• Sonuç bulunamadı

Konya’da İptidai Mekteplerin Açılması ve Gelişim

1.2. KONYA’DA MODERN TEMEL EĞİTİM

1.2.1. Konya’da İptidai Mekteplerin Açılması ve Gelişim

Osmanlı Devleti’nde modern eğitim-öğretimin vilayetlerde yaygınlaştırılması Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nin yürürlüğe girmesi ile başladı. Bu nizamnamede Maarif Nezâreti’nin emri altında ilmî ve idarî dairelerden teşekkül edecek “Meclis-i Kebîr-i Maarif”’ adında bir organın kurulması öngörüldü. Memlekette maarifin geliştirilmesi ve yönetilmesi amacıyla kurulması tasarlanan bu meclisin aldığı kararları vilayetlerde uygulamak görevi de “Vilâyet Maârif Meclisleri”’ne verildi. Vilayet Maarif Meclisleri aynı zamanda sıbyân mekteplerinin ıslah edilmesi ve temel eğitim için ekonomik kaynaklar bulunması gibi işlerle de görevlendirilmişlerdir145.

Maarif Nizamnamesi’nin yürürlüğe girmesinden hemen sonra Konya’da sıbyân mekteplerinin ıslahı ve yaygınlaştırılması için bir Maarif Komisyonu kurulduğu görülmektedir146. Fakat bir süre sonra bu komisyonun yeterli olmadığını düşünen Konya Vilayeti İdare Meclisi, “maârif umûru gün be gün kesb-i ehemmiyet etmekde olduğu gibi livâ

ve kasabalar ve karyelerde bulunan mekteb-i sıbyâniyenin dahi sûret-i muntazamada bulunması muktezi olmasıyla bilcümle mekâtib-i rüşdîye ve sıbyâniyenin kemâkân mercii olmak üzere müstakil bir Maârif Meclisi teşkiline” karar verdi. 23 Haziran 1291/5 Temmuz

1875 tarihini taşıyan bu karara göre Vilayet Maarif Meclisi, Divan-ı Temyiz Reisi Şükrü Efendi’nin başkanlığında Hüseyin Hilmi Efendi, Hacı Mehmed Efendi, Hacı Fasih Efendi, Kâşif Efendi, Şerif Efendi ve Belediye Reisi Hacı Mehmed Efendi’den oluşmuştur147.

144 Maarif-i Umumiye Nezâreti, Mekâtib-i İbtidâîyeye Mahsûs Talîmâtnâme Usûl-i Terbiye- Usûl-i Tedris, s.

313-318.

145Maarif Nizamnamesi, s. 205-210.

146 Konya’nın ilk Maarif Komisyonu’nun başkanı Mektûbi-i Vilayet Ali Suad Bey ve üyeleri Hüseyin Hilmi

Efendi, Hoca-zâde Hacı Mehmed Efendi, Sırrı Efendi, Hacı Fasih Efendi, Dimitraki Efendi ve Karabet Efendi idi. Konya Salnâmesi H.1287, s. 89.

Vilayet İdare Meclisi aynı zamanda yeni kurulan Vilayet Maarif Meclisi’nin yetki ve sorumluluklarını belirleyen ve öncelikli yapılması gereken işlerin çerçevesini çizen bir de talimatname hazırladı. “Merkez-i Vilâyet ile livâ ve kazâlarda bulunan mekâtib-i sıbyâniyenin

ıslâhıyla hocalar maâşâtının sûret-i tesviyesine ve teferruât-ı sâiresine dâir talîmât” adını

taşıyan bu belge 12 bentten oluşmaktaydı148. Talimattan anlaşıldığına göre meclisin yapacağı ilk iş, başta Konya merkezinde yeni inşa edilmiş olan yedi adet usul-i cedit sıbyân mektebi olmak üzere vilayette bulunan temel eğitim kurumlarının öğretmen ve bevvâblarının maaşlarının verilebilmesi ve okulların diğer ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için gerekli olan paraları temin etmekti. İdare Meclisi, Maarif Meclisi’ne Konya merkezinde yaptırılan okulların masraflarını karşılamak için ekonomik durumu uygun olan hanelerden salma suretiyle para toplayabilme yetkisini vermekteydi. Böylelikle Maarif Meclisi’nin yaptırılan yedi okulda görev yapması tasarlanan dörderden 28 öğretmenin 180’er kuruş ve yedi bevvâbın da 80’er kuruş olarak belirlenen maaşlarını ve okulların diğer ihtiyaçlarını karşılayabileceği umulmaktaydı.

