• Sonuç bulunamadı

1. GELİR KAYNAKLARI VE GELİRLER

1.1. KİRA GELİRLERİ

Muhasebe defterlerinde “müşâherât” başlığıyla kaydedilmiş olan vakfın binalarına ait kira gelirleri, Kütahya Han, büyük ve küçük hamam, dükkânlar, evler, odalar ve değirmenden elde edilmekteydi. Vakfiyeye göre Emir Sultan’ın vakıfları, bunlardan sadece 3 dükkân olup diğerleri başka vâkıflar tarafından tahsis edilmişlerdir.

(Bkz: Tablo-7). Bununla birlikte vakfiyeden sonra da yeni ilavelerin devam ettiği ve vakfa gelir getiren dükkân, oda ve hâne sayısının arttığı I. Bölümde detaylı bir şekilde anlatılmıştı. İşte bu artışlar, kira gelirlerini de zenginleştirmiştir.

Aylık veya yıllık tahsil edilen kira gelirleri, vakfın düzenli bir gelir kaynağıydı.

Muhasebe dönemleri boyunca kira gelirlerindeki en yüksek meblağa, 1025-1032 yılları arasında ulaşılmıştır. Tablo-12’de, belirtilen aralıkta toplam kira gelirlerinin 50.000 akçenin üzerinde seyrettiği görülmektedir. Diğer dönemlerde ise toplam meblağ, 35.000-49.000 arasında değişmiştir. 1006-1086 arası dönemde en düşük ve en yüksek kira geliri (25.704-56.927) arasında ortalama 20.000 akçelik fark olduğu gözlenmektedir.

81

Kendinden önceki ve sonraki dönemlere nazaran 1025-1032 yılları arasında görülen yükselişin temel nedeni, aylık kira miktarlarındaki artıştır. Örneğin 1006-1021 arasında Hammâm-ı Kebîr’in aylık kirası 300 akçe iken 1025’de 600 akçeye çıkmış, bu durum 1032’ye kadar devam etmiştir. 1035’de 300’e, 1037-1039 arası 210 akçeye gerilemiş, sonraki dönemlerde tekrar yükselerek 540, 700, 600, 720 akçe; 1086’ya gelindiğinde ise 750 akçe olmuştur. Kira gelirlerinin detaylı dökümünün verildiği Tablo-13’de kiralık yerlerin her birinin yıllık hasılata katkısı gösterilmiştir. Dolayısıyla aylık kira miktarının düşmesi ya da yükselmesine bağlı olarak toplam gelirde değişim meydana gelmiştir.

Diğer taraftan vakıf, 1035-1044 yılları arasında kira gelirlerinin tamamını tahsil edememiştir. (Bkz.: Tablo-13). Bir yılda alınması gereken kira gelirleri toplamı ile tahsil edilen miktar arasında “battâliye” sebebiyle farklılık oluşmuştur. Kira yerlerinin boş kalması, belirtilen dönemlerde kira gelirlerindeki düşüşün bir diğer sebebini teşkil etmektedir. En fazla fark, 1043-1044 dönemine (10.380) ait olmakla birlikte bunun sadece 2.580 akçesi battaliyedendir. Kalan açık ise, Kütahya Han kirasının, kendi tamirine tahsis edilmesi sebebiyle oluşmuştur. 1010-1011 ile 1012-1013 dönemlerinde kira gelirindeki nispeten azalma (35.463 ve 36.555) 11 aylık dönemi kapsamalarından dolayı olduğu düşünülebilir. 1070’deki kira gelirlerini (35.520) battaliye durumu belirtilmemekle birlikte özellikle Hammâm-ı Küçük ile dükkân-hâne kiralarındaki düşüşün etkilediği anlaşılmaktadır.

Tablo-13’te görüldüğü üzere Kütahya Han’ın aylık kirası, 1006-1086 yılları arasında 500 ilâ 1200 akçe arasında değişiklik göstermektedir. 500 akçe, en düşük kira olup 1007-1008, 1010-1011, 1013-1014 dönemlerinde; 1200 akçe de en yüksek kira olarak 1086 döneminde tahsil edilmiştir. İki dönemde ise (1006-1007 ve 1016-1017) kira miktarı sadece yıllık 6.500 akçe olarak kaydedilmiştir. 1017’den 1022’ye kadar bir yükseliş yaşanmış; 1025-1050 arası nispeten düşüşün yaşandığı bir dönem olmuştur.

1050’den itibaren de yükseliş tekrar başlamış ve 1086’da en yüksek kira miktarına ulaşılmıştır.

