• Sonuç bulunamadı

Konya İdadi Mektebi Öğrencileri: Konya İdadi Mektebi’nin ilk

2 2 İDADİ VE SULTANİ MEKTEBİ 2 2 1 Konya İdadi Mekteb

2.2.1.3. Konya İdadi Mektebi’nde Eğitim Öğretim: Konya İdadi Mektebi

2.2.1.3.3. Konya İdadi Mektebi Öğrencileri: Konya İdadi Mektebi’nin ilk

öğrencileri okumakta oldukları Konya Darülmuallimin İptidaisi’ni bırakarak idadiye kayıt yaptıran sekiz öğrenciydi691. Bu sırada idadinin öğrenim süresi dört yıldı. Konya İdadisi

yukarıda da değinildiği gibi vilayet merkezinde olması sebebiyle rüştiye mektebi ile birleştirilerek 1891/92 öğretim yılında yedi yıllık bir hâle getirildi. İdadi 1893/94 öğretim yılından itibaren yatılı öğrenciler kabul etmeye başladı.

a. Konya İdadi Mektebi’ne Kayıt ve Kabul Şartları: Vilayetlerde bulunan yedi yıllık idadilerin ilk beş yılı idadi, son iki yılı âli kısım kabul edilirdi. Livalarda bulunan beş yıllık idadi mezunları şahadetnameleriyle müracaat ederek bu okulların altıncı sınıfından itibaren öğrenimlerine devam edebilmekteydiler. Vilayet idadilerine kayıt yaptırmak isteyen rüştiye mezunları okulun üçüncü sınıfından, iptidai mezunları ise birinci sınıftan başlamaktaydılar.

687Konya Salnâmesi H.1312, s. 99. 688Konya Salnâmesi H.1317, s. 40-41. 689Maarif Salnâmesi H.1319, s. 830-831. 690Konya Salnâmesi R.1322, s. 41-42. 691 Akın, aynı eser, s. 70.

Özel eğitim almış öğrenciler yapılan sınav sonunda seviyelerine uygun şubelere kayıt edilmekteydiler692. Örneğin Isparta Rum Mektebi birinci sınıfını ikmal eden ve rüştiye üzerinde bilgiye sahip olduğunu belirterek Konya İdadi Mektebi’ne kayıt yaptırmak isteyen İlya adındaki gayrimüslim öğrenci yeterliliğini ispat ederek okulun üçüncü sınıfına kayıt edilmişti693.

İdadilerde öğrencilerin okula kayıt yaptırabilmeleri için öncelikle memleket tabibinden sıhhat ve aşı tasdiknâmesi almaları gerekmekteydi. Öğrenci bunlarla birlikte “Tezkire-i

Osmâniyesi” ve mezun olduğu okulun şehadetnamesi ile kayıt için müracaat edebilmekteydi.

Birinci sınıfa kayıt olmak isteyen öğrencilerin 11 yaşından küçük ve 15 yaşından büyük olmamaları şartı aranmakta, diğer sınıflara müracaat edeceklerin de senece buna kıyas edilerek kabul edilmeleri gerekmekteydi694.

b. Konya İdadi Mektebi’nde Öğrenim Ücretleri: Vilayet idadileri 1892 yılında yatılı öğrencilerinin sayılarına göre 50, 75, 100 ve 150 öğrencili olmak üzere dört dereceye ayrıldılar. Konya İdadisi 50’li bir idadi olarak kabul edildi. Bu okulların yatılı öğrencilerinden senede 12 lira öğrenim ücreti alınmasına karar verildi. Fakir ve yardıma muhtaç olduklarını kanıtlayanlardan öğrenim ücreti alınmayacaktı. Ancak meccani yani parasız okuyacak öğrencinin oranı kontenjanın yarısı ile sınırlandırılmıştı695. 1896 yılında meccani öğrenci

