• Sonuç bulunamadı

Fransa’nın fâ’ikiyeti, İspanya’nın i’tilâsı kadâr serî’ bir sûretde tahakkuk etmiş olan inhitâtını ve Avusturya’dan iftirâkını, Prusya’nın i’tilâsını tedkîk ve îzâh ettik. Portekiz, Fransa, İspanya, Büyük Biritanya ve Hollanda devletlerinin Avrupa’da tefevvuklarını te’mîn için girişdikleri mücâdelât, Mâverâ-yı Ebhar’da hâkimiyeti ele geçirmek için yaptıkları mücâdelât ile karışık bir şekil aldı.

Menâbi’-i serveti henüz işlememiş ve ahâlisi mahdûd bir sâha olan mu’azzam Amerika kıt’asının aynı zamanda, Afrika’nın hatt-ı istivâ dâ’ireleri cenûbunda kâ’in ve henüz [s. 38] bikr-i tâm hâlinde bulunan vâsi’ mıntıkaların ve nihâyet aksâ-yı şark denizlerindeki müte’addid adaların keşfi beşeriyete emsâlsiz fa’âliyet sâhaları küşâd etmiş idi. Kendi dünyalarının bir hamlede dört def’a büyüdüğünü gören Avrupa milletleri böylece ani bir sûretde mu’azzam bir mîrâsa tevârüs ediyorlardı

Her millet için gâyet vâsi’ arâzi mevcûd idi. Eğer her memleket bu topraklarda mevcûd bi’l-umûm hazâ’in-i servetin istihsâline gayret etmiş olsaydı, mütekâsif ve sefîl bir hâlde bulunan ahâlilerinin bütün sefâleti bir rü’yâ gibi unutulur, giderdi. Fakat Avrupa milletleri kâbâ ve tedbîrsiz mîrâsyediler gibi hareket etdiler. Tâli’in bu lütf-ı mahsûsunu fecî’ mücâdeleler için yeni bir sebeb gibi telakkî eylediler. Fakat ibdâ’ zevkini sû’-i kasd sürûruna fedâ etmeyen bir insân cemâ’ati görülmüş müdür? Bundan dolayı Avrupa devletlerinin, çılgınca feryâdlarla, bu yeni arâzî üzerinde kendi haklarını te’sîs ve isbâta teşebbüs eyledikleri görüldü, ve biraz sonra, bu yüzden bir tâkım izmihlâl-avar harbler zuhûr etdi. Bu bâbda en fazla iştihâ gösteren ve bir müddet için Amerika’nın üçde ikisine sâhib olan İspanya bu müstemleke tecrübesinden tamâmen müzmehil bir hâlde çıkdı.

Papalık makâmının bu yeni arâzi üzerinde müşterek bir medeniyetin te’essüsüne müzâheret edecek yerde Ameriya’yı Portekiz ile İspanya arasında nasıl taksîm eylediğini gördük; bu taksîm hâricinde bırakılmış olan devletler, izhâr-ı hiddet eylediler.

Rakîb devletlerin hukûkuna, tabî’atiyla, ehemmiyet vermeyen İngiliz gemicileri bi’l- hâssa İspanya aleyhine dönmüşler: İsveçlilerde, dînî bir tâkıb esbâbın taht-ı te’sîrinde olarak, aynı sûretle hareket etdiler. Hollandalılar İspanyol hâkimiyetinden tahlîs giribân eder etmez, gemilerinin yelkenlerini açdılar, ve yeni dünyâ üzerindeki servetlerden hisselerini almak için garbe doğru gittiler. Fransa’nın pek Katolik haşmetme’abı bu husûsda Protestan devletlerden fazla tereddüd etmedi. Bir müddet sonra bütün bu devletler, garbî Hindistan ve şimâlî Amerika şatranc tahtası üzerinde piyâdelerini sürmek için ziyâdesiyle meşgûl idiler.

Bu devirde Norveç ile İzlanda’yı dahi ihtivâ eden Danimarka ve İsveç devletleri bu kargaşalık esnâsında büyük birkaç adayı ilhâk etmişdi. İsveçlilerin eline hiçbir şey geçmedi. O vakit bu iki devlet Almanya işleriyle ziyâdesiyle meşgûl idiler. “Şimal arslanı” Göstav Adolf’den, onun Almanya, Lehistan ve Rusya’daki muhârebâtından bahs etmişdik. Avrupa-yı Şarkî’nin bu mıntıkaları müdhiş bir sûretde azim bir insân bela’ etmiş olduğu gibi yeni dünyadan kendilerine vâsi’ bir hisse te’mîn edebilecek kadar büyük kahramanlıklar İsveçlilere Avrupa’da fâ’idesiz bir şöhretden başka bir şey te’mîn etmedi. İsveçlilerin Amerika’da yerleşmiş oldukları ba’zı ehemmiyetsiz mevki’ler de tedrîcen Hollandalıların eline geçdi. Bidâyeten Rişliyo ve mu’ahharen On Dördüncü Lui zamânında yavaş yavaş İspanya’nın zîr-i tâbi’yatındaki pe’iba içerisinden kendi hudûdlarına kâdar yol açmağa uğraşan Fransızların vaz’iyetiyle zihinleri meşgûl bulunan Hollandalılar mâverâ-yı ebhâr seferleri için denizin “gümüş kurdelesi” ile himâye edilmekde bulunan İngiliz kâdar vâsi’ menâbi’ ve vesâ’it tahsîs edememişlerdir.

