• Sonuç bulunamadı

ÇİZELGE 4. 1830–1892 Osmanlı İthalat Oranları ve Ülkelere Göre Dağılımı

4.5.6. Giyim Ürünleri Ve Aksesuarlar

Batı örneğinde giyim tarzının Osmanlı Devletine girişi, 19. ilk çeyreğine tesadüf eder. Önce devlet erkânı, sonra da Osmanlı ordusu ve memurlar üzerinde başlatılan, Avrupa tarzı giyim kuşam zorunluluğu, çok geçmeden sosyal hayata da sirayet etmiştir. Müslüman sivillerin de Batı tarzı giyime yönelmeleri, yüzyıllar boyunca farklı giyim kuşam ile kendilerini ifade eden gayrimüslim milletlerin tarzlarıyla karışmıştır. Aslında Osmanlı Devleti’nde milli ve dini ayrım haricinde

365

Muallim Nâci, بذا ك Kazb, s. 607.

366

Üner, s. 318.

367

Türkîye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü, İliyen ,TDK yayınları, C.7, Ankara, 1974.

368

Şemseddin Sami رامس م Mismar, s. 1348.

369

Kamus-i Osmanî, باو ثا, Esvab, C. 1, s. 63.

370

Alm. beckher, https://tr.langenscheidt.com /almanca-turkce/pokal.

371

Türklerin, incelik ve ustalık gerektiren mücevher işçiliğini en iyi sultan tahtlarında gösterdiğini görüyoruz. Sultanın zevkine göre taht, ender ağaçlar, kıymetli taşlar ve inci ile bezenirdi. Bunun haricinde zanaatler porselen tabaklar ve kitap ciltleri üzerinde yoğunlaşırdı. Raphaela Lewis, Everyday Life in Ottoman Turkey, s. 158.

372Kamus Türkî, وا ق Kav, s. 1042. 373

Hüseyin Remzi Bey, ه فوك ش Şükufe, s. 732.

374

Şemseddin Sami, عمش Şem’a, s. 74.

375

Ahmet Vefik Paşa, ی لواپ س ا İspavli, s. 98.

376

87

giyim kuşam, yüzyıllar boyunca meslek ve sınıf farklılığını da ifade etmiştir. Yeni Batılı giyim tarzı ile insanlar farklı bir şekilde kendisini toplum yapısında

göstermiştir.377

II. Mahmut döneminde devlet erkânı, asker ve memurlar için setre ve pantolon ana giyim malzemesi olarak belirlendi ve devlet erkânı başta padişah olmak üzere bu yeni giyim tarzına adapte olmak zorunda kalmıştı. Başlık olarak devlet dairelerinde kavuk yerine fes giyme mecburiyeti de getirilerek giyim kuşam konusunda ilk modern kıyafete geçilmiştir. Bu dönemde fes giyilmesine ilk tepkiyi gösteren ulema sınıfı oldu. Padişah ise kararlarının arkasında durarak Şeyhülislam’ı azletmek

zorunda kalmıştı.378

İlk fesler Tunus’tan ithal edilirken sonradan artan fes ihtiyacı yerli imalata geçilmesi zorunluluğunu doğurmuş ve Tunus’tan 23 fes ustası getirilmiştir. Bu proje sonradan Feshane-i Âmire’nin kuruluşu ile Osmanlı sanayisinin buharlı makinelerle (tarak ve çıkrık yerine makine veya çark) tanışmasına ve Osmanlı Devleti’nin en

mühim dokuma fabrikalarından birinin ortaya çıkmasına olan vesile olmuştur.379

Bunu Edirne, Bursa, İzmit ve Selanik’teki yerli üretim tesisleri izlemiştir.380

Dış rekabete başarıyla direnen Feshane 1865 yılında geçirdiği bir yangınla tamamen tahrip olmuşsa da 1868 yılında yeniden inşa edilerek modern makine ve araç gereçle teçhiz edilmiştir. 1842 yılında başlayan çuka üretimi ülkenin en önemli yünlü

dokuma kollarından biri haline gelmiştir.381

11 Nisan 1829 (6 şevval 1244) tarihinde yayınlanan elbise nizamnamesi ile giyim kuşamda yeni bir döneme girildi. Başta padişah olmak üzere, Şeyhülislam, Kazaskerler, Sadrazam kaymakamı, Müderrisler ve askerler bu kapsama alınarak hepsinin ayrı ayrı giyecekleri belirlendi. Buna göre cübbe ve sarık giyilmesi sadece ulemaya müsaade edilirken, fes siviller için her tülü başlığın yerine zorunlu

377

Nicole von Os, “Milli Kıyafet: Müslüman Osmanlı Kadını ve Kıyafetinin Milliyeti”, Türkler, C. 14, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 134.