oranı düşürüldü. Buna göre kontenjanın üçte biri meccani öğrencilerden oluşacaktı. Bu sırada Konya İdadi Mektebi’nde mevcut 50 öğrencinin 20’si parasız olarak okumaktaydı. Yeni karar uyarınca bu sayıyı 17’ye düşürmek için üç yıl boyunca okula meccani öğrenci kabul edilmemişti. Ancak bu durum tepkilere sebep olmaktaydı. Konya Valisi Ferid Paşa, 1899 yılında meccani öğrenci oranının eskiden olduğu gibi kontenjanın yarısına çıkarılmasını, bunun Konya için fazladan sekiz meccani öğrenci anlamına geleceğini, bu öğrenciler için gereken senelik 9.600 kuruşun maarif hissesinden karşılanabileceğini yetkililere bildirmekteydi696. Fakat 1900/1901 yılına ait bir istatistikte Konya İdadi Mektebi’nde mevcut 64 yatılı talebenin 42’sinin ücretli, 23’ünün de ücretsiz öğrencilerden olduğunun belirtilmesi, Ferid Paşa’nın talebinin dikkate alınmadığını göstermektedir697.

692 Maarif-i Umumiye Nezâreti, İdadi Talimatı, (madde: 22).

693 Konya İdadi Mektebi’ne ait 1909/1910 öğretim yılı imtihan-ı umûmî cedveline göre, İlya üçüncü sınıfa kabul

edilmişti. Okulda ücretli olarak okumakta olan bu öğrenci babasının fakir olduğu gerekçesiyle meccani leyli olarak kaydedilmek için müracaatta bulunmuştu. BOA. MF. HUS., 10/13 (29 Eylül 1326/12 Ekim 1910).

694 Maarif-i Umumiye Nezâreti, İdadi Talimatı, (madde 25). 695 BOA. İ. MF., 1310.M/7 (28 Temmuz 1308/9 Ağustos 1892).

696 BOA. Y. MTV., 194/3 (26 Ağustos 1315/7 Eylül 1899); Y. PRK. UM., 47/107 (25 Eylül 1315/7 Ekim 1899). 697Maarif Salnâmesi H.1319, s. 831.

İdadilerde gündüzcü öğrencilerden öğrenim ücreti talep edilmezdi. Konya İdadi Mektebi’nde öğlen yemeklerini isteyen gündüzcü öğrenciler okul yemekhanesinde yiyebilmekteydi. Bunun karşılığı olarak öğrencilerden senelik 200 kuruş ücret alınmaktaydı698. 1909 yılında kabul edilen Muvazene-i Umumiye Kanunu ile vilayet idadilerinde okuyan gündüzcü öğrencilerden iki lira, livâ idadisi öğrencilerinden bir buçuk lira ücret alınmasına karar verildi699. Okulların öğrenci sayısının %20’si oranında fakir öğrenciler için kontenjan ayrılmaktaydı. Ancak bu kontenjanların daha ilk senelerde dolması sonradan okula kayıt yaptıran fakir öğrencileri mağdur ettiğinden yeni bir düzenleme yapmak ihtiyacı hissedilmişti. Bunun üzerine 1910 yılında idadi mektepler gündüzcü öğrencilerinden fakir olanlarının tamamının ücretten istisnasına dair bir kanun çıkarıldı700.

Vilayet idadilerinde yatılı öğrenciler senede 12 lira öğrenim ücreti vermekteydiler. Bu miktar bütün yatılı idadiler için aynıydı. 1910 yılında yatılı öğrencilerden alınan öğrenim ücretlerine zam yapılarak idadiler dört dereceye ayrıldılar. Buna göre Adana, Ankara, Erzurum, Kastamonu, Konya, Mamuretülaziz, Yanya ve Sina idadileri yatılı öğrencilerinden 15; Bursa, Trabzon, Manastır, Edirne, Halep ve Kosova idadileri yatılı öğrencilerinden 18; Selanik, Midilli, İzmir ve Beyrut idadileri yatılı öğrencilerinden 20 ve İstanbul idadileri yatılı öğrencilerinden çamaşır verilmemek şartıyla 25 lira senelik ücret alınacaktı701.

