• Sonuç bulunamadı

Madencilik Faaliyetlerinin Çevresel Etkileri

1.9. Madencilik Faaliyetleri ve Çevre Hukuku İlişkisi

1.9.4. Madencilik Faaliyetlerinin Çevresel Etkileri

Arama ruhsatına dayanılarak yürütülen maden arama faaliyetleri neticesinde keşfedilen maden yatağında üretim yapılabilmesi için hangi maden işletme metodunun kullanılacağının tespit edilmesi gerekmektedir. Yatırımcılar genellikle kârlarını maksimize etmek amacıyla maden üretiminde daha az masraflı işletme metotlarını tercih etmeye yönelmektedirler. Öte yandan salt kâr maksimizasyonuna odaklı yürütülen madencilik

159 Coşkun, 2001-2002: 151.

160 Bir kişinin idari yargıda davacı olabilmesi için objektif ve sübjektif dava ehliyetine sahip olması

gerekmektedir. Objektif dava ehliyeti, kişinin taraf olma ehliyeti ve dava açabilme ehliyetine sahip olmasını gerektirmektedir. Sübjektif dava ehliyeti ise iptal davası açısından davacının ciddi ve makul olmak kaydıyla meşru, kişisel ve güncel bir menfaatinin; tam yargı davaları açısından ise davacının bir hakkının ihlal edilmiş olmasını gerekmektedir, Gözler ve Kaplan, 2016: 831-832, 840; Gözübüyük ve Tan, 2016: 325-328; Kaplan, 2008: 23-54.

161 Coşkun, 2001-2002: 154; Danıştay, çevrenin korunmasına ilişkin açılan iptal davalarında ehliyet koşulunu

geniş yorumlama eğilimindedir, Erhürman, 2011: 466; Danıştay, TEAŞ Genel Müdürlüğü ile Bayındır-National Power Mimag Konsorsiyumu arasında Ankara Bölgesinde doğal gaza dayalı termik santral kurma ve işletme konusunda imzalanan sözleşmenin iptali istemiyle Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı tarafından açılan davayı ehliyet yönünden reddeden Ankara 8. İdare Mahkemesi’nin kararını bozmuştur. Kararın ilgili kısımları şöyledir: “…Kendi üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak amacıyla Kanunla kurulmuş meslek

birliklerinin yanında, belli amaçlarla kurulmuş dernek, vakıf gibi özel hukuk tüzel kişiliğini haiz sivil toplum örgütlerinin, kuruluş amaçlarıyla sınırlı olmak üzere ve kamu menfaatini ilgilendiren konularda dava açmalarının mümkün olması gereklidir. Bu durumda, davacı Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfının Vakıf senedinde yer alan ve Vakfın Genel Amaçları başlıklı 3. maddesinde "özelleştirme uygulamalarını izlemek ve değerlendirmek, bu konularda çalışanların örgütleri ve başkaca kamusal ve özel kuruluşlarla işbirliği yapmak" şeklinde yer alan amacı doğrultusunda, doğal gaza dayalı termik santral kurma ve işletilmesi konusundaki sözleşmenin iptali istemiyle açılan davada, davacı vakfın subjektif ehliyetinin varlığı kabul edilmek suretiyle davanın esasının incelenmesi gerekmektedir.”, Danıştay 8. Daire, T. 06.02.2002, E. 1999/2407, K.

faaliyetleri, telafi edilmesi uzun yıllar gerektiren veya telafisi mümkün olmayan pek çok çevresel sorunu da beraberinde getirebilmektedir. Söz konusu çevre sorunları, madencilik faaliyetlerinin yürütülmesi esnasında ruhsat sahasındaki toprak ve bitki örtüsünün yok edilmesi sebebiyle doğrudan bozulma şeklinde olabileceği gibi; eski maden hafriyat yerleri, örtü ve atık yığınları ve mineral zenginleştirme tesislerinin bulunduğu yerlerde toprak yapısının, yerel iklim, insan ve hayvan sağlığının değişime uğraması gibi dolaylı bozulma şeklinde de ortaya çıkabilecektir.162

