• Sonuç bulunamadı

ÇİZELGE 5. Ahkâm Defterinin İlgili Bölümlerinde Geçen Tarihlerde Osmanlı Sınırları Dâhilindeki Konsolosların Görev Yerleri veya Atamaları

5.1.5. Konsolosların Ticari Faaliyetler

Osmanlı Devleti konsolos tayinleri sonrasında konsolosların vazife yerlerini göstermesi bakımından berat verirdi. Bu beratlar ikametleri içinde veya haricinde bulunan hizmetkâr, mal veya hayvanlarına hiçbir suretle zarar gelmeyeceğini taahhüt eder ve şahsi mallarını gümrük resminden muaf tutardı. Elçiler gibi konsoloslar da istedikleri kişileri tercüman ve yasakçı olarak atayabilirlerdi. Konsoloslara onun izni dışında hareket edemeyen kendi patenteleri ile yapılan ticaretten almaları gereken

haklar eksiksiz olarak verilmeliydi. 519

Konsoloslar sadece Prusyalı tüccarların haklarını korumakla kalmamışlar, kendileri de ticarete dâhil olmuşlardır. Ticaret yaparken yaşadıkları sorunlar için Osmanlı yöneticilerine dilekçe göndermişler ve haklarının teslim edilmesi maksadıyla talepte bulunmuşlardır. Bu türden gönderilen dilekçelerde bâ arzuhal ifadesi kullanılmıştır. Buna göre; Evâsıt-ı Receb 1225 (Ağustos 1810) tarihli Lefkoşe

517

BOA, A.DVN. DVE.d., No: 073/2, hüküm: 988, 1016. (İskenderiye konsolosu için benzer bir hüküm: 1023)

518

BOA, A.DVN. DVE.d., No: 073/2, hüküm: 1036 (Benzer hükümler için: 1038, 1041, 1048, 1049, 1050, 1051.

519

116

naibine ve Kıbrıs muhassılına gönderilen hükümde, Kıbrıs’ta bulunan Prusya konsolosu Marino Matari adlı konsolosun Lefkoşa’da ikamet etmekte olan ve dört piskopostan 1220 (1805) senesinden beri atmış beş bin yetmiş üç kuruş alacağı vardır. Bu durumda alacaklı olanın hakkının tamamen tahsil edilmesi ve haklı olana verilmesi için kanunen gerekli takibatın yapılması kanunlara göre gereğinin

yapılması “icra-yı şer’ ve ihkak-ı hakk olunmak babında” ifadesiyle emredilmiştir.520

Bu ifade kanunlar çerçevesinde sorunların halledilmesi konusunda Osmanlı makamlarının ne derece titiz davrandığının bir göstergesidir.

Defterde yer alan hükümlerin bir kısmı aynı zamanda ticaret ile meşgul olan konsolosların alacak-verecek meseleleri ile de ilgilidir. Bizzat elçilerin takriri ile başlayan yazışmalarda Ahidnâmeden doğan haklara dayanan konsolos ve Prusyalı tüccar ile onlara tabi olanların haklarını aradıkları da aşikârdır. Buna göre Lefkoşa nâibine ve Kıbrıs muhassılına gönderilen Evâil-i şaban 1225 (Eylül 1810) tarihli 876 numaralı hükümde Prusya kralının İstanbul’da bulunan kapı kethüdâsı De Verter’in sadarete ilettiği takrirde Kıbrıs’ta yerleşik olan beratlı Prusya konsolosu Marino Matari, Lefkoşa mütemekkinlerinden dört kişiden 1220 senesinden beri alacağı altmış beş bin yetmiş üç kuruşu talep etmektedir. Bu mağduriyetin şer’an çözümü için muhassılın bahis olunan paranın adı geçen şahıslardan gerekirse icra ile alınması

