• Sonuç bulunamadı

MĠLLĠ EĞĠTĠMDE DEĞERLER EĞĠTĠMĠ ĠLE ĠLGĠLĠ ÇALIġMALAR ÇALIġMALAR

Değerlerin bireysel ve toplumsal açıdan haiz oldukları önemin son yıllarda daha yoğun biçimde hissedilmiĢ olmasının bir sonucu olarak Milli Eğitim Bakanlığı 2003 yılından itibaren öğretim programlarında değerlere açıktan ve daha sistemli bir Ģekilde yer vermeye baĢlamıĢ, değerleri programların temel öğelerinden birisi olarak konumlandırmıĢtır (MEB, 2010/53). 18. Milli Eğitim ġurası‟nda da değerler eğitimi alanında okul bazında ve daha genel çerçevede neler yapılabileceği ele alınmıĢ, sonuç bildirisinde değerler eğitiminin okulların görevlerinden olduğu vurgulanarak bu konuda öğretmenlerin yeterliliklerinin geliĢtirilmesi ve materyal geliĢtirme çabalarının artırılmasına yönelik önerilerde bulunulmuĢtur (MEB, 2010a). 08 Eylül 2010 tarihinde yayınlanan 53 numaralı Ġlk Ders genelgesi ile değerler eğitiminde okulların rolüne dikkat çekilmekte ve toplumsal yaĢantımızın temelini oluĢturan milli, manevi, sosyal, ahlaki ve kültürel değerlerimizin güçlendirilmesi için okullarda yoğun çalıĢmalar yapılması istenmektedir (MEB, 2010/53).

Milli eğitim sistemi içinde değerler ve eğitimi çerçevesinde gerçekleĢtirilen bu faaliyetler uygulamaya da yansımıĢ, son dönemlerde birçok milli eğitim müdürlüğü ve okul değerler eğitimi ile ilgili program ve etkinlikler düzenlemeye baĢlamıĢtır9

. Bu bölümde değerler eğitimi alanında gerçekleĢen çalıĢmaların ilköğretim sistemi içerisindeki kökleri ve çeĢitli okul uygulamaları ile bağlantıları, ilgili literatür ve mevzuata dayalı olarak incelenmeye çalıĢılacaktır. Bunun için öncelikle eğitim ve ilköğretim sistemini düzenleyen yasa, yönetmelik ve genelgelere ardından ilköğretimde okutulan çeĢitli derslerin programlarına ve en son olarak da ilköğretimde uygulamada olan okul meclisi, rehberlik etkinlikleri, sosyal kulüpler vb. uygulamaları düzenleyen metinlere ve alandaki çalıĢmalara bakılarak bunların değerler eğitimi ile iliĢkisi belirlenmeye çalıĢılmıĢtır.

5.1. Ġlköğretime ĠliĢkin Mevzuatta Değerler ve Karakter Eğitimi 5.1.1. Anayasa

Anayasa (1982)‟nın temel ilkelerini ifade eden baĢlangıç kısmında: “Her Türk vatandaĢının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eĢitlik ve sosyal adalet

9 Bu doğrultuda Ġstanbul Ġl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Ġstanbul Valiliğinin 12.11.2010 tarih ve 125443 sayılı oluru ile tüm il genelinde uygulanmaya baĢlanan proje kapsam olarak en geniĢ olması nedeniyle örnek olarak verilebilir (Ġstanbul Valiliği, 2010).

