• Sonuç bulunamadı

KAMU ZARARLARININ TAHSİLİ

Belgede İdarenin Re'sen İcra Yetkisi (sayfa 198-200)

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 71. maddesi, kamu zararını; “kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı

karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması” şeklinde tanımlamaktadır. Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar

Hakkında Yönetmelik’in “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin (1)-c bendi uyarınca da kamu zararı; “mevzuata aykırı karar, işlem, eylem veya ihmal sonucunda kamu kaynağında artışa

engel veya eksilmeye neden olunmasıyla doğan zararı” ifade etmektedir. Bu kapsamda

kamu zararı genel olarak, kamu görevlisinin idari faaliyet kapsamında kişisel kusurları ile neden oldukları zararı ifade etmektedir831. Bu zararlar, kamu personeli tarafından hukuka

aykırı olarak eylem veya işlemlerde bulunulmak suretiyle kamunun zarara uğratılması şeklinde ortaya çıkabileceği gibi, devlet memuru tarafından kamu mallarına doğrudan zarar verilmesi şeklinde de oluşabilir832. Devlet Memurları Kanunu’nun “Kişisel sorumluluk ve

zarar” başlıklı 12. maddesi, memurların devlet malına verdikleri zararları

831 AKYILMAZ, Bahtiyar, “Kamu Zararı ve Kamu Zararında Rücu”, İÜHFM C. LXIX, S.l-2, 2011, 61-78., s.

62. Daha kapsamlı bir tanımlama ile kamu zararı, “kamu görevlilerinin kasıt, kusur, ihmal ve tedbirsizliği

sonucu kendilerine teslim edilen devlet malını koruyamayarak ve/veya hizmet dışı kalmasına neden olarak doğrudan doğruya devlete verdikleri zararlarla, yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlar nedeniyle üçüncü kişilere verdikleri zararlar sebebiyle devletin tazminat ödemek durumunda bırakılması sonucu dolaylı olarak neden oldukları zararları” kapsamaktadır. AKYILMAZ, “Kamu Zararı ve Kamu Zararında Rücu”, s. 63. “Sadece hizmet kusurunun olduğu durumlarda asla 5018 kapsamında bir kamu zararından söz edilemez ve asla bu gibi durumlarda bu ödenen zararın hiçbir şekilde bir kamu görevlisine rücu edilmesi söz konusu olmaz. Kamu zararı sadece kişisel kusurun bulunduğu durumlarla sınırlı olarak karşımıza çıkar. Yani böyle bir olayda idarenin işlem ya da eylemleriyle bir üçüncü kişiye, hizmet görene veya doğrudan doğruya idareye zarar verdiği durumlarda, kamu kaynağında artışa engel olmak ya da eksilmeye neden olmak gibi bir sonucun ortaya çıktığı durumlarda kamu zararından söz edebilmek için mutlaka bir kamu görevlisinin, yani sorumludur diyeceğiniz kamu görevlisinin kişisel kusurunun bulunması gerekir.” AKYILMAZ, Bahtiyar, “Kamu Zararının

Esasları, Kamu Zararında Rücu ve Rücu Sorumluluğu”, T.C. Sayıştay Başkanlığı, Kamu Zararı ve Sorumluluk Çalıştayı, Ankara, Ekim 2015, s. 47.

832 AKALAN, Abdullah Recai, “Kamu Zararlarının Tazmini Konusunda Mevzuattan ve Uygulamadan

183

düzenlemekteyken833; “Kişilerin uğradıkları zararlar” başlıklı 13. maddesi, memurların

üçüncü kişilere verdikleri zararları ele almaktadır834.

Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in “Kamu zararından doğan alacakların tahsil şekilleri” başlıklı 12. maddesi uyarınca; “(1) Kamu

zararından doğan alacaklar, sorumlulardan ve/veya ilgililerden, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte tahsil edilir. (2) Tespit edilen kamu zararları; a) Rızaen ve sulh yolu ile ödenmek, b) 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre takas yapılmak, c) 2004 sayılı Kanun hükümleri uygulanmak, suretiyle tahsil edilir.”

