• Sonuç bulunamadı

Şüphenin tanımında olduğu gibi şüphenin çeşitlerinden olan “basit şüphe”nin öğretide değişik şekillerde tanımı yapılmaktadır. Basit şüphenin Mehaz Kanun'unun 152 nci maddesinin 2. fıkrasında “ceza takibini istilzam edebilecek hususlarda kafi emareler teşkil edecek vakıalar” olarak, 1985 değişikliği sonrasında ise “ceza takibini gerektirecek hususlarda yeterli delil mevcut ise” olarak ifade edildiğine değinen yazar, basit şüpheyi "fiilin sanık tarafından işlendiğini gösteren yeterli olgular bulunması" şeklinde tanımlamıştır.212 Diğer bir yazara göre basit şüphe, " dayandığı

deliller basit, yetersiz ve/veya sayıca az olan şüphe" dir.213 Yapılan diğer tanımlarda,

"fiilin suç olduğu ve soruşturulabilir bir nitelik arz etmesi hali"214; "soruşturmanın

başlatabilmesi için gerekli görülen şüphe"215; "niteliği itibariyle dayandığı deliller

basit, yetersiz ve/veya sayıca az olan şüphe"216; "soruşturmanın başında soruşturma

makamının delillere ve vakıalara dayanan bir tahmini"217; “ şüphenin en hafif

211Öztürk/Eker Kazancı/Soyer Güleç, s. 26.

212 Yenisey basit şüpheyi diğer bir ifade ile de savcı veya kolluğun araştırma işlemlerine başlaması ve bu şekilde hazırlık soruşturmasının başlaması için, belli ve yaşanmış somut olayların suç işlendiği yolunda ortaya koyulması şart olan şüphenin basit bir şüphe olduğunu belirtmiştir: Yenisey, Soruşturma ve Polis, s. 45.

213 Öztürk/Tezcan/Erdem/Gezer/Kırıt/Alan Akcan/Özaydın/Tütüncü/Vıllemın Altınok/Tok, s. 436; Öztürk/Eker Kazancı/Soyer Güleç, s. 28.

214 Tamöz/Kocabey, s. 49. 215 Eryılmaz, CMH, s. 44.

216 Gültekin, Şüphe Makale, s. 124. 217 Şahin, İlyas, makale, s. 111.

derecesi”218 olarak tanımlanmaktadır. Basit şüpheyi, tümüyle elde edilemese de

mevcut delillerin bir suçun işlendiğini göstermesi ve ileride fail hakkında kamu davası açılabileceği ihtimalinin, açılmaması ihtimalinden daha fazla olması hali219;

muhakeme evresinin en alt basamağı olup, dayandığı delillerin az veya yetersiz olan şüphe türü olup, bilimsel bulgulardan daha çok duyularla ilişkili olan şüphe türü220

şeklinde de tanımlayanlar bulunmaktadır.

Çeşitli şekillerde tanımlanan basit şüphe, CMUK’ nın 153. maddesinde: “Cumhuriyet Müddeiumumisi ihbar veya herhangi bir suretle bir suçun işlendiği zehabını verecek bir hale muttali olur olmaz hukuku amme davasını açmağa mahal olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin hakikatini araştırmağa mecburdur.” hükmünde “bir suçun işlendiği zehabını verecek bir hal” olarak tanımlanmıştır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda ise 160' ıncı maddesinin l'inci fıkrasında karşımıza çıkmaktadır. CMK'nın 160/1. maddesinde; "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." hükmü yer almaktadır.

Bu hükümdeki “bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez” ibaresi ile basit şüphe ifade edilmek istenmiştir.221 İşte bu nedenle soruşturmaya

başlanabilmesi için, belli ve yaşanmış somut olayların, en azından belirti şeklinde ortada bulunan delillerin belli bir suçun işlendiği yolunda bir şüphe ortaya koyması şarttır.222 Yani suç işlendiğine dair tahminden ibaret olmayan, olaylara dayalı bir

218 Centel/Zafer, Muhakemesi. 91.

219 Özbek, Arama, s. 63.

220 Gültekin, İddianame, s. 120; Şüphe de muhakeme makamının delillere ve olguya dayanan tahmini söz konusu olduğuna değinen Aksoy, şüphenin içinde daima bir yanılma payı bulunmakta olduğunu ve yanılma payı derecesine göre şüphenin basit, makul, yeterli veya kuvvetli olduğunun söylenebileceğini belirtmiştir. Bkz.: Aksoy, s. 104.