emredilmiştir.521

Aynı yılın Receb ayında yine Lefkoşe nâibine ve Kıbrıs muhassılına gönderilen hükümde Prusya konsolosu Marino Matari isimli konsolos Lefkoşa’da ikamet etmekte olan kişilerden iki yüz yirmi senesinden beri (ortalama beş yıldır) elinde senedi ile alacağı atmış beş bin yetmiş üç kuruşun vardır. Prusya kralının İstanbul’da bulunan kapı kethüdâsı De Verter’in takrir ve önerisiyle, bu bedelin tamamen tahsil edilerek, sözü edilen meblağın varislerine intikali için mahallinde şer’an görülerek gerekli işlemlerin yapılması emredilmiştir. Evâsıt-ı Receb 1225

(Ağustos 1810)522

520

A.DVN. DVE.d., No: 073/2, hüküm: 878, 879.

521

BOA, A.DVN. DVE.d., No: 073/2, hüküm: 876; Bahsi geçen diplomat Heinrich Wilhelm von Werter’dir. Osmanlı Devletinde 1810-1812 yılları arasında büyükelçilik görevi yürütmüştür. (doğ. 1772, öl.1859); Bringmann, s. 320, 321.

522

BOA, A.DVN. DVE.d., No: 073/2, hüküm: 878. Meselenin halli ve kararın infazı yerinde olması gerekiyor ise o bölgenin kadısına karar verme yetkisi şer’an ifadesi ile bırakılıyordu. Ramazan Günay, “Osmanlı Arşiv Kaynakları İçerisinde Ahkâm Defterleri: Gelişim Seyri, Muhtevası ve Önemi”, Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 17, 2013, s. 23.

117

Evâsıt-ı şevval 1249 (Mart 1834) tarihli Sayda ve Beyrut naiblerine yazılan hükümde ise, Sayda ve Beyrut’a tabi iskelelere Prusya bayrağıyla deniz ve kara yoluyla gelip giden tüccar taifesinin işleriyle ilgilenen beratlı konsolos Niçito, ülkesine doğru yola çıkacağından, dönünceye kadar yerine devleti tarafından Şaso adlı Prusyalı konsolos vekili olarak tayin edilmiştir. Asıl konsolos dönene kadar vekilinin kara ve deniz ticaretiyle ilgilenen Prusyalıların işleriyle ilgilenmesi ve Ahidnâmeye aykırı işlerde bulunmaması, Ahidnâme hükümlerinin gözetilmesi gereği bildirilmiştir. Yine Alide Niçito adlı konsolosun yerine oğlu Musiço adlı konsolos tayin olunup Ahidnâme mucebince 1249 senesi Zilkadesinin 15. Gününden itibaren

(26 Mart 1834) berat-ı şerif verilmiştir. 523

Evâsıt-ı Cemâziyelâhir 1250 (Ekim 1834) tarihli Kala-i Sultaniye kazâsı nâibine yazılan hükümde, Prusya kralının İstanbul’da mukim fevkalade murahhası ortaelçisi Baron Martens gönderdiği resmi yazısında bir takım taleplerde bulunmaktadır. Buna göre, Elçi Vitek ve adamları kendi akçeleriyle ve kendileri tüketme maksadıyla aldıkları 200 kab üzümün alışıla geldiği üzere Beyoğlu’ndaki sefarethane de değil Kala-i Sultaniye kazâsına çoğaltılıp içkiye dönüştürülebilmesi için bu senelik yeni izin belgesi istemektedir. Bu konu ayrıca tâciriyye emîni olan Ethem İbrahim’e havale olunduğu zaman adı geçen kazada olan İsveç, Danimarka ve İspanya konsolos ve adamları için senede ikişer bin okkalık içki çoğaltılarak taciriyye resmi talep edilmediği tâciriyye kaptanı tarafından ifade edilmiştir. Adı geçen elçinin diğer konsoloslarla kıyas edilmeyerek uzlaşma ile 4 bin okka içkiyi çoğaltması yeterli bulunmuştur. Bu suretle 1249 senesi Ağustosundan itibaren elçi ve adamlarının kifâf-ı nefsleri için 4 bin okka içkinin belde hâkimi marifetiyle çoğaltılıp 4 bin okkadan fazlasının hesap dışı çıkması halinde zecriye resminin tahsil edilmesi gerekmektedir. Bunun tahsiline karşı muhalefet eden olur ise durum İstanbul’a bildirilmeli ve adı geçen elçi vasıtasıyla zecriye resmi ve bedeli bildirilmelidir. Sözü edilen kazada kralın konsolosu ve konsoloshanesi bulunmadığından, Rusya ve İspanya konsoloslarının hanelerinde çoğaltılıp zecriye resmine müdahale edilmemiştir. Daha fazla içkinin üretilmemesi şartıyla 10 bin okka içkinin zecriye resminden muaf tutulması amacıyla emir yazılmıştır. Bahsi geçen 4 bin okka içkinin zecriye resmi olan dokuz bin kuruşun ödenmesi emredilmiştir. 1249 senesi