Fakat işlerin planlandığı gibi gitmediği anlaşılmaktadır. Konya Vilayeti İdare Meclisi’nin Maarif Meclisi kurma kararı, Maarif Nezâreti tarafından kabul edilmesine rağmen Şûrâ-yı Devlet, ihtiyaç olan paraların toplanmasında sadece çocuğunu okula gönderen velilerin sorumlu tutulacağını, ahalinin diğer kısmının bu iş için zorlanamayacağına hükmetti149. Konya İdare Meclisi’nin 180 kuruş olarak öngördüğü öğretmen maaşlarının 150 kuruşa indirilmesi, dört öğretmen atanması gereken bazı okullara ancak iki-üç öğretmen atanabilmesi150 toplanması tasarlanan meblağa ulaşılamadığının ve yeni ekonomik kaynaklar

bulmakta başarısız olunduğunu göstermektedir.

Konya Vilayeti İdare Meclisi’nin teklifi ve Maarif Nezâreti’nin onayı ile kurulduğu belgelerde kayıtlı olan Konya Maarif Meclisi’nin Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nde belirtilen maarif meclislerinden oldukça farklı bir yapıya sahip olduğu görülmektedir. Nizamname, vilayet merkezlerinde teşekkül ettirilecek maarif meclislerinin Maarif Müdürü unvanıyla atanacak bir kişinin başkanlığında, iktizasına göre biri Müslim diğeri gayrimüslim iki muavin, dört muhakkik, bir katip, bir muhasip, bir sandık emini ve muvazzaf olmayan dört ile on dört arası değişebilen üyeden meydana gelmesini öngörmekteydi. Meclisin muvazzaf olacak üyeleri 500 ile 5.000 kuruş arasında maaş alacaklardı151. Oysa Konya’da kurulan

148 BOA., ŞD., 207/36, lef 2.

149 BOA., BEO. AYN.d., no: 807, s. 153 (5 Zilhicce 1292/2 Ocak 1876). 150Konya Salnâmesi H.1292, s. 87.

Maarif Meclisi, Divan-ı Temyiz Reisi başkanlığında muvazzaf olmayan altı üyeden oluşturuldu. Nizamnamenin tasarladığı maarif meclisinin meydana getirilmesi ve çalışmalarına devam edebilmesi için büyük miktarda paraya ihtiyaç duyulmaktaydı. Konya Vilayeti, bu paraları karşılayacak ekonomik yeterliliği olmadığından olsa gerek masrafsız bir meclis oluşturmayı uygun bulmuş olmalıdır152. Ancak oluşturulan bu kurul bir meclisten çok Konya’da daha önce kurulmuş olan Maarif Komisyonu’na benzemekteydi. Nitekim H.1294/M.1877, H.1295/M.1878, H.1296/M.1878-1879, H.1299/M.1881-1882 Konya

Salnâmeleri’nde bu kurul için Maarif Komisyonu tabiri kullanılmaktaydı153. Gerçekten de Konya’da nizamnamenin öngördüğü şekilde bir Maarif Meclisi’nin kurulması, ancak vilayete bir maarif müdürünün atanması ile mümkün olacaktır.

Konya Vilayeti’nde modern eğitimin kurulmaya başlandığı dönemde Maarif Komisyonu şehirde bir darülmuallimin açmayı başararak vilayet genelindeki rüştiyelerin gerek nicelik gerekse nitelik yönünden gelişmesini sağladı. Fakat meclisin modern temel eğitimin kurulmasında maarifin diğer alanları gibi başarılı olamadığı tespit edilmektedir. Vilayet Maarif Komisyonu’nun başarısızlığı sadece temel eğitimin finansmanının sağlanmasında görülmez, komisyonun aynı zamanda vilayet merkezinde bulunan temel eğitim kurumlarının denetlenmesi ve ıslahı konularında da yetersiz kaldığı görülmektedir. Nitekim Konya’da erken bir dönemde 1874 yılında inşa edilen usul-i cedit okulları bir süre sonra geleneksel birer sıbyân mektebine dönüşererek ıslaha muhtaç hâle gelmişlerdi. Modern iptidailerin yurt genelinde yayıldığı bir dönemde, büyük miktarda masraflar yapılarak meydana getirilen bu okulların gelişerek tekamül edecekleri yerde açıldıkları andaki seviyeyi bile koruyamadıkları anlaşılmaktadır.

