• Sonuç bulunamadı

5271 sayılı CMK'nın 06/03/2014 tarih 28933 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 21/02/2014 tarihli 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemeesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına

246 Özbek, Arama, s. 62 vd.

247 Bizim görüşümüz doğrultusunda görüş ortaya koyan Eryılmaz'ın da belirttiği gibi basit şüphe, bir şeyin varlığı yönünde ispatı mümkün olmayan henüz "inanç"seviyesine ulaşmamış bir "tahmini" ifade eder. Zira"İnanç" daha fazla bilginin varlığını gerektirir. Bu aşamadan sonra, "tahmin" yerini "inanma" sürecine bırakacaktır, inanma süreci de, ihtimalin % 99'lara ulaşarak kesinleşmeye yaklaştığı noktada bitecektir. Bkz.: Eryılmaz, CMH, s. 47.

Dair Kanunun 9. maddesi ile değişmeden önceki hali248 ile 12/12/2014 tarih 29203

mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 02/12/2014 tarihli 6572 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 40. maddesiyle yapılan değişiklik sonrasındaki halinde, CMK'nin 116. maddesinin 1 'inci fıkrasında şüphenin kuvvet derecelerinden ikincisi olan “makul şüphe” karşımıza çıkmaktadır.

CMK’nın 6526 sayılı yasa ile değişmeden önceki ve 6572 sayılı yasa ile yapılan değişiklik sonrasındaki 116. maddesinde: “Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir.” hükmü ile şüpheli veya sanıkla ilgili yerlerde arama yapmak için makul şüphenin varlığının aranacağı açıkça belirtilmiştir.

1412 sayılı CMUK`nın 94. maddesinde ise şüpheli veya suçla ilgisi olan kişilere ait yerlerde arama ile ilgili olarak: “Bir suç işlemek veya buna iştirak veyahut yataklık etmek şüphesi altında bulunan kimsenin evi ile ona ait sair mahallerde aranma yapılabileceği gibi gerek üzeri ve gerek eşyası dahi aranabilir. Bu arama şüphe altında bulunan kimsenin yakalanması maksadıyla yapılabileceği gibi sübut delillerinin meydana çıkarılması umulan hallerde dahi yapılabilir.” hükmüne yer verilmişti.

İki yasa arasındaki farklara bakıldığında mülga CMUK’da şüphe kavramına yer verilmiş iken, şüphenin derecesine yer verilmemiştir. 6526 sayılı yasa ile

248 06/03/2014 tarih 28933 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 21/02/2014 tarihli 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 9. maddesinde: “5271 sayılı Kanunun 116 ncı maddesinin

birinci fıkrasında yer alan makul ibaresi somut delillere dayalı kuvvetli şeklinde değiştirilmiştir.”

hükmüne yer verilmişti. CMK’nın 116. maddesinde değişiklik yapan 6526 sayılı kanunun 9. maddesinin gerekçesinde: “Ceza Muhakemesi Kanununun 116 ncı maddesinin birinci fıkrasında

yapılması öngörülen düzenlemeyle, arama tedbirinin uygulanması, şüpheli veya sanığın yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda somut delillere dayalı kuvvetli şüphenin varlığına bağlanmaktadır. Arama kararını veren Cumhuriyet savcısı veya hakim bu hususta gerekçe göstermekle yükümlü olacaktır. Düzenlemeyle,şüpheli ve sanıkların temel hak ve özgürlüklerinin korunması için önemli bir güvence sağlanmakta ve aramanın uygulanabilmesi bakımından tutuklama müessesinde olduğu gibi somut delillere dayalı kuvvetli şüpheye yer verilmektedir.” şeklinde açıklanmıştı. 6526 sayılı kanunun 9. maddesi ve gerekçesinden açıkça

anlaşılacağı üzere arama yapılabilmesi için makul şüpheden daha kuvvetli olan kuvvetli şüphe aranacaktı.

değişmeden önceki ve 6572 sayılı yasa ile yapılan değişiklik sonrasındaki CMK’da ise açıkça şüphenin makul şüphe derecesine yer verildiği görülmektedir. Böylece mülga CMUK’dan farklı olarak 6526 sayılı yasa ile değişmeden önceki ve 6572 sayılı yasa ile yapılan değişiklik sonrasındaki CMK’ nın 116/1. maddesinde aramanın yapılabilmesi için “makul şüphe” bulunması gereği açıkça ifade edilmiştir.249

CMUK’daki “umulan haller” kavramı yerine, yeni kanunda, daha çok şüphenin yoğunluğunu içeren “makul şüphe” ibaresi konulmuştur.250 Yani CMK'da umma ile

yetinilmeyerek şüphelinin yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe oluşturacak nitelikte olguların varlığı aranmaktadır.

