• Sonuç bulunamadı

Kuznets Hipotezini Aç›klamaya Yönelik Teorik Modeller

Belgede GEL R DA ILIMI VE YOKSULLUK (sayfa 77-80)

Kuznets’in ters-U hipotezi ile tart›flmaya açt›¤› teorik analiz kalk›nma sürecinin bir ç›kt›s› olarak gelir da¤›l›m›ndaki de¤iflime odaklanmaktad›r. Bu konuyla ilgili tar-t›flmalar Kuznets’in makalesinden önce yaz›lm›fl olan Lewis’in (1954) makalesine dayand›r›lmaktad›r. Kuznets’in 1955 y›l›ndaki ünlü makalesiyle matematiksel mo-dellemeden ziyade kuramsal düzeyde tart›flt›¤› ve 1963 y›l›ndaki makalesinde se-çilmifl ülkelerden ald›¤› verileri kullanarak sorgulad›¤› karmafl›k iliflkiyi yukar›da ortaya koyduk. Kuznets’in bu iliflkiyi tasarruflar›n da¤›l›m›ndaki dengesizlik ile modern ve geleneksel sektörler aras›ndaki demografik hareketlere ba¤layarak aç›klad›¤›n› belirttik. Bu bafll›k alt›nda Kuznets hipotezi ile tan›mlanan sürece ilifl-kin dinamikleri daha iyi anlamak amac›yla, ilk olarak hipotezin teorik temellerini oluflturan Lewis’in iki sektörlü modeli ele al›nmaktad›r. Sonras›nda ise Neoklasik büyüme modelinin uzun dönem büyümeye iliflkin sonuçlar›na dayand›r›lm›fl olan bir teorik yaklafl›ma yer verilmifltir.

‹ki Sektörlü Teorik Model

Lewis (1954) kalk›nma sürecini özetleyen makalesinde ekonominin modern bir yerleflim bölgesinde bafllayan büyüme ve sermaye birikimi sürecinin geliflme evre-lerini ve bölüflüm ile ilgili sonuçlar›n› ve da¤›l›m ile ilgili evrimin kalk›nma üzerin-deki etkilerini izlemektedir. Lewis’in modelinde iki sektör bulunmaktad›r. Serma-yedarlar›n belirli bir ücret düzeyinde emek istihdam ettikleri, üretimden elde ettik-leri karlar› yeniden yat›r›ma aktard›klar› modern/kent/endüstri sektörü ile yeni ya-t›r›mlar›n daha büyük bir talep yaratt›¤› eme¤in sabit bir ücret karfl›l›¤›nda süresiz temin edilebilir oldu¤u varsay›lan geleneksel/k›r/tar›m sektörü.

Bir ekonomide modern ve geleneksel sektörlerin nas›l olufltu¤unu ve neden bir-likte var oldu¤unu aç›klayal›m. Bu amaçla Campano ve Salvatore (2006: 109)’nin aç›klay›c› anlat›m›ndan yararlanal›m. Geleneksel sektörü anlamak için nüfusun avc›-l›k ve toplay›c›avc›-l›k ile yaflam›n› sürdürdü¤ü az geliflmifl durumdaki ekonomileri düflü-nelim. Böyle bir ekonomide herkes ayn› derecede yoksuldur. Kalk›nman›n sonraki aflamas›nda, avc›l›ktan hayvanc›l›¤a geçilmesi teknolojik bir geliflme olarak tan›mla-nabilir. Bu aflamadaki toplum otlatma alanlar›na ba¤›ml›, göçebe bir yaflam tarz›n›

benimsemifltir. Kavmin baz› üyelerinin sürülerinin di¤erlerinin sürülerinden daha h›zl› büyümesiyle birlikte zenginler ortaya ç›kar. Bir sonraki aflamada tar›ma geçil-mesiyle birlikte tar›ma aç›lan topraklar›n sahipli¤inden kaynaklanan farkl›l›klar gelir da¤›l›m›ndaki dengesizlikleri belirginlefltirmeye bafllar. Son aflamada büyük çiftlikler ile birlikte oluflan aristokrasi gelir da¤›l›m›ndaki dengesizli¤i afl›r› boyutlara tafl›r.