Gerçi, Maarif Komisyonu vilayette birkaç modern iptidai mektebi açmış ve bazı sıbyân mekteplerini de ıslah etmişti. Fakat bu gösterge anılan dönemde modern temel eğitimin kurumsallaştığı anlamına gelmemektedir. Anlaşıldığına göre Maarif Komisyonu enerjisini ve kıt ekonomik kaynaklarını temel eğitim dışındaki alanlarda kullanmış, sıbyân mektepleri ve iptidaileri kendi hâline bırakmıştır.

152 9 Eylül 1288/21 Eylül 1872 tarihli bir belgede Kastamonu Vilayeti zirâatle uğraşan ahaliden alınacak öşrün

öşrü ile tüccarın temettularının yüzde birinin nısfı nisbetinde bir miktarın beş yıl süreyle maarif sandığında biriktirilmesi sonucu oluşacak sermaye ile Maarif Meclisi açılabileceğine değinmektedir. Bu gerçekleşinceye kadar “…Nizamnâme-i mezkûrda münderic olduğu vechile muvazzaf re’is kâtip ve me’mûrdan sarf-ı nazarla

merkez vilâyette suver-i âtiyede bir cemiyet-i maârif tertib olunarak” bu cemiyetin “…merkez-i vilâyetde Hâkim, Müftü, Rüşdîye hocası ve Dersiâmdan bulunan hocalarla mekâtib-i askeriyeden muhreç zabitân ve mühendisinden” oluşturulacağı belirtilmektedir. Maarif Nezâreti Maarif Komisyonu’nun hemen oluşturulmasına

ve Maarif Meclisi için gerekli paraların ise zirai ve tüccarlardan alınmayarak başka bir yolla toplanmasına izin vermekteydi. BOA., MF. MKT., 5/45.

Konya Vilayet İdaresi ve bunun maarif alanındaki icra organı olan Maarif Komisyonu’nda bu dönemde görev yapan ve Konya’da eğitim politikalarının oluşturulmasında etkili olan kişilerin içerisinde modern temel eğitimin daha sonraki eğitim sürecini de etkileyeceğini öngörebilen profesyonel eğitimcilerin bulunmaması, böyle bir anlayışın doğmasında etkili olmuş olmalıdır. Nitekim Konya Vilayeti’nde Maarif Komisyonu’nu oluşturan heyetin başkanlığı 1886 yılına kadar divan-ı temyiz reisi olan kişinin uhdesine bırakıldı. Komisyonun üyeliklerine ise ulemadan ve eşraftan seçilen kişiler atandılar154. Konya’da maarif işlerinin başına profesyonel bir eğitimcinin getirilmesi ancak vilayete bir maarif müdürünün atanması ile mümkün olabilmiştir.

Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile Vilayet Maarif Meclisleri oluşturulurken bunların başına maarif müdürü unvanıyla birer başkan atanması ve vilayette bir de maarif idaresi meydana getirilmesi kararı alındı. Fakat maarif müdürlerinin vilayetlere atanması hemen yapılamadı ancak 1882 yılından sonra vilayet merkezlerine düzenli müdür atamaları gerçekleştirildi155. Konya Vilayeti’ne maarif müdürü atamasının bu tarihten bir süre sonra gerçekleştiği görülmektedir156. Nitekim H.1303/M.1885-86 yılına ait Konya Salnâmesi’nden vilayette Hayri Efendi adında bir maarif müdürünün görev yapmakta olduğu ve bu kişinin emri altında bir de Maarif İdare Meclisi’nin teşekkül edilmiş olduğu anlaşılmaktadır157. Bir sene sonrasına ait bir başka Konya Salnâmesi’nde maarif müdürü Hayri Efendi üyeleri atananarak oluşturulmuş olan Vilayet Maarif Meclisi’nin de başkanı olarak görülmektedir158.

