• Sonuç bulunamadı

Cihat Anlayışı ve Cihan Hâkimiyeti

BÖLÜM 9: SAVAŞ UNSURLARI

9.1. Cihat Anlayışı ve Cihan Hâkimiyeti

Eserde savaş anlayışı iki temel amaca hizmet etmektedir: Cihan hâkimiyeti ve cihat anlayışı. Cihan hâkimiyeti konusu daha ağırlıklı olarak hükümdarın özelliklerinin anlatıldığı beyitlerde “dünyaya hâkim olan bey” portresi etrafında kendisini gösterirken cihat anlayışı eserin muhtelif beyitleri içerisine serpiştirilmiştir.

Cihat anlayışı:

Karahanlı Devlet Teşkilatı isimli çalışmasında Karahanlılar’ın fetihler yaparak toprak genişletmesi hususuna dair bilgiler veren Genç kitabında şu bilgileri aktarmıştır. “Netice itibariyle diyebiliriz ki, ilk önce Karahanlı hükümdarı da tarihî Türk telâkkisine uygun olarak ülkeler fethetmek ve buralarda kut’un gereği olan dünya nizamını yaymakla vazifelidir. Ayrıca, ülkesini idare etmek, dirlik-düzenliği sağlamak ve yeni ülkeler fethedebilmek için askerî gücü kuvvetli bir şekilde ve her zaman hazır bulundurmakla vazifelidir. Zira ancak böyle olduğu müddetçe düşman ülkelerini ele geçirebilecek ve oralardan hazineler alabilecektir. Bu bakımdan düşman ülkelerini vurmak, oradan servet almak, aldığı bu servetle hem hazinesini zenginleştirmek hem de eratına ve netice itibariyle halkına doyumluk sağlamak da başlıca vazifesidir. Nihayet, İslâm hükümdarı olarak cihat edip İslâm dinini yaymak da onun vazifeleri arasına girmiştir. Bir hükümdarın bu ve benzeri bütün arzularına ise ancak askerî güçle kavuşabileceği muhakkaktır ” (Genç, 1981: 113).

Karahanlılar döneminin iki önemli fetih sebebinden biri olan cihat anlayışına işaret edilen bu tespitlerin, dönemin savaş unsurlarının en ince ayrıntısına kadar izah edildiği, Kutadgu Bilig’deki yansımalarını aşağıdaki beyitlerde görmek mümkündür:

131

“Er at sü bile yenç bu kâfir yagıg, bayattın tile küç sen arkaŋ arıg

Asker ve ordu ile bu düşman kâfirini ez, gönül temizliği ile Tanrıdan kuvvet ve tevfik dile.” 5484

“Bu kâfir üçün tut er at sü tolum, ölüp tüşse kâfirde bolmaz ölüm

Asker, ordu ve silahını kâfirlere çevir, kâfirler ile dövüşürken ölmek, ölüm değildir.” 5485

“Evin barkın örte sıgıl burhanın, anıŋ ornı mescid cemâat kılın

Onların evini-barkını yak, burkanını kır, yerine cami yap, etrafına islâm cemâati toplansın.” 5486

“Bulun kılgıl oglın kızın kul küŋin, hazine ur anda sen almış neŋin

Oğlunu ve kızını esir ederek, kul ve câriye et, oradan aldığın servetle hazine kur.” 5487 “Müsülmânlık açgıl şeriatnı yad,atıŋ bolga edgü özüŋ bolga ked

İslâmiyeti aç, şeriati yay, böylece seçkin bir şahsiyet olur ve iyi bir nâm kazanırsın.” 5488 “Müsülmânka yakma tegürme elig, anıŋ hasmı teŋri-turur ay ilig

Müslümanlara karışma ve onlara tecâvüz etme, ey hükümdar, onların karşısında Tanrı vardır.” 5489

“Müsülmân müsülmân bile ol kadaş, kadaşka katılıma ulam edgüleş

Müslüman müslüman ile kardeştir, kardeşe karşı düşmanca davranma, onlar ile her vakit iyi geçin.” 5490