Vilayet idadileri yatılı öğrencilerinden alınan öğrenim ücreti karşılığında öğrencilerin bir yıllık barınma ve yiyecek ihtiyaçları karşılanmakta ve öğrencilere çeşitli kalemlerden oluşan giyecek eşyaları verilmekteydi. Öğrencilere günlük verilecek erzak gram olarak hesaplanmaktaydı. Her gün biri et olmak üzere üç kap yemek ve sabahları bir tas çorba çıkmaktaydı. Öğrencilere bir sene zarfında verilen elbise ve eşya şunlardan oluşmaktaydı; iki adet fes, üç çift iskarpin, üç adet yüz havlusu, dört adet gömlek, dört adet don, dört çift çorap, altı adet mendil, bir adet setre, bir adet yelek, iki adet pantolon ve iki yılda bir defa bir adet kaput. Bütün idadi öğrencilerinin kıyafetlerinin tek tip olması, kollarına kırmızı şerit ile sınıf alameti ve yakalarına okulun ismi ve öğrencinin sıra numarasının yazılması, eşya ve çamaşırlarına da bu numaraların nakşedilmesi gerekmekteydi702.

c. Konya İdadi Mektebi’nde Öğrenci Kıyafetleri: Konya İdadi Mektebi’nin ilk öğrencilerinden Faik Soyman’ın verdiği bilgiye göre okul açıldığı yıl öğrencilerine Maarif

698Konya Salnâmesi H.1317, s. 65. 699 Aytekin, aynı eser, s. 85. 700Düstûr, II. Tertib, C. II, s. 159. 701 Aytekin, aynı eser, s. 85.

702 Maarif-i Umumiye Nezâreti, İdadi Talimatı, (madde:54-58). Yatılı öğrencilerin yemek ve giyecek ihtiyaçları

okul tarafından karşılanmakta, kitap, defter, kağıt gibi materyalleri öğrenci kendisi temin etmekteydi. Konya

Müdürü Tahsin Bey tarafından tek tip elbiseler yaptırılmıştı. Ancak Tahsin Bey bu elbiseleri disiplinli bir okulun gereği olarak mı yaptırmıştı yoksa okulun eksiklerini anlatmak ve yardım istemek amacıyla görüşmek istediği Vali Süruri Paşa’yı etkilemek için mi yaptırmıştı, bu Faik Soyman’ın ifadelerinden anlaşılamamaktadır703. Hemen belirtmek gerekir ki öğrencilerin tek tip elbiseleri daha doğru bir ifade ile üniformaları, idadi mekteplerinden beklenen ortak bir kimlik oluşturmak amacına hizmet eden araçlar olarak görülmekteydi. Yetenekli bir eğitimci olduğu söylenen Tahsin Bey’in bu amaçla öğrencilere tek tip kıyafetler yaptırdığı ve Paşa’yı etkilemek için de öğrencileri yanına alarak huzura çıkmak istediği varsayılabilir. Konya İdadi Mektebi yatılı hâle getirildikten sonra öğrencilerinin ortak bir kıyafet giydikleri kesindir. Çünkü Maarif Nezâreti tarafından 1892 yılında kaleme alınan talimatta bütün idadi öğrencileri için ortak bir kıyafet öngörülmekteydi. Konya İdadi Mektebi’ne ait günümüze kalan fotoğraflarda da öğrencilerin tek tip kıyafet giymekte oldukları açıkça görülmektedir (Fot. ). İdadinin son yıllarında okulda öğrenci olan Feridun N. Uzluk bir yazısında ortak kıyafeti tanımlamaktadır. Okul kıyafeti yakası düğmeli işlemeli siyah renktedir. Okulun her sınıfı ayrı bir şeritle ifade edilmektedir. Bir üst sınıfa geçen öğrencinin kıyafetine yeni bir şerit ilave edilmektedir. Altıncı ve yedinci sınıflarda kırmızı şeridin üstüne sarı renkte iki şerit eklenmektedir704.

