• Sonuç bulunamadı

Din ile İlgili Genel Kavramlar

BÖLÜM 6: DİNİ UNSURLAR

6.1. Din ile İlgili Genel Kavramlar

Çalışmanın bu bölümünde eserde yer alan dini unsurlara dair din, şeriat, Müslüman, iman, ibadet, mescid, tövbe ve istiğfar, zahid, takva, tarikat, helal, haram, sevap ve günah gibi kavramların tanımları yer almıştır.

Eserde din kelimesi “din” şeklinde geçmektedir. Yusuf Has Hâcib’in Allahtan en büyük duası ahirette Peygamber’in şefaatine nail olabilmek şeklinde görülmektedir. Kıyamet ve

ahiret inancının YusufHas Hâcib ile vukuu bulduğu hal, dönemin yerleşmiş olan tasavvuf

inancının yansıması olarak yorumlanabilir. Allah’ın varlığına iman, Peygamber Efendimiz’in hayatına dair dokunuşlar, dört sahabenin takdim ediliş üslubu kıyamet ve

ahiret anlayışına dair vurgulanan detaylar Yusuf’Has Hâcib’in ve dönemin İslâm algısını

göstermektedir. İnsanın dine değer verdikçe kıymetleneceği, önemli mevkideki kişilerin dini bütün olması gerektiği, takva sahibinin din ve şeriatı bilen kişi olduğu, din yolunun ibadet gerektirdiği, dünya saadetinin insanı Tanrı’dan uzaklaştırdığı, şeytanın din hırsızı olduğu, âlimlerin dinin direği ve şeriatın temeli olduğu gibi fikirler eserde sıkça belirtilmektedir.

95

“Diniŋni agır tut bu dünyâŋ uçuz, agır kılga diniŋ ay bilgi ögüz

Dinine kıymet ver, bu dünyaya değer verme; ey bilgisi deniz gibi olan insan, sana dinin kıymet kazandırır.” 6135

Benzer beyitler: 2844/3343/3539/3640/3741/5311/5312

“Ulug hâcib artuk bütün çın kerek, bu çınlık bile ked bütün din kerek

Ulu hâcib çok emniyetli, dürüst ve bu doğrulukla birlikte de iyi ve dini bütün bir insan olmalıdır.” 2436

“Kalı bardıŋ erse tapug kılgalı, tapug kendte kılgıl bu ol din yolı

Eğer ibâdet etmek için oraya gittin ise, ibâdeti şehirde kıl; din yolu budur.”3214 Benzer beyitler: 3434/6498

“Baka kördüm emdi dinim yegliki, bu yerde köründi özüm yegliki Çünki dinimin selâmetini ve kendi menfaatimi bunda gördüm.” 3338 “Bu yalŋuzlukumdın maŋa yası yok, et öz din esenin munın buldum ok

Bu yalnızlığımın bana zararı yoktur; ten ve din sıhhatini ben burada buldum.” 3359 “Ayı edgü ermez bu dünyâ kutı, bayattın yıratur bu ol din yutı

Bu dünya saadeti hiç de iyi bir şey değildir, insanı Tanrı'dan uzaklaştırır; din için asıl felâket budur.” 3525

“Üçünçi yagı yek bu din ogrısı, tegürmesü teŋri bularnıŋ yası

Üçüncü düşman şeytan, bu din hırsızıdır; Tanrı bunların şerrinden muhafaza etsin.” 3590

“Bular ol hakikat bu din tirgüki, olar bilgi ol çın şeriat köki

Bu dinin direği gerçekten bunlardır; doğru şeriatin temeli bunların bilgisidir.” 4345

Eserde dinsel kurallar bütünü olan şeriat kelimesi “şeri‘at” olarak geçmektedir. Önemli görülen bahisler için verilen referanslar arasında şeriatın da yer aldığı görülür. Bu, dini değerlerin insanları ikna etme noktasında belirleyiciliğine işaret etmesi açısından önemlidir:

96

“Bu erdi basutçı köni dinka kök, şeri‘at yüzindin kiterdi eşük

Yardımcısı ve doğru dinin temeli o idi ; şeriatin yüzünden perdeyi o kaldırdı.” 54 Benzer beyitler: 59/89/446/2844/4345/5488/5552

Müslüman kelimesi eserde “müsülmân” olarak geçmektedir. Arat, “müsülmanlık” kelimesini genelllikle “Müslümânlık” şeklinde tercüme ederken bazı beyitlerde “İslâmiyet” olarak çevirmiştir.

