• Sonuç bulunamadı

İmar Planı Uygulama Sürecindeki Denetim Yetki ve Sorumluluğu

6. BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİN İLÇE BELEDİYELERİ ÜZERİNDEKİ DENETİM

6.5. Büyükşehir Belediyesinin İlçe Belediyeleri Üzerindeki İmar Denetimi

6.5.2. İmar Planı Uygulama Sürecindeki Denetim Yetki ve Sorumluluğu

İmar planların başarısı, bu planlara uygun yapılaşmanın sağlanabilmesi ile doğru orantılıdır. Bununla birlikte esas problemlerle uygulama esnasında karşılaşılmaktadır. Bu sorunun çözümü ise caydırıcılık gücü yüksek bir denetimin varlığı ile bağlantılıdır. Denetimsiz gerçekleştirilen uygulama faaliyetleri şehrin imar politikalarının uygulanabilirliklerini zedelemektedir. Görüldüğü üzere konu, kendiliğinden uygulamaya ve denetime bağlanmaktadır. Dolayısıyla bir denetim ihtiyacının varlığı tartışma konusu yapılmamaktadır.

Bu ihtiyaçtan hareketle; kanun koyucu çeşitli kanuni düzenlemeler yapmıştır. 5216 sayılı Kanun’un görüşmeleri esnasında en fazla tartışma konusu yapılan bu düzenlemelerden biri de, büyükşehire imar denetim yetkisi veren 11’inci maddesidir (Berkarda, 1991).

5216 sayılı Kanun’un 11’inci maddesine göre:

 Büyükşehir belediyesi, ilçe belediyelerinin imar uygulamalarını denetlemeye yetkilidir. Denetim yetkisi, konu ile ilgili her türlü bilgi ve belgeyi istemeyi, incelemeyi ve gerektiğinde bunların örneklerini almayı içerir. Bu amaçla istenecek her türlü bilgi ve belgeler en geç on beş gün içinde verilir.

 İmar uygulamalarının denetiminde kamu kurum ve kuruluşlarından, üniversiteler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından yararlanılabilir.

 Denetim sonucunda belirlenen eksiklik ve aykırılıkların giderilmesi için ilgili belediyeye üç ayı geçmemek üzere süre verilir. Bu süre içinde eksiklik ve aykırılıklar giderilmediği takdirde, büyükşehir belediyesi eksiklik ve aykırılıkları gidermeye yetkilidir.

 Büyükşehir belediyesi tarafından belirlenen ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılar, gerekli işlem yapılmak üzere ilgili belediyeye bildirilir. Belirlenen imara aykırı uygulama, ilgili belediye tarafından üç ay içinde giderilmediği takdirde, büyükşehir belediyesi 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32 ve 42’nci maddelerinde belirtilen yetkilerini kullanma hakkını haizdir. Ancak 3194 sayılı Kanunun 42’nci madde kapsamındaki konulardan dolayı iki kez ceza verilemez.

Bu maddede düzenlenen denetim yetkisi ile kurulan idari vesayet ilişkisi; bazı kademelerden oluşarak, en son yerine geçme yetkisinin kullanımı ile gerçekleşmektedir. Diğer uygulanma biçimlerinden olan izin, onama, bozma, geri gönderme, erteleme gibi işlemler;

hakkında tesis edildikleri işlemin oluşumu esnasında bir idari vesayet ilişkisi kurmaktadırlar.

İmar denetim yetkisinin kullanılması ile meydana gelen idari vesayet ilişkisi ise, vesayet edilen idarenin denetlenmesi ve ihmal ettiği bir işlemin tesis edilmesi suretiyle gerçekleşmektedir.

Bahsedilen uygulanma biçimlerinin aksine, 11’inci maddedeki idari vesayet yetkisi; ne izinde olduğu gibi işlemin yapılmasından önce, ne de onama veya bozmada olduğu gibi işlem yapıldıktan sonra tanınan bir yetkidir. İşlemin meydana gelmesi esnasında değil, bilakis ihmal edilmiş bir işlem veya eylemin denetlenmesi sırasında gündeme gelir. İlçe belediyesine kanunlarla verilen işlem tesis etme yetkisi, işlem tamamlanana kadar ilçe belediyesine aittir. Bu işlemlerin hukuken geçerlilik kazanması için bir başka idarenin onamasına gerek yoktur. Tesis etmesi gereken bir işlemi ihmal etmesi sonrası, belirli usul koşullarının da gerçekleşmesi ile büyükşehir belediyesinin onun yerine işlemi yapması ile idari vesayet ilişkisi gerçekleşmektedir (Akyüz, 2017).

Büyükşehir belediyelerine verilen imar uygulamalarını denetim yetkisi 11’inci maddenin birinci fıkrada belirtilen salt inceleme yetkisi ile sınırlandırılmamış, büyükşehir belediyelerine kendiliğinden harekete geçerek gerekli tedbirleri alma gibi önemli bir denetim yetkisi verilmiştir. Büyükşehir belediyelerince gerekli tedbirlerin alınabilmesi için kanunen bir koşul öngörülmüştür. Buna göre, büyükşehir belediyeleri tarafından imar uygulanmalarında eksiklik veya hukuka aykırılık tespit edildiği takdirde ilçe belediyelerine eksiklik veya aykırılığı gidermesi için üç ayı geçmemek üzere süre tanınmalıdır. Diğer bir deyişle, kanunen tanınan süre boyunca ilçe belediyelerinin yetkisi devam etmektedir. Tanınan süre içinde ilçe

işlem tesis etmemesi halinde, büyükşehir belediyeleri ilçe belediyelerinin yerine geçip eksiklik ve aykırılıkları resen gidermeye yetkilidir (Berk, 2007).

