• Sonuç bulunamadı

Milli Takım mensuplarının sigortalanması hakkındaki yönetmelikteki durum

Belgede Sporda sosyal güvenlik (sayfa 93-98)

1.22. Profesyonel Sporda Sosyal Güvenlik

1.23.4. Milli Takım mensuplarının sigortalanması hakkındaki yönetmelikteki durum

Milli Takım mensuplarının sigortalanması ile ilgili olarak öncelikle sporcuların millilik kazanmaları ve millilik belgesi almaları ile ilgili hükümleri ortaya koymak gerekir. Bu konuyla ilgili olarak, 11 Şubat 2006 tarih ve 26077 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ‘’Milli Sporcu Belgesi Verilmesi Hakkında Yönetmelik’’te, Olimpiyat Oyunları, Dünya Şampiyonası, Avrupa Şampiyonası, Akdeniz Oyunları, Karadeniz Oyunları, Güney Doğu Avrupa Ülkeleri

86 Oyunları, Üniversiade Oyunları, Dünya ve Avrupa Gençlik Festivali, Dünya Askeri Oyunları, Olimpiyatlara Katılmayı Hedefleyen Kalifikasyon ve Kota Müsabakaları klasman listesinde yer alan, Genel Müdür, Bakan veya özerk federasyon başkanının onayladığı resmi listede ismi bulunan ve fiilen müsabakalara katılan takım sporcularının ve ferdi sporcuların milli olmuş sayılacakları ve bu sporculara Millilik Belgesi verileceği belirtilmiştir (Yön md 7).

Milli Takım Mensuplarının Sigortalanması Hakkında Yönetmelik, 23 Mart 1991 tarih ve 20823 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 23. maddesini değiştiren 3703 Sayılı Kanunun 14. maddesine dayanarak hazırlanmıştır (Yön md 3).

Bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesinin ardından 14 Mart 1987 tarih 19400 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, ‘’Profesyonel Sporcular ile Milli Takım Sporcularının Sigortalanmaları Hakkında Yönetmelik’’ yürürlükten kalkmıştır (Yön md 14).

Amaç ve kapsam

Resmi Gazetenin 13 Ağustos 1991 tarih ve 21959 numaralı sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren ‘’Milli Takım Mensuplarının Sigortalanması Hakkında Yönetmelik’’in amacı;

‘’Milli takımlara seçilen sporcular ile bu takımların teknik kadrolarında yer alanların müsabaka öncesi yapılan kamp çalışmalarının başlangıcından, müsabaka sonrası ikametgâhlarına ulaşıncaya kadar, Milli Takım listesinde yer alan diğer görevliler ise müsabakaya gidiş tarihlerinden, ikametgahlarına varış tarihine kadar geçen süre içerisinde her türlü kaza, hastalık ve sakatlıklara karşı özel sigorta sistemine göre Genel Müdürlükçe sigortalanmalarına ilişkin usul ve esasları belirlemektir’’ şeklinde belirtilmiştir (Yön md 1).

Yönetmeliğin kapsamını, profesyonel futbol faaliyetleri dışındaki sivil ve askeri takımları oluşturan milli sporcular ile bu takımlar için görevlendirilen yönetici, teknik ve diğer elemanlar’ın oluşturduğu ifade edilmiştir (Yön md 2).

87 Kapsamda belirtilen milli sporcuları; Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünde lisans almış, Genel Müdürlük bünyesinde kurulmuş bulunan federasyonlarca ülkemizi yurtiçinde ve yurtdışında temsil etmek üzere seçilen sporcuların oluşturacağı, takımlar için görevlendirilenleri ise; Kafile Başkanı, Kamp Müdürü, Antrenör, Hakem, Doktor, Diyetisyen, Fizyoterapist, Psikolog, Veteriner, Masör, Tercüman, Mihmandar, Mutemet, Malzemeci, Seyis, Fotoğrafçı, Şoför, Şoför Muavini, vb. oluşturacağı belirtilmiştir (Yön md 4).

Yönetmelikte kapsam dâhilindekilerin sigortalanmalarının mecburi olduğu (Yön md 5), sigorta primlerinin Genel Müdürlükçe karşılanacağı (Yön md 6), sigortalanma bedellerinin her yıl Genel Müdürlükçe yayınlanacak bir talimatla belirleneceği belirtilmiştir (Yön md 8).

