• Sonuç bulunamadı

1.1.2. Modern Temel Eğitim Kurumları: İptidai Mektepler

1.1.2.5. İptidai Mekteplerin Yönetim

İptidai mekteplerin yönetim esaslarının düzenlenmesi girişimi ilk olarak 1892 Talimatı ile başladı. Talimat, iptidai mekteplerinin yönetimi ile ilgili olarak öğretmen, kalfa ve bevvâbların görevlerini ve sorumluluklarını belirlemekte ve öğrenci disiplini, cezalar ve mükafatlar konusunda kurallar getirmekteydi.

İptidai mekteplere 1892 Talimatı’na göre atanacak öğretmenlerin ellerinde Darülmuallimin-i İptidai’den şehadetname bulunması veya imtihan ile yeterliliklerini ispatlama şartı getirilmekteydi. Öğretmenler okula tatil günleri hariç her gün gelmekle mükelleftiler. Okullar kış ve yazları “vakt-i zuhûrdan dört saat evvel” açılacak akşam üzeri saat onda yani akşam ezanından iki saat önce kapanacaktı. Bu süre zarfında öğretmenler okulda bulunacaklar, Maarif Nezâreti’nin izni olmadıkça görevli olduğu yerleşim birimini terk edemeyeceklerdi127. Talimatta iptidai mekteplerde görev yapacak öğretmenlerin özlük haklarıyla ilgili sınırlı bilgiler bulunmakta olup, öğretmenlerin tayin, azil, terfi ve emeklilikleri, öğretmenlere uygulanacak cezalar ve taltifler hususunda kurallar getirilmemiştir.

Öğretmenlerin özlük haklarıyla ilgili esaslı bir sistemin getirilmesi Tedrisât-ı İptidaiyye Kanun-ı Muvakkati ile olmuştu. Buna göre iptidai öğretmenleri vilayet maarif müdürünün teklifi üzerine vali tarafından tayin edilmekteydi. İptidai mekteplerde öğretmenlik yapabilmek için erkeklerde on dokuz, kadınlarda on yedi yaşını doldurmak gerekmekteydi. Öğretmenler iki sınıfa ayrılmaktaydı; darülmuallimin şehadetnamesine sahip olanlar muallim olarak adlandırılırken, tedrisât-ı iptidaiyye meclislerinin açtıkları imtihanla ehliyetname alanlara muallim muavini denilmekteydi. Ehliyetnameli öğretmenlerin belgeleri üç yıl için geçerli idi. Bu süre zarfında darülmuallimin derslerinden imtihan vererek şehadetname almaları gerekmekteydi. Bunu başaramayanların ehliyetnameleri geri alınmaktaydı. Öğretmenlere uygulanacak cezalar hususunda, işleyecekleri suçun ağırlığına göre ihtardan, hizmetten katiyen ihraca kadar değişen şekillerde cezalar verilmesi öngörülmekteydi. Örneğin öğretmenlerin tayin edildikleri bir yerde tedrisât-ı iptidaiyye meclislerinin izni olmadıkça üç yıldan önce memuriyetlerini terk edemeyecekleri belirtilerek, terk ettikleri takdirde de bu meclisler tarafından meslekten geçici olarak veya tamamen ihraç edilecekleri kaydı konulmaktaydı. Öğretmenlerin üstün hizmeti görülenlere takdirname, gümüş madalya ve

127 “Dersaâdet Mekâtib-i İbtidâiyesi İçün Talîmât-ı Mahsûsadır”, Maarif Salnâmesi H.1317, s. 374-376;

maarif nişanları verilmesi ve otuz hizmet yılını dolduranların isterlerse emekliye ayrılabilmesi hususunda da düzenlemeler yapılmıştır128.

İptidai mekteplerde öğretmenlerin maaş ve terfi durumları da bir sisteme bağlanmaktaydı. Öğretmenlerin maaşlarında görev süreleri esas alınarak bir derecelendirilmeye gidildi. Buna göre yedi derece üzerinden maaş alması tasarlanan öğretmenler, işe 200 kuruş maaş ile başlayacaklardı. Dereceleri yükseldikçe maaşları 1.000 kuruşa kadar çıkacaktı. Öğretmenlerin terfileri hususunda da bir yenilik olarak yeni işe başlayanların beş sene geçmeden terfi ettirilmemesi ve daha sonra her üç senede bir terfi hakkı verilmesi kuralı getirilmekteydi129.

