• Sonuç bulunamadı

Davranışsal Finans Açısından İncelenmesi: Bingöl-Siirt Örneği

LİTERATÜR ÇALIŞMASI

Davranışsal finansın finans teorisine katkısı, yatırımcıların belirsizlik altında nasıl karar verdiğini, kararlarını etkileyen psikolojik faktörlerin neler olduğunu açıklamaktır. Bunun yanında ise, temel risk, irrasyonel yatırımcı riski ve uygulama maliyetlerinin arbitrajı sınırlandırdığını ve sınırlı arbitraj nedeniyle piyasaların etkin olamayabileceğini açıklamaktadır (Kara, 2005).

Finans piyasası, yatırımcıların ekonomik kararlarında ön yargılı olabilme olasılığını kabul etmekte gecikmiştir. Artan çalışmalar ve yapılan araştırmalar psikoloji ve ruhsal duyguların, yatırımcının finansal kararlarını etkilediğini göstermiştir. Nitekim bunun bir diğer kanıtı da, 2002 yılında iktisat alanında Nobel ödülünü Psikolog Daniel Kahneman ve deneysel iktisatçı Vernon Smith’in kazanmış olmasıdır (Bayar, 2011:135). Kahneman rasyonel ekonomi dünyasına, psikolojinin, zihinselliğin, bahislerin, belirsizlik ve rastgeleliğin girmesini sağlamıştır (Pinker,2014).

Davranışsal Finansın iki temel boyutu bulunmaktadır. Bunlar (Ritter, 2003): insanların kararlarını oluştururken geleneksel finans teorilerinden nasıl uzaklaştıklarını ve insanların kararlarını etkileyen psikolojik faktörlerin neler olduğunu açıklayan psikoloji- finans ilişkisi ve arbitrajı sınırlayan bazı faktörler nedeniyle piyasaların etkin olmayacağı savunan sınırlı arbitraj önermesidir.

LİTERATÜR ÇALIŞMASI

Bireysel yatırımcıların finansal yatırım kararı alırken onları etkileyen faktörlerin incelenmesi hakkında pek çok çalışma mevcuttur. Ele alınan çalışmalarda, çalışmanın yapıldığı dönemle beraber, şehirler, ülkeler ve çalışma alanları farklılık göstermektedir.

Sönmez (2010), çalışmasında, İMKB’de Davranışsal finans yaklaşımlarından aşırı tepki hipotezini incelemiştir. Ocak 2004- Aralık 2008 dönemleri arası verileri inceleyerek kazandıran ve kaybettiren portföyleri ele almıştır. Çalışma sonucunda, Portföy oluşturma ve takip dönemleri için elde edilen sonuçlara bağlı olarak, İMKB’de kısa vadede Aşırı Tepki Hipotezi’ni destekler sonuçlara ulaşmıştır.

Zayıf formda dahi etkin olmadığı tespit edilen İMKB’de, kısa vadeli zıtlık stratejileri uygulayarak önemli kazançlar sağlamak mümkün göründüğü sonucuna varmıştır.

Turan (2010) çalışmasında, geleneksel ve davranışsal finans yaklaşımlarının teorik temellerinin inceleyip, Türk Döviz piyasasında zayıf ve yarı güçlü formda etkinlik testleri uygulamıştır. Zayıf formda

88

etkinlik için birim kök sınaması yapılırken yarı – güçlü formda etkinlik için eş bütünleşme testi ve karşılanmamış faiz oranı paritesi koşulu hesaplamıştır. Yapılan testler döviz piyasasının önceki çalışmaları da teyit ederek zayıf formda etkin, ancak yarı – güçlü formda etkin olmadığına işaret etmiştir.

Aydın (2010) çalışmasında, davranışsal finans konusunu nitel olarak ele almış ve varsayımların kesin doğrular olarak kabul edilmesinin yol açtığı sorunları detaylı olarak irdelemiştir. Yatırımcıların hataları kadar, ihraççı ve aracıların hata ve hilelerine de yer verilmiş, bunların önlenebilmesi için hem yatırımcı hem de otoritelere önerilerde bulunmuştur.