Konya Vilayeti’nde maarif müdürünün göreve başlaması ve maarif idaresinin teşekkülü ile temel eğitimin problemlerine teorik çözümler üretebilecek bir mercii meydana getirildi. Oysa Konya’da maarif idarecilerinin buldukları çözümlerin uygulanabilmesi, idarenin elinde bu işe harcayacağı yeterli paranın bulunması ile mümkün olabilirdi. Devlet daha önceden de belirtildiği üzere temel eğitim alanına hiçbir kaynak aktarmamaktaydı. Temel eğitimin modernleştirilmesi ve yaygınlaştırılması ancak vilayetlerin kendilerinin oluşturacakları ekonomik kaynaklara bağlı idi. Konya’da bu dönemde görev yapan başta

154Aynı yerlerde.

155 Kodoman, aynı eser, s. 40.

156 Maarif Nezâreti’nden Konya Vilayeti’ne gönderilen 16 Teşrîn-i Sânî 1298/24 Kasım 1882 tarihli bir belgede,

bu senelik on vilayete Maarif Müdürü atanması ve Maarif Meclisi teşkili için irade çıktığı ve Konya Vilayeti’nin bunlar içerisinde bulunmadığı belirtilmektedir. BOA., MF. MKT., 78/21.

157Konya Salnâmesi H.1303, s. 147. 158Konya Salnâmesi H.1304, s. 61.

valiler olmak üzere vilayet yöneticilerinin bu konuda başarılı olamadıkları hatta bazılarının modern temel eğitimin gerekliliğini dahi yeterince kavrayamadığı anlaşılıyor159.

Konya Vilayeti’nde modern temel eğitimin tam anlamıyla yaygınlaştığı ve şehir merkezinde kurumsallaşma çabalarının yoğunlaştığı dönem Ferid Paşa’nın valiliği zamanıdır. Ferid Paşa’nın başarılı valiliği sırasında maarif alanında önemli gelişmeler görülür. Paşa’nın mâbeyn-i hümayuna gönderdiği 20 Mart 1315/1 Nisan 1899 tarihli raporundan anlaşıldığına göre vilayette 100’ü aşkın iptidai mektep vücuda getirilerek mevcut sıbyân mekteplerinin bir çoğu ıslah edilmiş bulunmaktaydı. Bu iş için gerekli olan paraların büyük kısmı halktan iane olarak tedarik edilmekle birlikte Ferid Paşa, temel eğitimin bütün vilayete yayılabilmesinin halktan toplanan yardımlarla mümkün olamayacağı, bunun için de devlet bütçesinden temel eğitime kaynak ayrılması gerektiği görüşündeydi. Paşa pratik bir çözüm olarak halktan aşar ve müsakkafât vergilerine ek olarak alınan hisse-i maarifin merkeze gönderilen kısmının hiç olmazsa on yıllığına vilayete bırakılmasını önermekteydi. Ayrıca Ferid Paşa temel eğitime ekonomik kaynak olması için maarife bırakılmış olan avarız akçeleri ile evkaf-ı münderise varidatından çıkarılan zorluklar sebebiyle bir fayda görülemediğine işaret ederek Vilayet İdare Meclisi’nin bu kaynakları maarife aktarmasını sağlayabilecek kanunî yaptırım gücü ile donatılması gerekliliği üzerinde durmaktaydı160.

Ferid Paşa’nın bu önerilerinin hükûmet tarafından dikkate alınmadığı anlaşılıyor. Nitekim Paşa’nın 11 Eylül 1317/24 Eylül 1901 tarihini taşıyan diğer bir raporunda maarif hissesinin İstanbul okullarına harcamak için Maarif Nezâreti’ne bırakılan kısmının eskiden olduğu gibi merkeze gönderilmeye devam edildiği, avarız akçeleri ve evkaf-ı münderise varidatının vilayet tarafından kullanılmasına çıkarılan engellerin sürdüğü belirtilmekteydi. Buna rağmen Ferid Paşa’nın ümitsizliğe düşmediği ve Konya’da modern temel eğitimin yaygınlaştırılması hususunda önemli başarılar sağladığı görülmektedir. Paşa raporunda “umûm kurâya mektebler inşâ ve küşâdı hakkında buyruldular ve memûrîn-i mahsûsa