Sigortadan yararlanmanın usul ve şartlarında, Federasyonlar, Üniversiteler ve okul sporlarından sorumlu kuruluşlar ile Genel Kurmay Spor Dairesinin, her Milli müsabaka ve Milli kamptan en az 5 gün önce gereği için ilgili sigorta şirketine, katılacak sporcu, yönetici, teknik ve diğer elemanlarının, listesini bildirmek zorunda olduğu ifade edilmiştir (Yön md 9).

Sigorta tazminatından yararlanacaklar ile ilgili maddede, sigortalanan kişinin ölümü halinde miras hukukuna göre mirasçılarının; maluliyet ve sakatlık halinde sporcunun kendisinin sigorta tazminatından yararlanacağı belirtilmiştir (Yön md 10).

88

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

SOSYAL GÜVENLİK HUKUKUNDA SPOR ALANININ ÇALIŞANLARININ DURUMU

Anayasanın 2. maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri arasında ‘’sosyal bir hukuk devleti’’ olduğu da belirtilmiştir. Anayasada belirtilen bu nitelikle ilgili olarak Anayasa Mahkemesi bir kararında şöyle bir tanımlama yapmıştır:

“Sosyal hukuk devleti, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. Çağdaş devlet anlayışı, sosyal hukuk devletinin, tüm kurumlarıyla Anayasa’nın sözüne ve ruhuna uygun biçimde kurulmasını gerekli kılar. Hukuk devletinin amaç edindiği kişinin korunması, toplumda sosyal güvenliğin ve sosyal adaletin sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilir. Anayasa’nın Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer verdiği sosyal hukuk devletinin dayanaklarından birini oluşturan sosyal güvenlik kavramının içerdiği temel esas ve ilkeler uyarınca toplumda yoksul ve muhtaç insanlara Devletçe yardım edilerek onlara insan onuruna yaraşır asgarî yaşam düzeyi sağlanması, böylece, sosyal adaletin ve sosyal devlet ilkelerinin gerçekleşmesine elverişli ortamın yaratılması gerekir.” (Gözler 2005).

Anayasanın 2. maddesine paralel olarak, Devletin temel amaç ve görevleri Anayasanın 5. maddesinde;

‘’Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.’’ şeklinde belirtilmektedir.

89 Sosyal Güvenlik Hakkı, Sosyal Devlet İlkesi doğrultusunda Anayasada ‘’Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler’’ bölümünde yer almış, Anayasanın 60. maddesinde ise;

‘’Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.’’ şeklinde bir hüküm olarak belirtilmiştir.

Anayasanın belirtilen bu hükümlerinin devamında 65. maddesine bakıldığında;

‘’Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.’’ şeklinde başka bir hüküm belirtilmektedir.

Belirtilen bu hükümle Anayasanın 60. maddesinde devlete verilen görevlere sınırlamalar getirilmekte olduğu; ayrıca 5. maddede belirtilen temel amaçlara ne miktarlarda ulaşılacağının hükümetlere ve parlamento çoğunluğuna bırakılacağı, yani Anayasanın 65. maddesinin, 5. maddesi karşısında özel hüküm niteliği taşıdığı belirtilip; çatışma halinde 5. maddenin değil 65. maddenin uygulanacağı ifade edilmektedir. 65. maddede belirtilen “Ekonomik istikrarın korunması” ve “malî kaynaklarının yeterliliği” ibareleri, tamamıyla siyasal iktidarın takdirinde olan hususlardır. Dolayısıyla ülkemizde sosyal devletin ne ölçüde ve hangi araçlarla gerçekleşeceğinin takdiri siyasal iktidara kalmış bir sorundur. Tam bu noktada sosyal devlet ilkesinin etkililiğinin siyasal iktidarların ekonomi politikası alanındaki tercihine bağlı olduğu; anayasal sistemimizde bazı hükümetlerin sosyal devlet anlayışı alanında devletin amaçlarını yüksek oranda gerçekleştirirken, liberal eğilimli bazı hükümetlerin ise bu amaçları daha düşük oranda gerçekleştirmesinin mümkün olabileceği vurgulanmıştır (Gözler 2005).

Anayasanın amir hükümlerini yerine getirmek için 1 Ekim 2008 öncesinde; işçilerin sosyal güvenliği için 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, kamu kesiminde çalışanların sosyal güvenlikleri için 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu ve Esnaf ve Sanatkârlar ile diğer bağımsız çalışanların sosyal güvenlikleri için 1479 sayılı Bağ- Kur Kanunu mevcut iken, belirtilen tarih itibari ile bu üç kurum 5510 sayılı Sosyal

90 Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile tek çatı altında toplanıp Sosyal Güvenlik Kurumu oluşturulmuştur.

Belgede Sporda sosyal güvenlik (sayfa 93-98)