Özcan (2011) çalışmasında, finansal piyasaların temel oyuncusu olan insanlar üzerinde durmaktadır.

Davranışsal finans ve bireysel yatırımcı kavramlarına değinip, davranışsal finans modelleri teori ve uygulama olarak ayrıntılı bir şekilde ortaya koymaya çalışmıştır.

Bolaman (2011) çalışmasında, aşırı güven hipotezini iki farklı hipotez yoluyla tasvir etmeye çalışmıştır.

İlk hipoteze göre, pazar kazançları yatırımcıların kendine duyduğu aşırı güveni arttırdığını ve bunun sonucunda yatırımcılar bir sonraki dönemde daha çok işlem yaptığını öne sürmüştür. İkinci hipoteze göre ise, aşırı güvenli yatırımcıların yarattığı aşırı işlem hacmi volatiliteyi arttırdığına değinmiştir. Bu amaçla İMKB’de aşırı güven hipotezi test etmiştir. Bunun sonucunda, getiriden işlem hacmine doğru bir pozitif nedensellik olduğunu ileri sürmüştür.

Bayar (2012) çalışmasında, finans teorisinde yatırımcı davranışına yönelik başlıca yaklaşımlar, küresel finansal kriz ve söz konusu krizin Türkiye'de finansal piyasalara etkileri değerlendirildikten sonra davranışsal finans perspektifinden küresel finansal krizin İMKB'de yatırım yapan bireysel yatırımcı davranışları üzerindeki etkileri anket yöntemi ile elde edilen veriler kullanılarak analiz etmiştir.

Sonucunda küresel finansal krizin, yatırımcıların yaklaşık yarısının psikolojisini ve hisse senedi piyasasına olan güvenlerini olumsuz yönde etkilediği, yatırımcıların moral bozukluğu, üzüntü içerisinde tedirgin oldukları, geleceğe ilişkin karamsar/kötümser düşünmeye başladıkları, yatırımcıların hemen hemen tüm yatırım araçlarına ilişkin risk algılamalarında artış, yatırımcıların yaklaşık %25'inin risk toleransında düşüş olduğu, söz konusu nedenlerden dolayı yatırımcıların hisse senedi piyasasındaki fonlarının bir kısmını daha az riskli olarak değerlendirdikleri yatırım araçlarına yönlendirdikleri bulgularına rastlanmış, ayrıca yatırımcıların değer kaybeden hisse senedi yatırımlarını portföylerinde tutmaya devam ettikleri, yatırımcıların yaklaşık yarısının hisse senedi yatırımlarındaki değer kaybından kendileri dışındaki kişi ve kuruluşları sorumlu tuttukları tespit etmiştir.

Aktaş (2012) çalışmasında, yatırımcıların karar alırken geleneksel finans teorilerinin öngördüğü şekilde rasyonel davranıp davranmadıkları sorusuna davranışsal finans yaklaşımıyla cevap aranmıştır.

Araştırmada anket yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda bireysel yatırımcıların hisse senedini satın alma fiyatını referans noktası olarak kabul ettikleri, mülkiyet etkisi ve statüko yanlılığı sebebiyle portföylerinin mevcut durumunu güncellemekte zorlandıkları, çerçeveleme etkisiyle problemini sunuluş şekline bağlı olarak kararlarının değişebildiği tespit etmiştir.

Böyükaslan (2012) çalışmasında, Afyonkarahisar’ da ki bireysel yatırımcıların yatırım kararı verme süreçlerinde etkili olan faktörlerin davranışsal finans yaklaşımıyla ele alınması amaçlanmıştır. Sonuç olarak Afyonkarahisar’da ki yatırımcıların davranışsal finans eğilimlerini kuvvetli ölçüde taşıdıklarını ileri sürmüştür.

