BÖLÜM 2: ESERDE YER ALAN KARAKTER ve KİŞİ ADLARI
2.2. Kişi Adları
“Kumaru tegip tıdtı aydı serin, bayat hukmi tapla köŋül ög tilin
Kumaru onun feryâdlarına mâni olmağa çalıştı : — Sabırlı ol, Tanrı’nın hükmüne gönlünle, aklınla ve dilinle riza göster — dedi —” 6293
2.2. Kişi Adları
2.2.1. Hükümdar Adları
Eserde Tavgaç Buğra Han, Karun, Nuşin Revan, İskender, Şeddat gibi hükümdar isimleri yer almaktadır.
Dilaçar (1988: 149) devlet örgütü ve yönetiminde hükümdarın yardımcılarını alt aşamalardan başlayarak hilbaşı, on çadır (on otag), sübaşı, ilbaşı, hacib, agıcı, ılımga, öge, kök ayuk, inanç beg, çagrı beg, tigin beg, çavlı beg, yavgu, yugruş, ilbey, er ögi, vezir şeklinde sıralamıştır. Aşağıdaki beyitte işaret edilen “çağrı, tigin, çavlı” ifadelerinin birer ünvan olduğu görülmektedir.
“Kayusı ınanç beg kayu çagrı beg, kayusı kül erkin kayu çavlı beg
Kimi ınanç-bey, kimi çağrı-bey, kimi tigin-bey ve kimi çavlı-bey olur.” 4068
Eserde görülenTavgaç Buğra Han İslâm Ansilopedisi’nde (2010: 558) Ebû Ali Tamgaç
(Tavgaç, Tafgaç) Uluğ Buğra Han Hasan, Doğu Karahanlılar’dan Arslan Karahan Süleyman’ın oğlu olup 462 (1069) yılında Balasagun, Kâşgar ve Hoten’i kardeşi Tuğrul Karahan Yûsuf’un elinden alarak Doğu Karahanlılar’ın başına geçen hükümdar olarak belirtilmiştir.
“Ajun tuttı tavgaç ulug bugra han, kutadsu atı bersü iki cihân
Büyük Tavgaç Buğra Han dünyaya hâkim oldu; adı kutlu olsun, Tanrı onu her iki cihanda aziz etsin.” 88
Kârûn, İslâm Ansiklopedisi’nde (2001: 519) “Zenginliğiyle tanınan, Hz. Mûsâ ve Hârûn’un şahsında Allah’ın emirlerine karşı çıktığı için cezalandırılan kişi.” olarak Üşenmez (2006: 250) tarafından ise “Hazinesiyle birlikte helâk olan meşhûr Kârûn adlı kimse olup Hz. Musa zamanında yaşamıştır.” şeklinde belirtilmiştir.
26
“Ya kençim tükel boldı kârûn neŋi teg, ya ashabı res teg temür kend tokıttım
Yahut hazînem, Karun'unki gibi, doldu taştı veya Eshâbi Res gibi, demirden kale yaptırdım.” 6551
Nûşin Revan, İslâm Ansilopedisi’nde (1995: 255) Sasani hükümdarı olan Enûşirvân’ın klasik Arap, Fars ve Türk edebiyatlarında Nûşirevân-ı Âdil şeklinde zikredildiği, ahlâk ve nasihat kitaplarıyla bazı müstakil hikâye ve mesnevilerde daha çok adalet timsali kahraman bir hükümdar olarak yer aldığı ve diğer manzum türlerde ise bu yönüyle teşbih, mecaz ve mazmunlara konu olduğu belirtilmiştir.
Üşenmez (2006: 129) tarafından “Anûşirvân, İran’da 531 den 579 yılına kadar hükümdarlık etmiş ve doğruluğu ile şöhret bulmuş olan Sâsâni şahı ki “âdil” lâkabıyla anılır.” ifadeleriyle tanıtılmıştır.
“Muŋar bütmese kör bu nûşin revân, ukuş közi birle yaruttı cihân
Buna inanmazsan, Nûşin Revan'a bak; o akıl gözü ile dünyayı aydınlattı.” 290 “Ya isâ bolup kökke agdım takı men, ya nûşinrevân teg törü tüz yorıttım
Isa gibi, ben göğe çıktım veya Nûşirevan gibi, memleketi adaletle idare ettim.” 6550
İslâm Ansiklopedisi’de (2000: 557) “İslâm tarihinde daha çok efsanevî şahsiyetiyle tanınan Makedonya kralı.” olarak tanıtılan İskender eserde “sikender” şeklinde geçmektedir.