Madencilik faaliyetleri ister açık ocağı işletmeciliği yoluyla isterse yeraltı maden işletmeciliği yoluyla yürütülsün, çevrenin belirli bir miktarda zarar görmesi kaçınılmazdır. Dolayısıyla madencilik faaliyetlerinin yürütülmesi aşamasında ekonomik, teknik ve çevresel açıdan en uygun madencilik metodunun benimsenmesi163 ve madencilik faaliyetleri nedeniyle bozulan çevrenin yeniden düzenlenmesi ve iyileştirilmesidir164 gerekmektedir.

3213 sayılı Maden Kanunu’nun 32. maddesine göre; ruhsatın hükümden düştüğü veya ruhsat sahibi tarafından terk edilen sahalarda, ruhsat sahibinin en geç bir yıl içinde gerekli güvenlik önlemlerini alması, sahanın son durumunu gösterir imalat haritası ve maden jeoloji haritasını MİGEM’e teslim etmesi ve işletme faaliyetinde bulunulan sahanın çevreye uyumlu hale getirmesi165 gerekmektedir. Ruhsat sahibinin söz konusu yükümlülüklere aykırı hareket etmesi halinde bu durum valiliğe bildirilecek ve madencilik faaliyetlerinde bulunulan alanın çevre ile uyumlu hale getirilmesine ilişkin gerekli tedbirler orman arazilerinde ilgili orman idaresi, diğer alanlarda ise il özel idareleri veya valilikler tarafından yerine getirilecektir. Bu süreçte yapılacak masraflar, ruhsat sahibi tarafından yatırılan ruhsat bedelinin çevre ile uyum planı çalışmalarını temin etmek üzere ayrılan %30’luk kısmından karşılanacaktır. Söz konusu teminatın, sahanın çevre ile uyumlu hale getirilmesi için yapılan masrafları karşılayamaması durumunda, eksik kalan masrafların ödenmesi için ruhsat sahibine bir ay ödeme süresi verilecektir. Verilen bir aylık sürede ruhsat sahibi tarafından ödenmeyen masraflar, Bakanlık tarafından ilgili vergi dairesine bildirilecek ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca ruhsat sahiplerinden tahsil edilecektir. Madencilik faaliyetlerinde bulunulan sahanın ruhsat sahibi tarafından çevre ile uyumlu hâle getirilmesi halinde ise yatırılan çevre ile uyum teminatı ruhsat sahibine iade edilecektir.

162 Çevre ve Orman Bakanlığı, 2004: 172. 163 Yamatomi ve Okuba, 2011: 155. 164 Akpınar vd, 1993: 329-330.

165 Çevre ile uyumlu hale getirme faaliyeti, Yönetmelik’in 4/h bendinde belirtildiği üzere, “Madencilik

faaliyetinde bulunulan alanın faaliyet süresince ve sonrasında projesine uygun olarak, can ve mal emniyetinin sağlanarak arazinin ıslah edilmesi ve doğaya yeniden kazandırılması faaliyetlerini” ifade etmektedir.

1.9.4.1. Açık Maden İşletmelerinin Çevresel Etkileri

Maden cevherinin yüzeye yakın olduğu durumlarda madencilik faaliyetleri açık ocak işletmeciliği yoluyla yapılmaktadır. Bu yöntemde genel olarak; bitki örtüsünün ve üst toprağın kaldırılması, kaya tabakalarının kırılması veya patlayıcılar aracılığıyla parçalanması, örtü tabakasının yüklenerek araziden uzaklaştırılması ve madenin çıkartılarak araziden uzaklaştırılması aşamaları izlenmektedir.166 Dolayısıyla yeraltı maden işletmelerine kıyasla, açık maden işletmelerinde doğrudan veya dolaylı biçimde çevrenin daha fazla bozulması söz konusu olmaktadır.