Küden (2014) çalışmasında, geleneksel finans teorileri ve davranışsal finans teorisi ile birbirlerinden farkları vurgulanarak yatırım araçları, yatırım stratejileri ve yatırımcı psikolojisi ile ilgili bilgi verilmiştir. Ayrıca davranışsal finans hakkında yerli ve yabancı literatür taraması yapılmıştır.

89

Aldemir (2015) çalışmasında, Tokat ilindeki bireysel yatırımcıların yatırım kararı verme süreçlerinde etkili olan faktörleri davranışsal finans açısından ele almıştır. Anket yöntemi kullanarak topladığı verileri analiz ederek, katılımcıların yatırım risk faktöründen etkilendikleri ve cinsiyete göre yatırım amaçlarında farklılık olduğunu ileri sürmüştür.

Aytekin (2015) çalışmasında, Van ilinde yaşayan bireysel yatırımcıların finansal yatırım kararlarında etkili olan, ekonomik olmayan faktörlerin davranışsal finans açısından ele almış ve bu etkinin varlığının test etmiştir. Çalışma sonucunda; Van’da ikamet eden bireysel yatırımcıların, yatırım kararları üzerinde ekonomik olmayan etkenlerden etkilendiğini, davranışsal finansın etkili olduğunu ileri sürmüştür.

YÖNTEM

Nicel araştırma, sosyal ve fiziksel dünyanın aynı yöntemle incelenebileceğini, bu nedenle sosyal olguların doğa bilimlerinde kullanılan yöntemle incelenmesi gerektiğini savunan pozitivist yaklaşıma dayanır. Nicel araştırmalar, sayısal olarak ölçülebilen verilerin istatistiksel çözümlemeleri aracılığıyla sosyal olguları inceleyen ve bu olgular arasındaki neden sonuç ilişkilerini ortaya koyarak sosyal düzenin kanunlarını keşfetmeyi amaçlayan araştırmalardır. Çalışmada nicel veri toplama yöntemi olarak anket yöntemi kullanılmıştır. Anket soruları yüz yüze uygulanmıştır. Anket sorularında Likert ölçeği kullanılmıştır.

Araştırmanın Amacı ve Önemi

Bu çalışmanın amacını bireysel yatırımcıların yatırım kararları üzerinde etkili olan psikolojik ve demografik faktörleri tespiti etmek oluşturmaktadır. Bu amaçla çeşitli davranışçı finans modellerini ölçmek üzere tasarlanmış bir anket formu oluşturulmuş ve bu modellerin Bingöl ve Siirt bireysel yatırımcıların yatırım kararları üzerinde etkili olup olmadığı araştırılmıştır.

Bu amaçla yola çıkarak, davranışçı finansın bazı modellerinin Bingöl ve Siirt illerinde bireysel yatırımcı üzerinde etkili olup olmadığının araştırılması ana amacı oluşturmaktadır. Bu çalışmada Bingöl ve Siirt’te bireysel yatırımcıların yatırım kararı alma süreçlerinde etkili olan, kendi durumunu değerlendirememe, bilgi ve iletişim kaynaklı eğilimler, duygusal eğilimler ve sosyal etkileşimler olarak sınıflandırılan davranışsal eğilimlerinin test edilmesi amaçlanmaktadır. Bu eğilimlerle birlikte, araştırmaya konu olan illerde, sosyo- demografik, finansal olaylara katılım sıklıkları, yatırımları takip durumları, tercih ettikleri finansal yatırım araçları gibi unsurlarla bireysel yatırımcıların, finansal profillerinin ortaya konulması hedeflenmektedir.

Anket çalışmaları sonucunda elde edilen veriler SPSS paket programında analiz edilerek yorumlanmıştır. Çalışmada elde edilen veriler T testi ve Anova Testi analizleri yapılarak yorumlanıştır.