göndermek iktidârı olmayan muallimleri merkez vilâyet dârülmuallimînine ve livâ ve kazâlarda mekâtib-i rüşdîyeye celb ile onlara mümkün mertebe usûl-i cedîdeyi talîm eylemek meccânen binlerce kitâb dağıtmak muallimlerin maişetini ahâlî-yi kurâya te’mîn ve taahhüd 1593 Teşrîn-i Evvel 1306/15 Ekim 1890 tarihine ait bir belgede “Nefs-i Konya’da ehâlî-yi hamiyetmendân

cânibinden yapılub ikmaline muvaffak olunamayan Islahhâneye merbût yedi mağaza ile üç bâb dükkân ve birer kahve ve misafirhâne ve arka tarafında olan mâlumü’l-mikdâr arsa merhûm Es’ad Paşa’nın Konya Valiliği zamanında (1874) mükemmel sûret de yaptırılan yedi bâb mekâtib-i ibtidâîyye muallim ve hademesi maâşına karşılık olmak üzere” Meclis-i Beledî ve Meclis-i İdare’nin tasdikleriyle maarif idaresine bırakılmasına rağmen

Konya Valisi Sururi Paşa’nın, inşa edilmiş olan hastahaneye irâd bulunamamasından bu akarların gelirlerini kanunsuz bir şekilde 1890 yılında maariften alarak tekrar belediyeye verdiği belirtilmektedir. Bu sebeple maaşsız kalan öğretmen ve hademeler sefalet içerisinde kalmışlardır. BOA., MF. MKT., 122/55.

eddirmek mahfî veya eyâdî-yi mekelde kalan bazı vâridâtı bulub çıkarmak yeniden bir çok vâridât ve akar ve emlâk temîn eylemek ve her yerde idâre-i mekâtible mükellef komisyonlar teşkîl etmek yeniden bir çok mektebler inşâ ve kadîm ve harâb olanlarını tamîr ve ihyâ eddirmek” gibi bir çok işin gerçekleştirildiğini belirtmektedir161. Bu icraatlar sonucu vilayette inşa ya da ıslah edilerek eğitim-öğretime kazandırılan modern temel eğitim kurumu sayısı 400-500’ü bulmuş, bunların ihtiyaçlarına harcanmak için senelik 550 bin kuruşluk varidat oluşturulmuştur162.

Konya’da modern temel eğitimin kurulması ve yaygınlaştırılması sürecinde Ferid Paşa dönemini farklı kılan, bu dönemde sadece vilayet maarifine bir çok okulun kazandırılması ve bu kurumların meydana getirilmesi ve yaşatılması için gerekli finansmanın bulunması gibi başarılar değildir. Aynı zamanda bu dönemde vilayetin merkezi olan Konya’da modern temel eğitimde kurumsallaşmayı sağlayacak adımların atılmış olmasıdır. Daha açık bir ifadeyle şehirde modern temel eğitim kurumlarının sürekliliğini sağlayacak bir yapılanmanın gerçekleştirilmesi, Maarif Nezâreti’nin politikalarına uygun olarak okullarda ortak bir müfredat programının uygulanması, okulların açılış, kayıt, kapanış, imtihan ve tatil zamanları gibi yönetim esaslarının kurallara bağlanması gibi işlerin bu dönemde başarıyla gerçekleştirilmesidir.

Ferid Paşa’nın vali olduğu dönemde Konya’da kurumsallaşmanın sağlanması için temel eğitim kurumlarının ciddi bir ıslahata tabi tutuldukları görülmektedir. Bu cümleden olmak üzere şehirde bulunan bazı sıbyân mektepleri iptidaiye çevrildi. Bir sıbyân mektebinin modern bir iptidaiye dönüştürülmesi aşama aşama devam eden bir dizi işlem sonucu olmaktaydı. İlk önce sıbyân mektebinin binası ciddi bir tamirden geçirilmekte, binaya gerekli olan eklemeler varsa, bunlar yapılmakta ya da kullanılamayacak durumda olan bina yıkılarak yeni bir bina inşa edilmekteydi. Ferid Paşa zamanında hazırlanmış olan H.1317 Konya