d. Konya İdadi Mektebi’nde Öğrenci Disiplini ve Ödüller: İdadilerde öğrencileri çalışmaya teşvik etmek ve okul kurallarına uymalarını sağlamak amacıyla bir ödül-ceza sisteminin uygulandığı bilinmektedir. Öğrenciler başarılı oldukları ya da güzel bir davranışta bulundukları zaman ödül olarak kendilerine matbu kağıtlar verilmekteydi. Her birinin ayrı değerleri olan bu kağıtlar derecelerine göre; “Âferin”, “Tahsin” ve “İmtiyaz” adını taşımaktadır. Dört aferin, bir tahsin ve iki tahsin bir imtiyaz değerindedir. Beş imtiyaz kağıdı olan öğrenci bunları okul idaresine teslim ederse kendisine bir kitap hediye edilmektedir. Öğrencinin derslerine çalışmaması veya bir kabahat işlemesi durumunda, suçunun ağırlığına göre; sözle uyarılma, teneffüslere çıkarılmayıp yazı yazma ile cezalandırılma, arkadaşlarının huzurunda azarlanma, ailesinin çağrılarak kabahatin onlara bildirilmesi, öğrencinin okuldan geçici ya da tamamen uzaklaştırılması gibi cezalar uygulanmaktaydı.

Konya İdadi Mektebi’nde Meşrutiyet Dönemi’ne kadar belgelere yansıyan ciddi disiplin olayları pek görülmemektedir. 25 Mart 1320/7 Nisan 1904 tarihinde okul öğrencilerinden Kıbrıslı Ali Kâzım Efendi müdür ve öğretmenlerine karşı takındığı

703 Köroğlu, aynı eser, s. 14; Akın, aynı eser, s. 46.

serkeşhane tavırlarından dolayı okuldan uzaklaştırıldı ancak öğrencinin başıboş bırakılması da uygun görülmediğinden Adana İdadi Mektebi’ne gönderilmesi kararlaştırıldı705. Bu, belki okulda görülen tek disiplinsizlik örneği değildi. Fakat Meşrutiyet’in ilanının bu hususta bir dönüm noktası olduğu kabul edilebilir. Meşrutiyetle beraber okul öğrencileri yeni rejimin getirmek istediği hürriyet idealini yanlış yorumlamış olmalılar. Nitekim idadi öğrencilerinin ahlaki zaafları ve Avrupalılara benzemek hevesleri ağır bir şekilde eleştirilmektedir706. “Mekteb-i İdâdî efendilerinin talebe sıfatıyla hiç kabil-i tevakkuf olmayacak sûretde

kahvehânelerde tavla, iskambil oynamakda oldukları” görülmekte ve bu durumdan okul

müdürü sorumlu tutulmaktadır707. Okul öğrencilerinin bu disiplinsiz tavırları müdür Celil Bey’in görevden alınmasına sebep olmuştur. Öğrencilerin tutum ve davranışlarının şekillenmesinde okul idaresinin yaklaşımının belirleyici rol oynadığını kabul etmek gerekir. Müdür Celil Beyin öğrenci disiplini ile demokratik yönetim arasında tutarlı bir yol izleyemediği sanılmaktadır. Nitekim Celil Bey’in yerine atanan Mehmet Tevfik Bey, okulda disiplini kurmayı başarırken öğrencilerin millî konularda hassasiyet kazanmalarını sağlayabilmiştir. Örneğin Donanma Cemiyeti’ne okulun ambar memuru 10 kuruş, hademesi iki kuruş yardımda bulunurken, 129 idadi öğrencisi 1.734 kuruş gibi gerçekten büyük bir miktar para toplayabilmişlerdir708. Bu başarılarından dolayı okul müdürü ödüllendirilmiştir.

e. Konya İdadi Mektebi’nde İmtihanlar: İdadilerde, öğrencilerin bir üst sınıfa geçebilmesi ve okuldan mezun olabilmesi belirli kurallara bağlanmıştı. Öğrenciler sene içerisinde imtihan-ı hususi denilen yazılı sınavlara ve sene sonunda bir heyet tarafından yapılan sözlü sınavlar olan imtihan-ı umumilere girmek zorundaydılar.

