• Sonuç bulunamadı

Nüfusun okur-yazarlık oranı

3. EĞİTİM SEKTÖRÜNDE YAKIN DÖNEMDEKİ GELİŞME VE EĞİLİMLER

3.2. Okul Çağı Nüfusu ve Eğitim Alanında Yakın Geçmişteki Gelişme ve Eğilimler

3.2.4. Eğitim Kurumlarının Çıktıları

3.2.4.1. Nüfusun okur-yazarlık oranı

Şekil 3.17’de yetişkin nüfusun okur-yazarlık durumu görülmektedir. TÜİK verilerine göre 1990-2000-2008 yıllarında Türkiye’deki yetişkin nüfusun (15+ yaş) okur-yazarlık oranı %79,2’den %90’a yük-selmiştir. 18 yıllık dönemde yaklaşık 10 puanın üzerinde bir iyileşme sağlanmıştır. Aynı dönemde kadınların okur-yazarlık oranı da 16 puanlık bir artışla %68,5’ten %84,2’ye yükselmiştir. Kadınlardaki artış oranı erkeklerden yüksek olmuştur. Tüm bu olumlu gelişmelere karşın 2008 yılı itibariyle hala ye-tişkin nüfusun %10’u okur-yazar değildir. Cinsiyet eşitliği indeksi ise 1990 yılında 0,75 iken 2008 yılında 0,88’e yükselmiştir. (EK Tablo 1: Nüfus ve Kalkınma Göstergesi: Yetişkinlerde okur-yazarlık oranı).

Şekil 3.17. Yetişkin Nüfusun Okur-Yazarlık Durumunun Dağılımı (15+ Yaş, %)

Kaynak: TÜİK. 2008 ADNKS ve DİE (1993 ve 2003) 1990 ve 2000 Genel Nüfus Sayımı-Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri’nden yazar tarafından hesaplanmıştır.

Açıklama: Bilinmeyenler dışarıda tutulmuştur.

Öte yandan, TÜİK - 2008 ADNKS sonuçlarına göre, okur-yazar olup olmadıklarına ilişkin veri sağ-lanamayan nüfus (3 milyon 967 bin) dışta tutulduğunda toplam okur-yazar olmayan sayısı 4 milyon 863 bin, okuma-yazma bilmeyen kadın sayısı ise 3 milyon 897 bindir. Bir başka deyişle okuma-yazma bilmeyen her beş kişiden dördü kadındır (Tablo 3.7).

Genç yetişkin okur-yazarlığına (15-24 yaş) ilişkin veriler incelendiğinde (Şekil 3.18), okuma-yazma bilenlerin oranı %97,4’e çıkarken, cinsiyet oranı 0,97’ye yükselmiştir. (EK Tablo 1: Nüfus ve Kalkınma Göstergesi: 15-24 yaş grubu okur-yazarlıkta cinsiyet oranı).

Tablo 3.7. Yetişkin Nüfusun (Toplam ve Kadın) Okur-Yazarlık Durumunun Dağılımı (Bin, 15+ Yaş)

Kaynak: TÜİK. 2008 ADNKS ve DİE (1993 ve 2003). 1990 ve 2000 Genel Nüfus Sayımı - Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri’nden yazar tarafından hesaplanmıştır.

Açıklama: Bilinmeyenler dışarıda tutulmuştur.

Şekil 3.18. 15-24 Yaş Grubu Nüfusun Okur-Yazarlık Durumunun Dağılımı (2008, %)

Kaynak: TÜİK. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) Veri Tabanı-2008’den, yazar tarafından hesaplanmıştır.

Açıklama: Bilinmeyenler dışarıda tutulmuştur.

UNESCO verilerine göre (2009), gelişmiş ülkelerde 2000-2006 yılları arasında yetişkin okur-yazarlığı oranı %99, gelişmekte olan ülkelerde ise %79’dur. Cinsiyet eşitliği indeksi, sırasıyla 1,00 ve 0,85’tir. Aynı yıllar için genç yetişkin okur-yazarlık durumuna bakıldığında, gelişmiş ülkelerde neredeyse tüm genç yetişkinlerin okur-yazar olduğu gözlenirken, gelişmekte olan ülkelerde okur-yazarlık oranı %87’ye, cinsiyet eşitliği indeksi de 0,94’e yükselmektedir.

Okuma-yazma bilenler ve bilmeyenlerle ilgili olarak Türkiye’deki gelişmeler diğer ülkelerle karşı-laştırıldığında, 1990-2008 yılları arasında okur-yazarlık oranları bakımından gelişmekte olan ülkelerin biraz üzerinde olmamıza karşın, cinsiyet eşitliği indeksi bakımından gelişmekte olan ülkelerin dahi gerisinde olduğumuz (0,94’e karşılık 0,88) görülmektedir.