“Ajun bütrü tuttum sikender tutarça, tükel nûh yaşın men yaşadım yaşattım
İskender gibi, bütün dünyayı elimde tuttum, tam Nûh'un yaşını yaşadım ve yaşattım.” 6548
Eserde geçen “kisra” Üşenmez (2006: 275) tarafından “Eski İran hükümdârlarına verilen ad.” olarak, İslâm Ansiklopedisi’nde (2002: C24/71-72) ise “Araplar’ın Sâsânî hükümdarları için kullandıkları unvan.” şeklinde tanımlanmıştır. Beyitte “kaysar” olarak geçen ve Arat tarafından “kayser” şeklinde çevrilen kelime İslâm Ansiklopedisi’nde (2002: C25/95-96) “Araplar’ın Roma ve Bizans imparatorları için kullandıkları unvan.” şeklinde tanımlanmıştır.
27
Şeddad, Ergene’nin (2017: 256) Tokel’den (2006: 382) aktardığı üzere dünyada cennetin bir benzerini yapmak isteyen ancak bunu göremeden öldüğü rivayet edilen kişidir.
“Tutayın ya kisrâ ya kaysarça boldum, ya şeddâd u âd teg takı uçmak ittim
Farzedelim ki, ben kisrâ veya kayser oldum ya Şeddâd ve Âd gibi, bir de cennet yaptırdım.” 6547
2.2.2. Peygamber Adları
Eserde Hz. Âdem, Hz. İsa, Hz. Nuh peygamberlerin adları orijinal metinde zikredilmiş, peygamberimiz Hz. Muhammed (S.a.v.) için ayrı bir bölüme yer verilmiştir. Ayrıca eserin sonradan eklenen mensur bölümünde efendimizin adı Hz. Muhammed Mustafa olarak geçmiştir.
Eserde geçen “apa” kelimesi Üşenmez (2006: 129) tarafından “Âdem, insan.” olarak tanımlanmaktadır. Hz. Âdem, İslâm Ansiklopedisi’nde (1988: 358) “Semavî kitaplara göre ilk insan ve ilk peygamber.” olarak belirtilmiştir.
“Ajunka apa enmişinde berü, ukuşlug uru keldi edgü törü
Adem’in dünyaya indiğinden beri iyi nizam dâima anlayışlı insanlar tarafından vaz'edilegelmiştir.” 219
Benzer beyitler: 3520/3522/6391
Hz. İsâ, İslâm Ansiklopedisi’nde (2000: 472) “Kur’an’da adı geçen ve kendisine kutsal kitap İncil verilen peygamber.” şeklinde belirtilmiştir.
“Ya ‘isâ bolup kökke agdım takı men, ya nûşinrevân teg törü tüz yorıttım
Isa gibi, ben göğe çıktım veya Nûşirevan gibi, memleketi adaletle idare ettim.” 6550
Son peygamber (İslâm Ansiklopedisi, 2005: 408) Hz. Muhammed’in adı daha önce de belirtildiği üzere eserde manzum ve mensur eklerde ve bap fihristinde geçmektedir. Bununla beraber eserde ayrı bir bölüm Hz. Muhammed için ayrılmıştır.
“Muhammed yalavaç halayık başı kamug barçalarka ol ol köz kaşı
28
Hz. Nuh, İslâm Ansiklopedisi’nde (2007: 224) “Büyük peygamberler arasında sayılan, kendisine inanmayan kavmi tûfan ile helâk edilen peygamber.” şeklinde belirtilmiştir.
“Ajun bütrü tuttum sikender tutarça, tükel nûh yaşın men yaşadım yaşattım
İskender gibi, bütün dünyayı elimde tuttum, tam Nûh'un yaşını yaşadım ve yaşattım.” 6548
2.2.3. Halife Adları
Halife ve halifelerin adları eserin ilk bölümlerinde yer almakta olup, Hz. Ebu Bekir “atik”, Hz. Ömer “fârûk” , Hz. Osman “usmân” ve Hz. Ali “ali” ,”haydar” olarak görülmektedir. Eserde dört halife “tört eş” olarak geçmektedir.