523

BOA, A.DVN. DVE.d., No: 073/2, hüküm: 878, 888, (Benzer hükümler için bkz. 1023, 1025, 1027, 1035, 1036, 1037, 1038, 1041, 1048, 1049, 1050, 1067, 1068)

118

Ağustosundan itibaren elçi ve adamlarının kifâf-ı nefsleri için 4 bin okka içkiyi üretmelerine ruhsat verilmiştir. Zecriye resminin de baş muhasebe kalemine kaydı yapılmalıdır. Bu vergiye muhalefet eden olur ise, elçi aracılığıyla durumun bildirilmesi ve içkinin çoğaltılmasının engellenmesi, Sözü edilen kazada kralın konsolosu ve konsoloshanesi bulunmadığından, Rusya ve İspanya konsoloslarının hanelerinde çoğaltılıp zecriyesine karışılmaması emredilmiştir.

Burada önemli bir husus vardır. Bölgede Prusya konsolosluk binası bulunmadığından bölgede üretilen içkinin dışarıda veya herhangi bir yerde değil yine gayri müslim devletlerden Rusya ve İspanya konsolos hanelerinde üretilip

çoğaltılabilmesine müsaade edilmektedir.524

524

“Kala-i Sultaniye kazâsı nâibine ve Kala-i Sultaniyan zîde kadrihuya hüküm ki. Prusya kralının Der-aliyyemde mukîm fevkalade murahhası ortaelçisi Baron Martens hutimet avâkıbuhû bi’l-hayr ın südde-i saadetime takdîm eylediği memhûr takrîrinde elçi-i mûmâ-ileyh Vitek ve adamlarının kendi akçeleriyle kifâf-ı nefsleri içün 200 kab üzüm iştirâ hamr takasları mu‘tâd iken Beyoğlu’nda kâin sefaret hanesi bulunan bundan akdem muhterik olan hamr-ı mezkûrun teksiri içün iktizâ eden tesbit olunamadığından bahisle sâbık-ı zikr 200 kab üzümün iş bu sene-yi mübareke mahsuben bu tarafta teksirine dair verilen emr-i âlîşân kayd-ı terkin olunarak hamr-ı mezkûrun Kala-i Sultaniye kazâsına imali içün emr-i şerîfim ısdârını istid‘â etmekle divan-ı hümâyûnumda mahfûz kuyud-u ahkâma lede’l- müracaa elçi Vitek ve adamlarının kendi akçeleriyle kifâf-ı nefsleri içün 200 kab üzüm iştirâsıyla Galata’da vâki hanesine 250 senesine mahsuben hamrın teksiri hususu elçi-i mûmâ-ileyh tarafından lede’l- inhâ ve’l istid‘â ol miktar üzümün iştirâsıyla hanesine nakline kimesne tarafından muhâlefet olunmamak bâbında sâbık-ı mûcebince emr-i şerîfim verildiği mestûr ve mukayyed olup hususu-u mezbur tâciriyye emîni olan iftihar-ı mir Ethem İbrahim dâme mecdühûya lede’l- havâle kazâ-i mezburda mukîm İsveç ve İspanya ve Danimarka konsolosları ve adamlarının kifâf-ı nefsleri içün beher sene ikişer bin vukiyye hamr teksir olunarak resm-u tâciriyye mutâlebe olunmadığı tâciriyye