221 Gültekin, Şüphe makale, s. 124 ; Aydın ise benzer bir görüşle basit şüpheyi:’Bir konunun suç oluşturması nedeniyle gerçeği araştırmaya başlamak için aranan şüphe’ olarak tanımlamıştır: Aydın, Muammer, Tutuklama ve Makul Süre Panel Notları, İstanbul 2009, s. 14.

222 Öztürk/Tezcan/Erdem/Gezer/Kırıt/Alan Akcan/Özaydın/Tütüncü/Vıllemın Altınok/Tok, s. 436-437; Şüpheyi, yetkili makamları araştırma mecburiyetine iten esas olan ve yetkili makamların fiil hakkında kesin bir sonuca varamayıp duraksaması olarak tanımlayan Özbek, duraksamayı bir kesinliğe sahip olamamanın sonucu olarak görmüş ve suç haberinin ciddi, belli ve yaşanmış olayların suç işlendiği

belirtinin bulunması gereklidir.223 Aksi takdirde, soruşturma makamlarının keyfi

davranışlarına imkan sağlanmış olacağı gibi asılsız ve mesnetsiz isnatlarla masum kimselerin rahatsız edilmesine sebebiyet verir.224 Yani basit şüphenin varlığının kabul

edilebilmesi için, gerçek olma ihtimali az görülse de doğru olma ihtimali görülen, çok ciddi somut olaylara dayanmasa da belirti veya emare yeterli olacaktır.225 Burada

suç işlendiği husundaki bu şüphe “basit” diğer anlatımla şüphenin en hafif derecesi olan “başlangıç” şüphesidir. Yani fiilin soruşturulabilir nitelik arz etmesi halinde “basit şüphe”den söz edilebilecektir.226

Bilindiği üzere istihbari bilgi; duyum, söylenti, tahmin ve varsayıma dayanan doğruluğu şüpheli bilgidir. Kaynağın belli bir kişi olmadığı ya da somut olguya dayanmayan istihbari bilginin tek başına delil değeri yoktur. Somut olaylara dayanmayan, soyut iddia, bilgi ve tahminler, soruşturmanın başlatılması için yeterli görülemez.227 CMK'nın 160/1. maddesinde de “bir suçun işlendiği izlenimini veren

bir hal” aranarak olguların varlığı işaret edilerek bu husus vurgulanmıştır. Bu nedenle, olguya228 dayanan basit bir şüphe (izlenim) üzerine soruşturma başlatmak

zorunlu iken, olguya dayanan basit bir izlenim (sanma) yoksa soruşturma başlatma yükümlülüğü de bulunmamaktadır.229 Olay veya olgulara dayanmayan ve sadece

yolunda ortaya konulan ve hazırlık soruşturmasının başlamasını sağlayan olaylara dayanan şüpheyi “basit şüphe” olarak tanımlanmıştır. Bkz.: Özbek, Arama, s.60.

223 Tamöz/Kocabey, s. 50. 224 Gökçen, s. 66.

225 Yenisey, Soruşturma ve Polis, s. 45; 15/08/2017 tarih ve 694 sayılı KHK’nın 145. maddesi ile CMK’nin 158. maddesinin 6. fıkrasına getirilen düzenleme ile ihbar ve şiküyet konusu fiilin suç oluşturmadığının herhangi bir araştırma yapılmasını gerektirmeksizin açıkça anlaşılması veya ihbar ve şikayetin soyut ve genel nitelikte olması durumunda soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilecektir. Yani bu düzenleme ile de açıkça belirtildiği üzere soyut ve genel nitelikli bilgi yeterli görülmeyecektir.

226 Tamöz/Kocabey, s. 49 vd.

227 Yargıtay CGK’nın 18.06.2019 tarih ve 2017/947 E.- 2019/479 K. sayılı kararı, https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/ (E.T. 10.09.2019).

228 Türkçe sözlükte olgu, birtakım olayların dayandığı sebep veya bu sebeplerin yol açtığı sonuç, vakıa olarak tanımlanmaktadır. Belirti ise, bir olayın veya durumun anlaşılmasına yardım eden şey, alamet, nişan, nişane olarak tanımlamıştır. Bkz.: Türkçe sözlük, s. 1496-1497.

