• Sonuç bulunamadı

MAHKEME KARARLARININ YERİNE GETİRİLMESİNE YÖNELİK İDARİ

Belgede İdarenin Re'sen İcra Yetkisi (sayfa 60-63)

Anayasa’nın 138. maddesi; “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme

kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” demek suretiyle, mahkeme

kararlarının yasama, yürütme ve yürütmenin bir uzantısı olan idare için bağlayıcı olduğunu ve kararların gereklerinin gecikmeksizin yerine getirilmesi gerektiğini hüküm altına almıştır. Anayasa düzenlemesine paralel olarak İYUK 28. maddede de idari yargı mercilerinin vermiş

187 AYANOĞLU, İdari Eylemin Tanımlanması, s. 85.

188 Ayanoğlu bu konuda, “idarenin yasal bir yetkiye dayalı eylemin yapılacağını bildiren bir işlem tesisi

halinde, yapılan eylemin, idari işlemin icrası eylemine dönüştüğünü” kabul etmektedir. AYANOĞLU, İdari

Eylemin Tanımlanması, s. 85. Akyılmaz ise bu konuda, hazine arazisine ruhsatsız inşaat yapılmasının zabıtla tespiti üzerine gerçekleştirilen yıkım işini, bir idari eylem değil de işlem niteliğinde görmektedir. AKYILMAZ, İdari İşlemin Yapılış Usulü, s. 24.

45

olduğu kararların idare açısından bağlayıcılığı düzenlenmiştir. Buna göre; “Danıştay, bölge

idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.”

Görüldüğü üzere idarenin, mahkemelerce verilen esasa ilişkin kararlarının ve yürütmenin durdurulması kararlarının gereğini yerine getirmek için harekete geçmesi bir zorunluluktur. Bu hareket bir işlem tesis etmek veya bir eylemde bulunmak biçiminde gerçekleşebilir. Örneğin, öğrenciye verilen bir disiplin cezasının idare mahkemesince iptal edilmesi halinde, işlemin hangi unsuru yönünden iptal edildiğine bağlı olarak idarenin ya yeniden disiplin cezası vermesi gündeme gelecek veya disiplin cezasını uygulamayarak öğrencinin dosyasından silmesi gerekecektir189.

Burada üzerinde durulması gereken, bir mahkeme kararının gereklerinin idarece yerine getirilmesinin, idarenin re’sen icra yetkisi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği meselesidir. Mahkeme kararının idare tarafından yerine getirilmesi, genel olarak icra faaliyetine ilişkin olmakla birlikte, teknik anlamda re’sen icra kavramı ile örtüşmemektedir. İdarenin re’sen icra yetkisi, Türk İdare Hukukunda idare tarafından tesis edilen icrai işlemin veya kanunun gereklerinin, araya başka bir makam girmeksizin bizzat idare tarafından yerine getirilmesi olarak anlaşılmaktadır. Bu nedenle, bir mahkeme kararının gereğinin yerine getirilmesi durumu, kanaatimizce re’sen icra kavramı kapsamında değerlendirilemez. İdarenin tesis etmiş olduğu işlem mahkeme tarafından ya iptal edilmiş ya da idarenin belli miktarda tazminat ödemesine hükmedilmişse, burada idarenin yapacağı şey mahkemenin vermiş olduğu hükmü uygulamaya koymaktan ibarettir. Bu durum, idare bakımından Anayasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesinden başka bir şey değildir. Zira gerek Anayasa’da gerekse İYUK’ta yer alan kurallar, idareye mahkeme kararlarını yerine getirmek dışında bir imkan tanımamıştır190. İdarenin bağımsızlığı ilkesinin üstünde

değerlendirilen191 idarenin yargı kararına uyma zorunluluğu, idarenin bağımsız hareket etme

imkanı olarak da değerlendirilebilen re’sen icra yetkisini aşmaktadır. Başka bir deyişle,

189 ÇAĞLAYAN, İdari Yargı Kararlarının Sonuçları ve Uygulanması, Asil Yayın ve Dağıtım, 2004, s. 187. 190 GÖZÜBÜYÜK, Yönetsel Yargı, s. 261.

191 YAŞAR, Nuri, İdari Yargı Kararlarının Etkinleştirilmesi Arayışında İdari Yargı-İdari Yargıç ve Yargısal

46

re’sen icrada idare ilgiliyi kararın gereklerine uymaya zorlamaktayken, Anayasa ve kanunlar da idareyi yargı kararlarının gereklerini yerine getirmeye zorlamaktadır. Bu anlamda yargı kararlarının yerine getirilmesi, bir kamu gücü ayrıcalığından ziyade, idare için kanuni bir zorunluluktur. İdarenin aksi yönde hareket etmesi, idarenin sorumluluğunu doğurur192.

