayasa’ya aykırılık teşkil edecek hususlar da ortadan kaldırılmıştır (Alıcı, 2012).

Kamu Denetçiliği Kurumu’nun amacı; kamu hizmetlerinin işleyişinde bağımsız ve etkin bir şikâyet mekanizması oluşturmak suretiyle, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum

ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve önerilerde bulunmaktır.

Kuruma gerçek ve tüzel kişiler başvurabilir. Başvuru sahibinin isteği üzerine başvurusu gizli tutulur. Kuruma başvuruda bulunulabilmesi için 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda öngörülen idari başvuru yolları ile özel kanunlarda yer alan zorunlu idari başvuru yollarının tüketilmesi gereklidir. İdari başvuru yolları tüketilmeden yapılan başvurular ilgili kuruma gönderilir. Ancak Kurum, telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ihtimali bulunan hâllerde, idari başvuru yolları tüketilmese dahi başvuruları kabul edebilir. İdari başvuru idare tarafından altmış gün içinde cevap verilirse alınan cevabın tebliğ tarihinden itibaren altı ay içinde; idare tarafından altmış gün içinde cevap verilmezse bu sürenin bittiği tarihten itibaren altı ay içinde Kurum’a başvuru yapılabilir.

Kurum, idarenin işleyişi ile ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.

Kurumun görev alanı dışında olan konular şu şekildedir:

 Yasama yetkisinin kullanılmasına ilişkin işlemler,

 Yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin kararlar,

 Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî nitelikteki faaliyetleri.

6.3. Büyükşehir Belediyesinin İlçe Belediyeleri Üzerindeki Denetim Yetki ve Sorumluluğu

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 27’nci maddesi; “büyükşehir kapsamındaki belediyeler arasında hizmetlerin yerine getirilmesi bakımından uyum ve koordinasyon büyükşehir belediyesi tarafından sağlanacağı” hüküm altına alınmıştır. İlçe belediyeleri arasında hizmetlerin yürütülmesiyle ilgili herhangi bir sorun çıkması halinde büyükşehir belediye meclisine yönlendirici ve düzenleyici karar alma yetkisinin verileceği yine bu maddede geçmektedir. Buna göre büyükşehir belediyesinin ilçe belediyeleri arasında mevzuatta belirtilen konularda koordinasyonu sağlamak adına ilçe belediyeleri üzerinde

sahip olması, büyükşehir belediyeleriyle ilçe belediyelerinin eşit statüde olmadığını gösterir.

Başka bir ifadeyle ilçe belediyelerinin üzerinde merkezi idarenin “idari vesayet” yetkisinin yanı sıra ilçe belediyelerine göre daha “merkez” konumda olan büyükşehir belediyelerine ilçe belediyeleri üzerinde kullanılmak üzere bir çeşit idari vesayet yetkisi verilmiş bulunmaktadır (Alıcı, 2012).

İç denetim, ast-üst ilişkilerine bağlı olarak yapılan denetim türüdür. Hiyerarşik yapı içerisinde üst konumda bulunanlar tarafından astlarını denetlemeleri, yapılan eylem ve işlemlerini de kapsar. İç denetim yönetsel bir denetimdir. Yasal bir dayanağa ihtiyaç yoktur. İç denetimde hesapların, faaliyetlerin, iş ve işlemlerin ve buna dayanak olan kararların yerel yönetim birimleri tarafından tespit ve incelemeye tabi tutulmasıdır. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’na göre, belediyelerde iç denetim, belediye başkanı veya görevlendireceği iç denetçiler tarafından yapılır. Dış denetim, yönetim biriminin kendi tüzel kişiliği dışındaki makamlar tarafından denetlenmesidir. Bu denetim; idari vesayet, ikili görev yoluyla denetim, mali yardımlar yoluyla denetim ve düzenleme, talimat verme yoluyla denetim şeklinde uygulanır (Ekici ve Toker, 2005). Büyükşehir belediyelerinin ilçe belediyeleri üzerindeki denetim yetkisi iç denetim ve dış denetim kapsamında olmayıp nev’i şahsına münhasır bir denetim yetkisidir.