229 Centel/Zafer, Muhakeme, s. 90-91; CMK. m.160 çerçevesinde soruşturmanın başlaması için aranan basit şüphenin bulunmaması halinde, soruşturmanın başlatılmasının reddine karar verilmeli ve durum ilgiliye (ihbar veya şikâyet edene) bildirilmelidir. Bkz.: Yenidünya, Caner, “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’da Kamu Davasının Açılması, İddianamenin Unsurları ve İadesi”, atıf 51, http://www.e-akademi.org/incele.asp?konu=5271%20

basit bir tahminden ibaret bulunan230 ya da gölgemi çaldılar şeklindeki bir ihbarda

olduğu gibi akla ya da mantığa aykırı olan iddia söz konusu ise, bu durumda basit şüphenin varlığından bahsetmek mümkün değildir.231 Dolayısıyla iddia makamı

tarafından öğrenilen olayın soruşturulabilir bir nitelik arz etmesi halinde basit şüphenin söz konusu olduğu söylenebilirse de, bunun için belli ve somut olayların suç teşkil ettiği yolunda izlenim ortaya koyması ile mümkün olduğu, olayların sadece basit bir tahminden ibaret ya da iddiaların akla ve mantığa aykırı olması halinde ise basit şüphenin varlığından söz edilemeyeceği açıktır.232

Keza kanunun soruşturmanın başlaması açısından aradığı basit şüphe, somut olaylarla ortaya konmuş bulunan ve kriminalistik biliminin verilerine göre, kovuşturulabilir bir suçun varlığı saptandığı için mevcudiyet kabul edilen bir şüphedir.233 Bu bağlamda soruşturmayı başlatıp başlatmama hususunda öncelikle bu

SAYILI%20CEZA%20MUHAKEMES%DD%20KANUNU%92NDA%20KAMU%20DAVASININ %20A%C7ILMASI,%20%DDDD%DDANAMEN%DDN%20UNSURLARI%20VE%20%DDADES %DD%20%20&kimlik=-150476059 &url=makaleler/acyenidunya-1.htm (E.T.10.02.2012).

230 Gökçen, s. 66; Soruşturmayı başlatmaya yetebilecek nitelikte olması gereken ve başlangıç şüphesi de denilen basit şüphenin, dayandığı deliller basit, diğer aşamalarda elde edilebilecek delillere göre yetersiz ve/veya sayıca az olmakla birlikte en azından belirti düzeyinde olan delillere dayanıyor olması gerekmektedir. Bu bağlamda,akla ve mantığa uygun bir şüphe ortaya koyması gerektiğinden, somut olaylara dayanmayan, soyut iddia ile tahminlerin basit şüphe kbul edilmeyeceği açıktır. Bkz.:Yaşar, s. 837.

231 Balcı, Murat, "Delillerin, Suçun İşlendiği Hususunda Yeterli Şüphe Sebebi Oluşturması (CMK

m.170/2)", https://jurix.com.tr/article/1797, (E.T.17.05.2019). 232 Yayla, s. 118.

233 Yenisey, Soruşturma ve Polis, s. 45; Basit şüphe ile başlayan hazırlık soruşturması ile ön alan

soruşturmasının farkı konunun anlaşılması yönünden önemlidir. Bu hususta Özbek:” “Ön alan soruşturmaları ve başlangıç şüphesinin varlığı ile başlayan bir hazırlık soruşturması arasındaki farklar bakımından şunlar söylenebilir: Öncelikle ceza muhakemesi anlamında bir şüphe bakımından tahmin geçmişe yönelmiş iken, ön alan soruşturmaları geleceğe yönelmiştir. Ön alan soruşturmalarında geçmişte işlenmiş bir suç değil, gelecekte işlenebilecek olan bir suç ya da suçlar söz konusudur. Ön alan soruşturmalarında somut vakıalara dayanan bir şüphe ile değil, cezalandırılabilen bir olay hakkındaki genel bilgilere, araştırmalara dayanılır. Bu anlamda ön alanda başvurulabilecek tedbirler gelecekte ortaya çıkacak bir olayın umulması üzerine temellenen şu anki şüpheli bilgilere dayanmaktadır. İşte ön alan adı verilen bu zaman diliminde başlangıç şüphesinin varlığı aranmaksızın polisin harekete geçebileceği kabul edilir.”şeklinde bir açıklama getirmiştir. Bkz.: Özbek, Veli Özer, “Organize Suçlulukla Mücadelede Ön Alan Soruşturmaları”, http://www.google.com/ url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&frm=1&source=web&cd=1&cad=rja&uact=8&ved=2ahUKEwi7kPz7k6 DiAhWJwcQBHRCBAEEQFjAAegQIAhAC&url=http%3A%2F%2Fhukuk.deu.edu.tr%2Fdosyalar% 2Fdergiler%2FDergiMiz4-2%2FPDF%2Fozbek3.pdf&usg=AOvVaw0Gi_ccGk3NzJOHjTisabnL, s. 60 vd. (E.T.16.05.2019).; Ön alan soruşturmasını, suç öncesi polis araştırması ve gelecekteki tehlikeleri önleyebilmek için alınan polis tedbirleri olarak aktaran Yenisey/ Nuhoğlu ön alan araştırmalarının , suç işlendikten sonra ortaya çıkan ve hazırlık soruşturmasının başlanmasını sağlayan başlangıç şüphesinden önceki alanı kapsadığını savunmuşlardır. Bkz.; Yenisey/Nuhoğlu, s. 270.

