• Sonuç bulunamadı

Bu yönüyle akitler müstakil ve bağımlı olmak üzere ikiye ayırılır.

1. Müstakil (Aslî) Akitler

Yapılması başka bir hukuki ilişkinin kurulmasına bağlı olmayan akitler, müstakil akitlerdir. Satım, kira, vedîa, hibe, iâre, vasiyet, vekâlet, sulh vb. akitler böyledir. Çünkü bu akitler, akit veya başka bir hukuki ilişkinin kurulmasına gerek kalmadan yapılabilir.113

111 Mevsılî, el-İhtiyâr, II, 308; Şeyh Bedreddin, Câmiu’l-fusûleyn, s. 613; Zerkâ, el-Medhal, I, 644;

Kuntalp, Karışık Muhtevalı Akit, s. 100-101.

112 Karaman, Ana Hatlarıyla İslam Hukuku, II, 42-49; Çeker, İslam Hukukunda Akidler, 143-145;

İnanır, İslam Hukukunda Bileşik Mürekkep Mâlî Sözleşmeler ve Çağdaş Finansman Yöntemlerindeki Uygulamaları, s. 42-58.

2. Bağımlı Akitler

Varlığından söz edebilmek için mutlaka başka bir hukuki işleme muhtaç olan akitler bağımlı akitlerdir. Kefâlet, havâle, ikâle ve rehin akitleri böyledir. Çünkü bu akitlerin yapılabilmesi için, öncesinde kurulmuş bir hukuki ilişkiden doğan bir borcun var olması gerekir. Mesela, satım akdinden doğan bir borçlanmanın güvence altına alınması için, kefâlet veya rehin akdi yapılır. Bu şekilde bir borçlanma olmadan rehin veya kefâlet akdinden söz etmek mümkün değildir.114

Bağımlı akitler, bir akit içinde birden çok akit şeklinde yapılır. Örneğin, taksitli bir alışverişte satıcının müşteriden kefil veya rehin istemesi durumunda bir akit içinde bir satım bir de kefâlet ve/veya rehin akdi yapılmış olur. Nitekim Hanefî doktrinde kefil veya rehin şartı içeren sözleşmeler kıyâsen (kural olarak) fasittir. Ancak bunu istihsan metoduyla yerleşik kurala aykırı olduğu halde geçerli saymaktadırlar. Kaldı ki bu akitlerin meşruiyeti Kitap, sünnet ve icmâ ile sabittir.115 Dolayısıyla bu manaya gelen safkateyn yasağının özel ve daha dar bir anlama sahip olduğu ortaya çıkmaktadır. Ayrıca buradan hareketle safkateyn yasağının genel bir prensip (kıyas) olduğu sonucuna da ulaşılabilir. Bunlar ise nassa dayalı istihsan yani genel ilkenin doğrudan Şârî‘ tarafından getirilmiş istisnalarıdır.

Netice itibariyle bağımlı akitlerin safkateyn yasağının kapsamına girmediği açıktır. Bu durum safkateyn yasağının mahiyetinin ve sınırlarının tespiti konusunda yol gösterici mahiyettedir. Her şeyden önce, buradan hareketle yasağın mutlak olarak birden çok akdin aynı anda yapılması şeklinde olmadığını söyleme imkânı doğacaktır. Bunun neticesinde safkateyn yasağının daha dar mahiyette özel ve teknik bir anlamının olduğu ihtimalleri güçlü bir hal alacaktır. Bu husustaki tespitlere çalışmanın ikinci bölümünde yer verileceğinden, burada bu kadarıyla yetinmek istiyoruz.

114 Serahsi, el-Mebsût, XIX, 160-161, XXI, 63; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müçtehit, IV, 79, 83; Şirbînî,

Muğni’l-muhtâc, II, 159; Zerkâ, el-Medhal, I, 646.

İ. Yapısı Bakımından Akitler

Yapısı bakımından akitler temelde basit ve mürekkep olmak üzere ikiye ayrılır. Bununla birlikte mürekkep akitler de kendi içerisinde karşılıklı ve bileşik olmak üzere iki kısımdır.