Maden ocaklarının açık işletme metoduyla işletilmesi durumunda doğal peyzajda köklü değişiklikler meydana gelmekte167; toprak, bitki örtüsü, ekolojik denge, jeolojik ve topoğrafik yapı, tarım ve orman alanları bozulmakta; bitki örtüsündeki değişiklikler sebebiyle verimlilik düşmekte ve bölgede erozyon, heyelan, sel gibi doğal afetlerle karşı karşıya kalınabilmekte; yerleşim yerlerine yakın olan maden ocaklarının işletilmesi esnasında yapılan patlatmalar ve iş makinelerinin yarattığı gürültü ve titreşimler, kazı ve nakliye çalışmaları esnasında oluşan toz ve su seviyesinin düşürülmesi sonucu çevrede oluşan kuraklık yöredeki insanların kaliteli bir yaşam sürmesine engel olabilmekte; rüzgar ve su aracılığıyla taşınan toz ve tortuların su kaynaklarına karışması sonucu içme suyu kaynakları kirlenebilmekte ve gölet, dere, baraj ve göllerdeki biyolojik hayatı tehdit edebilmektedir.168

1.9.4.2. Kapalı Maden İşletmelerinin Çevresel Etkileri

Yeraltı maden işletmeciliği olarak da adlandırılabilen kapalı maden işletmeciliği metodu, maden yatağının yüzeyin oldukça altında olduğu, diğer bir ifadeyle maden yatağının üzerindeki örtü tabakasının çok kalın olduğu durumlarda başvurulan bir yöntemdir.169 Kapalı maden işletmeleri, açık ocak işletmeciliğine kıyasla, daha maliyetli olmakta ve madencilik faaliyetlerinin yürütülmesinde daha gelişmiş teknolojilerin kullanılmasını gerektirmektedir.

Kapalı maden işletmeleri, açık ocak işletmeciliğine kıyasla, çevresel ve ekolojik açıdan daha az zarara sebep olmaktadır. Öte yandan açık ocak işletmelerinde kaynağın tamamının veya tamamına yakın miktarının üretilmesi mümkünken, kapalı maden

166 Dizdar, 1993: 32-33; Uygulamada bitki örtüsünün ve üst toprak katmanlarının kaldırılması ve taşınması

aşamasında toprak katmanları ayrı işleme tabi tutulmadan taş, kaya gibi diğer malzemelerle birlikte araziden uzaklaştırılmaktadır. Bu uygulamayla verimli üst toprak kaybolmakta ve bölgede yeniden verimli toprak tabakasının oluşabilmesi uzun yıllar alabilmektedir, Karakurt, 2002: 1.

167 Seçkin ve Yayım, 2006: 3. 168 Borand, 2012: 23-29. 169 Seçkin ve Yayım, 2006: 3.

işletmelerinde kaynağın yaklaşık %50-%60’lık kısmı üretilmekte170 ve kapalı maden işletmeleri, açık ocak işletmeciliğinden daha büyük güvenlik riski taşımaktadır.

Kapalı maden işletmeleri, çevrede göçük ve çatlakların oluşmasına yol açabilmekte; kayaçların birkaç metreye varan yatay ve dikey hareketleri sonucu sel basması veya toprağın dağılması söz konusu olabilmekte171; kontrol altına alınamayan yeraltı kömür yangınları hava kirliliğine sebep olmakta172; yüzey tesisleri ve madenin türüne göre atık döküm alanları yeryüzünde değişikliğe yol açmakta173 ve söz konusu alanlarda çevre kirliliği oluşabilmektedir.

170 Seçkin ve Yayım, 2006: 3; Yamatomi ve Okuba, 2011: 158. 171 Çevre ve Orman Bakanlığı, 2004: 173.

172 Munnik, 2010: 11

İKİNCİ BÖLÜM

MADENLERİN İŞLETİLME USULLERİ

2.1. Madenlerin İdari Sözleşmelerle Özel Hukuk Kişileri Tarafından İşletilmeleri