• Sonuç bulunamadı

Klasik Edebiyat Tarihi Đçinde Şarabın Gelişimi

III. BÖLÜM ŞARAP KÜLTÜRÜ ŞARAP KÜLTÜRÜ

1.2. DĐNLERĐN ŞARAP KAVRAMINA YAKLAŞIMLARI

1.2.3. Klasik Edebiyat Tarihi Đçinde Şarabın Gelişimi

Çalışma konumuzu oluşturan şarap uzun yıllar önce icat edilmiş, hakkında tanrılar, efsaneler yaratılmış ve kutsal metinlere konu olmuş bir içecektir. Şarabın halk tarafından uzun süre kullanılmış olması onun edebî türler ve kutsal metinler içinde kendine yer bulmasına neden olmuştur. Özellikle kutsal metinlerde yer alan bilgiler şarabın tarihî ve edebî gelişimini takip etmek açısından önemlidir.

Klasik Đslam-şark edebiyat tarihine bakıldığı zaman şarap ile ilgili edebiyat ürünlerinin iki dönem halinde incelenebileceği görülmektedir. Bunlar Đslamiyet öncesi dönem ve Đslamiyet sonrası dönemdir. Edebiyat tarihindeki bu ayrımın temel sebebi Đslamiyet’in şarabı yasaklaması ve bu sebeple edebiyatın alışılagelmiş kaynaklarından biri olan şarabın bir anda önemini yitirmesidir.

Klasik Đslam-şark edebiyatına bakıldığı zaman şarap ve şarap eğlencelerinin (meclis) anlatıldığı eserler genel olarak “Hamriyyat” başlığı altında değerlendirilmektedir. Bu edebî türün oluşumu miladî beşinci-altıncı yüzyılın başlarına kadar uzanmaktadır. Hatta Đran Edebiyatı incelenecek olursa Sasaniler döneminde bile “aşk ve şarap”ın lezzetini anlatan şiirlerin varlığından bahsedilebilir.61

Arap Edebiyatında cahiliye dönemi şiiri, toplum hayatının, inanış ve düşüncelerinin bütün hatlarıyla anlatıldığı metinler olarak karşımıza çıkmaktadır. Klasik Arap şiirinin belli başlı konuları; övgü, hiciv, kadın-aşk, özür-af, tasvir ve şarap olarak sıralanabilir. Đslamiyet’in kabulü ise genel anlamda hamriyyat şiirleri ve şairleri arasında bir milat olmuştur. Đslamiyet öncesi şarap şiiri yazan bazı şairler bu şiirlerden tamamen vazgeçerken62 bazıları bu tarz şiirlere devam etmiştir. Đslamiyet’in ilk asırlarında şarap yasağıyla birlikte şarap şiirleri önemini kaybetmiştir. Ancak Emeviler döneminde toplumun ve edebiyatın şaraba olan yaklaşımı sosyal hayatın da etkisiyle değişikliğe uğramıştır. Emeviler dönemindeki şairler hamriyyat şiirlerine yeniden canlılık kazandırmaya ve şarap hakkındaki

61 Rıdvan Canım, a.g.e., s. 20.

şiirlere önem verilmiştir. Özellikle hicrî II. asırdan itibaren divanlarda ayrı bir bölüm oluşturacak hacimde şarap şiirleri görülmeye başlanmıştır. Arap Edebiyatında XIV-XV. yüzyıla gelindiğinde şairlerin yazdığı şarap şiirleri bir araya getirilmeye başlanmıştır. Arap Edebiyatında Şemseddin Muhammed en-Nâvecî’nin Halbatü’l Kümeyt (Şarap Tasvirinde Birbiriyle Yarışa Girenler) adlı eseri ise bu yönüyle edebiyat tarihi açısından önemlidir. Bu eserde Nâvecî, şarabın isimlerinden kullanılışına, faydalarına, adabına, meclislere, sâkîye kadar şarap ve meclis ile ilgili birçok bilgiye yer vermektedir.

Fars Edebiyatında da durum Arap Edebiyatı ile benzer özellikler göstermektedir. Đran’da şarap şiirleri Sasaniler döneminden beri söylenegelmektedir. Đslamiyet’in kabulü Fars Edebiyatında da dönüm noktası olmuştur. Đslamiyet’in ilk yıllarında şarap şiiri neredeyse yazılmama noktasına gelmiştir. Bu sebeple bir ara kaside Đran şiirinde önem kazanmıştır. Ama Gazne saraylarının etkisi ve gazel nazım şeklinin benimsenmesiyle birlikte şarap tekrar şiirlere girmeye başlamıştır. Şarap hakkında şiir yazanlar hicrî IV. yüzyıla Dakîki’ye kadar götürülebilir. Fars Edebiyatında, -Türk Edebiyatını etkilemesi açısından- XI. yüzyılda Ömer Hayam, XII. yüzyılda Nizâmî’nin adlarını anmak gereklidir.