Bu konuda Anayasa Mahkemesi 2014 yılında vermiş olduğu bir kararında, iptal kararlarının uygulanması hakkında şu ifadeleri kullanmıştır: “…İdarenin mahkeme

kararlarını yerine getirmesi Anayasanın 138. maddesinde öngörülen bağlayıcılık ilkesi gereği temel bir ödevi olup kararları geciktirme ya da uygulamama gibi bir tercih hakkı bulunmamaktadır…”193 Anayasa Mahkemesi bu kararıyla, mahkeme kararlarını

uygulamanın idare açısından bir görev olduğunu vurgulamıştır. Dolayısıyla bu düzenlemeler idareye re’sen harekete geçme imkanı sağlayarak özel bir yetki tanıyan düzenlemeler olarak ifade edilemez.

Mahkeme kararı idarenin belli bir miktar tazminat ödemesine ilişkinse, idarenin yapacağı ödemenin de re’sen icra bağlamında değerlendirilemeyeceğine kuşku yoktur. Mahkemenin kararı, idarenin bir işlemini iptal edip yerine yeni bir işlem tesis etmesini gerektirecek nitelikteyse, bu halde de idarenin tesis ettiği işlem, mahkeme kararının gereğini yerine getirmek üzerinedir. Ancak idarenin tesis ettiği bu işlemi uygulaması halinde, re’sen icra yetkisi gündeme gelecektir. Dolayısıyla bu durumda mahkeme kararı üzerine işlem tesis edilmesi değil, tesis edilen işlemin icra edilmesi re’sen icra kavramına dahildir.

192 Mahkeme kararının gerekleri uyarınca işlem tesis edilmemesi veya eylemde bulunulmaması halinde idare

aleyhine idari yargıda hem maddi hem manevi tazminat davası açılabilir. İdare aleyhine açılan tazminat davasında idare mahkum olursa, kamu görevlisine rücu edebilir. Bunun yanında mahkeme kararının gereklerinin yerine getirilmemesi, kamu görevlisi açısından TCK’nin 257. maddesinde yer alan “görevi kötüye kullanma” suçunu oluşturmaktadır. Ayrıca kamu görevlisinin idari sorumluluğu da gündeme gelebilir.

193 AYM, E. 2014/149, K. 2014/151, T. 02.10.2014, RG.01.01.2015-29223. Mahkeme ayrıca, “Mahkeme

kararlarının uygulanması, yargılama sonrasına ilişkin olmakla birlikte onu tamamlayan ve yargılamanın sonuç doğurmasını sağlayan bir unsurdur. Kararın uygulanmaması hâlinde yargılamanın bir anlamı kalmayacağından yargı kararlarının uygulanması adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmektedir. Buna göre yargılama sonucunda mahkemece bir karar verilmiş olması yeterli olmayıp ayrıca bu kararın etkili bir şekilde uygulanması gerekir. Mahkeme kararlarını taraflardan birinin aleyhine sonuç doğuracak şekilde uygulanamaz hâle getiren düzenlemelerin bulunması veya mahkeme kararlarının icrasının herhangi bir şekilde engellenmesi, adil yargılanma hakkı kapsamındaki güvenceleri anlamsız kılabilir. Mahkeme kararlarının bağlayıcılığını ve gecikmeksizin uygulanmasını sağlayacak etkili tedbirlerin alınması, hukuk devleti ilkesinin ve adil yargılanma hakkının gereklerindendir.” diyerek yargı kararlarının uygulanmasını, adil bir yargılamayı

tamamlayan unsur olarak değerlendirmektedir. AYM, E. 2018/108, K. 2019/5, T. 13.02.2019, RG. 13.03.2019- 30714.

47 IV. RE’SEN İCRAYI ETKİLEYEN HALLER

İdarenin sahip olduğu re’sen icra yetkisi, bazı hallerde ya tamamen ortadan kalkmakta ya da ortadan kalkmasa da kullanılabilmesi geçici süreyle ertelenebilmektedir. Örneğin, bireyin hakkındaki işleme karşı idare mahkemesine başvurarak hukuka aykırılık iddiasında bulunması üzerine mahkemenin, talebi kabul ederek işlemin iptaline karar vermesi halinde idarenin icra yetkisi, icrai işlem ortadan kalktığı için otomatikman ortadan kalkmaktayken; yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi halinde işlemin varlığı etkilenmediği için, yalnızca hukuki ve fiili icrası durmaktadır.

A. RE’SEN İCRANIN DAYANAĞI OLAN KANUN HÜKMÜNÜN

Belgede İdarenin Re'sen İcra Yetkisi (sayfa 60-63)