Hususi sınavların 1892 yılında uygulamaya konulan idadilerin ilk talimatına göre sene içerisinde bir defa yapılması öngörülmekteydi. Bu sınavın sınıf geçmeye etkisi yoktu. Yalnız yazılı yapılan bu sınavın, öğrencilerin başarı durumlarının tespit edilmesini sağlayacağı ve öğrencilerin çalışmaya teşvik etmek gibi bir faydasının olacağı düşünülmekteydi. Sınavda birinci gelen öğrenciye imtiyaz, ikinciye tahsin varakaları ödül olarak verilecek, sınavlarda başarısız olarak sıfır alan ve kopye çeken öğrenciler ise izinsizlikle cezalandırılacaklardı.

Sene sonunda yapılacak olan genel sınavlar sınıf geçmek için esas kabul edilmekteydi. Maarif Müdürü’nün tayin edeceği okulun öğretmenleri ve dışarıdan katılacak mümeyyizlerle oluşturulan sınav heyeti öğrencileri sözlü sınava tabi tutacak, bunların verecekleri notlar

705 BOA. YA. HUS., 470/49.

706Maşrık-ı İrfân, 29 Teşrîn-i Evvel 1325. 707Maşrık-ı İrfân, 15 Şubat 1325.

değiştirilemez nitelikte olacaktı. Okulda onluk not sistemi uygulanacak; notlar, 9-10 “Aliyü’l-

âlâ”, 8 “Âlâ”, 6-7 “Karîb-i Âlâ”, 5 “Vasat”, 4 “Karîb-i Vasat”, 3 “Zayıf”, 1-2 “Ednâ” şeklinde

ayırt edilecekti. Genel sınavlarda sınıfı geçebilmek için her dersten beş almak gerekiyordu. Bir dersten beşten aşağı alanlar, sene başında tekrar imtihanına girebiliyorlardı. Ayrıca sınıfı geçebilmek için “üss-i mîzân” denilen ders ortalamasının tutturulması zorunluydu. Sonraki yıllarda da uygulanan bu sisteme göre okutulan ders sayısının tam notları toplamının yarısı üss-i mîzân kabul edilmekteydi. Örneğin öğrenci bir yılda sekiz ders görüyorsa üss-i mîzân 40 olmaktaydı. Bunu tutturamayan öğrenci kesin şekilde sınıfta kalırdı709.

İdadilerde sınav sistemi zaman içinde değiştirilmiştir. 1897-1898 tarihinde yapılan değişiklikle hususi sınavların sene içerisinde iki defa yapılmasına ve bu sınavlarda üçün altında alanlara izinsizlik cezası verilmesine karar verilmiştir. Hususi sınavların yine sınıf geçmeye etkisi bulunmamaktadır. Genel sınavlar okul müdürünün başkanlığında ders öğretmeni ve mümeyyizlerin katılımıyla yapılacaktır. Bu sınavlarda öğrencilerden üss-i mîzânı tutturmaları ve her dersten üçün üzerinde not almaları istenmektedir. İki dersten üçün altında alanlar üss-i mîzânı tutturmuşlarsa, tekrar sınavına girebileceklerdir. Ancak bu sınavda her iki dersten de başarılı olmaları durumunda üst sınıfa geçebilirler710.

Meşrutiyet Dönemi’nde idadilerde sınıf geçme sistemi bir kez daha değiştirilmiştir. Daha önce etkisi olmayan hususi sınavlar, genel sınavlarla birlikte üst sınıfa geçmek için ölçü olarak kullanılmaya başlanmıştır. Sene içerisinde iki kere yapılan hususi sınavlardan alınan notların ortalaması genel sınavlarda alınan notlarla birleştirilerek sınıf geçmek için esas kabul edilmeye başlandı. Bu dönemde üst sınıfa geçmek için üss-i mîzânı tutturan öğrencilerden bütün derslerden ikinin üzerinde almaları istenmiştir711.