186

gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliĢtirme hak ve yetkisine doğuĢtan sahip olduğu” belirtilerek her vatandaĢın maddi ve manevi yönden kendini geliĢtirme hakkına vurgu yapılmaktadır. Bu hakkın kullanılması bireyin kendi gayret ve çabasına bağlı olduğu gibi aynı zamanda devletin ona sunacağı olanaklarla da ilgilidir. Devlet bireye kendini bir bütün olarak geliĢtirme fırsatı bulabileceği imkânları eğitim kurumlarında hazırlamak durumundadır. Nitekim devletin temel amaç ve görevlerini düzenleyen beĢinci maddede “devletin temel amaç ve görevleri... insanın maddî ve manevî varlığının geliĢmesi için gerekli Ģartları hazırlamaya çalıĢmaktır.”ifadeleriyle genel anlamda bu zorunluluğa vurgu yapılmaktadır. Okulda değerler eğitimi sadece var olan ve varlığı bilen değil aynı zamanda ona değer atfeden bir varlık olarak insanı bir bütün olarak eğitmeye niyetlenmesi yönüyle bu bütünlüğü sağlamaya çalıĢmaktır. Anayasa (1982)‟nın 58. Maddesinde ise “devlet, gençleri alkol düĢkünlüğünden, uyuĢturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alıĢkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır” denilerek değerler ve karakter eğitimine temel teĢkil eden toplumsal problemleri engellemede devlete yüklenen sorumluluk daha somut bir Ģekilde belirtilmektedir. Gençlerin okullarda toplumsal kültüre ait değerler ile temel insani değerleri özümsemiĢ olmalarının onları kötü alıĢkanlıklar ve cehaletten korumadaki etkililiği özellikle karakter eğitimi yaklaĢımında sıklıkla vurgulanan bir durumdur.

5.1.2. 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu

Türk Milli Eğitim siteminin amaçlarını, ilkelerini ve yapısını belirleyen kanun olan 1739 sayılı kanun genel anlamda milli eğitimin amaçlarını ve ilkelerini açıklarken özel anlamda ise ilköğretimin amaçlarını ifade ederken yetiĢtirilmek istenen insanın hangi değerlere sahip olması gerektiğini açıklamaktadır. Bu kanunda ifade edilen amaçlar eğitim sisteminin tüm kademelerindeki öğretim programlarına dayanak teĢkil etmesi ve tüm derslerin ulaĢmayı amaçladığı uzak hedefleri belirlemesi açısından değerler eğitimi için önemli görülmektedir.

Kanun (Resmi Gazete, 1973) Türk Milli Eğitiminin genel amacını açıklarken Türk Milletinin bütün fertlerini; “…Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliĢtiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalıĢan... Türkiye Cumhuriyetine karĢı görev ve sorumluluklarını

187

bilen ve bunları davranıĢ haline getirmiĢ yurttaĢlar olarak yetiĢtirmek;” (m.2). “Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı Ģekilde geliĢmiĢ bir kiĢiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düĢünme gücüne, geniĢ bir dünya görüĢüne sahip, insan haklarına saygılı, kiĢilik ve teĢebbüse değer veren, topluma karĢı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kiĢiler olarak yetiĢtirmek;” (m. 2) hedeflerine yer vermektedir. Ortaya konan hedeflere baktığımızda bireyin dengeli, yeniliğe açık, hür düĢünebilen, milli ve evrensel kültürü özümsemiĢ bir kiĢilik ve karaktere sahip olmasına özel bir vurgu yapıldığı anlaĢılmaktadır.

Doğan (2007)‟a göre 1739 sayılı Milli Eğitimi Temel Kanunu ile kurgulanan Türk eğitim sistemi değerler açısından son derece yenilikçi bir felsefe ve vizyona sahiptir. Bu felsefe Türk ulusunun bütün bireylerinin ülkenin ulusal değerleri ve evrensel değerler ile uyumlu bir vatandaĢ olmalarını amaçlamaktadır. Genç kuĢakları manevi ve kültürel değerlerle ulusal kültür içinde sosyalleĢtirirken; hür ve bilimsel düĢünce gücü kazandırmak suretiyle de onları evrensel kültüre adapte etmeyi ön görmektedir. Kanun aynı zamanda yerel ve evrensel değer havuzunu birleĢtirmeye ve bir arada sunmaya çalıĢarak değerler eğitiminde karma bir yaklaĢım benimsemektedir. Teorik anlamda ifade etmesi kolay görünse de kanunun öngördüğü bu karma değerler eğitimi felsefi temelinin uygulamaya ne kadar aktarılabildiği ise bir soru iĢareti olarak durmaktadır (Doğan, 2007; Arslan, 2007; Kaymakcan ve Meydan, 2012).