evrenin başlatılmasını sağlayacak basit şüphe oluşturan delil olup olmadığına bakılacak, delil ile suç şüphesi arasındaki ilişki dolayısıyla, delile dayanmayan bir suç şüphesinden bahsedilemeyecektir. Burada delillerin basit şüphe oluşturup oluşturmadığı noktasında soruşturma yapan makamların takdiri söz konusu olacaktır. Örneğin, suç işleme şüphesi altında ifadesi alınan bir şüphelinin ifade alma işlemi sırasında suç ortağı olarak gösterdiği ikinci bir kişi hakkında verdiği bilgi, bilgi verilen kişi için basit şüphe oluştururken, uygulamada hatalı olarak yapıldığının aksine bu durumda kuvvetli şüphe aranan yakalama ve gözaltı tedbirlerinin uygulanması yönünden yeterli olmayacaktır.234

Suçun işlendiği yönünde şüphe oluşturacak nitelikte yaşanmış olayların bulunması, bu olayların olduğuna ilişkin suç haberinin ciddi olması halinde, belli ve yaşanmış olayların suç işlendiği yönünde ortaya koyduğu şüphe, başlangıç şüphesi olarak kabul edilmeli, kriminal tecrübeler ve belirli somut vakıalara göre basit şüphe cezalandırılabilir hareketin yapılmış olduğunu mümkün olarak göstermeli ve bir suçun işlenmiş olduğu olasılığını ortaya koymalıdır.235 Bu bağlamda gerçeklikten

uzak, olaylara dayanmayan, sadece varsayım veya tahmin niteliğindeki umma, basit şüpheyi oluşturmamaktadır. Diğer bir deyişle basit şüphenin varlığı için, yaşanmıs olayların yetkilileri bir suçun işlendiği şüphesine götürmelidir. Bunun için de suç haberinin ciddi olması gerektiği gibi, belli ve yaşanmış olayların suç işlendiği yönünde şüphe, ortaya koyması da gerekmektedir. Kriminal tecrübeler ve belirli somut vakıalara göre basit şüphe cezalandırılabilir hareketin yapılmış olduğunu mümkün olarak göstermelidir. Umma ya da kriminalistik hipotezler basit şüphenin varlığını ortaya koymaktan uzaktır. Olaylara dayanmayan, tahmin niteliğindeki umma ya da kriminalistik hipotezler, bir basit şüphe değildir. 236

234 Eryılmaz, CMH, s. 45. 235 Özbek Organize Makale, s. 59.

236 Özbek, Organize Makale, s. 59; Özbek, şüphenin dayanması gereken olayları açıklarken, olaylarla

anlatılmak istenilenin belirli şeyler ve gerçeklikler olduğunu, suçla mücadele eden kişilerin, tecrübelerinin, tavsiye ya da görüşlerinin olamayacağını belirtmiştir. Ayrıca bu olayların öncelikle suç sayılan davranışlara ilişkin ve yönelik olması, en azından suç kalıbında düzenlenen suçun özelliklerini taşıyor olması gerektiğini de savunmuştur: Özbek, Arama, s. 63.