Konya İdadi Mektebi’nde sene içerisinde yapılan hususi imtihanlarla ilgili herhangi bir bilgi yoktur. Sene sonunda yapılan genel sınavların belgeleri mevcuttur. Genel sınavlar, imtihan heyeti tarafından yapıldıktan sonra sonuçları üç nüsha olarak hazırlanmakta bir nüshası okulda kalırken, diğer nüshalar Maarif Müdürlüğü’ne gönderilmekteydi. Maarif Müdürlüğü bunların birini Maarif Nezâreti’ne gönderir ve bir nüshasını da saklardı. Konya İdadi Mektebi’nin imtihan-ı umumilerine ait elimizde olan nüshalar Maarif Müdürlüğü’nün sakladığı nüshalardır. Bu imtihan cetvellerinin üzerinde sınavların yapıldığı ve cetvellerin üç nüsha hazırlandığına dair imtihan heyetince imzalanmış ve tarihi konulmuş kayıtlar

709 Maarif-i Umumiye Nezâreti, İdadi Talimatı, (madde:43-53).

710 Maarif-i Umumiye Nezâreti, Leylî ve Nehârî Umûm Mekâtib-i İdâdîye-i Mülkiyeye Mahsûs Olarak Maârif-i

Umûmîye Nezâret-i Celîlesi’nce Mukaddema Tanzim ve Bu Defa Tadîl ve Tashîh Edilen Ders Programları İle Talîmâtdır ( madde: 64-81), İstanbul 1318.

bulunmaktadır. Buradaki tarihler esas alınacak olursa, idadinin sene sonu sınavlarının hazirandan, kânun-ı sânî ayına kadar farklı zamanlarda yapıldığını kabul etmek gerekir ki bu Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ilkeleriyle çelişen bir durum ortaya çıkarmaktadır. Nizamnamede okulların Temmuz ayı başında dersleri kesmesi, 15 günlük bir müzakereden sonra öğrencilerin genel sınavlara alınması ve bunun ardından 1-22 Ağustos tarihlerinin genel tatil olması öngörülmekteydi. Vilayetler bu süreleri duruma göre bir süre öne ya da arkaya alabiliyorlardı. Bu durumda cetvellerdeki tarihler sınavın yapıldığı tarihi değil cetvelin Maarif Müdürlüğü’ne teslim edildiği tarihi işaret ediyor olmalıdır. Nitekim Konya İdadi Mektebi’nin 1909/1910 öğretim yılında 25 Ağustos günü açılmasına karar verilmişti712. Tabii okul açıldıktan sonra 15 gün tekrar sınavları ve öğrenci kabul ve kayıtları devam etmekte daha sonra eğitim-öğretime başlanmaktaydı. 1910/1911 öğretim yılı başı ramazan ayına denk gelmesi sebebiyle Maarif Müdürlüğü okulun açılışını bir süre geciktirmeyi uygun görmüştü. Ramazan ayının 16. gününe tesadüf eden 21 Eylül günü okul açılacak ve bayram sonunda eğitim-öğretim başlayacaktı713.

Konya İdadi Mektebi imtihan-ı umumi cetvellerinde sınava girilen dersler, öğrencilerin almış oldukları puanlar, “terfi-i sınıf” edenler, sınıfta ibka edilenler tüm ayrıntılarıyla verilmektedir.

f. Konya İdadi Mektebi’nin Öğrenci Sayısı ve Mezunları: Konya İdâdî Mektebi’nde öğrenci sayısı yıllara göre çeşitlilik göstermektedir. Öğrenci sayısını belirleyen ana faktör okula devam eden gündüzcü öğrencilerin mevcududur. Yatılı öğrencilerin kontenjanı yıllara göre değişmekle birlikte 50-60 kadardır. Okulun imtihan-ı umumi cetvellerinden yıllara göre öğrenci sayısını tespit etmek mümkündür.

Tablo 25. Konya İdadi Mektebi’nin Yıllara Göre Öğrenci Sayısı714

YIL 1.Sınıf Öğrencileri 2.Sınıf Öğrencileri 3.Sınıf Öğrencileri 4.Sınıf Öğrencileri 5.Sınıf Öğrencileri 6.Sınıf Öğrencileri 7.Sınıf Öğrencileri Toplam M G.M M G.M M G.M M G.M M G.M M G.M M G.M 1892/1893 60 5 36 4 16 - 11 3 6 4 7 2 8 - 162 1893/1894 32 3 34 2 20 5 9 1 6 - 2 2 7 - 123 712Hakem, 29 Temmuz 1325. 713Maşrık-ı İrfân, 12 Ağustos 1326.