EFA amaçları arasında yer alan “2015 yılına kadar yetişkin okur-yazarlığında %50 düzeyinde bir iyileşmeyi sağlama” amacı (no 4) bakımından ele alındığında, 2000-2008 yılları arasındaki performans düzeyiyle, söz konusu tarihte bu hedefe ulaşmak güç görünmektedir. Buna ek olarak; EFA amaçların-dan, genç ve yetişkinlerin öğrenme gereksinimlerinin karşılanması (amaç no 3) ve MDG (Amaç 3 ve 4) izleme göstergelerinden 15-24 yaş grubu okur-yazarlık oranı ve cinsiyet eşitliği indeksi bakımından, Türkiye ile ilgili 2008 yılı verileri (genç yetişkin okur-yazarlığı %97,4, cinsiyet eşitliği indeksi ise 0,97) dikkate alındığında, Türkiye’de genç yetişkin grubunun sahip olduğu okur-yazarlık düzeyi, yetişkin-lerle karşılaştırıldığında gelecek için daha ümitli olmayı olanaklı kılmaktadır. Ancak, genç kuşaklarda hala okur-yazar olmayanların bulunması, ilköğretime erişim ya da okuma-yazma öğrenmeden ilköğ-retimden ayrılma veya okuma-yazma programlarının etkinliği konularında geçmiş on-onbeş yıllık dö-nemdeki bazı yetersizlikleri yansıtmaktadır. Bu bulgular ayrıca, eğitim politikacıları ve eğitim yönetici-lerine, ilköğretime erişim ve okulu tamamlamayı izleme ve okuma-yazma programlarının sürdürülmesi konusunda sinyaller vermektedir.

KUTU: 7

Yetişkin Okur-Yazarlığı

Okur-yazarlıkla ilgili değerlendirmelerde, okur-yazarlığı yerel ve uluslararası düzeyde tanımla-mak önemlidir. Gerçekte, okur-yazarlığın anlamı yıllar içinde değişmiştir. 1990’lı yıllarda, top-lumun fonksiyonel yeterliklerini kapsayan geniş bir konsept vardı. Daha çağdaş tanımlar, farklı düzey ve türleri de dikkate almaktadır. Teknolojik okur-yazarlık, görsel okur-yazarlık (grafik ve diyagram okuma) gibi. UNESCO, bireyin kendi beyanına dayalı minimal tanımları dikkate almaktadır. Buna göre, okur-yazarlık; bir yetişkinin günlük hayatında kısa ve basit bir cümleyi anlayarak okuması ve yazmasıdır.

Yetişkin okur-yazarlığı, 15 yaş ve üzerindeki kişilerden okuyup yazabilenlerin oranını gösterir.

Bu tanım genellikle, sayısal okur-yazarlığı ve basit aritmetik işlemleri yapabilmeyi de içerir. Ay-rıca, genç yetişkin okur-yazarlık oranı da (15-24 yaş) hesaplanmaktadır. Bu gösterge, ulusların eğitim alanında son yıllardaki çabalarının eğilimini yansıtır.

Bu gösterge, ilköğretim ve okuma yazma kurslarının, temel okuma-yazma becerilerini kazan-dırmadaki başarısını gözlemlemekte kullanılır. Okur-yazar olmak, bireye, bu becerileri günlük yaşamda uygulama, öğrenmeyi sürdürme ve yazılı iletişim kurmanın önünü açar. Ayrıca, okuma-yazma entelektüel gelişim ve toplumun ekonomik ve sosyo-kültürel gelişimine katkı için bir potansiyel oluşturur.

Okuma yazma oranının yüksek olması (ya da düşük okumaz-yazmaz oranı), nüfusun büyük bir bölümünün günlük yaşamında yazılı iletişimde bulunabilme, basit aritmetik işlemlerini ya-pabilme ve sürekli öğrenme yeteneğini elde etmesini sağlayacak etkin bir ilköğretim sisteminin ve/veya okuma yazma programlarının varlığına işaret eder. Okuma yazma oranlarıyla birlikte okuma-yazma bilmeyenlerin sayısının verilmesi de, okur-yazar olmayan nüfustaki azalmaları gözlemek açısından önem taşımaktadır.

Bu gösterge; cinsiyet, coğrafi yerleşim–bölge, kır/kent- ve beşerli yaş gruplarına göre hesapla-nabilmektedir.

Kaynak:

UNESCO-UIS: Online Education Glossary.

http:// www.uis.unesco.org/glossary/index.aspx?list=all&lang=en. 15.08.2009 tarihinde indirilmiştir.