İmar Kanunu ve Büyükşehir Belediyesi Kanunu birlikte değerlendirildiğinde, büyükşehir belediyeleri imara aykırı ruhsatsız yapı inşası veya ruhsatlı olmakla birlikte ruhsat ve eklerine aykırılık teşkil eden yapı veya ruhsatsız olarak inşa edilebilir olmakla birlikte projelerine ve mevzuata aykırı olan yapının tespit edilmesi halinde söz konusu yapının durdurulması için ilgili belediyeye bildirimde bulunacak, belediye tarafından durdurma ve mühürleme işlemi yapılmadığı takdirle yetkiyi bizzat kullanmak suretiyle yapı inşasını durduracaktır. Yine ruhsata aykırı yapılar ruhsata uygun hale getirilmediği takdirde ruhsat iptali yapılmadığı takdirde büyükşehir belediyesince iptal gerçekleştirilebilecektir. Benzer şekilde ruhsat iptal edildiğinde ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapının yıkımı için belediyeye bildirimde bulunulacak gerekli işlemler yapılmadığı takdirde büyükşehir belediyeleri yıkım gerçekleştirme yetkisine sahip olacaktır. Bununla birlikte öncelikli koşul ilgili belediyeye bildirimde bulunup, söz konusu hukuka aykırılığın giderilmesi hususunda gerekeni yapması için süre tanımasıdır. Aksi takdirde hukuka aykırılık oluşacaktır. Nitekim Danıştay 14. Dairesi’nin, 26.04.2016 tarihli, E.

2014/5842, K. 2016/3313 sayılı kararında ilçe belediyesine bildirimde bulunup, süre tanımadan yıkım işlem tesis eden idarenin işlemini hukuka aykırı olarak nitelendirmiştir (Berk, 2007).

Anayasa Mahkemesi’nin E. 2004/79, K. 2007/6 sayılı kararında; Büyükşehirin imar düzeninin bir bütünlük içinde ele alınması, bunu sağlamaya yönelik denetimin de üyeleri ilçe ve ilk kademe belediyelerinin belediye meclis üyelerinden oluşan büyükşehir belediye meclisi tarafından yapılması Anayasa'nın 127’nci maddesinin üçüncü fıkrasının son tümcesi kapsamında değerlendirilmiş, aksinin kabulü, bir yandan büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri öngörülürken, diğer yandan büyükşehir belediyesine bağlı ilçe ve ilk kademe belediyelerinin tüm yetkilerinin aynen devamı anlamına geldiğini belirtmiştir. Büyükşehir belediyelerinin kurulmasındaki Anayasal amaç gözetildiğinde, uygulama imar planlarını nazım imar planına uygun olarak değiştirme veya aynen onaylama biçiminde büyükşehir belediyesine verilen bu yetki, ilçe ve alt kademe belediyelerinin özerkliğine müdahale anlamına gelmediğini belirterek büyükşehir belediyesine verilen “aynen veya değiştirerek” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olmadığına karar vermiştir.

Dolayısıyla, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, büyükşehir belediye sınırları içerisinde özellikle planlama konusunda, büyükşehir belediyeleri eliyle etkin bir denetim mekanizması oluşturmayı amaçlamaktadır. Büyükşehir belediyesinin imar konusunda gerek imar planlarının yapılması gerekse de uygulanması konusunda ilçe belediyeleri üzerinde önemli bir denetim yetkisi bulunmaktadır. Bu denetim yetkisi, büyükşehir belediyesini ilçe belediyeleri karşısında neredeyse bir vesayet makamı haline getirmiştir. Başka bir deyişle, genel olarak anılan kanunun imar konusundaki düzenlemeleri “büyükşehir belediyesinin ilçe belediyeleri arasındaki uyumu ve koordinasyonu sağlama” amacından ziyade imar konusunda büyükşehir belediyesini “tekel” konumuna getirme amacını taşımaktadır. En azından bu denetim yetkisinin; ilçe belediyeleri arasında uyum ve koordinasyonu sağlama amacı ile özdeş bir denetim yetkisine çevrilmesi, ilçe belediye meclislerince kabul edilen imar planlarının nazım imar planı çerçevesinde değerlendirilerek değiştirilmesi gereken hususların ilçe belediyesine bildirilmesi ve yapılması istenen bu değişikliğin “yetkide ve usulde paralellik” ilkesi gereği yine o planı hazırlayan tüzel kişilik tarafından değiştirilmesinin sağlanması gerekmektedir. Bu yönde yapılacak yasal düzenlemeler ilçe belediyelerinin idari özerkliğinin imar konusunda tesis edilmesini ve pekiştirilmesini sağlayacaktır (Alıcı, 2012).

6.5.3. Büyükşehir Belediyesinin İmar Denetim Yetkisini Uygulama Aşamaları