714 Tablo Konya İdadi Mektebi’ne ait imtihan-ı umûmî cedvellerindeki bilgilerden oluşturulmuştur. KMA.,

1895/1896 28 2 14 5 17 2 15 2 9 4 2 - 5 - 105 1897/1898 22 - 16 1 12 - 12 1 10 4 8 1 6 2 95 1898/1899 36 - 17 3 17 1 19 - 10 1 7 5 7 1 124 1899/1900 - - 21 3 14 3 27 7 13 - 5 1 5 3 102 1900/1901 43 1 21 8 18 - 35 7 14 5 8 - 3 1 164 1901/1902 48 1 23 2 20 5 20 2 30 8 11 3 6 - 179 1905/1906 20 6 28 1 24 1 23 2 9 - 13 2 11 3 143 1906/1907 43 7 22 8 34 4 27 2 20 1 11 - 12 1 192 1907/1908 58 4 42 2 32 4 37 - 18 2 14 1 13 - 226 1909/1910 66 2 40 1 29 4 34 5 30 5 25 1 19 1 262 1910/1911 49 1 61 1 34 2 76 6 26 2 42 6 26 2 334 1911/1912 36 1 55 2 33 1 61 6 52 4 39 7 25 2 324 1912/1913 41 - 22 1 43 2 66 6 53 5 63 9 36 7 354

Tabloda okulun Müslüman öğrencileri “M” kısaltmasıyla, gayrimüslim öğrencileri ise “G.M” kısaltmasıyla gösterilmiştir. 1899/1900 yılına ait istatistikte birinci sınıfın bilgileri bulunamadığı için yazılamamıştır.

Tablodan anlaşıldığına göre idadinin öğrenci sayısının az ya da çok olması okulun binasının yeterliliği ile ilgili değildir. En azından bu yargı, okulun sekiz yıla çıkarılması ve ziraat şubelerinin açılması sebebiyle binanın genişletildiği 1904 yılından öncesi için geçerlidir. Çünkü 1892/1893 öğretim yılında 162 olan öğrenci mevcudu üç yıl boyunca düşerek 95’e kadar azalmıştır. Bu yıllarda öğrenci sayısının azalması belki de okulun yönetim zafiyeti ile ilgilidir. Bunun sebebi şimdilik bilinmiyor. Oysa 1906/1907 öğretim yılından itibaren okulun öğrenci sayısının hızla arttığı ve okulun kapandığı 1913 yılında mevcudunun 354 gibi oldukça yüksek bir sayıya ulaştığı görülmektedir. Bunun sebebi okulun binasının fizikî olarak yeterli bir hâle getirilmiş olması yanında okula ilginin artmış olmasıdır. Çünkü bu yıllarda Konya’da bir yüksek öğretim kurumu olan Hukuk Mektebi açılmıştır. Konya’da yüksek öğretim yapma olanağının doğması idadiye ilgiyi artırmış olmalıdır.

Konya İdadi Mektebi’nde okuyan öğrencilere üç çeşit şehadetname verilmekteydi; rüştiye kısmı, beş yıllık idadi ve idadi şahadetnameleri. Okuldan 1899 yılına kadar 95 öğrenci rüştiye, 78 öğrenci beş yıllık idadi ve 40 öğrenci de idadi şehadetnamesi alarak mezun

olmuşlardı715. Okul kapanıncaya kadar idâdi şahâdetnâmesi alarak mezun olanların sayısı

298’i bulmuştu716.

İdadi mezunlarından öğrenimlerine devam etmek isteyenler İstanbul’da bulunan Darülmuallimin-i Âli, Mülkiye Mektebi, Hukuk Mektebi ve Baytar Mektebi gibi yüksek okullara gitmekteydi. Yüksek öğrenime devam etmek istemeyenler ya da böyle bir imkânı olmayanlar şehirde bulunan devlet dairelerinde memuriyet veya okullarda öğretmenlik gibi işler yapmaktaydılar717. Konya’da Hukuk Mektebi’nin açılmasıyla idadi mezunları şehirde yüksek öğretim yapabilecekleri bir kuruma kavuşmuş oldular.