Umma ile makul şüphenin farklı olduğuna değinirken, makul şüpheyi tecrübe, tavsiye, sanı ya da tahminin karşılamayacağını vurgulayan yazar, makul şüphenin ummadan daha yoğun ama kuvvetli şüpheden daha düşük bir şüphe olduğunu, ummanın ise subjektif bir yaklaşım olup bir görüş veya düşünce olduğunu, makul şüphenin ise objektif bir durum olup olaya yani gerçekliklere ya da belirli şeylere dayandığını belirtmiştir.251 Diğer bir yazar, CMUK’da şüphenin derecesine yer

verilmemesi ile ilgili olarak sorunun genel hükümler çerçevesinde ve tedbirin niteliğine göre çözümlenmesi gerektiğini savunmakta, arama yapmak için gerekli olan şüphenin daima ihbar, gözetleme, iz takibi, şüphelinin otomobilinin evin önünde duruyor olması, sıcak takip gibi olaylara dayanan ve aramanın amacına ulaşabilmesi için gerekli ve yeterli olan şüphe olduğunu belirtmiştir. Ayrıca umuyor olmanın olaylara dayandırılmak suretiyle basit bir ummadan daha öteye gideceğini ve artık bu noktada ummanın şüpheye dönüşeceğini savunurken, arama yapmak için umma ibaresi bulunsa da aramaya başvurmak için ummanın yeterli olmayacağını, basit de

249 Doğan, Duygu Çağlar, “Ceza Muhakemesinde Adli Arama”, http://scholar.google.com.tr/

scholar_url?url=http%3A%2F%2Ftbbdergisi.barobirlik.org.tr%2FApp_Themes%2FTumDergiler%2F 92.pdf%23page%3D157&hl=tr&sa=T&oi=ggp&ct=res&cd=0&d=2715325217411609228&ei=lWjdX PSPINuZygT_5KroDQ&scisig=AAGBfm2dNgODe90wtxUWksYteub6X0JRgQ&nossl=1&ws=1366 x615&at=Ceza%20Muhakemesinde%20Adli%20Arama, s. 165. (E.T.16.05.2019).;Centel/Zafer, Muhakeme, s. 93.

250 Gül, Recep, “Yeni Ceza Muhakemesi Kanununda Arama”, http://www.google.com/url?sa= t&rct=j&q=&esrc=s&frm=1&source=web&cd=1&ved=2ahUKEwje97vX2ZDiAhVGZVAKHR9FBG MQFjAAegQIAxAC&url=http%3A%2F%2Fwww.ceza-

bb.adalet.gov.tr%2Fmakale%2F139.doc&usg=AOvVaw0FzGbmXiXQTZbvR5Nqal25, s. 1. ( E.T. 25.02. 2012). ; Aldemir, s. 22.

olsa aranan kişi ve/veya delillerin orada bulunduğuna ilişkin şüphenin olması gerektiğini savunmuştur.252 Bir diğer yazar ise, CMUK ile CMK arasındaki farka

değinirken, tasarıda maddenin başlığının "Suç işlediği sanılan kişi ile ilgili aramalar" şeklinde olduğunu, madde gerekçesinde ise aramanın yapılabilmesi için kişinin özellikle şüpheli veya sanık statüsüne girmiş bulunmasının gerekmediğini ve tahminin yeterli olduğunu belirtilmiş, bu maddeye göre arama yapabilmek için, bir sonraki maddede aranandan daha basit, tasarının ifadesiyle "umma" derecesinde bir şüphenin yeterli olacağını, henüz şüpheli veya sanık bile olması gerekmeyen bir kişi hakkında uygulanacak koruma tedbirinin düzenlendiği sonraki maddede daha yoğun ve somut bir şüphe gerekmekte olduğunu ortaya koymuştur.253