Takip eden süreçte, sermayenin birikimiyle birlikte modern sektör ekonomik faaliyetlerine geçilmifltir. Modern sektörde üretilen mallar art›k imal edilmekte ve-ya d›fl pazarlarda sat›lmak üzere tasarlanmaktad›r. Bu mallar geleneksel sektörde üretilmifl olan mallardan daha yüksek fiyatl› oldu¤u için, modern sektörde eme¤in marjinal ürün has›lat› e¤risi geleneksel sektördekinden daha yüksek ve daha dik olarak oluflmaktad›r. Bu nedenle geleneksel sektördeki iflgücü daha yüksek ücret beklentisi ile modern sektörde istihdam edilmeyi tercih etmektedir. Daha yüksek ücret beklentisinin etkisiyle geleneksel sektörden modern sektöre do¤ru bir iflgü-cü ak›m› oluflmaktad›r.

Lewis bir ekonomideki gelir eflitsizli¤ini iki sektör aras›ndaki ücret farkl›l›¤› ile aç›klamaktad›r. Kalk›nma sürecinin en az›ndan bafllang›çta ve muhtemelen öngö-rülebilir bir dönemde geleneksel sektörde ücretleri artt›ran bir etkisi olmayacakt›r.

Modern sektördeki ücretlerin geleneksel sektördeki ücretlerin üzerinde kald›¤› bu dönemde gelir da¤›l›m›ndaki eflitsizli¤in artt›¤› görülecektir.

Bununla birlikte, modern sektördeki ücretler bir süre için geleneksel sektörde-ki ücretlerin üzerinde kalmay› sürdürse de giderek daha fazla insan›n modern sek-töre transfer oldu¤u bu süreçte modern sektördeki ücretler düflmeye bafllayacak-t›r. Ayn› zamanda, iflgücü geleneksel sektörü terk ederken, geleneksel sektördeki ücretler modern sektördeki eme¤in marjinal ürün has›lat›na eflitleninceye ka-dar yükselmeyi sürdürecektir. Modern sektörde daha yüksek bir ücret beklentisi-nin sona erdi¤i noktada göç duracak ve iki sektördeki ücretlerin eflitlenme nokta-s›nda gelir da¤›l›m› daha dengeli olacakt›r.

Geleneksel sektörün emek arz›na dayal› iki sektörlü model, gelir eflitsizli¤inin kifli bafl›na gelir düzeyindeki art›flla birlikte önce artaca¤›n›, transfer edilecek emek fazlas› sona erdi¤inde ise kifli bafl›na gelirdeki art›fl›n gelir eflitsizli¤indeki azalmay-la birlikte devam edece¤ini öngörmektedir. Bu model Kuznets (1955) taraf›ndan sunulan ters-U hipotezi ile büyük ölçüde örtüflmektedir.

‹ki sektörlü teorik model Kuznets hipotezine yap›lan katk›larla zenginlefltiril-mektedir. Kalk›nma sürecinde büyüme ile geleneksel sektörden modern sektöre dönüflüm karmafl›k finansal yap›n›n modern bir finansal sisteme dönüflümü ile desteklenmifl olabilir. Bu düflünceyle Greenwood ve Javanovic (1990) Kuznets hi-potezine finansal sistemdeki dönüflümün etkilerini de dahil ederek önemli bir kat-k› yapm›fllard›r. Bir baflka katkat-k›, modern sektörün ileri ve karmafl›k teknolojiyi kul-lanmas› nedeniyle büyümeyi sürüklerken gelir eflitsizli¤ini artt›ran etkisine dikkat çeken bir yaklafl›mdan gelmifltir. ‹leri teknolojinin etkisini öne ç›karan Galor ve Tsiddon (1997), Kuznets hipotezinin teorik çerçevesini geleneksel sektörden ileri teknolojinin sürükleyicili¤inde gerçekleflen modern sektöre dönüflümün etkilerine vurgu yaparak aç›klam›fllard›r.