Hamamların aylık kiraları, 600 ilâ 1.500 akçe (Hammâm-ı Küçük) ve 180 ilâ 750 akçe (Hammâm-ı Kebîr) arasında seyretmiştir. Buna göre her ne kadar küçük olarak

82

nitelense de Hammâm-ı Küçük, kira geliri yönünden diğerini geride bırakmıştır. Bu hamamın kira durumunda sadece 1070, 1076 ve 1079 dönemlerinde büyük hamam kirasının da altına inen bir düşüş meydana gelmiştir. Büyük hamamın kira geliri 1019-1021 ile 1037-1039 yılları arasında ortalama 210-230 akçe ile en düşük seviyeye inmiştir. 1025-1032 ve 1070-1086 arası dönemlerde ise, en yüksek meblağlara (600-750 akçe) ulaşılmıştır. İncelenen dönemin başından sonuna iniş çıkışlar gösteren kira geliri 1086 yılına gelindiğinde % 100’ün üzerinde bir artış göstermiştir. (Bkz: Tablo-13).

Büyük hamamın 1016-1018 arasında çalışmadığı görülmektedir. Hamamın çalışmamasında celâlî tahribatının etkisi olmalıdır. Zira XVII. yüzyıl başları, Bursa’da celâlî isyanlarının etkili olduğu dönemdir.285 İsyancılar şehirdeki pek çok vakıf malına büyük zararlar vermişlerdir. Emir Sultan vakfı binaları da söz konusu tahribata maruz kalmıştır.

Dükkân gelirleri toplamı, en az (1043-1070 arasında) ve en fazla (1016-1017 dönemi) meblağlar dışında diğer dönemlerde genel olarak yakın seviyelerde seyretmiştir. En az seviyenin görülmesinde battaliyelerin etkisi vardır. Evlerden elde edilen toplam kira gelirleri ise, 1.764 ilâ 7.242 akçe arasında seyretmiştir. Dönem olarak bakıldığında en fazla gelir, 1006-1018 arasında; en az, 1050-1086 arasında sağlanmıştır.

(Bkz: Tablo-13).

Bu verilerin kurumların XVII. yüzyıla ait işleyen yüzünü göstermesi bir tarafa kira miktarlarındaki iniş-çıkışlar, merak uyandıran ve üzerinde asıl durulması gereken kısmı teşkil etmektedir. Diğer taraftan muhasebe verileriyle karşılaşmadan önceki dönemlerde yani XV. ve XVI. yüzyıllarda yukarıda bahsedilen ticârî vasıflı birimlerin gelir durumlarının da bilinmesi gerekmektedir.

Şer’iyye sicillerinde yer alan kira akitleri, özellikle muhasebe kayıtlarının bulunmadığı dönemlerdeki durumu değerlendirme açısından önem arz eden belgelerdir.

Örneğin, Hammâmî Kâsım bin Doğan, Emir Sultan vakfı mütevellîsi Ali Çelebi bin İshak’tan vakfın At Pazarı yakınındaki hamamını 10 Cemâziyelevvel 890 tarihinden itibaren bir yıllığına günde 65 dirheme (ayda 1.950 yılda 23.400 dirhem); Ahmed bin

285 Mustafa Akdağ, Türk Halkının Dirlik ve Düzenlik Kavgası (Celali İsyanları), İstanbul, Bilgi Yayınevi, 1975, s. 376 vd.; Orbay, a.g.m., s. 25-26.

83

Mehmed, vakıf imaretinin kâtibi Mevlana Sinanuddin Yusuf bin Hamza’dan imaret yakınındaki hamamı, gurre-i Rebiulevvel 890 tarihinden itibaren bir yıllığına ayda 1.140 dirheme (yılda 13.680 dirhem) kiralamıştır.286

XVI. yüzyılın ilk yarısında küçük hamamın 1.000 akçenin üzerinde; ikinci yarısının sonlarında her iki hamamın da öncekilere nazaran oldukça düşük meblağda kiralandığı görülmektedir.287 XVI. yüzyıl tahrir kayıtları kira miktarlarındaki bu değişimi doğrulamaktadır.288