Suçla ilgisi olmayan diğer kişilerin araması ile ilgili olarak CMK’nın 117. maddesinde düzenleme yapılmıştır. Hükme göre: “ 1) Şüphelinin veya sanığın yakalanabilmesi veya suç delillerinin elde edilebilmesi amacıyla, diğer bir kişinin de üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir. (2) Bu hâllerde aramanın yapılması, aranılan kişinin veya suçun delillerinin belirtilen yerlerde bulunduğunun kabul edilebilmesine olanak sağlayan olayların varlığına bağlıdır.(3) Bu sınırlama, şüphelinin veya sanığın bulunduğu yerler ile, izlendiği sırada girdiği yerler hakkında geçerli değildir.” Suçla ilgisi olmayan diğer kişilerle ilgili olarak mülga CMUK’nın 95. maddesinde ise:“ Yukardaki maddede yazılı kimselerden başkalarının gerek üzerlerinde ve gerek eviyle sair mahallerde arama, ancak maznunun yakalanması veya suçun izlerinin takibi veya muayyen bazı eşyanın zaptı maksadiyle yapılabilir. Bu hallerde aramanın yapılması, aranılan şahsın veya takip edilen izlerin yahut zaptedilecek eşyanın aranılacak şahıs veya mahallerde bulunduğunu istidlal ettirebilecek vakıaların vücuduna bağlıdır. Bu takyit, maznunun içinde tutulduğu veya takibi sırasında girdiği mahallerle emniyeti umumiye

252 Özbek, Arama, s. 62; Özbek bu hususta diğer bir eserinde CMUK’nın 94. maddesinde umma ile yetinilmesinin basit de olsa şüphe aranmayacağı anlamına gelmeyeceğini yinelerken, yasa koyucunun aramaya maruz kalacak üçüncü kişilere ilişkin yasanın 95. maddesinde umma ile yetinilmeyip, delil veya sanığın orada bulunduğunu gösteren vakıaları gerekli kılmasının, 94. madde ile arasındaki derece farkını ortaya koymak istemesinden olduğunu savunmuştur. Bkz.: Özbek, Arama, s. 64 vd.

253 Cumhur aynca, "umuluyorsa" yerine, "makul şüphe varsa" denmek suretiyle, tasan gerekçesinde de belirtildiği üzere, insan haklarının en önemlilerinden birisini oluşturan özel hayatın dokunulmazlığı ile çok ilgili olan bir usul işleminin icrasında daha belirgin bir şüphe derecesi arandığını belirtmiştir. Bkz.: Şahin, Şerh, s. 331.

idaresinin nezareti altında bulunan bir şahsın oturduğu mahaller hakkında cari değildir.” şeklindeki hükme yer verilmiştir. Bu hüküm, 6526 sayılı yasa ile değişmeden önceki ve 6572 sayılı yasa ile yapılan değişiklik sonrasındaki CMK ile benzer şekilde bir hükme yer verilmiştir.254

6526 sayılı yasa ile değişmeden önceki ve 6572 sayılı yasa ile yapılan değişiklik sonrasındaki CMK`da arama için “makul şüphe”nin aranacağı açıkça belirtilmek suretiyle makul şüpheye yasada yer verilmekle birlikte, herhangi bir tanımı yapılmamıştır. Akla uygun şüphe olarak tanımlanabilecek olan makul şüphe255

kavramının, Adalet Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanarak 01.06.2005 tarihli 25832 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nin 6. maddesinde tanımı yapılmış ve makul şüphe ile ilgili açıklamalara yer verilmiştir. Söz konusu Adlî ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin “Makul şüphe" başlıklı 6'ncı maddesi hükmüne göre; "”makul şüphe, hayatın akışına göre somut olaylar karşısında genellikle duyulan şüphedir. Makul şüphe, aramanın yapılacağı zaman, yer ve ilgili kişinin veya onunla birlikte olanların davranış tutum ve biçimleri, kolluk memurunun taşındığından şüphe ettiği eşyanın niteliği gibi sebepler göz önünde tutularak belirlenir. Makul şüphede, ihbar veya şikâyeti destekleyen emarelerin var olması gerekir. Belirtilen konularda şüphenin somut olgulara dayanması şarttır. Arama sonunda belirli bir şeyin bulunacağını veya belirli bir kişinin yakalanacağını öngörmeyi gerektiren somut olgular mevcut bulunmalıdır."