Kanun (Resmi Gazete, 1973), temel ilkeler bölümünde genel amaçlarda ifade edilen değerler alanına yönelik hedeflerin uygulamaya yansıma açısından açılımını yapmaktadır. “… sorumluluk duygusunun ve manevi değerlere saygının, her türlü eğitim çalıĢmalarında öğrencilere kazandırılıp geliĢtirilmesi…” (m.11) ifadeleriyle her türlü eğitim çalıĢmalarında öğrencilerde sorumluluk duygusu ve manevi değerlere saygı düĢüncesini geliĢtirmeye çalıĢmanın eğitimin temel ilkeleri arasında olduğu belirtilmiĢtir. Bunun gerçekleĢmesi tüm eğitim süreçlerinde değerler alanına yönelik bir farkındalık, kamuoyu ve politika oluĢturmakla mümkündür.

Milli Eğitim Temel Kanunu (Resmi Gazete, 1973), ilköğretimin amaç ve görevlerini belirlerken “her Türk çocuğuna milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak iyi bir vatandaĢ olmak için gerekli temel bilgi, beceri, davranıĢ ve alıĢkanlıkları kazandırmak; onu milli ahlak anlayıĢına uygun olarak yetiĢtirmek;” (m. 23) ifadesine yer vermektedir. Ġfadedeki milli ahlak vurgusu milli eğitimin genel

188

amaçlarında belirtilenden daha fazla ön plana çıkmaktadır. Genel amaçlarda evrensel değerlerle birlikte yapılan yerel değerler vurgusu burada milli değerler Ģeklinde daraltılmıĢ görünmektedir.

222 Sayılı Ġlköğretim ve Eğitim Kanununda da benzer bir vurgu göze çarpmakla birlikte burada ilköğretimin amaçlarının daha çok bireysel geliĢim açısından ele alındığı görülmektedir. Kanun (Resmi Gazete, 1961) “Ġlköğretim, kadın erkek bütün Türklerin milli gayelere uygun olarak bedeni, zihni ve ahlaki geliĢmelerine ve yetiĢmelerine hizmet eden temel eğitim ve öğretimdir ( m. 1)” demektedir. Buraya kadar ele aldığımız ve ilköğretimin genel amaçlarını belirleyen kanunların bireyin bedensel, duygusal ve psikomotor açıdan dengeli bir Ģekilde yetiĢtirilmesini; milli kültür ve geleneğe ait değerlerin bireye kazandırılmasını aynı zamanda da bireyin evrensel değerlerle uyumlu, sorumluluk alabilen bir kiĢilik olarak yetiĢtirilmesini vurguladığını söylemek mümkündür.

5.1.3. Ġlk Ders Genelgesi (2010/53)

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 08 Eylül 2010 tarihinde yayınlanan 53 numaralı Ġlk Ders genelgesi ile değerler eğitiminde okulların rolüne dikkat çekilmiĢ ve toplumsal yaĢantımızın temelini oluĢturan milli, manevi, sosyal, ahlaki ve kültürel değerlerimizin güçlendirilmesi için okullarda yoğun çalıĢmalar yapılması istenmiĢtir. 2003 sonrasında yayınlanan programlarda değerler eğitimi alanında görülen geliĢmeleri destekleyen ve değerler eğitimini sınıf ile birlikte okul geneli etkinliklerle geliĢtirmeyi sağlayacak önerilerde bulunan genelge değerler eğitimini en açık ve geniĢ biçimde konu edinen ilk mevzuat düzenlemesi olması nedeniyle önemli görünmektedir. Genelge küreselleĢmenin - sağladığı olanaklarla birlikte - toplumu, aileyi ve bireyi tehdit eden sorunları da büyüttüğünü belirterek okullara önerilen değerler eğitiminin temellendirmesini yapan açıklamalarla baĢlamaktadır. Büyüyen sorunların üstesinden gelmek içinse en önemli referans kaynağımızın dayanıĢma, misafirperverlik, hoĢgörü vb. gibi milli, manevi, sosyal, ahlaki ve kültürel değerlerimiz olduğuna vurgu yaparak önerilen değerler eğitiminde yararlanılacak değer havuzuna iĢaret etmektedir (MEB, 2010/53).