“Bayatım sevinçi tilese özüŋ, müsülmân sevinçi tile kes sözüg

Sen Tanrının rızasını elde etmek istersen, müslümanların memnun olmasını dile; sözü fazla uzatma.” 3250

“Müsülmânlık açgıl şeriatnı yad, atıŋ bolga edgü özüŋ bolga ked

İslâmiyeti aç, şeriati yay; böylece seçkin bir şahsiyet olur ve iyi bir nâm kazanırsın.” 5488

Benzer beyitler: 3503/3929/4809/4991/5489/5490/6440/6481/6482

Eserde iman kelimesi “imân” olarak geçmektedir. Kelime Maımaıtıaılı (2013: 263) tarafından “iman, inanmak, inanç” şeklinde tanımlanmaktadır.

“Bayatka sıgındım özüŋ bekledim, bu din birle imân küdezsü idim

Tanrıya sığındım, nefsime hâkim oldum; rabbim bu din ve imanımı korusun.” 3741 Benzer beyitler: 393

Eserde ibadet kavramı “tapug”, “tapınmak”, ibadetsiz ise “tapugsuz” olarak görülmektedir. Eserde İslâm inancının gerekli kıldığı namaz, oruç, zekât, hac gibi ibadet şekillerinin geçtiği görülmektedir.

“Bilig ögren aşnu tapugka üküş, biligsiz tapug asgı bolmaz ülüş

İbâdet etmek için, önce çok bilgi edin, bilgisiz ettiğin ibâdet fayda gelmez.” 3216 “Kimiŋ atı kul bolsa kılkı tapug, tapugsuz kul atı mecâz ol kamug

Adı kul olanın yapacağı şey ibâdettir; bütün ibâdetsiz kulların adı bir mecazdan ibarettir.” 3252

97

“Tapug kıl bayatka bu ol kullukuŋ, tapındım teyü sen unıtma ukuş

İbâdet kıl, Tanrıya kulluğun budur; fakat ibâdet kıldım diye, idrâkini kaybetme” 3256 Benzer beyitler: 3214/3221/3222/3223/3224/3225/3226/3227/3228/3229/3230/3231/3232/3234/3235/ 3236/3241/3249/3251/3253/3255/3291/3339/3340/3341/3342/3344/3356/3357/3358/ 3362/3364/3366/3445/3628/3631/3651/3656/3674/3675/3677/3697/3794/3900/3917/ 3918/3919/3957/3973/3985/3986/3989/3990/3991/4684/4685/4688/4689/4693/4745/ 4806/4859/4912/5150/5268/5301/5471/5682/5693/5703/5712/5716/5717/5752/5840/ 6089/6090/6136/6171/6352/6371/6385/6431/6454/6464/6541/6558/6560

Eserde câmi kelimesi “mescid” olarak geçmektedir.

“Evin barkın örte sıgıl burhanın, anıŋ ornı mescid cemâat kılın

Onların evini­barkını yak, burkanını kır; yerine câmi yap, etrafına islâm cemâati toplansın.” 5486

Eserde tövbe etmek ifadesi “tevbe kılıngıl” şeklinde tövbe ve istiğfar ise “uzr” olarak yer almaktadır.

“Küçüŋ yetmişinçe katıglansu öz, yava kılsa uzrı kolu tursu öz

İnsan gücü yettiği kadar gayret göstermeli, ihmâl ettikleri için de her vakit Allahtan affını istiğfar etmelidir.” 5286

“Kalı tuşsa takşır yana udri kol, tilin künde tevbe kılıngıl yaŋı

Eğer kusur edersen, Tanrıdan affını dile ve her gün tekrar­tekrar tövbe et.” 5289 Benzer beyitler: 377/5645/5647/5692/5708/5711/5715

Eserde zâhid olarak geçen kelime Üşenmez (2006: 488) tarafından “Zahit, dünya işlerinden el çekip kendini ibadete veren.” şeklinde tanımlanmıştır.