Klasik fıkıh edebiyatında basit ve mürekkep akit şeklinde bir tasnife yer verilmemiştir. Çünkü İslam tarihinin ilk devrelerinde ilke olarak sözleşmelerde teklik prensibi esas alınmıştır. Bu nedenle sözleşmelerin basit bir yapıda olması üzerinde durulmuştur.116

Akitlerde teklik prensibi, oluşum aşamasındayken diğer hukuk sistemleri için de söz konusuydu. Ancak bu ilke, zamanla akit hürriyeti gereği terk edilerek bileşik, karma ve kendine özgü sözleşme türleri, hukuk sistemlerine girmiştir. Bu durum, geç dönemlerde İslam hukuku için de söz konusu olmuştur. Dolayısıyla akitler basit ve mürekkep olması bakımından da tasnif edilmiştir.

Muasır İslam hukukçularından Senhûrî’nin (ö. 1971) haklı olarak ifade ettiği gibi bu durum, özgün bir hukuk sisteminin oluşum ve gelişim sürecinin doğal bir sonucudur.117 Gerçekten de ilk aşamalarda benimsenen akitlerde teklik prensibi, Hanefî mezhebi başta olmak üzere İslam hukuk sisteminin doğal ve özgün gelişimi neticesinde terk edilerek karma ve bileşik akit türlerine yer verilmeye başlanmıştır. Akitlerin birleştirilmesinin kural olarak yasak kabul edilmesi fakat zamanla ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda bazı durumlarda bu genel kuraldan vazgeçilmesi bu doğal gelişimin bir ürünü olarak görülebilir.

Yapısı bakımından akitler farklı birçok tasnife tâbi tutulabilir. Ancak biz, yapılan tasniflerin tamamını kapsar nitelikte ikili bir tasnife yer vermek istiyoruz.

116 Düreynî, Buhûs, II, 394.

1. Basit Akitler

Tek bir akdi konu alan akit türlerine basit akitler denir. Satım sözleşmesi ve kira kontratı burada örnek olarak verilebilir. Örneğin satım, birçok akdin bir araya geldiği bir akit değil, yalnızca satış işlemini konu edinen tek bir akittir.118

2. Mürekkep Akitler

Mürekkep akit, birden çok bağımsız akdin bir sözleşme içerisinde tek bir akit şeklinde birleştirilerek yapılmasıdır. Bu akit tipi, birleştirilen akitlerin niteliklerine halel gelmeksizin, tarafların iradeleriyle birinin varlığı ve geçerliliği diğerinin varlığına bağlı olacak şekilde birbirlerine bağlanmaları şeklinde ortaya çıkar. Mürekkep akdi meydana getirmek için birleştirilen akitler isimli veya isimsiz akitlerden olabilirler.119

Akitler arasındaki bu bağlılık iki taraflı olabildiği gibi tek taraflı olarak da meydana gelebilir. Tarafların mürekkep akitleri bir bütün olarak görmeleri ve bunlardan birinin ortadan kalkması veya geçerli olmaması durumunda diğerinin de varlık kazanmayacağını öngörmüş olmaları halinde iki taraflı bağlılıktan söz edilir. Akitlerden sadece birinin varlığı ve geçerliliği diğerine bağlı ise tek taraflı bağlılık söz konusudur. Buna göre, varlığı diğer akde bağlanmış olan akdin vücuda gelmemesi, diğerine zarar vermezken, tam tersi durumda ise her iki akit de ortadan kalkar.120

Diğer taraftan mürekkep akitler, iki taraflı yapılabileceği gibi, çok taraflı olarak yapılması da mümkündür. Mesela katılım bankalarının günümüzde uyguladıkları murâbaha sözleşmesi böyledir. Nitekim bu akit finans kurumu, satıcı ve alıcı olmak üzere üç (çok) taraflı olarak karşımıza çıkmaktadır.121

118 İnanır, İslam Hukukunda Bileşik Mürekkep Mâlî Sözleşmeler ve Çağdaş Finansman Yöntemlerindeki

Uygulamaları, s. 58.