Salnâmesi’nde iptidaiye çevrilen okul binalarının bazılarının tamir ettirildiğine dair bilgiler

verilmektedir163. Bazı okullara ihtiyaca binaen ek kısımlar yapıldığı da görülmektedir. Binaları dört dershaneli olan Mahmudiye ve Mecidiye mekteplerine birer dershane eklenerek beşer dershaneli hâle getirildi164. Binaları tamir edilemeyecek kadar harap olmuş okulların binaları da yıktırılıp yeniden yaptırılmaktaydı. Örneğin Feridiye İptidai Mektebi binası

161 BOA., Y. PRK. UM., 52/21. 162Aynı belge.

163Konya Salnâmesi H.1317, s. 68-69. 164 BOA., MF. İST., 29/2.

Karaciğan Mektebi’nin arsasının bulunduğu alana yeniden yaptırılmış ve okul 18 Ocak 1900 tarihinde eğitim-öğretime açılmıştır165.

İptidaiye dönüştürülecek olan okulların fizikî yapıları üzerinde düzenlemeler yapılırken bir yandan da bu okullara muktedir öğretmenler ile yardımcı personel atamaları gerçekleştirilmekteydi. Ferid Paşa’nın belirttiğine göre bazı okullara üçer öğretmen, birer bevvâb ve bazılarına birer mubassır tayin edildi. Çünkü tek bir öğretmenle idare edilmeye çalışılan okulların öğretmenlerinin işi çıktığında ya da hastalandığında kurum uzun bir süre kapalı kalmakta hatta öğretmenin vefatı veya istifası durumunda bunların yerine yeni bir öğretmen bulmak hemen mümkün olamadığından okul kapanmaktaydı. Üstelik Paşa, iptidai mekteplerde mevcut üç sınıf, bir hazırlık sınıfı ve bunlara ek olarak bazı okullarda bulunan birer huffaz sınıfının tamamının derslerinin bir öğretmenin hakkıyla verebileceği konusunda kuşkuluydu166.

Karşılaşılan bu problemin aşılması için sıbyân mekteplerinin iptidailere dönüştürülmesi sürecinde bu okullara ihtiyacı karşılayacak miktarda personelin atanması da yeterli değildi. Bu kurumlarda sürdürülebilir başarının temin edilmesi, atanan personelin maaşlarının düzenli ödenebilmesi ve okulların çeşitli kalemlerden oluşan masraflarının karşılanabilmesi ile mümkün olacaktı. Yukarıda ifade edildiği gibi bunun için gerekli olan paraların oluşturulan varidat kaynakları ile büyük ölçüde karşılandığı görülmektedir. Bunlara ek olarak Ferid Paşa’nın belirttiğine göre şehirde bulunan 10 kadar iptidai mektebinin öğrencilerinin ekonomik durumu uygun olanlarından öğrenim ücreti adı altında bir miktar para toplanması kararı verilmiş ve bu yolla senelik 10 bin kuruşluk bir gelir kalemi oluşturulmuştur167.

Ferid Paşa döneminde, iptidai mekteplerini sıbyân mekteplerinden ayırt eden en belirgin gösterge olarak okulda Maarif Nezâreti’nin öngördüğü müfredat programının uygulanıp uygulanmaması kabul edilmekteydi. Dolayısıyla bir sıbyân mektebi iptidaiye dönüştürülürken mutlaka okulda ortak müfredat derslerinin verilebileceği bir sistem kurulmaktaydı. Bunun için okulda öğrencilerin eğitim seviyelerine göre oluşturulmuş, üç sınıf ve bir hazırlık sınıfını ihtiva eden sınıf sisteminin teşekkül ettirilmesi gerekmekteydi. Bununla

165 Feridiye Mektebi'nin küşâd merasimini gösteren bir fotoğraf şu kaynakta yer almaktadır: Bir Eğitim

Tasavvuru Olarak Mahalle/Sıbyân Mektepleri, s. 328. Konya şehrinde maarife ait olan ve okul olarak

kullanılmakta olan bir bina herhangi bir sebeple yıktırıldığında ihtiyacın gereği olarak aynı mahallede yeni inşa edilecek olan okul, aynı arsa üzerine yaptırılmaktaydı. Zaten maarif şehir merkezinde kendine ait olan boş arsaları akarlar yapmak için değerlendiriyordu. Bu durumda eski okul arsası dururken yeni okulun başka bir yere yaptırılması akıllıca olmazdı.