“Anıŋ tört eşi ol avıŋu körüp, keŋeşçi bular erdi birle turup
Bunlar onun sevdiği dört arkadaşı idi ; yanındaki müşavirleri bunlar idi.” 49 “İki kadın erdi küdegü iki, bular erdi üdrüm bodunda yegi
ikisi kayınbabası, ikisi damadı idi, bunlar halkın en iyisi ve en seçkini idiler.” 50 “Bular erdi din hem şeriat köki, bular yüdti kâfir munâfık yüki
Bunlar din ve şeriatin temeli idi ; bunlar kâfirler ile münafıklardan gelen eziyetlere katlandılar.” 59
“Bu tört eş maŋa tört tadu tegturur, tüzülse tadu çın tiriglik bolur
Bu dört sahibe benim için dört unsur gibidir ; unsurlar denkleşirse, gerçek hayat vücûda gelir.” 60
Ebû Bekir eserde “atik” olarak geçmektedir. Kelime, Üşenmez (2006: 138) tarafından “Eski, kadîm anlamında olup sahabenin en eskisi olan Hz. Ebû Bekir Sıddık’ın lakabıdır.” şeklinde belirtilmiştir. Peygamber Efendimizin kayınbabasıdır.
“Atik erdi aşnu kamugda oza, bayatka bütügli köŋül til tüze
Başta, her keşten önce, Tanrıya inanmış, gönülü ve dili dürüst (sıddîk) olan Ebû Bekir gelir.” 51
“Yulug kıldı mâlı teni cânını, yalavaç sevinçi tiledi köni
29
Eserde geçen “fârûk” kelimesi Üşenmez (2006: 209) tarafından “Haklıyı haksızdan ayırmada maharetli olan kişi, Hz. Ömer’in lâkabı” olarak tanımlanmıştır. Arat tarafından “Ömer” şeklinde çevrilmiştir. Peygamber Efendindimizin kayınbabasıdır.
“Basa fârûk erdi kişi üdrümi, tili köŋli bir teg bodun ködrümi
Sonra insanların seçkini, halk içinde mümtazı, dili ve gönülü bir olan Ömer vardı.” 53
Üşenmez (2006: 437) tarafından “Hz. Osman, üçüncü halife.” olarak belirtilen Hz. Osman Peygamber efendimizin damadıdır.
“Basa usmân erdi uvutlug silig, kişide üdürmiş akı keŋ elig
Sonra hayâ sahibi, yumuşak huylu, insanların seçkini, cömert ve eli açık olan Osman idi.” 55
Hz. Ali, İslâm Ansiklopedisi’nde (1989: 371) “İlk müslümanlardan, Hz. Peygamber’in damadı ve Hulefâ-yi Râşidîn’in dördüncüsü (656-661)” olarak belirtilmiştir. Hz. Ali lakabı olan Haydar (İslâm Ansiklopedisi, 1998: 24) şeklinde de eserde yer almıştır.
“Ali erdi munda basakı talu, kür ersig yüreklig meŋesi tolu
Ondan sonra seçkin, cesur; yiğit, kahraman ve akıllı Ali vardı.” 57 “Akı erdi elgi yüreki tedük, biliglig sakınuk kör atı bedük
Eli cömert idi, yüreği sâf idi ; bilgili, takva sahibi ve adı büyük bir zât idi.” 58 “Özüm haydar erse yaşın teg kılıçlıg, ya rüstemleyü men ajunda çavıktım Yıldırım kılıçlı Haydar veya Rüstem gibi, dünyada meşhur oldum.” 6549
2.2.4. Efsanevi/Mitolojik Kahraman Adları
Eserde yer alan mitolojik kahramanları Alper Tonga (Efrasiyab), Rüstem, Feridun, Dahhak şeklinde geçmiştir.
Alper Tonga (Efrasiyab), İslâm Ansiklopedisi’nde (1994: 478-479) “İran millî destanında İran düşmanı olarak gösterilen Turan hükümdarı.” şeklinde belirtilmiştir. Abdurrahman (2004: 1), Alp Er Tonga’yı “Eski Farsça (Avesta Dili) metinlerde ‘Aıjasp’, ‘Frangrasyan’, Orta Farsça'da (Pehlevi Dili) ‘Frasyav’, ‘Frasiyak’ ve ‘Frangrasyak’, Arapça
30
kaynaklardan Taberi'de ‘Frasiyab’ ve ‘Frasyat’, Mes'udi ve Biruni'de ‘Ferasiyab’, Sealibi' de ve İran milli destanı Şehname'de ‘Efrasiyab’ veya ‘Afrasiyab’ olarak geçen Alp Er Tonga, Türk hükümdar soyunun atası kabul edilmiş ve bütün Türk halklarının tarihi destanlarında kahramanlığın sembolü olmuş bir karakterdir.” şeklinde tanıtmıştır.