Bundan mâ’adâ Birinci Jak ile Birinci Şarl’ın mutlakiyet lehindeki teşebbüsâtı ve İkinci Jak’ın i’âdeten te’sîs olunan kraliyeti yüzünden, cumhûriyet rûhlu, metânet fikre sâhib Protestanların büyük bir kısmı, azimkâr ve zengîn bir çok insânlar, İngiltere’yi terk etmeğe mecbûr olmuş ve kral ile vergilerinin da’ire-i tecâvüzü hâricinde bulunan Amerika ve tahsîsen yeni İngiltere’de tavattun etmişdi.

Mayflover (Mayflower) bu muhâceret akınını nakl eden gemilerin birincisi olmuşdur. Ma’mâfîh İngiltere’nin hüsn-i tâli’i, eseri olarak bu gayr-ı memnûnlar İngiliz bayrağı altında toplanmışlardı. Hollandalılar hiçbir zamân bu kadar kesretli [s. 39] ne de onların kâbiliyet ve evsâfıyla mücehhez müste’irler gönderemediler; İspanyollar bu kabîl muhâcirlerin memleketden uzaklaşmalarına müsâ’ede etmedikleri gibi, kendi memleketlerinin teşkîlâtını ikmâl ile fevke’l-had meşgûl bulunuyorlardı. On Dördüncü Lui’nin i’tisâfâtı ve dîni mezâlimi protestan Hugnolardan bir çoğunun muhâceretine

sebeb olmuşdu. Ancak onlar Hollanda ve İngiltere’de kendilerini kabûle şitâb eden yakîn bir melcâ’ buldular. Onların istikâmet, mahâret ve cesâret gibi mezâyâsından bu memleketler ve bi’l-hâssa İngiltere istifâde etdi. Onlardan ba’zıları Karolin’de birleşmiş idi. Fakat bu müstemlekelen Fransa’nın elinden çıkmış, bidâyetde İspanyolların ve mu’ahharen İngilizlerin zîr-i tahakkümüne geçmişdir.

Hollanda müstemlekeleri de, İsveç müstemlekeleri gibi, İngilizlerin eline geçdi. Yeni Amsterdam 1674 târîhinde İngilizleşmiş ve ismi Nevyork’a tahvîl edilmişdi. 1750 târîhinde şimâlî Amerika’daki nüfûz dâ’ireleri şu sûretle te’essüs etmişdi: İngilizler şark sâhilinde Savana’dan Sen Loran nehrine kadâr imtidâd eden sâhada yerleşmişdi. Bundan mâ’adâ, Terre-Nevo ve Hudson körfezi kumpanyası tarafından isti’mar edilen arâzi Fransa ile ‘akd olunan bir mu’âhedeye tevfîkan İngiltere’nin yedd-i idâresine geçmişdi. İngilizler 1605 tarîhinde Barbardi (Barbarde) işgâl ve ba’dehû İspanyollardan Jamaiki, Bahama (Bahamas) adalarını ve Britanya Hondurası’nı iştirâ eylediler. Bu esnâda Fransa şimâlde Kebek ile Monrealde ve cenûbda Yeni Orleande kat’î bir sûretde yerleşmiş bulunuyor ve tâbi’îyetinde bulunan müste’mirler, vâsi’ sahrâlardaki yerli ahâli ile mukâveleler imzâ ve bu kıt’a dâhilinde yeni memleketlere temellük ederek- şehir vücûda getiremeden-her iki istikâmetde ilerliyorlardı; fakat İngiliz müstemlekelerinde bir milyon nüfûs sâkin olduğu halde Fransa müstemlekelerinde bunun ancak onda biri kadâr ahâli mevcûd idi; ve bunların ekseriyetini râhibler ile müstesnâ kâşifler teşkîl ediyor idi.

1754 de harb başladı ve 1759 da İngiltere ve müstemleke askerleri Kebek’i işgâl ve ertesi sene Kanada’nın istîlâsını ikmâl eylediler. 1763 de nihâyet Kanada İngiltere’ye terk olundu. Fakat On Dördüncü Lui’ye nisbetle yâd olunan cenûbdaki Luizyan kıt’ası İngiliz dâ’ire-i nüfûzu hâricinde kalmışdı. Bu memleket İspanyollar tarafından işgâl ve 1800 târîhinde Fransızlar tarafından istirdâd edildikten sonra nihâyet 1803 târîhinde cemâhîr-i müttehide-i Amerika hükûmeti tarafından [s. 40] mübâya’ olundu. Bu Kanada muhârebesi esnâsında Amerikalı müste’mirler İngilizlerin teşkîlât-ı askeriyesiyle ünsiyet peydâ ettiler ve bi’l-ahere bu dersden istifâde eylediler.