119 Kuntalp, Karışık Muhtevalı Akit, s. 163; İnanır, İslam Hukukunda Bileşik Mürekkep Mâlî Sözleşmeler

ve Çağdaş Finansman Yöntemlerindeki Uygulamaları, s. 63.

120 Kuntalp, Karışık Muhtevalı Akit, s. 166. 121 Kuntalp, Karışık Muhtevalı Akit, s. 166.

Bu şekildeki mürekkep akitler, birçok farklı biçimde yapılabilir. Ancak genel hatlarıyla mürekkep akitler iki ana kısımdan oluşur:122

a. Karşılıklı Akitler

Bir akit içinde başka bir akdin yapılmasını şart koşmak suretiyle yapılan mürekkep akitler böyledir.123 Mesela, satıcının müşteriye “Arabanı bana satarsan, sana evimi satarım” demek suretiyle yapılan akit böyledir.

Karşılıklı akitlerde birinci akdin varlık kazanması ikinci akdin yapılmasına bağlıdır. Farklı bir tabirle, ikinci akit meydana gelmeden birinci akdin kurulumu tamamlanmaz.

b. Bileşik Akitler

İki veya daha fazla akdin bir sözleşme içerisinde birleştirilerek tek bir akit şeklinde yapılmasına bileşik akit denir. Örneğin bir sözleşmede satım akdi ile birlikte kira akdinin yapılması bu türdendir. “50.000, 00 ₺ karşılığında sana arabamı sattım ve evimi de bir yıllığına kiraladım.” şeklinde yapılan sözleşmeler böyledir.124

Mürekkep akitlerin bu iki türü de ihtiva ettiği akitler bakımından farklı üç şekilde meydana gelebilir.

a) Birbirinden farklı akitler: Hükümleri tamamen ya da kısmen farklı olan ama

zıtlık veya tenâkuz halinde olmayan akitlerin birleşmesi böyledir. Satım ile kira akitlerinin birleştirilmesi burada örnek olarak zikredilebilir. Nitekim satım akdi zamana izâfe edilmezken, kira sözleşmesi izâfeye elverişli bir akittir. Bu bakımından hükümleri farklı, fakat birbirine zıt akitler değildir.

b) Aynı cins akitler: Aynı cins iki akdin ya da aynı türden olan iki akdin bir

akitte birleştirilmek suretiyle meydana gelen sözleşmeler de mürekkep akit örneklerindendir. Bir akit içerisinde iki tane satım akdinin birleştirilerek yapılması bu

122 İmrânî, el-‘Ukûdu’l-mâliyyetü’l-mürakkebe, s. 46. 123 İmrânî, el-‘Ukûdu’l-maliyyetü’l-mürakkebe, s. 57. 124 İmrânî, el-‘Ukûdu’l-maliyyetü’l-mürakkebe, s. 58.

türdendir. Mesela bir kimsenin evini ve arabasını bir satım akdi kapsamında satması böyledir.

c) Hükümleri bakımından birbirine zıt olan akitler: Akitlerin genel hükümleri

dışında her bir akdin kendine ait özel hükümleri vardır. Bu açıdan akitler, birbirini nakzeden, biri diğerine zıt veya birbirini nefyeden mahiyette hükümlere tâbi olabilirler. Mesela, satım ve sarf akdinde akit mahallinin mecliste kabz edilmesinin şart olması yönüyle bir farklılık söz konusudur.125

İslam hukukçuları hükümleri bu şekilde zıtlık veya tenâkuz halinde olan akitlerin tek bir akitte birleştirilmesinin sahih olmadığı hususunda hemfikirdirler. Ancak hükümleri farklı olan akitlerin tespiti konusundaki yaklaşımları farklıdır.

Bir sonraki bölümde görüleceği üzere mürekkep akitlerin ortaya çıktığı şekillerin tamamı İslam hukuk doktrininde safkateyn yasağı kapsamında tartışma konusu oluşturmuştur. Bu yüzden mürekkep akitlerin, geniş anlamıyla safkateyn türü akitlerin bir kısmını oluşturduğu söylenebilir.