Basit şüphe, yargılama sujelerinin keyfiliği ile yakından ilgilidir. Zira, belirli olaylara ve belirti şeklindeki delillere dayanmayan ve sadece tahminden ibaret bulunan şüphe soruşturmaya başlanabilmesi için yeterli değildir; yeterli sayılırsa keyfiliğin önlenebilmesi mümkün olmayacaktır.237 Yani basit şüphenin bulunup

bulunmadığını tayin ederken eldeki deliller ve bu delillerin niteliği önem taşımaktadır. Bu bağlamda basit şüphenin varlığından söz edebilmek için, belli ve somut olayların suçun işlendiği yolunda bir şüphe ortaya koyması ve delillerin en azından belirti (emare) niteliği taşıması gerekmektedir.238

Basit şüphe ile belirti kavramının birbiri ile bağlantılı olduğu açıktır. Bu nedenle basit şüphenin daha iyi anlaşılabilmesi için “belirti” kavramını açıklamak yerinde olacaktır. Bir görüşe göre belirti(emare) basit bir şüphe değil iken, vakıalarla müşahhas hale gelmiş olan şüphelerden bazılarının belirti (emare) sayılması mümkündür.239 Bir diğer görüş ise belirtinin, ispat edilecek olayın dolaylı olarak

ispatına yardımcı olan vakıalar ve izlenimler olduğunu savunmuş, hakimin vicdani delil sistemi içinde her delili ötekilerle ilişkisini göz önünde tutarak değerlendirmek durumunda olduğunu, ülkemizde sanıktan delile değil, delilden sanığa gidilmesi yönteminin benimsenmesi nedeniyle yeni ceza muhakemesinde belirtilerin daha önemli hale geldiğini belirtmiştir.240 Bir diğer görüş, kat’iyete yakınlık ve küllilik

belirtide (emarede) mevcut bulunmadığı için delil olmadığını savunmuştur.241 Bir

diğer görüşe göre CMUK’da tutuklamayı düzenleyen 104. maddede “ suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunması” şeklinde geçen “belirti” terimi, bir delil türü olarak anlaşılmamalı, sanık hakkında somut olaylara ve olgulara dayanan şüphenin ve kuşkunun varlığı olarak anlaşılmalıdır.242 Diğer bir yazar ise, Anayasa’nın 19.

237 Öztürk/Tezcan/Erdem/Gezer/Kırıt/Alan Akcan/Özaydın/Tütüncü/Vıllemın Altınok/Tok, s. 437; Benzer şekilde Özbek, Arama, s. 61; Basit şüphenin varlığı için delillerin en azından belirti(emare) niteliğinde olması gerekir, aksi halde soruşturma makamlarının keyfi davranışlarına imkan sağlanmış olur. Bkz.: Gökçen, s. 66.

238 Centel/Zafer, Muhakeme, s. 91.

239 Taşdemir, Kubilay/Özkepir, Ramazan, Ceza Muhakemesi Kanunu Şerhi, C.1, 3. Bası, Ankara 2007, s. 393.

240 Öztürk/Tezcan/Erdem/Gezer/Kırıt/Alan Akcan/Özaydın/Tütüncü/Vıllemın Altınok/Tok, s. 330-331. 241 Bir yakınının kanuni anlamda belirti sayılabilmesi yargıcın takdirini gerektirecektir. Fakat bu takdir intibalara dayanmamalı, bir mantık ameliyesine dayanmalıdır. Bkz.: Taşdemir/Özkepir, s. 393. 242 Yurtcan, Erdener, Cumhuriyet Savcısının ve Ceza Yargıcının El Kitabı, İstanbul 2002, s. 229.

maddesinde tutuklama için aranan ‘kuvvetli belirti’ terimi ile 6526 sayılı yasa ile değişmeden önceki CMK 100. maddesinde belirtilen “kuvvetli şüphe” teriminin aynı anlamda görünseler de iki kavram arasında gerçekten büyük farkın olduğunu belirtmiş, kuvvetli belirti sözcüğünün içinde kanıt yani delilin de bulunduğunu, bu haliyle CMK’nın 100. maddesinin Anayasanın 19. maddesi ile bireyi devletin kişi özgürlüğüne yönelik keyfi müdahalelerine karşı koruyup güvence altına alan uluslararası sözleşme olan AİHS’nin 5/3. maddesine açıkça aykırı olduğunu savunmuştur.243 Başka bir yazar ise; CMUK'nın belirti delilinin kullanılmasını

engellemediğini, belirtinin de hadiseyi en iyi şekilde temsil eden, olaya yakın, güvenilir ve ilk elden delil durumunda olabileceğini belirtmiş, mahkemenin görevinin delillere ulaşmak ve hükmünü bu delillere dayandırmak olduğuna değinerek, beyan delili kadar belirtinin de mahkemenin bu görevini yerine getirmesini mümkün kılabileceğini haklı olarak ortaya koymuştur.244

