• Sonuç bulunamadı

Nüfus Yapısı ve Eğitim Üzerindeki Etkileri

2. NÜFUSBİLİM VE EĞİTİM SEKTÖRÜ İLİŞKİLERİ

2.2. Nüfusbilim ve Eğitim Sektörü (Planlaması)

2.2.1. Nüfus Yapısı ve Eğitim Üzerindeki Etkileri

Bir nüfusun yapısını çalışmak demek, önceden belirlenmiş kriterlere göre onun kompozisyonunu çalışmak anlamına gelir. Eğitim planlamacıları, nüfus dağılımıyla çeşitli nedenlerle ilgilenirler. Birincisi

1 Bu kitabın birinci baskısı Dr. Reşide Kabadayı tarafından “Eğitim Planlamasının Demografik Yönleri” (Nüve

nüfusun yaş ve cinsiyet yapısıyla ilgilenebilirler. Bu veriler onlara okul çağı nüfusunun göreli büyük-lüğü hakkında bir ölçüm sağlar. Bu da eğitim politikalarının temeli ve çıkış noktasıdır. İkinci olarak;

nüfusun ekonomik sektör ve mesleklere göre dağılımıyla ilgilenirler. Nüfusun ekonomik sektör ve mesleklere dağılımına ilişkin tam bir bilgi olmadan insan gücü gereksinimlerinin tahmini mümkün de-ğildir. Bu veriler, mesleki - teknik ve yükseköğretimle ilgili hedeflerin belirlenmesine temel oluşturur.

Üçüncüsü; plancılar, nüfusun coğrafi dağılımıyla ilgili olabilirler. Bu da hem eğitim maliyetleri hem de okul türleri, okul büyüklükleri ve okul yerleri konularını etkiler (Châu, 2003). Aşağıda, nüfusun yaş ve cinsiyet yapısının okullaşma oranları ve eğitim harcamaları üzerindeki etkileri ile coğrafi dağılımının eğitim üzerindeki etkileri incelenecektir.

2.2.1.1. Yaş ve cinsiyet yapısı ve okullaşma oranları

Bir nüfusun yaş yapısı –tek yaşa ve yaş gruplarına göre dağılım-, okul çağı nüfusunun toplam nüfus içindeki payının ve göreli büyüklüğünün tahmin edilmesini sağlar. Bu bağlamda her bir eğitim kade-mesine uygun düşen yaş gruplarının büyüklükleri belirlenebilir. Ayrıca, “Çocukların ne kadarı eğitim almaktadır?” sorusunu yanıtlamak için “okullaşma oranlarının” hesaplanmasına olanak sağlar. Ancak bu soruya yanıt vermek çok açık gibi görünmesine rağmen, soruya tatmin edici yanıt vermek pek kolay değildir (Châu, 2003). Eğitime katılımın boyutlarını saptamada üç tür gösterge kullanılmaktadır. Bun-lar; brüt okullaşma oranı, net okullaşma oranı ve tek yaşa göre okullaşma oranıdır. Bu göstergelerin ta-nımları, yorumları ve sınırlılıkları için Kutu: 3’e bakınız. Ayrıca nüfusun tek yaşlara göre dağılımından yararlanarak; ilköğretime erişim –birinci sınıfa net yeni kayıt- ve mezuniyet oranlarının hesaplanması sağlanmaktadır. Bir başka deyişle, eğitime erişimle ilgili olarak; ilköğretime resmi başlama yaşındaki çocukların ne kadarı birinci sınıfa kayıt olmuştur sorusuna yanıt bulunabilir (Kutu: 2). Yine, mevcut nüfusun cinsiyet yapısı verilerine dayanarak, çeşitli konularda –eğitim kademelerine göre okullaşma oranları, yeni kayıt oranları vb.- cinsiyet eşitliğinin boyutları ortaya konulabilir.

Nüfusun yaş yapısının yükseköğretimdeki öğrenci sayıları ve okullaşma oranları üzerindeki et-kilerine bakıldığında diğer eğitim kademelerinden daha farklı bir durum ortaya çıkmaktadır. Genel olarak, diğer koşulların eşit olması durumunda, genç çağ nüfusunun büyüklüğü öğrenci sayısının kısmi belirleyicilerinden biri olduğundan nüfusbilim, yükseköğretimdeki öğrenci kayıtlarını doğru-dan etkilemektedir. Ancak, Vincent-Lancrin’e göre (2008) nüfusbilim – daha spesifik olarak genç çağ nüfusunun büyüklüğü- ile yükseköğretimdeki öğrenci sayıları arasındaki ilişki karmaşık bir konudur.