Genelge değerlerin bireye kazandırılması sürecinin genel çerçevesini de çizmektedir. Genelgede yer bulan “Her öğrencinin biricik ve tek olmasını, bu tek ve biriciklerin çoklar olabilmesini ve yine çoklar içinde özel olmayı sağlayan okulun bir yaĢam merkezi olarak; her öğrencinin ayrı bir değer olduğunu kabul etmesi „Değerler

189

Eğitiminde‟ bireyin değerler alanı oluĢturmasını sağlayacaktır.” (MEB, 2010/53) ifadeleri değerler eğitiminde uygulanması istenen strateji ve yöntemlerle ilgili birey merkezli, bireyin kendi değerler dünyasını önemseyen ve değerleri aktarmadan öteye özümsemeye hatta bireysel olarak yeniden geliĢtirmeye dönük bir tercihe iĢaret etmektedir.

Genelgede (MEB, 2010/53) “Değerler eğitimi toplumun tümünü ilgilendirdiğinden çok boyutlu ele alınması gerekmektedir. Bu açıdan eğitim sistemini oluĢturan tüm unsurların bu konuda duyarlılık ve bilinç kazanmasına ihtiyaç vardır.” denilmektedir. Eğitim sistemini oluĢturan unsurlar olarak eğitim personelini kabul edersek toplumda duyarlılık oluĢturmak için öncelikle personelin bu konuda bir farkındalık ve bunu nasıl yapacaklarına dair yetkinlik kazanmıĢ olması gerekir. En azından eğitim sisteminin belirli kademelerinde değerler eğitimi konusunda rehberlik edecek, koordinasyonu sağlayacak; eğitilmiĢ, yönlendirici uzmanların yetiĢtirilmesi için çalıĢmaların yürütülmesi gerekmektedir. Değerler eğitimindeki tecrübeler bu konuda yetiĢmiĢ liderlik özelliğine sahip eğitimcilerin önemini ortaya koymaktadır (U. S. A. Department of Education 2008, Lickona 1991).

Genelge (MEB, 2010/53) “Öğretmenlerimizin öğretim programlarının uygulayıcıları olmanın yanı sıra öğrencilerimize değerlerimizi kazandırmada öncü rol ve görevleri bulunduğunu” belirtmektedir. Değerler eğitiminde personel katılımı en önemli ve hassas noktalardan birisidir. Ancak değerler eğitimi öğretmenler tarafından bir görev olarak hissedilerek katılımcılık gerçekleĢtirilebilirse daha baĢarılı olur. Değerler eğitimi çalıĢma ve etkinliklerinin sadece görev olarak yerine getirilen birtakım rutin iĢlemlere dönüĢmesi onu etkisiz kılar. Bunu sağlamak için öğretmenlerde farkındalık uyandırmak, hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimleri artırmak, toplumsal politika ve teĢviklerle onları desteklemek gerekir.

Genelge (MEB, 2010/53) sınıf ve okul ölçeğinde sınıf seviyeleri, imkân ve Ģartlar göz önüne alınarak uygulanabilecek toplam 18 adet etkinliği değerler eğitimi için önermekte ve zümrelere de farklı etkinlikler geliĢtirmeleri için yetki vermektedir. Etkinliklerin uygulanmasında idareci ve rehber öğretmenlerin desteğine baĢvurulması istenmiĢtir. Ancak okullarda görev yapan idareci ve rehber öğretmenlerin değerler eğitimi konusundaki formasyon ve yetkinlikleri de bir soru iĢareti olarak karĢımızda durmaktadır.