6.3.1. Büyükşehir Belediyesi ile İlçe Belediyeleri Arasındaki Denetim İlişkisinin Hukuki Niteliği

Büyükşehir belediyesi olan illerde tüzel kişiliği haiz büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyesi olmak üzere ikili bir belediye sistemi gözlenmektedir. Bu sistemde büyükşehir belediyesi, 5216 sayılı Kanun uyarınca il sınırları içinde yetkili ve görevli olan, ilçe belediyeleri arasında eş güdümü sağlayan ve üst ölçekte büyükşehirin tümünde hizmetlerin uyum içinde yürütülmesinde sorumlu olan kamu tüzel kişisidir. Sistemde yer alan diğer belediye olan ilçe belediyesi ise büyükşehir belediyesinin görevli olduğu il mülki sınırları içinde, ilçe mülki sınırları dâhilinde, daha küçük ölçekte görevleri bulunan ve yerel ortak ihtiyaçları karşılamak üzere kurulan kamu tüzel kişisidir. Bu yönde ilçe belediyelerinin yetkili ve görevli olduğu hizmet alanlarında büyükşehir belediyelerinin de yetki ve görevleri bulunmaktadır. Bir bakıma

aynı coğrafi alan içinde farklı tüzel kişilikler tarafından belediye hizmetleri yerine getirilmektedir.

Gerek büyükşehir belediyeleri ve gerekse de ilçe belediyeleri birer yerel yönetim birimi olarak kuruluş kanunları olan 5216 sayılı Kanun ve 5393 sayılı Kanun’da düzenlendiği şekliyle idari ve mali özerkliğe sahiptir. Başka bir deyişle yerel yönetim birimi olan belediyeler; kendi karar organları ile serbestçe karar alabilmekte ve müstakil bir bütçeye sahip olarak yasal düzenlemeler çevresinde kendi organlarının kararlarına dayanarak harcama yapabilmektedir.

Keza büyükşehir belediyelerinin, büyükşehrin tümünde hizmetlerin planlı, programlı, etkin, verimli ve uyum içinde yürütülmesinde yetkili ve sorumlu olduğu ve bu bağlamda ilçe belediyeleri üzerinde denetim yetkisine sahip olduğu yasal bir durumdur.

3030 sayılı Kanun’a göre büyükşehir belediyelerinin sınırları içerisinde yer alan ilçe belediye meclislerinin aldığı tüm kararlar büyükşehir belediye başkanının onayına tabi tutulmuştu. Büyükşehir belediye başkanı, ilçe belediye meclislerinin aldıkları kararları on beş gün içinde onamak veya uygun görmediği kararları tekrar görüşülmek üzere ilçe meclisine iade etme yetkisine sahipti. İlçe meclislerince geri gönderilen kararlardan ısrarla kabul edilen kararlar kesinlik kazanarak uygulanırken aynı zamanda ilçe belediye meclisleri, büyükşehir belediye başkanının onaylamayıp geri gönderdiği kararlar hakkında yetkili idari yargı merciine başvurma hakkı bulunmakta idi. Bu uygulama 5216 sayılı Kanun’la birlikte zamanla değişikliklere uğrayarak günümüzdeki halini almıştır. 5747 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesi 5216 sayılı Kanun’un 14’üncü maddesine eklenmiş, böylece artık ilçe belediye meclislerinin aldığı bütçe ve imar dışındaki kararların onaylanması sürecinde yer alan büyükşehir belediye başkanının işlevine son verilmiştir. Günümüzde büyükşehir belediyeleri ilçe belediye meclislerinin sadece bütçe ve imara ilişkin kararları üzerinde denetim yetkisine sahiptir (Alıcı, 2012).

6.3.2. Büyükşehir Belediyesi ile İlçe Belediyeleri Açısından Hiyerarşi ve İdari