• Sonuç bulunamadı

III. BÖLÜM ŞARAP KÜLTÜRÜ ŞARAP KÜLTÜRÜ

1.4. ŞARABIN MEYDANA GETĐRDĐĞĐ ETKĐLER

1.4.1. Sarhoşluk Vermesi

1.4.1.1. Sarhoşluk Çeşitleri

1.4.1.1.2. Kan Delisi/ Kan Sarhoş/ Kan Mest

Yukarıdaki başlığı oluşturan “Kan Delisi, Kan Sarhoş, Kan-mest” kelimeleri çok sarhoş anlamına gelmektedir. Bu durum; “Kandil, kanzil sözlerinin çok sarhoş

demek olduğuna ve Đbn-i Kemâl merhumun esrar sarhoşluğunu ifade ederken “kan hayran” tabirini kullandığına bakılırsa kan sözünü çok fazla, ağır manalarında

kullanıldığına hükmolunabilir”128 şeklinde izah edilmektedir. Örnek olarak seçilen

beyitler de bu açıklamayı doğrulamaktadır.

Delüķanluluġ ider miydi yaşum gibi şarāb

La‘l-i meygūnuñuñ olmasa ķızıl ķan delüsi (Hayretî, g. 437/3)

(Eğer)Şarap, şarap rengi dudaklarının sarhoşu olmasa, göz yaşım gibi delikanlılık eder miydi?

Düşdi üftāde yaşum gibi ayaġa mey-i nāb

Olalu sen delüķanlu güzelüñ ķan delüsi (Hayretî, g. 438/4)

Saf şarap, zavallı gözyaşım gibi delikanlı bir güzelin bağımlısı olduğundan beri ayağa düştü.

Didüm bu çeşm-i ser-mesti niçün baġlarsın ey ĥūnī

Didi ķan-mest olup ġavġā içün aldı ele ĥançer (Zâtî, g. 283/2)

Ey kan dökmeye meyilli (sevgili) bu sarhoş gözü niçin bağlarsın dedim. Dedi ki; çok sarhoş olup kavga için eline hançer aldı.

Meger ķan içmek ile esrimişdür nerkis-i mestüñ

Besī mey nūş edenler gördüm olmaz beyle ķan ser-ĥōş(Fuzulîg.134/4)

Galiba nergise benzeyen gözün, kan içmekten sarhoş olmuştur. Yoksa çok şarap içenler gördüm böyle çok sarhoş olmuyorlar.

1.4.1.1.3. Kanzil

Kanzil kelimesi “Geçkin sarhoş, körkütük sarhoş”, “Halk arasında

sarhoşluğun son derecesini ifade için kullanılan tabir” anlamına gelmektedir. Şairler

bu ifadeyi beyitlerde tam olarak aksettirmişlerdir. Örnek olarak seçilen beyitlerde “kanzil” ifadesi âdeta sarhoşluktan bir adım daha öteye giderek kendinden geçme halini ifade etmektedir.

Deyr-i ‘ışķuñda ceres gibi ne içün feryād ider

Çün şarāb-ı ‘ışķ ile ķanzil degüldür göñlümüz (Zâtî, g. 535/5)

Madem ki gönlümüz aşk şarabıyla körkütük sarhoş değil, (o halde) niçin senin aşk kilisende çan gibi inler.

‘Ālemde henūz adı yād olmadan engūruñ

Ey sevgili, dünyada henüz üzümün adı anılmamışken ben vahdet meyhanesinde körkütük sarhoştum.

Đçeli ‘ışķuñ şarābın bu Muģibbī ĥaste-dil

Giceden gündüzi farķ itmez yatur ķanzildürür (Muhibbî, g. 1059/6)

Bu gönlü hasta Muhibbî, aşkının şarabını içtiğinden beri gece ile gündüzü ayıramadan yatan körkütük bir sarhoştur.

1.4.1.1.4. Mest

Mest kelimesi sözlükte sarhoş anlamına gelmektedir. Klasik şiirde mest kelimesi değişik kelimelerle terkipler oluşturmuştur. Bu terkipler zamanla farklı durumda olan sarhoşları anlatmak için kullanılan adlandırmalar halini almıştır. Aşağıdaki bölümde bu değişik adlandırmalar kısaca açıklanarak zikredilmeye çalışılmıştır.

1.4.1.1.4.1. Bed-mest

Bed kelimesi sözlüklerde; “ugly, unseemly(kötü)”, “kötü, fena” anlamlarına mest kelimesi ise “sarhoş, sekrân” anlamına gelmektedir. Bed-mest ifadesi ise çok içerek sarhoş olan, kötü sarhoş, aşırı sarhoş anlamlarını ihtiva etmektedir. Kötü sarhoş olan kişi ise ne yaptığını bilemez haldedir. Klasik Edebiyatta “bed-mest”in kendini bilemez halde olması ve bu sebeple tartıştığı kişiyi öldürme amacıyla sardırması “kan yapma” şeklinde şiirlere aksetmiştir. Bu sebeple kan ve “bed-mest” ifadesi bir arada kullanılmıştır.