İptidai mekteplerin idarî işlerinden 1892 Talimatı’nda öğretmenler sorumlu tutulmaktaydı. Okulun diğer çalışanları kalfa ve bevvâblar öğretmenin nezâreti altındaydı. Öğretmenler okul binasının zarar görmemesinden, kalfa ve bevvâbların görevlerini aksatmadan yapmasından sorumlu idiler. Öğretmenler, okulun idarî yönetimiyle ilgili “demirbaş defteri”, “esâmi defteri”, “devam defteri” ve “masârıf-ı müteferrika defteri” adlarını taşıyan dört defteri düzenli bir şekilde doldurarak her ay başında devam defterleri ile okulda yapılan işlerden bahseden bir raporu ilgili merciine vereceklerdi. Ayrıca okula öğrenci kayıtlarını yapmak, talimat doğrultusunda eğitim-öğretimi yürütmek, okulda disiplini sağlamak gibi hususlarda da yetkili ve sorumlu öğretmenlerdir130.

İptidai mekteplerinde öğretmenlerin idarî sorumlulukları devam ederken yetki ve salâhiyetleri zamanla sınırlandırıldı. Vilayetlere atanan maarif müdürleri, görevlerini belirleyen bir talimatname ile okullarda öğretmenlerin ve diğer çalışanların idarî amirleri hâline getirildiler131. Bu durum okullarda öğretmenlerin yetkilerinin bir kısmının maarif müdürlerinin görev alanına girdiği anlamına gelmekteydi. Öte yandan vilayetlerde maarif teşkilatında yapılan düzenlemelerle oluşturulan meclisler ve okulları denetlemekle görevlendirilen müfettişler de iptidai mekteplerinin idarî yönetiminde söz sahibi olmuşlardır.

İptidai mekteplerin eğitim-öğretim süresini altı yıla çıkaran Tedrisât-ı İptidaiyye Kanun-ı Muvakkati ile bu okullardaki öğretmen sayılarının arttığı ve idarî işlerin yoğunlaştığı bilinmektedir. Bu sebeple altı dershaneli ve öğretmenli iptidai mekteplere ve numune mekteplerine okulların idarî işlerini yürütmesi için bir müdür atanması kararı alındı. Müdürler

128Kanun-ı Muvakkat, s. 811-815. 129Kanun-ı Muvakkat, s. 815-817.

130 “Dersaâdet Mekâtib-i İbtidâiyesi İçün Talîmât-ı Mahsûsadır”, Maarif Salnâmesi H.1317, s. 374, 376, 378-

379; Mahmud Cevâd, aynı eser, s. 315-318.

131 “Vilâyât-ı Şâhâne Maarif Müdürlerinin Vezâifini Mübeyyin Talîmât”, (8 Receb 1314/13 Aralık 1896),

müstakil bir sınıfı olmaksızın çeşitli sınıf ve şubelerde haftada toplam 12 saat ders verip okulun idarî işleriyle meşgul alacaklardı. Beş, dört, üç ve iki dershane ve öğretmenli iptidai mekteplerde idarî işleri yürütmekle görevli olanlara başmuallim ve bir dershaneli okullarda başmuallim salâhiyetli muallim unvanı verilmektedir132.

İptidai mekteplerin idarelerinin okul yönetimi ile ilgili olarak sorumlu oldukları bir konu özellikle dikkati çekmekteydi. O da öğrencilerin kayıt ve okula devamları hususu idi. Meşrutiyet rejimi, öğrenim çağına gelmiş çocuklara temel eğitim verilmesini bir devlet politikası olarak gördüğünden, okullarda öğrenci devamlarının sağlanması hususunda ciddi tedbirler aldı. Bu konuda bölgelerindeki öğrenim çağına gelmiş çocukların tespit edilmesi, bunların listelerinin çıkarılarak iptidai mekteplerin idarelerine teslim edilmesi görevi, köy ve mahallelerin ihtiyar meclislerine verildi. İdareler, bu listeleri esas alarak okulun açılmasından bir hafta önce velisi ile gelen çocukların kayıtlarını yapmakla görevlendirildi133. Okula kaydedilen çocukların derslere devamlarının takip edilmesi de idarelerin diğer bir görevi idi. Bunun için öğrencilerin okula devam edip etmediklerini gösterir bir belgeyi her hafta sonunda muhtara veya maarif-i iptidaiyye müfettişine teslim etmekle sorumlu tutuldular. Bu görevi ihmal edenler birinci defasında kaza maarif encümeni kararı ile 50 kuruş ve ikinci defasında 150 kuruş para cezasına çarptırılacaklar, tekerrüründe öğretmenlikten menedileceklerdi134.

Okul idarelerinin sorumlu oldukları bir diğer alan olan okulların sağlıklı birer mekân hâline getirilmesi görevi, modern temel eğitimin kurulması çalışmalarında çok önemli bir yer tuttuğu için ayrı bir konu olarak değerlendirilecektir.