Klasik Türk Edebiyatı, Đslamiyet öncesi sözlü geleneğin hüküm sürdüğü bir coğrafyada doğmuştur. Đslamiyet’in kabulü ile yazılı edebiyata geçiş birbiriyle zaman olarak örtüşmektedir. Bu sebeple Klasik Türk Edebiyatı’nın kuruluş dönemlerinde Arap ve Fars kaynaklı eserlerin Türkçeye tercümesi yoğun olmuş ve şarap hakkındaki edebî fikirleri edebiyatımıza katmıştır. Türk Klasik Edebiyatı’nın ilk eserlerinde bile şarap ve şarapla ilgili kavramların bulunduğu bilinmektedir.63 Şarap edebiyatımızda klasik edebî türler içinde Arap ve Fars edebiyatlarında olduğu gibi bazen tasavvufî bazen de gerçek anlamında kullanılmıştır. Klasik edebiyatımızda şarap şiirlerinin belirli bir karakter kazanarak gelişmesi “Sâkînâme”lerin ortaya çıkışı ile başlamıştır. Sâkînâme bir edebî tür olarak; “içki meclisini, içkiyi (şarap), içki

dağıtan veya sunan güzeli (sâkî), meclisteki eğlenceleri, yemekleri ve mezeleri, mükeyyifleri(esrar, afyon, tütün), hânende ve sâzendeleri, sâkî, meclis, şarap, kadeh, mutrib ve nedimin özelliklerini, meclisin âdâbını, örf ve âdetlerini mecazlı, tasavvufî

63 Ayrıntılı bilgi için bkz. Halil Đnalcık, Has Bağçede ‘Ayş ü Tarab Nedimler Şairler Mutripler, Türkiye Đş Bankası Yayınları, Đstanbul 2011. s.67-115.

ya da gerçek anlamıyla anlatan manzum eserlerdir.64” şeklinde tanımlanmaktadır. Sâkînâmelerde konular şu şekilde sıralanabilir; şarabın bulunuşu, faydaları, zararları, çeşitleri, kullanılışı, kadeh çeşitleri, meyhâne, meyhânenin özellikleri, mevsimler, gece-gündüz tasvirleri, musiki aletleri, mum vb. gibi birçok konu eserin özelliğine göre birkaç beyit ya da ayrı bölümler olarak işlenir.

Klasik Türk Edebiyatında sâkînâme65 adı altında verilen ilk eser XIV. yüzyılda Harizmî’nin Mahabbetnâme isimli eseridir. Çağatay sahasının büyük ismi Ali Şir Nevâyî’nin Fevâ’idü’l- Kiber adlı dördüncü divanında yer alan ve Sâkînâme başlığı taşıyan 459 beyitlik uzun manzume müstakil sâkînâmelere gidişin ilk örneklerindendir. Türk edebiyatında ilk orijinal sâkînâme olarak karşımıza XVI. yüzyılda Edirneli Revânî’nin Đşretnâmesi çıkar. Revânî bu eserini Yavuz Sultan Selim’e sunmuştur. Đşretnâme 694 beyitten oluşmaktadır. Bu eserin bir önemi de kendinden sora yazılmış olan sâkînâmelere örnek teşkil etmesidir. Çalışmamıza konu olan şairlerden Fuzûlî’nin, 327 beyitlik Farsça kaleme alınmış, baştan sona tasavvufî66 anlamlar taşıyan Heft-câm ve Beng ü Bâde isimli 450 beyit civarında Türkçe yazarak Safevi hükümdarı Şah Đsmail’e sunduğu iki sâkînâmesi; Hayretî’nin 102 beyitlik bir sâkînâmesi; Taşlıcalı Yahyâ’nın Gencine-i Râz isimli mesnevisinde 48 beyitlik bir sâkînâmesi mevcuttur.67

Klasik edebiyata genel olarak bakıldığında şarabın, edebî türler içinde -yasaklara rağmen- yer alacak kadar önemli bir unsur olduğu görülmektedir. Ayrıca

Đslamiyet’in kabulü şarabın şiirde kullanılması konusunda Arap, Fars ve Türk edebiyatlarında bir dönüm noktası olmuştur. Bunun neticesinde gerçek şarap kendini yavaş yavaş tasavvufî bir karaktere oturtmuş geleneksel olarak şiirlerde var olmayı devam ettirerek farklı anlam daireleri yaratmış edebiyatın vazgeçilmez konularından biri haline gelmiştir.

64 Mehmet Arslan, Aynî Sâkînâme, Kitapevi Yay. Đstanbul 2003, s. 9.

65 Tunca Kontartaner, Sâkînâmelerin Ortaya Çıkışı ve Gelişimine Genel Bir Bakış, Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, Đzmir, 1983, C. II., s. 81-90.

66 Mehmet Arslan, a.g.e., s.37.

1.3. KLASĐK EDEBĐYATIMIZDA GEÇEN ŞARAP TÜRLERĐ ve