Cām-ı la‘lin isteme gel eyle çeşminden ģaźer

Kim ki bed-meste uyarsa lābüd anda ķan olur (Muhibbî, g. 817/2)

Dudak kadehini isteme, gel gözünden sakın. Kim kötü huylu sarhoşa uyarsa, ondan kan dökülmesi normaldir.

Ġamzesi ķanumı içerse dostlar olmaz ‘aceb

Yan bakışı, kanımı içerse dostlar şaşırmayın. Kötü sarhoş olan kafirin yönelişi, daima kanadır.

1.4.1.1.4.2. Evgâr-ı Mest

“Evgâr-ı mest” kelime olarak sarhoş anlamına gelmektedir. Şiirlerde bu adlandırmayı sıklıkla görmekteyiz.

Ģaźer ķıl Nev‘iyā dil şīşesinüñ inkisarından

Đçüp ol seng-dil bī-raģm ile evgār-ı mest olma (Nev‘î, g. 411/5)

Ey Nev‘î, gönül şişesinin karılmasından sakın. (Şarap) içip o taş kalpli, merhametsiz ile sarhoş olma.

1.4.1.1.4.3. Mest-i Harâb

“Mest-i harâb” kelimesi sözlüklerde “dead drunk intoxicated(ölü gibi

sarhoş)”, “Harap olmuş sarhoş, yıkılasıya içmiş adam” anlamlarına gelmektedir.

Beyitlerde de sözlük anlamına uygun kullanımlar mevcuttur. Dünyā şarābı ile olmaz Ĥayālī böyle

Ĥumĥāne-i ezelden mest-i ĥarāba beñzer (Hayâlî Bey, g. 92/5)

Hayâlî dünya şarabıyla böyle (sarhoş) olmaz. (O) ezel meyhanesinden harap sarhoş olmuşa benziyor.

Sāķiyā ŝun ķadeģ-i hicrān beni ĥāk itmedin

Çün ĥarāb eyler olayın bāri ben mest-i ĥarāb (Muhibbî, g. 169/3)

Ey içki sunan, ayrılık kadehi beni toprak etmeden, bir kadeh sun, madem ki (ayrılık şarabı) harap eder, ben bari harap sarhoş olayım.

Müyesser ola mı sāķī baña bu dār-ı dünyāda

Đçüp mest-i ģarāb olup yatup ķalmak Ķalatada (Helâkî, g. 126/1)

Đçki sunan, bana bu dünya konağında içerek harap sarhoş olup Galata’da yatıp kalmak kolay olabilir mi?

1.4.1.1.4.4. Mest-i Lâ-ya‘kıl

“Mest-i lâ-ya’kıl” ifadesi sözlükte; “sızmış, sarhoş” “aklı başında olmayan,

yaptığını bilmeyen” anlamına gelmektedir. Şairler sarhoş olan insanın aklının

başında olmaması durumundan hareketle bu ifadeyi kullanmışlardır. Zāhidā ‘aşķ içre te’śīr eylemez Bāķīye pend

Mest-i lā-ya’ķil bilürsin diñlemez efsāneyi (Bâkî, g. 509/6)

Ey zahid, Bâkî’ye aşk içinde nasihat etki etmez, bilirsin (ki) sızmış sarhoş olan (mecliste anlatılan) efsaneyi dinlemez.

Şöyle mest itdi Muģibbīyi lebüñ cāmı kim

Hergiz ayılmaya lā-ya‘ķıl ola tā dem-i ŝūr (Muhibbî, g. 526/5)

Dudağının kadehi Muhibbî’yi öyle sarhoş etti ki, asla ayılmayıp kıyamete kadar sızmış sarhoş(gibi) kalacak.

1.4.1.1.4.5. Mest-i Müdâm

Mest-i müdâm sözlükte “Perpetually drunk; habitual drunkard (daimi

sarhoş)”129, “devamlı her zaman sarhoş” anlamlarına gelmektedir. Şairler sarhoşluk

kavramını anlatırken sarhoşluğun farklı bir hal olduğundan bahsetmişlerdir. Bu sebeple şiirlerde bu ifadeyi kullanarak sarhoşların içinde bulundukları bu farklı durum anlatılmış ve farklılık yaratan bu halin ilahî kavramlar olduğu ifade edilmiştir.

Ŝunup la‘lüñ şarābından beni mest-i müdām eyle

Gedā isem n’ola himmetle sulšān eyle sulšānum (Hayretî, g. 284/3)

Sultanım, dudağının şarabından sunarak beni devamlı sarhoş et, dilenci isem ne çıkar bana himmet (ederek) beni sultan yap.

