• Sonuç bulunamadı

3 11 MÜZİK ENDÜSTRİSİ VE BAĞIMSIZ ŞİRKETLER İÇİNDE ROCK MÜZİK; “KENDİN YAP” İDEOLOJİSİ

Popüler kültürün ve müziğin üretim koşullarını anlayabilmek için özel bir kültür olan rock müziğin üretiminde başlangıcından günümüze geçirdiği dönüşümleri gözden geçirmemiz yeterli bir yaklaşım olabilir. Popüler müzik ile ilgili yapılan çalışmalarda, popüler müziğin özellikle de kayıt ekonomisiyle olan ilişkisi dikkate alındığında popüler müzik, müzik endüstrisi ve kitle iletişim arasındaki üçlü bağ arasındaki ilişkinin önemi inkar edilemez bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Yani popüler müziği endüstriler eliyle üretilen bir kültür olarak düşündüğümüzde bunun üzerine yapılan tanımlama ve çalışmalarda popüler müziğin hem kitle medyasına hem de müzik endüstrisine içkin durumu vurgulanmış olur. Tagg, klasik müziğin de popüler müzik gibi depolanıp dağıtılan bir müzik türü olarak popüler müzikle aynı kriterler içinde değerlendirilebileceğini ancak, popüler müziğin klasik ve folk müzik türleriyle kıyaslandığında “kitle arabuluculuğu” ve depolama ve dağıtım gibi endüstriyel farklılıklara dayalı yapısal farklılıklar içinde bulunduğunu yazar. Tagg’a göre popüler müzik endüstrileşmiş ve serbest girişimci toplumlarda ortaya çıkmıştır. Popüler müziği kitle medyasıyla birebir bağlantılandıran düşünce, bu müziğin bir yandan endüstriyel toplumlarda ortaya çıkan, bir yandan da endüstrileşmeye görünürlük kazandıran uygulamalardan biri olduğunu iddia eder. Bu düşünceyi savunan düşünürler aslında büyük oranda haklılık payına da sahiptirler, çünkü; dünya ölçeğinde popüler müzik olarak adlandırılabilecek tüm müzikler, bireylerin müzik dinleme alışkanlıklarını fazlaca

kaydedilmiş ürünlere bağımlı kıldığından ve bu bağımlılığı da sürekli kıldığından popüler müziğin endüstriyle iç içe olarak düşünülmesinde bir mahzur yok gibi görünmektedir (Erol 2002:85-87).

1950’li yıllarda Amerika’da ortaya çıkışından itibaren rock’n’roll müziğin, popüler müzik endüstrisi ile ilgili yapılan çalışmalarda da gözlemlendiği gibi müziğin üretimiyle ilgili küçük ölçekli ve bağımsız olarak adlandırabilecek şirketlerden zamanla daha büyük ölçekli, çokuluslu şirket üretimine doğru evrilmesinin izlerini taşıdığı söylenebilir (Rowe 1996:49). Ana akım rock kültürü içinde olmasa da punk rock müzikal ve görsel tekniklerin önemini belirli oranlarda göz ardı ederek “büyük şirket karşıtlığı ve kendi işini kendin yap” felsefesiyle birlikte el ele giden “romantik ve pragmatist” ideolojisi içinde rock kültürünün içinde bağımsız bir rock müzik üretimi gerçekleştirme yoluna gitmiştir (Rowe 1996:151). “Hatta bağımsız şirketler ve punk üslubu arasında Weberci anlamda bir seçmeci hasımlığın ya da neo-Marksist terimlerle yapısal benzeşikliğin bulunduğu düşünülebilir” (Rowe 1996:74). Punk’ın rock’dan farklı olarak büyük ölçekli firmalardan çok bağımsız şirket mantığı içerisinde üretim yapma düşüncesinin temeli punk’ın yapısında barındırdığı müzikalite anlayışının baştan reddedilmesidir.

Punk rock’ın ana akım rock’tan farkı yalnızca şarkı sözlerinde, kullanılan ses düzeyinde ya da performans tarzlarındaki niteliksel farktan kaynaklanmaz. Temel farklılık müzik gruplarının dinleyicileriyle kurdukları ilişki biçimlerinde ve iş yapma tarzlarında da belirgin bir biçimde göze çarpar. Punk rock’ta genel rock içinde yer alan yıldız ve gruplar hiçbir zaman kabul görmemekle birlikte gerçekleştirdikleri etkinlikler (kaset, konser) için gereğinden fazla para isteyenler de büyük eleştirilere maruz kalır. Punk rock’ın ilk ortaya çıkışından bu yana hareketin içinde yer alan bütün kişiler için müzikten büyük paralar kazanmak her zaman için boş bir hayalden ibaret olmuştur. Mevcut idealleri ve yetenekleri açısından ele alındığında punk rock grupları ve sanatçıları ile dinleyiciler arasında belirgin farklılıklar yoktur (O’Hara 2003:151). Punk rock grupları “kendi işini kendin yap” felsefesine dayanarak, büyük şirketlere koyduğu tavır içinde alternatif teşebbüsler organize etme yoluna gitmiştir. 1960’lı yılların sonlarından itibaren karşı kültür ideolojileriyle birlikte progresif rock oluşumu da piyasaya yeni bir takım firmaların girmesine imkan tanımıştır. Bu tür büyük firmalar bir yandan hippie tarzı yapılanma gösterirken bir diğer yandan da bağımsız yapılanmalar içinde yer almıştır. “Küçük olan güzeldir” düşüncesine de büyük önem verilen bu şirketler, müzik işinde kendisini ispatlamış dağıtımcılar yorumcular ve menajerler tarafından işletilmiştir (Laing 2002:46).