Neoklasik Büyüme Modeli

Büyüme ve gelir da¤›l›m› üzerine geliflen teorik literatürün di¤er kanad›, büyüme ve gelir da¤›l›m› modeliyle ünlü neoklasik büyüme modelini esas almaktad›r. So-low taraf›ndan formüle edilmifl neoklasik büyüme modeli, aç›k ya da örtük varsa-y›mlar› ile büyüme ve gelir eflitsizli¤i iliflkisini aç›klamaya ve politika önerileri olufl-turulmas›na katk› yapacak somut öngörülerde bulunmaktad›r. Neoklasik büyüme modelinin öngörülerini Erinç Yeldan ana hatlar› ile anlafl›l›r biçimde özetlemifltir (Yeldan, 2010; 130-131). Tüm piyasa ekonomileri bafllang›ç koflullar›ndan ba¤›m-s›z olarak dura¤an hâl dengesi olarak tan›mlanan kararl› ve uzun dönemli denge durumuna do¤ru yol al›rlar. Uzun dönemde büyüme oran› toplam has›la içinde

ta-Eme¤in marjinal ürün has›lat›: ‹lave eme¤in üretime yapt›¤› katk›n›n piyasa de¤erini ifade etmektedir. Eme¤in üretime fiziki katk›s›n› ifade eden marjinal fiziki ürünün marjinal has›lat ile çarp›lmas› ile elde edilmektedir.

sarrufun pay› ve nüfus art›fl›ndan ba¤›ms›z olarak bütünüyle teknolojik yenilik ta-raf›ndan belirlenmektedir. Uzun dönem dengesi sa¤land›¤›nda has›lan›n sermaye ve emek aras›ndaki paylafl›m oran› sabittir ve ayn› oranlarda büyümektedirler.

Ekonominin uzun dönem dengesine do¤ru büyüme oran› sermaye için azalan ge-tiriler nedeniyle zaman içinde azalmaktad›r. Büyüme oran›ndaki azalma nedeniy-le yoksul ülkenedeniy-ler zengin ülkenedeniy-lerden daha büyük büyüme oranlar›na sahip olacak-lar› için uzun dönemde yoksul ülkelerin kifli bafl›na gelir düzeyleri zengin ülkele-rin kifli bafl›na gelir düzeyleülkele-rine yak›nsama e¤iliminde olacakt›r. Dolay›s›yla uzun dönemde ülkelerin kifli bafl›na gelirleri dengelenmifl olacakt›r.

Büyümenin gelir da¤›l›m› üzerindeki etkisini Neoklasik büyüme modelini refe-rans alarak aç›klamaya yönelik çal›flmalar, dura¤an hâl dengesine geçilirken ge-lir da¤›l›m›na iliflkin dinamiklerin nas›l geliflmekte oldu¤una iliflkin bir analize da-yand›r›lmaktad›r. Burada Kuznets’in ters-U hipotezinin gelir eflitsizli¤inin önce ar-tan sonras›nda azalan iliflkisi görülmeye çal›fl›lmaktad›r. Bu çal›flmalarda üretim fi-ziki ve beflerî sermayenin bir fonksiyonu olarak al›nmaktad›r. Üretimin genel et-kinli¤i ise iflgücünün beflerî sermayesinin fonksiyonu olarak tan›mlanmaktad›r. Ek olarak, tüm bireylerin ayn› önceliklerle dünyaya geldikleri varsay›l›rken bireylerin beflerî sermaye düzeylerinin ailelerinden gelen beflerî sermayeye ba¤l› oldu¤u bu yüzden de beflerî sermayenin bireyin e¤itime yat›r›m karar›n› etkiledi¤i varsay›l-maktad›r. Beflerî sermayeye yat›r›m tutar› ve toplam beflerî sermayeye ba¤l› olan teknolojinin genel etkinli¤inin ailenin beflerî sermaye düzeyi ile birlikte artt›¤› var-say›lmaktad›r.