166 BOA., Y. PRK. UM., 52/21. 167Aynı belge.

birlikte sınıflarda okutturulması zorunlu derslerin haftada kaç saat verileceği, bir üst sınıfa geçmek için öğrencilerden nelerin isteneceği gibi bir çok konuda Maarif Nezâreti’nin öngördüğü modern prensiplerin okulda uygulanabilir hâle getirilmesi zorunluluğu bulunmaktaydı. Böylece iptidaiye dönüştürülen okul gerek idarî gerekse eğitim-öğretim yönünden Maarif Nezâreti’nin tam kontrolüne bırakılmaktaydı.

Konya’da iptidai mektebe dönüştürülen okullarda ortak müfredat derslerinin okutulmaya başlandığına dair önemli bir delil, döneme ait imtihan-ı umûmî cetvelleridir. İptidai mekteplerinde bir üst sınıfa geçmek ya da şehadetname almaya hak kazanmak için öğrenciler yıl boyunca gördükleri derslerden eğitim öğretim yılı sonunda imtihana tâbi tutulmaktaydılar. Hemen eklemek gerekir ki Musiki, Resim ve Terbiye-i Bedeniye derslerinden yıl sonu imtihanı yapılmamakta, öğrenciler bu derslerden yıl içerisindeki etkinliklerden not almaktaydılar. Bu sebeple imtihan-ı umûmi cedvellerinde bu dersler yer almamaktadır.

Şehirde bulunan iptidai mekteplerinin çeşitli yıllara ait imtihan-ı umûmî cetvellerinde şu dersler yer almaktaydı168:

Şube Sınıfı: Bu sınıf iptidai mektebe hazırlık sınıfı olarak kabul edilmekteydi. R.1329/M.1913 yılı cedvellerinde şube sınıfına İhtiyat sınıfı denilmekteydi. Şube sınıfında okutulduğu tespit edilen Kur’an, Elifba, Zihni Hesâb ve İlmihâl adındaki dört temel ders neredeyse bütün iptidai mekteplerinin imtihan cetvellerinde yer almaktadır. Bu derslerden ayrı olarak bazı cedvellerde bulunan İmla, Tahtada Yazı, Ahlak ve Kıraât-ı Türkî gibi derslerin de şube sınıflarında okutulduğu görülmektedir. Bu sınıf, zorunlu iptidai basamaklarından olmadığı için nispeten ders programı esnek tutulmuş olmalıdır.

Birinci Sınıf: Bu sınıf iptidai mektebin ilk aşamasını oluşturmaktaydı. Birinci sınıfta, Kur’an, İlmihâl, Kıraât, Hesâb, İmla ve Hüsn-i Hat dersleri okutulmaktaydı. Birkaç cedvelde bu sınıfta Tecvit dersinin de yer aldığı görülmektedir.

İkinci Sınıf: İmtihân-ı umûmi cedvellerinden şehirdeki bütün iptidai mekteplerin ikinci sınıflarında aynı derslerin okutulduğu tespit edilmektedir. Bunlar, Kur’an, Tecvit, İlmihâl, Kıraât, Hesâb, İmla, Hüsn-i Hat ve Ahlak dersleridir. II. Meşrutiyet Dönemi’nden sonra şehirdeki iptidai mekteplerin ikinci sınıflarına, Tarih ve Coğrafya dersleri ilave edilmiştir.

Üçüncü Sınıf: İptidai mekteplerin son basamağı olan üçüncü sınıflarda Kur’an, Tecvit, İlmihâl, Kıraât, Hesâb, İmla, Hüsn-i Hat, Ahlak, Sarf-ı Osmanî, Tarih ve Coğrafya dersleri

168 KMA., 1317 Terbiye-i İnas ve Diğer Öğrenciler İmtihan Cedvelleri; Konya Merkez İbtidâîleri İmtihan-ı

okutulmaktaydı. II. Meşrutiyet Dönemi’nden sonra bu derslere Malûmât-ı Medeniye ve Malûmât-ı Fenniye adlarında iki ders eklenmişti.

İnas Sınıfı: Konya’daki iptidai mektepler, erkeklere ve kızlara ait olmak üzere iki