Bu düzenleme ile makul şüphenin somut olguya dayanması gerektiği açıkça belirtilmekte ve arama sonunda belirli bir şeyin bulunacağını veya belirli bir kişinin yakalanacağını öngörmeyi gerektiren somut olguların aranması gerektiği açıkça ortaya konulmuştur.256 Yani şüphenin makul olmasını, günlük hayat deneyimlerine

254 Özbek, hükmün iki yönden somutluk aradığını, birincisinin delillerin belirli yani somutlaştırılabilir ve tasvir edilebilir olması, ikincisinin ise belirli vakıaların aranan şeylerin şüpheli olmayan üçüncü kişide bulunacağını gösterir olması olduğunu belirtmiş, ayrıca yasanın şüpheden ziyade belirlilik aradığını savunmuştur. Bkz.: Özbek, Arama, s. 65 vd.

255 Aydın, Murat, Arama ve Elkoyma, 2. Baskı, Ankara 2012, s. 25.

256 Yönetmelikteki bu tanımın oldukça soyut ve sübjektif olduğuna değinen Cin, bu kadar önemli bir hakkı ihlal eden tedbirin uygulanabilmesi için gerekli şüphe seviyesinin bu kadar basit ve içeriksiz şekilde tanımlanmaması gerektiğini belirtmiştir. Bkz.: Cin, s. 131.

göre şüpheli veya sanığın veya delilin aranan yerde bulunabileceğine dair delil, iz ve emarelerin bulunması olarak tanımlarsak, söz konusu delil ve emareler, şüpheli veya sanığın veya delilin aranan yerde bulunacağını ihtimal içine koymalıdır.257 Diğer bir

deyişle, makul, aklın beğendiği, akla uygun, akıllıca, yerinde ve aşırı olmayan anlamına geldiğinden; şüphenin de kanıta dayalı olması gerektiğinden, makul şüpheyi, delillere dayanan, kabul edilebilir ve aşırılık içermeyen, akla uygun şüphe olarak tanımlayabiliriz.258 Bu bağlamda arama konuma tedbirindeki koşul, şüpheli

veya sanığın veya delilin aranacak yerde olduğu konusundaki makul şüphe bulunması iken, bu şüphe aynı zamanda şüpheli veya sanığın suçu işlediğine dair de makul şüphe demektir.259

Bu hususta bizim de katıldığımız şekilde bir açıklama getiren yazara göre makul şüphenin, basit şüphedeki bir şeyin varlığı yönündeki basit bir tahminden öteye giderek, bu tahmini bazı bilgi, belge, gözlem ve tecrübe gibi maddi bazı bulgularla desteklenmesi ve ciddiye alınması gereken, basit şüpheden daha yoğun bir tahmin seviyesinin bulunması olarak tanımlanmıştır.260 Yani arama yapabilmek için

yetkili tarafından verilmesi gereken arama kararında belirli bir şeyin bulunacağı veya belirli bir kişinin yakalanacağını öngörmeyi gerektiren somut olgular mevcut olmalıdır. Bu hukuk devletinin de bir gereğidir.261 Örneğin; meydana gelen bir

hırsızlık olayının soruşturması sırasında, olay öncesinde benzer şekilde hırsızlık yaptığı söylenen kişilerin evlerinde çalıntı mal araması için arama kararı verilemez. Çünkü bu kişilerin soruşturma konusu olaya karıştıklarına, evlerinde bu suçun delilerinin bulunduğuna dair somut bir olgu yoktur ve bunlara yönelik şüphe, makul şüphe değildir.262 257 Aksoy, s. 105. 258 Yaşar, s. 1021. 259 Centel/Zafer, Muhakeme, s. 434. 260 Eryılmaz, CMH, s. 47.

261 Çiçek, İbrahim, Arama (Adli ve Önleme Araması), İstanbul 2009, s. 55.

Görülüyor ki, şüpheden daha az bir anlama sahip olan ve sübjektif bir yaklaşım içeren umma veya sanma, arama yapılabilmesi için yeterli değildir.263 Diğer bir

deyişle makul şüphe bulunmasının ön şartı, tarafsız bir kişiyi bir kişinin suç işlemiş olabileceğine ikna edebilecek olguların ve bilgilerin var olmasıdır.264 Yani arama

yönetmeliğinde de açıkça belirtildiği gibi arama yapılabilmesi için makul şüphenin somut olaylara dayanması gerekmektedir. Kolluğun soruşturmanın başlangıcında bulunan basit bir tahminden ibaret olan şüphe halini makul şüphe seviyesine ulaştırmak için yaptığı araştırma sonucunda elde ettiği bilgi ve belgeler ışığında edindiği şüphenin, soruşturma konusu olayın gerçek ve doğru olması ihtimalinin gerçek olmama ihtimaline göre daha fazla olması halinde makul şüphenin oluştuğundan söz edilebilecektir.

