• Sonuç bulunamadı

Ceza muhakemesi hukuku, suç ve suçlu kavramlarının yanı sıra bu sistemin işleyişi için önemli bir kavram olan “şüphe” ile şekillenmektedir. Zira ceza muhakemesi şüphenin ortaya çıkması ile başlayacak, soruşturma makamlarının yapacağı işlemler mevcut şüphe ile belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken ise, şüphenin derecesi de önem taşıyacaktır. Başta Anayasamız olmak üzere yasalarda temel hak ve özgürlüklere müdahale niteliği taşıyan işlemlerden olan soruşturma

66 Şahinkaya, Yalçın, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında ve Türk Hukukunda Suçsuzluk Karinesi, Ankara 2008, s. 152.

67 Feyzioğlu, Vicdani Kanaat, s. 308; Eryılmaz ise şüpheyi,doğruluğu delille ispat edilmeye muhtaç bir iddia veya tahmin olarak tanımlamıştır: Eryılmaz, CMH, s. 43.

68 Öztürk/Tezcan/Erdem/Gezer/Kırıt/Alan Akcan/Özaydın/Tütüncü/Vıllemın Altınok/Tok, s. 436; Gökçen, s. 67; Kunter/Yenisey/Nuhoğlu, s. 8; Öztürk, Bahri, Ceza Muhakamesi Hukukunda Koğuşturma Mecburiyeti (Hazırlık Soruşturması), Ankara 1991, s. 52.

işlemlerinin yapılması için mevcut şüphenin derecesi veya durumuna ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Yeri geldikçe bahsedeceğimiz üzere, Anayasa’nın 19, 20 ve 21. maddelerinde, bir kısım hakların kısıtlanabilmesi için gerekli şartların çerçevesi de çizilmiştir.69

Tezimizin konusunun ana noktası olan, başta koruma tedbirleri olmak üzere ceza yargılamasının değişik safhalarında önümüze çıkan “şüphe” kavramının öncelikle tanımı, dereceleri ve niteliği üzerinde durulması gerekmektedir. Şüphenin tanımı ve derecelerine ilişkin açıklamalara, tezimizin diğer bölümlerinde yer verilecektir. Bu kısımda şüphenin niteliği hususunda açıklamalarda bulunacağız.

Şüphe, sübjektif ve yorumlara açık bir kavramdır. Bazı yönetmeliklerde70

şüpheye ilişkin tanımlama mevcut iken, CMK’da herhangi bir tanım yapılmamıştır. İşte bu nedenle muhakeme sürecindeki yargılama makamlarının delillere dayanan tanımlama ve değerlendirmelerine muhtaçtır. Bunun sonucu olarak da temel hak ve özgürlüklere müdahale edilirken, her olayda ve her müdahalede yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Şüphe ve çeşitleri ile ilgili yapılan tanımlamalar, kolluğun her durumda uygulayabileceği kesin ölçütleri sağlamayacaktır. Bu nedenle olmalı ki kanun koyucu da şüphe kavramını tanımlama yoluna gitmemiştir. Diğer bir deyişle muhakame sürecindeki her olayın özelliğine göre şüphenin ve şüphe derecesinin yorumlanması, başta kolluğun ve muhakeme organlarının mesleki bilgisi ve görevi sırasında edindiği mesleki tecrübesine bağlı görünmektedir.71 Ancak

69 Örneğin, Anayasa’nın “kişi hürriyeti ve güvenliği”ni kısıtlayan “tutukluluk hali”ni düzenlerken,

“suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan” ifadelerine yer vermesi, soruşturma ve kovuşturma sürecinde yapılacak işlemlerde bir gösterge olmuş, buna göre tutuklama için “kuvvetli belirti” aranacakken yakalama veya arama için bu düzeyin altında bir belirti kafi gelecektir. Bkz.:Biçen,

Gürkan,” Ceza Muhakemelerinde Şüphe Kavramı Üzerine Bir Deneme”,

http://gurkanbicen.blogspot.com/2007/10/ceza-muhakemelerinde-phe-kavrami-uzerine.html, (E.T.13.03.2012).

70 CMK’da şüphe veya şüphenin derecelerine ilişkin herhangi bir tanımlamaya yer verilmemişken, 01.06.2005 tarihli 25832 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nin 6. maddesinde makul şüphenin tanımı yapılmıştır.