Rock’n’roll kültürü içinde özellikle bağımsız şirketlere verilen önem ve kendin için kendi işini kendin yap düşüncesinin temel nedenleri, 70’li yılların maddi ve kültürel koşulları, gençlik kesiminin işsizliği yoğun bir biçimde yaşıyor olması, işçi sınıfı gençliği ile kent merkezlerindeki bohemler arasındaki dayanışmayı sağlamaya çalışan sitüasyonist hareketin yeniden etkinlik kazanmaya başlaması, nihilist ve minimalist şirket düşüncesinin müzisyenler arasındaki kabulü bunların arasında sayılabilecek olanların en önemlileridir. Punk’ın ilk çıktığı dönemlerde bağımsız plak yapımını destekleyen ideolojik düşüncenin nedeni onun anarşist yönünün ağırlıkta olması ve müzikal üretimde uzmanlaşmış işbölümünün müzisyenler tarafından reddediliyor olmasıdır. Bu kaba pragmatik düşünce aslında bir anlamda ideolojik olmakla birlikte önemli ölçüde de politikte olmuştur. Çünkü bağımsız şirketlerle birlikte çalışan punk grupları için üretim yapmaya başlayan plak şirketleri, büyük şirketlerle hiçbir şekilde iş yapmamış gruplar için çalışmaya başlamıştır. Bu anlamda da bağımsız şirketlerin büyümesinin nedeninin, “sanat için sanat” anlayışıyla hareket eden sanat idealizminden kaynaklandığını tam olarak söyleyemeyiz (Rowe 1996:75). Rowe’un düşüncesini destekleyen bir başka görüş de Simon Frith’den gelir. Frith’e göre bağımsız şirketler ile çalışmak isteyen rock müzisyenlerinin itiraz ettikleri asıl konu ticarileşme değil, büyük plak şirketlerinin kendilerini gerektiği gibi kullanmaması gibi görünmektedir. Bunun dışında ileri sürülen bir diğer görüş, bağımsızların ya da küçük plak şirketlerin de aslında sistemin bir parçasını meydana getirdiğidir. Bu tür şirketler kendi adlarına üretim ve dağıtım yapıyor görünmekle birlikte gerçekte büyük plak şirketleri adına çalışan ve onlar için sanatçı üreten aracı bir kurum halini almışlardır; bunun yanında da büyük şirketlerin içinde yer alan profesyonellerin (sanatçı, yapımcı, mühendis vb..) daimi isteklerinin de mali açıdan kurbanı olmuşlardır. Bu şirketlerin başarıları arttıkça da daha çok büyük şirketlerin boyunduruğu altına girmek zorunda kalmışlardır. Sonuçta rock kültürü büyük bir endüstriye dönüşerek önemli ölçülerde mali kazanç elde etmiş ve bütün müzik endüstrisini kapsamaya başlamıştır. Punk’ın her zamanki her şeye karşı olma halinde, ana akım rock için düşündükleri ve dile getirdikleri şey, artık rock’ın artık hiçbir şekilde kamuoyunu tehdit ya da rahatsız etmediği yönünde olmuştur. Rock da yeni yeni gereksinimlere uyum sağlamak adına bağımsız şirketlerle iletişime geçip farklı şeyler deneme yoluna gitmiştir. Ancak burada dikkat çekilmesi gereken bir nokta vardır ki o da bağımsızların müzik adına yaptıkları yeniliklerin büyük plak şirketlerince evcilleştirilmesi ve bu durumun böylece devam edip gitmesidir. Ancak punk’ın endüstriye girişi kendi başına bu tür bir etki yapmamıştır. Punk rock’taki do- it-yourself (kendi işini kendin gör) ideolojisi büyük plak şirketleri için fazlaca radikal bir

felsefe olmuştur. Buna rağmen piyasada adını duyurmak isteyen bazı punk rock grupları büyük plak şirketleriyle anlaşma imzalamışlardır (Frith 2000:95-96).

Bazı rock’n’roll gruplarının ya da punk rock gruplarının bağımsız plak şirketlerine katılarak üretim yapmak istemelerindeki temel belirleyici neden kendilerine özgü bir izleyici kitlesi yaratılmak istenmesi ve kültürel eşik bekçilerinin dikkatinin çekilmek istenmesidir. Bu yöntem sayesinde rock grupları hem büyük şirketler tarafından fark edilebilecekler hem de yaptıkları müzikte daha bağımsız olabilmek ve kendi koşullarını kabul ettirmek için daha büyük bir güç elde etmiş olabileceklerdir (Rowe 1996:121-122). Bağımsız şirketler içerisinde üretim yapma anlayışının hakim rock kültürü açısından olmasa da punk rock’ta sahici bir temele sahip olduğunu savunabiliriz. Punk hem müzikte kalite anlayışını tersine çeviren felsefesiyle hem de müzik endüstrisinin yıldız imal etme anlayışına karşı geliştirdiği tepkiyle bağımsız firmalarla olan çalışmalarını daha ileri seviyede sürdürmüştür. Ancak başlarda kapitalist kültür endüstrisine karşı olan tavrıyla yola çıkmış olan rock, daha ileriki safhalarında müzik gruplarının ve sanatçıların bu müzikten önemli maddi kazançlar elde etmelerinden sonra daha rasyonel bir üretim süreci içerisine girmiş ve kapitalizme karşı olan tavrını önemli ölçüde yitirmiştir.

Outline

Benzer Belgeler