Bu hususta bir yazara göre, tahmin edilen şeyin gerçek olma ihtimalinin gerçek olmama ihtimalinden daha kuvvetli olması yani en az % 51'lik bir ihtimalin varlığı veya 100 kişiden 51 kişinin varlığı tahmin edilen bir hususta aynı fikri paylaşması gerekmektedir.265 Bir başka yazar ise, soyut ihtimallere dayanarak adli arama

yapılamayacağını belirtirken, örnek olarak hırsızlık suçundan fail, çalmış olduğu malzeme ile evine veya üçüncü bir kişinin evine girdiğine dair tanık beyanı bulunması halinde, şüpheliye veya üçüncü kişilere ait evde suç delillerinin (çalınan malın) ele geçirilmesi amacıyla adli arama yapılabileceğini, arama yapılacak yerin sahibinin suça iştirak ettiğine veya çalınan eşyanın bu yerde saklandığına dair iz veya emare (makul şüphe sebepleri) bulunmaması halinde, sırf soyut iddialara dayanarak adli arama yapılamayacağını savunmuştur.266

Makul şüphenin hangi hal ve durumda var olduğu söylenebilecektir? Bunun tespiti her olayda soruşturma makamlarının elde ettiği bilgi, bulgu ve deliller ile

263 Özbek/Doğan/Bacaksız/Tepe, CMH, s. 316; Arama işleminin yapılabilmesi için işlemi haklı

çıkaracak sıradan şüphe değil, makul bir şüphe bulunmalıdır. Makul şüphe, objektif üçüncü kişilerce değerlendirilebilecek somut temellere dayalı şüpheyi ifade etmektedir. Sıradan şüphe ise, içgüdülere dayanan üçüncü kişilerce açıklanamayacak veya onlar nezdinde halı çıkarılamayacak şüphedir. Umuyor olmak arama işlemi yapılması için yeterli değildir. Bkz.: Sözen/Fındıklı/Bıçak/ Eryılmaz/Özcan/Bahar/Çevik, s. 92.

264 Sözen/Fındıklı/Bıçak/Eryılmaz/Özcan/Bahar/Çevik, s. 234.

265 Eryılmaz, CMH, s. 47. 266 Aldemir, s. 23.

bunlarla birlikte olaydaki tüm şartlarının değerlendirilmesiyle mümkün olacaktır. Somut bir olayla karşılaşan kolluk memuru makul şüphenin mevcut bulunup bulunmadığını kendisi takdir edecektir. Daha sonra bu nedenlerin bulunup bulunmadığının takdiri hakime veya Cumhuriyet savcısına ait olacaktır.267 Örneğin,

arama yapılacak kasabada bir gün önce yapılan düğünde iki kişinin silahla ateş ettiğinin bildirilmesi üzerine o kasabanın belirli bir mahallesindeki tüm evlerin bu amaçla aranmasında makul şüphe yoktur ve böyle bir arama kararı verilemez. Arama yapılacak kişilerin olayla bağlantısını açıklayan ve onlardan şüphe edilmesini sağlayan somut olguların ortaya konulması gerekir.268

Yönetmelikte, makul şüphenin takdirinde, "aramanın yapılacağı zaman, yer ve ilgili kişinin veya onunla birlikte olanların davranış tutum ve biçimleri, kolluk memurunun taşındığından şüphe ettiği eşyanın niteliği gibi sebepler göz önünde tutulacağını" örnek şeklinde sayarak uygulayıcıya yol göstermeyi amaçlamıştır. Örneğin; gece vakti bir eve pencereden girmeye çalışan kişi ile karşılaşan kolluk görevlisinin, bu kişinin aslında anahtarını içerde unutan evin sahibi olma ihtimali bulunsa dahi bu kişinin hırsız olabileceğinden şüphelenmesinin makul şüphe oluşturduğu konusunda şüphe yokken, gece vakti sokakta elinde büyük siyah bir poşet ile dolaşan bir kişinin hırsız olması noktasında kolluk görevlisinin makul şüpheye sahip olduğunun söylenebilmesi için yönetmelikte belirtildiği şekilde birçok faktörün birlikte değerlendirilmesini gerektirecektir.269

Yoruma ve takdir yetkisini kullanmaya açık esnek bir kavram olan270 makul

şüphede, ihbar veya şikayeti destekleyen emarelerin var olması ve arama sonunda belirli bir şeyin bulunacağını veya belirli bir kişinin yakalanacağını öngörmeyi gerektiren somut olguların mevcut bulunması şartları aranmıştır.271 Diğer bir deyişle

267 Çiçek, s. 55.