“Kayu neŋ bulup kodtuŋ emdi anı, kayu telve zâhid atadı seni

Ne buldun ki, sonra ondan vaz geçtin; hangi mecnun sana zâhid adını taktı.” 3441 Benzer beyitler: 3442/3443/3563/3915/3929/3976/4976/5036/5037/5106/

98

Takvâ, TDK güncel sözlükte “dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getirme, züht” olarak tanımlanmıştır. Eserde de sakınan kişi olarak “sakınuk “ şeklinde görülmektedir.

“Negü ter eşitgil sakınuk odug, yırak tur bu dünyâ tegürgme yodug

Takva sahibi ve uyanmış olan insan ne der, dinle; uzak dur, bu dünya malının sana zararı dokunur.” 3552

Benzer beyitler:

3566/3613/4408/4476/4483/4489/4497/4498/4501/4502/4562/4766/5274/5329/5348/ 5349/6130/6460/6478

Tarikat, TDK güncel sözlükte “aynı dinin içinde birtakım yorum ve uygulama farklılıklarına dayanan, bazı ilkelerde birbirinden ayrılan Tanrı'ya ulaşma ve onu tanıma yollarından her biri” olarak tanımlanmıştır. Tarikat eserde “tarikat” olarak yer almaktadır.

“Ay elig kişilik mürüvvet bolur, mürüvvet kişike tarikat bolur

Ey hükümdar, insanlık— mürüvvettir; mürüvvet— insan için, bir tarikattır.” 2970 Benzer beyitler: 2971

Eserde yer alan “ebdâl” kelimesi Üşenmez (2006: 195) ve Maımaıtıaılı (2013: 600)

tarafından “abdal, derviş, tarikat ehli tarikat ehli kişi” olarak tanımlanmıştır.

“ Bedel kıldı ebdâl neŋin hem mâlın, bakıp kodtı zâhid bu dünyâ ulın

Tarikat ehli malını­mülkünü hakka verdi; zâhid, esassız olduğunu anlayarak, bu dünyayı terketti.” 3563

Eserde helal kelimesi“halâl” olarak haram ise “harâm” şeklinde geçmektedir.

“Halâl dünyâ kazgan çıgayka üle, kişi elgi tutgıl yanut kıl yöle

Helâl dünyalık kazan ve fakirlere dağıt; insanlara yardımda bulun ve onlara güler yüzle muamele et.” 3240

Benzer beyitler:

2752/3404/3546/3547/3666/3923/3924/4405/4408/5261/5347/5348/5350/5796/6457/ 6458/6459/6461

99

“Harâmka katılma yeme kılma küç, kişi kanı tökme hasım kılma öç

Harama karışma, zulüm etme, insan kanı dökme, düşmanlık besleme.” 1433 Benzer beyitler:

2752/3385/3546/3547/5261/5347/5348/6457/6458/6459/6461/6463/6482

Eserde sevap kelimesi “muyan” olarak geçmektedir.

“Özüŋke muyan ol maŋa edgü at, ikigü ajun birge erklig bayat

Bu senin için sevaplı bir iş ve benim için ise iyi bir addır; buna karşılık Tanrı sana her iki dünyayı nasip eder.” 3262

Benzer beyitler: 3224/3499/5161/5292/5296

Eserde günah kelimesi “yazuk” olarak geçmektedir.

“Yazukum üküş tep umınç kesmegü, tapugka ınanıp tapug yasmagu

Günahım çok diye ümit kesmemeli; yalnız ibadete güvenerek de ibadette ifrata gitmemeli.” 3674 Benzer beyitler 28/396/397/1107/1329/1338/1395/1446/3149/3423/3465/3520/3649/3650/3675/3677/ 3770/3776/3777/3778/3987/5122/5123/5124/5125/5260/5273/5276/5350/5351/5629/ 5667/5692/5710/5870/5979/5983/6080/6099/6306/6568/6509/6511/6512/6513/6516/ 6518/6538/6558/6564/6638/6639