Görülüyor ki, oluşan kamu zararının tahsilinde, rızaen ve sulh yolu ile ödemenin yanında öngörülen usuller, Borçlar Kanunu ve İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin uygulanması şeklinde belirlenmiş olup, idareye oluşan zararın tahsilinde re’sen tahsilata girişme imkanı tanınmamıştır835. Bu kapsamda idarenin memura yönelik tazminat talepleri

bakımından da re’sen icra yetkisine dayanarak hareket etmesi kabul edilmemektedir836.

İdarenin yapması gereken, memurdan neden olduğu zararı ödemesi talebi üzerine, memurun ödeme yapmaması halinde adli yargı yerlerinde memuruna karşı genel hükümlere göre dava

833 Devlet Memurları Kanunu, Madde 12: “Devlet memurları, görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmek ve

kendilerine teslim edilen Devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almak zorundadırlar. Devlet memurunun kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedeli üzerinden ödenmesi esastır. Zararların ödettirilmesinde bu konudaki genel hükümler uygulanır. Ancak fiilin meydana geldiği tarihte en alt derecenin birinci kademesinde bulunan memurun brüt aylığının yarısını geçmeyen zararlar, kabul etmesi halinde disiplin amiri veya yetkili disiplin kurulu kararına göre ilgili memurca ödenir.”

834 Devlet Memurları Kanunu, Madde 13: “Kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları

zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açarlar. Ancak, Devlet dairelerine tevdi veya bu dairelerce tahsil veya muhafaza edilen para ve para hükmündeki değerli kağıtların ilgili personel tarafından zimmete geçirilmesi halinde, zimmete geçirilen miktar, cezai takibat sonucu beklenmeden Hazine tarafından hak sahibine ödenir. Kurumun, genel hükümlere göre sorumlu personele rücu hakkı saklıdır.”

835 Aynı Yönetmelik’in 22. maddesinde ise “ … a) Kamu zararından doğan alacakların sorumlularca ve/veya

ilgililerce rızaen veya sulhen ödenmemesi halinde alacak takip dosyası, genel hükümlere göre takibat yapılmak ve dava açılmak üzere, genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerince o yerdeki muhakemat müdürlüğü veya hazine avukatlığına gönderilir. Hazine avukatı bulunmayan yerlerde dava ve icra işleri kamu idaresi yöneticileri tarafından takip edilir. Genel bütçe dışındaki diğer kamu idarelerinde söz konusu dosya hukuk birimine gönderilir. b) Alacağın takibinden sorumlu birim yöneticileri, mahkemeye veya icraya intikal ettirilen alacakların takibinin hangi aşamada olduğunu ilgili hukuk birimleri nezdinde izlemek, icra dairelerince tahsil edildiği bildirilen paraların muhasebe biriminin veznesine veya banka hesabına yatırılmasını ve sorumluların ve/veya ilgililerin borçlarına mahsubunu sağlamak zorundadırlar.” denmek suretiyle, idareye yalnızca

alacağın takibini izlemek veya genel hükümlere göre tahsil edilen zararın mahsubunu gerçekleştirmek görevi verilmiştir.

184

açmaktan ibarettir837. Kamu zararı tanımı kapsamında değerlendirilmesi mümkün

olmamakla birlikte838 üçüncü kişilerin idareye vermiş olduğu zararların tahsilinde de genel hükümlere göre hareket edilmesi gerekmektedir.

Danıştay da; “5018 sayılı Kanunun 71. maddesi uyarınca çıkarılan Kamu

Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte, kamu zararından doğan alacakların doğrudan kamu görevlisinin maaşından kesinti yapılmak suretiyle istirdat edilebileceğine ilişkin bir tahsil usulüne yer verilmemiş, rızaen ve sulhen ödenmeme durumunda genel hükümlere göre hükmen tahsil yoluna gidilmesi öngörülmüştür.”839

demek suretiyle, oluşan kamu zararının tahsilinde idarenin re’sen icra yetkisini kullanamayacağını ifade etmektedir840.

Belgede İdarenin Re'sen İcra Yetkisi (sayfa 198-200)