Aynı minvalde Kütahya Han’ın XV. yüzyıl sonundaki kira durumuna bakıldığında 890 yılında bir yıllığına ayda 700 dirheme; 892’de 900 dirheme; 895’te 700 dirheme kiraya verildiği öğrenilmektedir.289 Hanın XVI. yüzyıl sonlarındaki kira akitlerinde çarpıcı bir değişim görülmemektedir. Örneğin gurre-i Muharrem 991/Ocak 1583 tarihli bir belgede Kütahya Han, vakıf câbîsi ve kâim-makâm-ı mütevellî Abdulkerim bin Hüseyin tarafından Ahmed bin İlyas’a bir yıllığına 8.000 akçeye kiraya verilmiştir. Bir sonraki yıl, han ile ilgili başka bir kiralama akdi yapılmıştır. 2 Rebiulevvel 992/14 Mart 1584 tarihli belgeye göre Hızır bin Abdullah, Kütahya Han’ı aynı vakıf idarecisinden 7.800 akçeye kiralamıştır.290

İlk iki yüzyıla ait kira akitlerinden ve tahrir kayıtlarından elde ettiğimiz bilgiler, özellikle han ve iki hamamın kira gelirlerine katkısını bir kez daha düşünmeyi gerekli kılmaktadır. Zira muhasebe defterlerindeki gelir tablosundan farklı bir manzara ortaya çıkmaktadır. XV. ve XVI. yüzyıllara ait bilgiler ve XVII. yüzyıl muhasebe verilerinden oluşturulan grafik aşağıdadır. Grafiğe yansıdığı üzere XVII. yüzyıl öncesinde hamamların aylık gelir miktarları daha yüksek olup XVI. yüzyılının ikinci yarısında ciddi düşüşler yaşanmıştır. Bu dönem, Anadolu’nun genelinde yaşanan sosyal ve ekonomik kriz dönemidir. Suhte ayaklanmaları, uzun süren askerî seferler, celâlî olayları nedeniyle büyük sosyal-iktisâdî sıkıntılar içine girilmiştir. Muhasebe kayıtlarının başlangıcı, bu düşüş dönemine denk gelmiştir. Dolayısıyla muhasebe

286 BŞS A 4 341b, 302b.

287 BŞS A 42 4a; BŞS A 63 79b; BŞS A 62 158a; 997 yılına ait iki kira akdi belgesinde Ahmed Dâî mahallesindeki hamamın aylık kirası 300 ve 390 olarak belirlenmiştir. Bkz.: BŞS A 144 238a; BŞS A 148 3b, 4b.

288 BOA, TT.d. 113/88; 166 Numaralı Defter, s. 10; BOA, EV.HMH.d. 6/22.

289 BŞS A 4 309b; BŞS A 5 280a; BŞS A 7 463b.

290 BŞS A 110 74b; BŞS A 127 126a.

84

defterlerindeki rakamları genelleştirmeden ait oldukları dönemin koşullarında değerlendirmek gerekmektedir.

Grafik-3 Han Ve İki Hamamın Aylık Kira Miktarları

Muhasebe defterlerindeki diğer kira gelirlerinin (dükkân, ev, oda ve değirmen kiraları) XVII. yüzyıl öncesi durumunu kıyaslayacak veriye sahip değiliz. Bununla birlikte celâlî tahribatının yaşandığı dönemde (1608-1609) yüzyılın başına nispetle toplam kira gelirlerinde azalma olmamıştır. 1006-1014 arasında 35.000-40.000 akçe arasında olan kira gelirleri, 1016-1017 muhasebe döneminde büyük hamam işletilmemiş olmasına rağmen 49.267 akçeyi bulmuştur. Celâlî isyanları esnasında Emir Sultan vakfının bir kısım binalarının da zarar gördüğü bilinmektedir. Dolayısıyla işleyişi sekteye uğratan durumlar, kısa sürede telafi edilmiş olmalı ki bu nedenle muhasebe verilerinde bir yansıması görülmemektedir. Yahut toplam kira gelirlerindeki düşüşün XVII. yüzyıl öncesine hatta han ve hamamlarda olduğu gibi XVI. yüzyıl ortalarına kadar uzandığı varsayılabilir.

Kira gelirlerinden bir kısmı da değirmenlerden sağlanmaktaydı. Bunlardan sadece Gökdere üzerindeki değirmen, kira gelirleri arasında zikredilmiştir. Diğerleri ise, cibayet gelirleri içinde nakdî veya aynî olarak gösterilmiştir. Gökdere değirmeni icâre usulüyle işletilmekteydi. 891 yılına ait bir kira akdine göre değirmenci Şahin bin Abdullah’a, ayda 210 dirheme bir yıllığına kiraya verilmiştir.291 Muhasebe kayıtlarında

291 BŞS A 5 216b.

85

ise 1017-1018 döneminden itibaren bu değirmenin kirası yer almaktadır. Kira miktarı, 1025-1026 dönemi dışında bütün dönemlerde aylık 60 akçe olarak yer almıştır.