378 Ali İhsan Gencer ve Sabahattin Özel, Türk İnkılap Tarihi, İstanbul, Der Yayınları, 2010,s. 253, 254; Andıç, s. 99.

379

Güran, 19. Yüzyılda Osmanlı Ekonomisi Üzerine Araştırmalar, s. 373, 275.

380

Yıldız, s. 467, 468.

381

88

tutulmuştu. Cübbe, kürk, mücevher ve terlik yerine ise pantolon, siyah deri potin,

pelerin ve redingot geldi.382

Oldukça kaliteli malzemelerle üretilen feslerin bir kısmı devlet tarafından satın alınırken bir kısmı da çarşıdaki dükkânlarda halka satılıyordu. Hatta Fransızlar bu potansiyeli görerek kendi ülkelerinde bir Feshane açmışlar, daha düşük kalitede ve

düşük fiyatlarla Osmanlı fes pazarına hâkim olmaya çalışmışlardı.383

II. Mahmut dönemi ve sonrasında devlet memurlarının ve dolayısıyla erkeklerin görünümü batılı bir kimliğe bürünürken, Osmanlı kadınlarının sokakta giydikleri kıyafetlerde görülmeye başlayan değişim devlet tarafından kabul görmüyordu. Ancak devlet, üst düzey bürokratların kadın ve kızlarının ev içinde ne giydikleri konusunda fazla bir söz söyleyemediğinden, kadınlar da zamanla modern Avrupalı kıyafetler giymeye başladılar. Avrupa modasına uygun giyinen ilk Osmanlı Müslüman kadınları, saraydan ve üst sınıftan olan varlıklı ailelerin kızları oldu. Bu elit kesim, bizzat Paris veya İstanbul’daki yabancı terzilerden ve buradaki yabancı dergilerdeki modellerden yararlanarak batılı hanımlar gibi giyinmeye ve kıyafetlerine

özenmeye başladılar;384

sonuçta Osmanlıda yaygınlaşan kent yaşamıyla birlikte

şehirlerde hızla yükselen moda özlemi gün geçtikçe yaygınlaştı.385

Osmanlı kadınlarının modern giyim konusundaki arayışı Osmanlı Devleti’nin son yıllarında başlayıp Cumhuriyet döneminde yapılan kılık kıyafet devrimine de emsal teşkil etmişti. Erkeklerin fes ve pantolon ile modern giyim kuşam arayışları çözülmüş gibi görünse de, bilhassa Osmanlı kadın aydınları yıllar boyunca basit, sade, zamanın mahrumiyetlerine uygun, ucuz ve yerli üretim bir milli kıyafet arayışı içine girdiler.386

382

Ahmet Rasim, Osmanlı İmparatorluğu’nun Reform Çabaları İçinde Batış Evreleri, s. 167-169; Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, s. 103; Andıç, s. 100.

383

Güran, 19. Yüzyılda Osmanlı Ekonomisi Üzerine Araştırmalar, s. 377.

384

Nicole von Os, s. 135-136.

385

İlbeyi Özer, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Sosyal Yaşam”, Türkler, C. 14, YTY, Ankara 2002, s. 157.

386

Nicole von Os, s. 140, Lütfi tarihinde 1845 yılında kadınların da fes giydikleri anlaşılmaktadır “Taife-i nisvan bu kalıba dökülerek tablalı fesler üzerine taranmış ipekleri takarlardı ve başta kolay durması için feslerin içine teller ve üzerine gümüşten mamul paftalar takınırlardı” Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, s. 102

89

Osmanlı modernleşmesinin önemli bir kolu olan kılık kıyafette yaşanan

gelişmelerin önemli izleri defterde şu isimlerle kayıtlıdır: Şabka-i alikorna387

, fotin-i

Haleb (erkek ayakkabısı)388, kaba hassa389 (hase, patiska), telli fûta-i390 hama

(hamamda bele bağlanan ipekli peştamal) peştamal Bursa, Selanik. Toskana mahsûlü şapka, Toskana mahsûlü hasır şapka, kösele-i alikorna, atlas filorin, Nemçe mahsûlü

olarak âlâ ednâ evsat fes391

, Nemçe mahsûlü olarak asker fesi, Nemçe ve alikorna

martil hasır şabka, şabka-i Trieste392, keten gömlek, kundura-i Nemçe ve Sicilyateyn

ve Prusya, çizme-i Nemçe ve Sicilyateyn, Fes Françe kebîr, harir zenne şemsiyesi, penbe çorap Rusya, Bilantkat tabir olunur beyaz İngiliz giysisi, şabka-i Rusya, eldiven-i Prusya.

Benzer Belgeler