“Bu Türk beglerinde atı belgülüg, toŋa alp er erdi kutı belgülüg
Bu Türk beyleri arasında adı meşhur ve ikbâli ayanbeyan olanı Tonga AlpEr idi.” 277 “Tejikler ayur anı efrasiyâb, bu efrasiyâb tuttı eller talap
İranlılar ona Efrâsiyâb derler; bu Efrâsiyâb akınlar salıp, ülkeler zaptetmiştir.” 280
Üşenmez (2006: 344) beyitte geçen “rüstemle-” ifadesini “Rüstem’e benzemek. Rüstem Şehnâme’de adı geçen ünlü İran savaşçısı ve kahramanıdır.” şeklinde belirtmiştir.
“Özüm haydar erse yaşın teg kılıçlıg, ya rüstemleyü men ajunda çavıktım Yıldırım kılıçlı Haydar veya Rüstem gibi, dünyada meşhur oldum.” 6549
Feridûn, İslâm Ansiklopedisi’nde (1995: C12/396) “İran millî destan kahramanı.” olarak belirtilmiştir. Üşenmez (2006:210) tarafından “Bir Fars padişahının adı.” şeklinde tanıtılmıştır.
“Söküşlüg nelük boldı zahhâk otun, nelük ögdi buldı feridûn kutun
Küstah Dahhâk neden söğüldü de, Feridun neden medhe ve ikbâle kavuştu.” 241
Dahhâk, İslâm Ansiklopedisi’nde (1993: 408-409) “Eski İran mitolojisinde, Hint-İran ortak geleneğinden kalma insan vücutlu ejder veya ejder görünümlü insan.” şeklinde belirtilmiştir. Eserde “zahhâk” olarak geçmektedir. Kelime Üşenmez (2006: 488) tarafından “Dahhak adında meşhur İranlı hükümdar olup gaddarlığı ve zâlimliği ile anılır” şeklinde tanıtılmıştır.
“Söküşlüg nelük boldı zahhâk otun, nelük ögdi buldı feridûn kutun
Küstah Dahhâk neden söğüldü de, Feridun neden medhe ve ikbâle kavuştu.” 241
2.2.5. Diğer Özel Adlar
Eserde tespit edilebilen diğer ösimler Öklid (öklidis), Lokman (lukman), Hz. Havva (havâ) ve eserin sahibi Yusuf olarak görülmektedir.
31
İlkçağ’ın en ünlü matematikçisi (İslâm Ansiklopedisi, 2007: C34/24) geometri konusundaki teoremleri ile günümüzde Öklid olarak bilinen (Kurt, 2016: 4-5) “Eukleídēs” eserde “oklidis” olarak geçmektedir.
“Takı kolsa cebr ü mukâbel okı, yeme oklidis kapgı yetrü tokı
Daha da istersen, cebir ve mukabele oku; bir de Oklidis'in kapısını da iyice çal.” 4382
Eserde “lukman” olarak yer alan “Lokman” Üşenmez (2006: 303) tarafından “Hz. Lokman, İslâmiyet’ten önceki Araplar’da efsânevî bir Luķmān şahsiyet olup, Kur’an’da da adı geçen, öğüt ve salıklarıyla meşhur eski bir hekim veya hikâyecinin adı.” şeklinde tanıtılmıştır.
“Sevinçin avınçın küvençin eli, aşasu yaşasunı lukmân yılı
Sevinç, huzur ve güvenç içinde memlekete hâkim olsun, Lokman kadar uzun ömürlü olsun.” 123
Eserde “havâlı” olarak geçen Hz. Havva İslâm Ansiklopedisi’nde (1997: 542-545) “İlk kadın, Hz. Âdem’in zevcesi ve insan neslinin annesi.” şeklinde tanıtılmıştır.
“Apalı havâlı ajunka ilip, urug yadtı dünyâ içinde kelip
Adem ve Havva yer yüzüne inip, dünya içinde insan neslini çoğalttı.” 6391
Yusuf Has Hâcib’in adı İslâm Ansiklopedisi’nde (2002: C26/478) “Türk edebiyatının en eski eserlerinden Kutadgu Bilig’in müellifi.” olarak tanıtılmıştır.
“Ay yûsuf kerek sözni sözle köni, kereksiz sözüg kizle kılga kor a
32