Gerçekten de bu konuda amacı maddi gerçeğe ulaşmak olan ceza muhakemesinde, olayın ispatı bakımından tüm bilgi ve belgelere ulaşılması ve bunların doğrudan doğruyalık ilkesi doğrultusunda yargılama makamı tarafından duruşmada tartışılması ile kanaate varılması gerekmektedir. Bu bağlamda olayı temsil ettiği düşünülen tüm delil ve belirtilerin tartışılması sırasında, doğrudan ve ilk elden olan (örneğin tanık ifadesi gibi) deliller, daha güvenilir oluşları itibariyle bir önceliğe sahip olurken, dolaylı olan belirtiler de diğer delillerle desteklenerek maddi gerçeği ortaya çıkarmakta yardımcı olabilmektedir.245

Basit şüphe ile ilgili bir diğer husus ise basit şüphe ile ummanın birbirine karıştırılmakta olmasıdır. Bu konuda yazar bu iki kavramı karşılaştırarak, şüphenin ölçülebilen bir kavram olmayıp ummadan daha fazla ve fakat yeterli ve kuvvetli

243 Aydın, Muammer, s. 12; Feyzioğlu da benzer bir şekilde tutuklama için aranan şartlardan kuvvetli şüphe terimi ile eski yasada aranan belirti kavramını karşılaştırarak, eski yasada aranan ‘emare ve belirti’ kavramlarının daha yerinde olduğunu, belirtinin delilin bir çeşiti olduğunu savunmaktadır. Bkz.: Feyzioğlu, Metin, Tutuklama ve Makul Süre Panel Notları, İstanbul 2009, s. 14.

244 Şahin, İspat, s. 184.

245 Şekli anlamda doğrudan doğruyalık ilkesi ile delillerin serbest değerlendirilmesi ilkesi arasında yakın bir ilişki olduğunu belirten yazar, önemli olanın delilin güvenilirliği ve sağlamlığı olduğunu, duruşmada ortaya konup tartışılmak kaydıyla, bütün delilleri hakim serbestçe değerlendirilebileceğini, duruşmada ele alınmayan hiçbir delil hükme esas alınamayacağını ve bu nenle de bütün delillerin duruşmada ortaya konması gerekmektedir. Bkz.: Şahin, İspat, s. 46.

şüpheden daha az bir anlama sahip olduğuna değinmiş, ummanın ise sübjektif bir yaklaşım olduğunu belirterek bir görüş ya da düşünce içermesi ve bu nedenlede bir varsayım (hipotez- faraziye) oluşturduğunu haklı bir şekilde ortaya koymuştur.246

Diğer bir deyişle şüphe kavramı olaylara dayanmakta ve bu olaylarla gerçek ortaya konulmakta iken, umma kişisel ( subjektif) düşünceler içerebilmektedir.

Sonuç olarak bize göre soruşturma konusu olaya ilişkin olarak mevcut bilgi ve belgeler ışığında soruşturulması gereken bir suçun işlendiği ve bu suçu işleyenin hakkında soruşturma yürütülen kişi olduğu hususunda henüz ispatlanmamış tahmin seviyesinde olan şüphe, “basit şüphe” dir. Muhakkak ki bu tahmin, soyut ve gerçeklikten uzak olmamakla birlikte, mevcut deliller ışığında soruşturma makamlarında inanma seviyesine ulaşmamış bir tahminden ibaret haldedir.247

CMK’nin 160. maddesinde belirtildiği üzere basit şüphenin varlığı için bir suçun işlendiği izlenimini veren hal bulunmalıdır. Bu ise en azından belirti niteliğinde delilin varlığı ile mümkündür. Basit şüphenin soruşturma konusu olayda bulunduğundan söz edilebilmesi için, belirli ve somut olayların suçun işlendiğine ilişkin şüphe ortaya koyması ve eldeki delillerin en azından belirti seviyesinde olması gerekmektedir. Soyut ve genel nitelikte ihbar ve şikayetler, olaylara dayanmayan sadece tahminden ibaret bilgiler veya akla mantığa aykırı iddialar, basit şüpheyi doğurmaz. Kısacası şüphenin en hafif derecesi olan basit şüphe, soruşturmanın başlatılabilmesi için varlığı aranan, soruşturulabilir bir suçun işlendiğine ilişkin en az belirti seviyesinde delile dayanan şüphedir.