268 Aydın, Murat, Arama Elkoyma 2, s. 29-30. 269 Eryılmaz, CMH, s. 46 vd.

270 Eryılmaz, M esut Bedri, Türk ve İngiliz Hukukunda ve Uygulamasında Durdurma ve Arama,

Ankara 2003, s. 90.

271 Özoğlu, Mehmet Soner, “Koruma Tedbiri Olarak Arama”, http://www.turkhukuksitesi.com/

makale_1305.htm, (E.T.13.03.2012). ; Örneğin: etnik bir kökenden gelen kişilerin daha fazla suç işledikleri istatistiksel bir veri olsa bile, kişinin söz konusu etnik kökene mensup olması, aynı şekilde

tanımından da anlaşıldığı üzere makul şüphenin, kolluk memuru açısından kendi değer yargılarına ve mesleki tecrübesine dayalı olarak değerlendirileceğinden subjektif ve dışarıdan izleyen kişileri inandırması için objektif bir yapısı bulunmalıdır.272 Örnek olarak; oto hırsızlığı suçundan dolayı sabıkalı olmak, tek

başına aranmak için makul şüpheyi oluşturmaz iken, bu kimsenin uygun olmayan bir saatte araba parkında görülmesi halinde ise bu şüpheyi oluştuğu söylenebilecektir.273

Makul şüpheyi akla yatkın olan şüphe olarak tanımlayan bir yazar; makul şüphenin belli gerçeklere ve fiilin kişi tarafından gerçekleştirildiğini kabul etmeyi sağlayan olayların varlığına dayanması gerektiğinden görevlilerin önceki tecrübelerine dayalı tahmin, sanı ya da tavsiyelerinin bu kapsamda olamayacağını ancak bu tür mesleki birikim ve deneyimlerden yararlanılması gerektiğini, kolluk görevlilerinin önceki birikimlerinin ve daha önce işlenmiş suçlara ilişkin kayıt ve bilgilerini sadece subjektif kanaat oluşturmada kullanılması ile yetinilmeyip soruşturma başladıktan sonra önceki bilgilerin de teyidini gösteren belgelerin soruşturma makamlarına sunmaları gerektiğini vurgulamıştır.274 AİHS komisyonu ve

mahkemenin içtihatlarında, makul şüphenin varlığı için: “ bir olayın varlığı yada bir şahsın bir olayın faili olduğu yönünde bazı basit bilgi, belge, bulgu ve emarelerin olması"," mevcut bilgi, belge, bulgu ve emarelerin doğruluğunun ön yargıdan arınmış orta zekada bir insanın akıl, mantık kuralları, gözlem ve tecrübeleri ile yakalamanın yapıldığı andaki şartlar nazara alınarak değerlendirilmesi", " bu

giyim tarzı, saç tipi, sabıka kaydı gibi hususlar da makul şüphe için yeterli değildir.Bununla birlikte, zaman, mekan, kişinin tavırları gibi faktörler makul şüphenin oluşumuna katkıda bulunabilir. Örneğin: Gizli veya ihtiyatlı hareketler, bazı şeyleri gizleme gayreti, olmadık bir zamanda eşya taşınması, hırsızlığın yaygın olduğu bir bölgede eşya taşınması gibi durumlar makul şüphe için yeterlidir. Bkz.:Sözen/Fındıklı/Bıçak/Eryılmaz/Özcan/Bahar/Çevik, s. 92.

272Aldemir, s. 23.

273 Koparan, M. Reşat,“Bir Koruma Tedbiri Olarak Arama”, http://www.google.com/url?sa= t&rct=j&q=&esrc=s&frm=1&source=web&cd=3&ved=2ahUKEwiogqP255DiAhXGIlAKHS0wAVY QFjACegQIAxAC&url=http%3A%2F%2Fwww.cezabb.adalet.gov.tr%2Fmakale%2F193.doc&usg=A OvVaw3wgPZtMf7aFP1Lv1ru9FmR, s. 7. ( E.T. 01/05/2019).; Aldemir, s. 23.; Makul şüphe, hiç bir