kapudanından müsteban olup elçi-i mumaliyeh mezkûr konsoloslara kıyas olunmayarak bir mîsâl dahi sulh ile 4000 vukiyye hamr teksiri kifâye olacağı zahir olmağlabu suretle ber vech-i muharrer sadır olan emrim kayd-ı terkin ve 249 senesi Ağustosundan itibâren elçi-i mûmâ-ileyhin kendisi ile ve adamlarının kifâf-ı nefsleri içün 4000 vukiyye teksir olunan hamrın hâkim-i belde ve amil bulunan ma‘rifetiyle iştirâ olunarak 4000 vukiyyeden ziyâde zuhûrattan şurût-ı üzre îcâb eden resm-u zecriyesi amil-i merkûm tarafından tahsîl olunmak ve gerek istimare maddesinde ve gerek ziyâde zuhûr eden hamrın resm u zecriyesini edâda muhâlefet vâki olur ise Der sa‘âdetime bildirüp elçi-i mûmâ-ileyh ma‘rifetiyle istimare ve rüsumat-ı zecriyye ettirilmek ve hidmetkâr mahalli âherde tahsîl olunmayub beher mal kral-ı müşâr un ileyhin kazâ-i mezburda mukîm konsoloshane ve konsolos olmadığı halde Rusya ve İspanya konsolsolarının hanelerinden teksir kılınmak ve bu vesile asıl Devlet-i Aliyyem reâyâsından imal eyledikleri sekranda resm-u zecriyesine ber vech ile müdâhale olunmamak ve âhere bey‘ içün karâr-ı kifâyesine ziyâde müskirat teksir etmemek şartıyla ber vech-i muharrer 10000 vukiyye hamrdan resm-u zecriye mutâlebe olunmamak bâbında emr-i şerîfim ısdârını ve kazâ-i mezburun sene-i merkûm resm-u zecriyesi deruhde ve iltizam kılınmış olduğundan sâlifü’z-zikr 4000 vukiyye hamrın ber-mûceb-i şurût-ı resm-u zecriyesi de dokuz guruş dahi bedel-i iltizamın nezil olunmak üzre baş muhasebe kalemîne ve zecriye defterlerine başka başka ilmühaberleri itası îcâb edeceğini ve iʻlâm etmekle mukaddem ve bir verilen emr-i ali ve kayd-ı terkin olunmakla iʻlâm ve ilmühaberleri iʻtâ olunmuştur. İmdi sen ki nâib ve amil-i mûmâ-ileyhümasız mûmâ-ileyhin iʻlâmı mûcebince 249 senesi Ağustosundan itibâren elçi-i mûmâ-ileyhin kendisine ve teba ve adamlarının kifâf-ı nefsleri içün 4000 vukiyye hamrın teksirine ruhsat-ı seniyyem kılındığı ve ber vech-i muharrer sudûreden emr-i şerifim iysaline hitaben kayd-ıterkin olunarak sâlifü’z-zikr 4000 vukiyye hamrın ber- mûceb-i şüru resm-u zecriyesi olan meblağ-ı mezkûr bedel-i iltizam-ı mezkûrdan tenzil olunmak üzre baş muhasebe kalemîne ve zecriyeye dahi kaydıyla başka başka ilmuhaberleri verildüği malûmunuz oldukda tarafından tahsîl ve gerek istimare maddesinden ve gerek ziyâde zuhûr eden hamrın resm-u

119

Benzer Belgeler