Şarāb-ı lāyezālīden şu kim mest-i müdām oldı

Ana hüşyārlıķ ‘ālemde bir laģža ģarām oldı (Hayretî, g. 462/1)

Allah (aşkının) şarabından devamlı sarhoş (haline gelen kimseye) dünyada bir anlık ayıklık haram oldu.

Mey içüp mest-i müdām olmayıcaķ ey Bāķī

Ne göñül baġlasun ādem bu ĥarāb-ābāde (Bâkî, g. 423/7)

Ey Bâkî, insan şarap içip devamlı sarhoş olmayacaksa bu dünyaya niçin gönül bağlasın.

Ey Bâkî, şarap içmeyip sarhoş olmayan adam(Allah’ın yasaklarına uyan) niçin bu harap yere(dünyaya) gönül bağlasın.

Şarāb-ı ‘ışķ ile Nev‘ī gibi mest-i müdām olmaķ

Baķup bu ni‘met-i dünyāya ģayrān olmadan yegdür (Nev‘î, g. 133/5)

Aşk şarabı ile Nev‘î gibi, devamlı sarhoş olmak bu dünyanın nimetlerine bakıp hayran olmaktan daha iyidir.

1.4.1.1.4.6. Mest-i Ser-girân

Sözlükte; “whose head is heavy with drink, intoxicated(başı içkiyle

ağırlaşmış kişi)”, “Ağır, sersem, mahmur, sarhoş” anlamlarına gelmektedir.

Şiirlerde çok fazla kullanılan bir adlandırma değildir. Meclisüñ şūh-ı gül-‘iźārların

Ġonca-veş mest-i ser-girān idelüm (Bâkî, g. 328/7)

Meclisin gül yanaklı güzellerini gonca gibi çok sarhoş edelim.

Bezm-i gülşenden götürürler giderler gülleri

Beñzer olmışlar durur ġāyetde mest-i ser-girān (Hayretî, k.15/8)

1.4.1.1.4.7. Katı Mest

Katı kelimesi sözlükte “Çok, çok ziyade, pek şiddetli, iyice, sıkı sıkı, gayet” anlamlarına gelmektedir. Buradan hareketle “katı mest” ifadesinin çok sarhoş anlamına geldiği söylenebilir. Katı mest ifadesi çok fazla kullanılmamakla birlikte mest başlığı altında konu edilmiştir.

Tāb-ı ruĥuñla la‘lüñ añan ‘aķlın aldurur

Şevķ ile içse kişi meyi ķatı mest olur (Bâkî, g. 97/2)

Yanağının parlaklığıyla lal gibi dudağını zikreden aklını (aşkına) kaptırır. Nitekim eğer bir kişi şarabı çok istekli içerse çok sarhoş olur.

1.4.1.1.4.8. Nîm-mest

Nîm-mest ifadesi sözlükte “Yarı sarhoş” anlamına gelmektedir. Şiirlerde az kullanılan bir ifadedir.

Ey Türk-i nīm-mest bu cānum ĥarābdur

Yaķduñ ģazīn göñlümi bu ne ‘itābdur (Muhibbî, g. 1039/1)

Ey yarı sarhoş Türk bu canım haraptır. Hüzünlü gönlümü yaktın bu ne azarlamadır.

1.4.1.1.5. Müdâmî

Sözlükte; “Durmadan şarap içen” anlamına gelmektedir. Şiirlere çok sık konu olan bir adlandırma değildir.

Cür‘a-i cām-ı maģabbet nūş iden abdāllar

Hergiz ayılmadılar şāhum müdāmīler gibi (Hayretî, g. 445/4)

Şahım, muhabbet kadehinin son yudumunu için abdallar devamlı içen sarhoşlar gibi asla kendine gelemediler.

1.4.1.1.6. Sekrân

“Sekrân” kelimesi sözlükte “Sarhoş, mest” anlamına gelmektedir. şiirlerde çokça kullanılan bir ifade değildir.

Ey Muģibbī šañ degül gitmezse başından ĥumār

Cām-ı ‘ışķı nūş idüp anlar ki sekrān oldılar (Muhibbî, g. 458/5)

Ey Muhibbî aşk şarabını içip sarhoş olanların sabah sarhoşluğu başından gitmezse şaşılmaz.

1.4.1.1.7. Şârib

Şârib, kelime anlamı olarak “işrete müptela”, “içen, içici” demektir. Şiirlerde çok kullanılan bir adlandırma değildir.

Gelüb ĥašš-ı lebüñ içdi bu gün mey yirine ķanum

Anūñçün şehr-i ģüsnüñ içre adı şārib olmışdur (Zâtî, g. 479/4)

Bu gün dudağının ayva tüyleri gelip şarap yerime kanımı içtiler. Onun için güzellik mahallesinde (ayva tüylerinin) adı şarap içiciye çıkmıştır.