Öğrenci sayıları, farklı yaş gruplarının yükseköğretime giriş oranlarına, dağılımlarına ve okul sürele-rine bağlıdır. Hatta çağ nüfusundaki azalışı bir çok faktör telafi etmekte ve dengelemektedir. Örneğin, yükseköğretime giriş oranlarındaki artış ya da öğrenim sürelerindeki değişme gibi.

2.2.1.2. Yaş yapısı ve eğitim harcamalarının göreli yükü

Eğitimle ilgili harcamalar öğrenci sayılarıyla orantılı olup okul çağı nüfusuyla dolaylı olarak ilişkili-dir. Öte yandan, genç nüfusun (5-14 yaş) aktif nüfusa (15-64 yaş) oranı, eğitim harcamalarının göreli yükünün tahminini sağlar. Ayrıca, nüfus içindeki gençlerin sayısı, öğrenci nüfusunun büyüklüğü ve sunulacak eğitim hizmetinin boyutlarını belirlemesi nedeniyle, bir ülkenin eğitim sistemine yapması gereken yatırımla ilgili örgütsel çaba ve kaynak miktarını etkiler (OECD, 2006). Genç nüfusun aktif nüfusa oranının küçük olduğu ülkelerde, daha az çocuk için kaynak yaratma ihtiyacı varken, genç nüfusun payının yüksek olduğu ülkelerde eğitim için daha fazla kaynağa ihtiyaç olacaktır. Okul çağı nüfusunun göreli büyüklüğü, eğitim fırsatlarını genişletmek için kaynak ihtiyacını değerlendirmede önemli bir faktördür (UNESCO-UIS / OECD, 2005). Okul çağı nüfusunun göreli büyüklüğü aynı za-manda; fiziki ve öğretmen gereksinimlerinin belirlenmesi için de bir veri sağlar.

Okul çağı nüfusunun aktif nüfusa oranı ülkeden ülkeye ve zaman içinde değişir. Buna benzer başka bir ölçüm daha vardır: Nüfusun ortanca (medyan) yaşı. Bu yaş, nüfusu iki eşit parçaya böler. Örneğin, Kenya’da medyan yaş 17 iken endüstrileşmiş ülkelerde daha yüksektir (Örneğin Japonya’da 40 yaş, Kanada’da 35 yaş) (Châu, 2003).

2.2.1.3. Nüfusun coğrafi dağılımı ve okul yerlerinin belirlenmesi sorunu

Genellikle bir ülke nüfusunun, kendi coğrafyası içindeki dağılımının benzer olmadığı, bazı alanla-rın yoğun bazı alanlaalanla-rın ise seyrek olduğu gözlenmektedir. Nüfusun coğrafi dağılımı; nüfus yoğunluğu –bölge, şehir vb.- ve yerleşim birimlerinin nüfus büyüklüklerine göre yönetimsel birimlere ayrılması (il, ilçe, köy vb.) yollarıyla ölçülebilir.

Nüfusun coğrafi dağılımı; öncelikle okul yerlerinin planlanması bakımından önemlidir. Châu’ya göre (2003):

– Bir yerde okul açma kararı için minimum sayıda bir öğrenciye ihtiyaç vardır. Özellikle ortaöğretim için daha fazla öğrenci olmasına ihtiyaç vardır,

– Okulun öğrencilerini toplama alanı çok geniş olmamalı, çocuklar okula kolaylıkla ulaşabilmelidirler.

Okulun öğrencilerini toplama alanı için kabul edilebilir sınırlar; çocukların yaşlarına, okulun tesislerine (örneğin, öğle yemeği salonunun olup olmaması), taşıma olanaklarına, coğrafi yapıya ve iklimin sertliğine bağlıdır.

– Eğitime erişimde yörelerarası farklılıklar, önemli bir politika sorunu alanıdır.

– Farklı bölgelerde ortaya çıkan başka bir sorun da farklı birim maliyetlerdir (düşük öğretmen / öğrenci oranları ve dezavantajlı bölgelere öğretmen göndermek için ek ödeme teşvikleri vb.).

Burada, nüfus yapısının farklı boyutları ve bu yapının eğitimle ilişkili konular üzerindeki etkileri tartışılmıştır. Ancak Châu’ya göre (2003) eğitim planlamacıları mevcut durumu bilmekle yetinmemeli, gelecekte karşılaşabilecekleri problemlerle ilgili doğru bir fotoğrafa, özellikle gelecek yıllarda nüfusun nasıl değişeceğiyle ilgili bir fotoğrafa sahip olmalıdırlar.