Evren ve Örneklem

Kolayda örnekleme metodu ile farklı meslek gruplarından bireyler seçilerek yüz yüze anket yöntemi kullanılmıştır. Bu iş kolları imalat sanayi, gıda, sağlık, eğitim, bankacılık ve finans, adalet, küçük ölçekli esnaf, inşaat ve emlak, elektrik-elektronik, mobilya, turizm, kuyumculuk ve mücevherat, muhasebe ve mali işler, basın yayın ve eğlence sektöründen oluşmaktadır. Çalışma çerçevesinde Bingöl ve Siirt İllerinde bulunan 326 bireysel yatırımcı ile yüz yüze görüşme yöntemi ile anket çalışması yapılmıştır.

Güvenilirlik Analizi

Uygulama soru kâğıdının güvenilirliğini saptamak amacıyla Alpha Modeli ile güvenilirlik kat sayısı olan Cronbach Alpha kullanılmıştır. Cronbach Alpha değerleri ankette yer alan davranışsal finans ölçeği için hesaplanmıştır. İlgili değişkenin güvenilirlik kat sayısı Tablo1’de gösterilmektedir.

90

Tablo1. Alpha Modeli

Ölçekler Cronbach α

Davranışsal Finans 0,764

Tablo 1. incelendiğinde, davranışsal finansı ölçmekte olan 34 sorunun güvenilirliği 0,76 olarak hesaplanmıştır. Yukarıda verilen değer, güvenilirlik katsayısının kabul edilebilir alt sınırı olan 0,60’ten büyük olduğu için anketin güvenilir olduğunu söylemek mümkündür (Sekaran, 2003). Bu çerçevede, Tablodan da görülebileceği üzere, hesaplanan α katsayısı 0,60’tan büyüktür. Dolayısıyla, anket güvenilir olarak ele alınacaktır.

Tanımlayıcı İstatistikler ve Normallik Testi

Araştırmada ölçülmesi hedeflenen değişkenin ortalama, standart sapma, basıklık ve çarpıklık değerleri hesaplanmıştır. Bu değişkene ilişkin belirtilen değerler tabloda detaylı olarak verilmektedir. Shao (2002)’ göre çalışmada kullanılacak verilerin normal dağılım göstermesi, çarpıklık ve basıklık değerlerinin ±3 arasında olmasına bağlıdır.

Tablo 2. Normallik Testi Sonuçları

Değişkenler Ortalama S. sapma Çarpıklık Basıklık

Davranışsal Finans 2,54 0,399 -0,081 0,639

Tabloda verilen değişkenlerin çarpıklık ve basıklık değerleri ±3 arasındadır. Dolayısıyla, veriler normal dağılım göstermektedir. Bu bilgiden hareketle, verilere regresyon, korelasyon, t testi, anova gibi parametrik testler uygulanabilmektedir.

BULGULAR

Araştırmanın amacı doğrultusunda oluşturulmuş hipotezlere ilişkin analizler gerçekleştirilmiştir. Bu analizler detaylı olarak ilerleyen bölümlerde verilmektedir.

Demografik Bulgular

Tablo 3. Demografik İstatistikler

n %

Cinsiyet Kadın 64 19,6

91

Tablo 3’de demografik istatistikleri incelediğimizde araştırmaya katılan kadın katılımcıların oranı %19,6 ve erkek katılımcıların oranı %80,4 olmuştur. Araştırmaya katılanların yaş grubu incelendiğinde en düşük oranın %0,9 ile 56-60 yaş grubu ve en yüksek katılımı ise %25,5 ile 26-30 yaş grubunun oluşturduğu görülmektedir. Yaş grubu olarak genel itibariyle orta yaş grubun araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Araştırmaya katılanların eğitim durumu incelendiğinde en düşük oranın %1,8 ile okuryazarların ve en yüksek katılımı ise %38,7 ile Önlisans-Lisans grubunun oluşturduğu görülmektedir. Araştırmaya katılanların medeni durumu incelendiğinde bekar oranının %37,1 ve evli oranının ise %62,9 olduğu görülmektedir.

Araştırmaya katılanların aile gelir durumu incelendiğinde en düşük oranın %9,8 ile 1-1000 TL