Büyüme ve gelir da¤›l›m› aras›ndaki iliflkiyi beflerî sermayenin bafllang›ç

da-¤›l›m›n› esas alan bir yaklafl›mla inceleyen ve analizini içsel teknolojik ilerleme-ye dayal› neoklasik büyüme modeli üzerine kuran bir çal›flmay› referans alarak aç›klayal›m.

Galor ve Tsiddon (1996) kalk›nma sürecinde büyüme ve gelir eflitsizli¤i iliflkisi-ni tam olarak afla¤›daki ifadelerle aç›klamaktad›r: “Beflerî sermayeiliflkisi-nin bafllang›ç

da-¤›l›m› modellerine göre kalk›nman›n ilk aflamalar›nda beflerî sermaye dada-¤›l›m› ve-ya gelir da¤›l›m› eflit oldu¤u sürece beflerî sermaye ve-yat›r›mlar›n›n genel düze-yinde bir art›fl mümkün olmayabilir. Eflitsizlik, ekonominin düflük gelir düzedüze-yinde- düzeyinde-ki kararl› dengesini aflmak için toplumun e¤itim düzeyi yüksek kesimlerinden ge-len ailelerinin kendi üyelerine yönelik beflerî sermaye yat›r›mlar›n› art›rmalar›n›

sa¤lar. Bu nedenle eflitsizlik büyümenin erken aflamalar›nda beflerî sermaye biriki-mini ve ekonomik ç›kt›y› artt›rmak için gerekli olabilir. Toplumun üst gelir grupla-r› için yap›lan beflerî sermaye yat›grupla-r›m› artar ve gelir eflitsizli¤i büyürken, bilgi biri-kimi üretim teknolojisindeki de¤iflim yoluyla toplumun daha düflük gelir gruplar›-na yay›lmaya bafllar. Böylelikle, beflerî sermayeye yat›r›m toplumun tüm gelir gruplar›ndaki bireylere daha fazla fayda sa¤lamaya bafllayacakt›r. Özellikle toplu-mun beflerî sermaye fortoplu-munda bafllang›çta daha az yat›r›m alm›fl, e¤itim düzeyi dü-flük gruplar› beflerî sermaye yat›r›mlar›n› artt›rarak fayda sa¤larlar. Beflerî sermaye yat›r›mlar›n›n aileye özel d›flsal etkisinin azalan getirisi nedeniyle belirli bir gelir düzeyindeki beflerî sermaye yat›r›m oran› toplumun daha düflük gelirli gruplar›n›n üyeleri aras›nda giderek büyümeye bafllar. (Yüksek gelirli gruplar ile düflük gelirli gruplar aras›nda beflerî sermaye yat›r›mlar›n›n da¤›l›m›ndaki farkl›l›klar azal›r.) Bu yüzden Kuznets hipoteziyle uyumlu olarak, kalk›nman›n bafllang›ç aflamas›nda bü-yümeye gelir eflitsizli¤indeki art›fl efllik ederken, büyümenin daha sonraki aflama-lar›na daha dengeli bir beflerî sermaye da¤›l›m› ve gelir eflitsizli¤indeki azalma efl-lik etmektedir.”

Dura¤an hâl dengesi: Solow büyüme modelinde emek birimi bafl›na sermaye ve üretimin de¤iflmedi¤i durumu ifade eden dura¤an hâl ekonominin bafllang›çta sahip oldu¤u sermaye stokunun büyüklü¤ünden ba¤›ms›z olarak uzun dönemde mutlaka ulafl›lan dengeyi tan›mlamaktad›r.

Beflerî sermaye yat›r›mlar›:

‹flgücünün üretime kat›larak elde edece¤i gelirin büyüklü¤ünü belirleyecek olan beceri, yetenek ve üretkenli¤i artt›rmaya yönelik her türlü e¤itim ve sa¤l›k yat›r›mlard›r.

Solow büyüme modelinde sermaye için kabul edilen azalan verimler varsay›m›, Galor ve Tsiddon’ un aç›klamalar›nda beflerî sermaye yat›r›mlar› için geçerlidir.

Belgede GEL R DA ILIMI VE YOKSULLUK (sayfa 77-80)