71Sözen, Süleyman/Fındıklı, Remzi/Bıçak, Vahit/Eryılmaz, Mesut Bedri/Özcan, Mehmet/Bahar, Halil

İbrahim/Çevik, Hasan Hüseyin, Polisin Görev ve Yetkileri, https://books.google.com.tr/books?id= A9RYRvV5_I0C&pg=PR1&lpg=PR1&dq=s%C3%B6zen+f%C4%B1nd%C4%B1kl%C4%B1+b%C 4%B1%C3%A7ak&source=bl&ots=QIQu_tg1Nm&sig=ACfU3U0PJkUjWK0mJ3v1THUxQZck42Z nFA&hl=tr&sa=X&ved=2ahUKEwjj6pfq-IziAhXMUJoKHQmgD9IQ6AEwB3oECAgQAQ#v= onepage&q=s%C3%B6zen%20f%C4%B1nd%C4%B1kl%C4%B1%20b%C4%B1%C3%A7ak&f=fal se, s. 158. ( E.T. 01.05.2019).

CMK’da şüphe kavramının tanımı yapılmamış ise de, tüm inisiyatifin kolluğa bırakıldığından da söz edilemeyeceği açıktır. İlgili yönetmeliklerde yer alan tanımlar ve içtihatlar ile, başta kolluk olmak üzere tüm muhakeme organlarına objektif bazı kriterler belirtilmektedir. Zira şüpheye ilişkin yorumlamanın veya inisiyatifin doğru kullanılması, şüphenin doğru ve her olayda standart yorumlara oturtulabilmesi ve bu şekilde kişi hak ve özgürlüklerinin haksız ve gereksiz müdahaleler ile sınırlandırılmasının engellenmesi için bazı objektif kriterlerin konulması ve bu kavramın tanımlanması zaruridir.72

Ceza muhakemesinde çok önemli bir kavram olan “şüphe” değişik şekillerde ancak ortak bir noktası olacak biçimde tanımlanmaktadır. Tezimizin yukarıdaki başlığında yer verildiği üzere şüpheye ilişkin çok sayıda tanımların ortak olan noktası, “bir olay veya olgu hakkında emin olamama, söz konusu olay veya olgunun gerçek olup olmadığı hususunda tereddüt edilmesi”dir. Ancak buna bakılarak, şüphe kavramının yalnızca olumsuz bir anlam taşıdığı düşünülmemelidir. Zira soruşturma aşamasındaki Cumhuriyet savcısının maddi gerçeği araştırmaya ve bu yönde kanaate varmasına sevk eden bir araç olması yönüyle; kovuşturma aşamasında ise, maddi vakıaya ilişkin duyulan şüphenin yoğunlaşmasına değil ortadan kaldırılmasına çalışılarak vicdani kanaate varılması yönüyle, şüphenin olumlu etkisinin olduğu açıktır.73

Burada şüphe kavramının niteliğine ilişkin olarak muhtemel şüphe kavramına da açıklama getirmekte fayda vardır. Zira şüphe edilen konunun gerçek olma ihtimalinin, sadece mümkün değil, muhtemel bulunması gereklidir ki, bu da bizi “muhtemel şüphe” kavramına götürmektedir. Muhtemel şüphe, akıl ve mantık kullanılarak ve dolayısıyla tecrübe kurallarından yararlanılarak, bir şüphenin gerçek olma ihtimalinin bulunduğunun ortaya konulabilmesidir, diğer bir deyişle gerekçeye

72 Eryılmaz, CMK, s. 43.

73 Kovuşturma aşamasında, soruşturma aşamasından farklı olarak, şüphenin olumsuz etkisinin de görülmekte olduğuna değinen yazar, şüphenin kovuşturma evresi sonunda yenilememiş olması nedeniyle, maddi gerçek hakkındaki kanaatin oluşmasına engel olmasını belirterek, şüphenin olumsuz etkisini açıklamıştır.Bkz.:Birtek, s. 589-590.

dayanan şüphedir.74 Bu anlamda yenilmesi gereken şüphe, soyut varsayımlara dayalı

değil, makul ve gerekçeli olmalıdır.75 Örneğin, olay anında olay yerinde orada başka

birinin daha bulunduğu ve suçu onun işlediği savunması yapıldığında, bu savunmada öne sürülen konunun, esasa etkili bir sonuç doğurabilmesi için muhtemellik derecesinde olması gerekir. Söz konusu konunun gerçek olup olmadığına dair her türlü araştırma yapılacaktır.76

Sonuç olarak gerek yukarıda belirttiğimiz gerekse daha sonra konuyu detaylı incelerken yapacağımız tanım ve açıklamalarda da belirtileceği üzere “şüphe” kavramında ortak ve önemli olan niteliklerini sayarak konuyu neticelendirecek olursak, bunlar;

Şüphenin, yargılama konusu olaydaki fiilin ispatı amacına yönelik olması, Bir suç işlendiğine ilişkin olarak daima geçmişe ilişkin ve önceden gerçekleşmiş olaylara dayanan bir tahmin içermesi,

Suç işlendiğine dair belirsizliğe ve muhtemelliğe ilişkin maddi olaylar yardımıyla sonuç çıkarılmasının söz konusu olmasıdır.