Beyitlerde itinayla üzerinde durulan husus askeri birliklerin kâfirleri ortadan kaldırmak üzere harp etmesi üzerinedir. Kâfirlere karşı verilen mücadelenin amacının İslâmiyet’i yaymak olduğu vurgulanmış; elde edilen kâfir topraklarında Budistler’in tapınağı konumundaki burkanların yıkılıp yerine Müslümanlar’ın ibadet yeri olarak kabul edilen camilerin yapılması ve Müslüman cemaatlerin camilerde ibadet etmelerine olanak sağlanması istenmiştir. Kâfirler ile İslâmiyet’i yaymak uğruna yapılan bu din mücadelesinde ölen askerilerin aslında ölmediği vurgulanarak bu beyitler aracılığıyla İslâmiyet’te önemli bir makam olarak kabul edilen şehitlik mertebesine işaret edildiği görülür. Bununla beraber savaş esnasında dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da Müslümanlar’ı kâfirlerden ayırt etmek ve korumak üzerinedir. Tanrı’nın koruması altında

132

olan Müslümanlar’a karışılmamalı, tecavüz edilmemeli ve düşmanca davranılmamalıdır. Müslüman’ın Müslüman ile kardeş olduğu vurgusu ile de Türk İslâm birliği ve beraberliğine işaret edilmiştir. Eserdeki savaşın iki temel gayesinden birisi olan cihat anlayışının yansımalarının en güzel şekilde yer bulduğu yukarıdaki beyitler bu bakımdan önemlidir.

Cihan hâkimiyeti:

Eserde savaşın iki temel sebebinden biri olan cihan hâkimiyeti farklı başlıklar altında serpiştirilmiş olarak karşımıza çıkar. Eserde cihan hâkimiyetinin yansımaları “hükümdarın dünya, cihan beyi olarak kabul görmesi, iller memleketler genişletme fikri, dünyaya ad, nam, şan ve şöhret salmak” şeklinde görülmektedir.

Cihan hâkimiyeti için cihan beyi olabilmek:

“Ajun tuttı tavgaç ulug bugra han, kutadsu atı bersü iki cihân

Büyük Tavgaç Buğra Han dünyaya hakim oldu, adı kutlu olsun, Tanrı onu her iki cihanda aziz etsin.” 88

“Ajun tındı ornap bu hakan öze, anın ıdtı dünyâ taŋuklar tüze

Hakan tahta oturunca, dünya asayiş buldu, bundan dolayı dünya ona şahane hediyeler gönderdi”. 93

“Bu yaŋlıg tapugka itindi ajun, yagı boynı egdi kötürdi özün

Dünya kulluk için böyle hazırlandı, düşman boyun eğdi, ortadan kayboldu.” 101 “İdi artuk erdem kerek ög bilig, ajun tutguka ötrü sunsa elig

Dünyaya hâkim olmak ve onu idare etmek için, pek çok fazilet, akıl ve bilgi lazımdır.“ 281

“Miŋ erdem kerek bu cihân tutguka, kür arslan kerek bu kulan basguka

Bu cihana hakim olmak için, bin türlü fazilet gerek; yaban eşşeğini alt etmek için, arslan olmak gerek.” 284

Benzer beyitler:

285/445/940/1044/1459/1693/1924/2034/2056/2338/2593/3009/2338/2593/3009/3103/ 3108/3126/3152/4714/5043/5086/6437

133

Cihan hâkimiyeti için dünyaya ad, şan ve nam bırakmak:

“Ajunda çavı bardı hakan küsi, körümegli közlerde kitti usı

Hakanın namı, şanı dünyaya yayıldı, onu göremeyen gözlerin uykusu kaçtı.” 102 “Ne üdrüm ne ködrüm ne ersig eren, ajunda tetig er yedi bu cihân

Ne seçkin, ne yüksek, ne yiğit adam idi; zaten âlemde ferasetli insan bu dünyaya hakim olur.” 279

“Tüzü elke tegdi elig edgüsi, ajunka yadıldı bu çavı küsi

Hükümdarın bu iyiliği bütün memlekete sirayet etti; onun nam ve şöhreti dünyaya yayıldı.” 458

“Akı bolsa begler atı çavlanur, atı çavı birle ajun beklenür

Beyler cömert olursa, adları yayılır; bunların nam ve şöhretleri ile dünaya korunur.” 2050

“Bodun inçke tegse ilig tegmese, begi atı edgün yadılsa basa

Halk huzura kavuşsun, kimse ona el uzatmasın; beyin adı iyilik ile dünyaya yayılsın.” 2180

Benzer beyitler: 2277/3022/3080/5585/5900/5916/6418

Cihan hakimiyeti için iller fethetmek, toprak genişletmek:

Eserde cihan hakimiyeti için önemli eylemlerden biri de ülke topraklarını genişletmektir. Bu, başka topraklar fethetmek ve fethedilen topraklarda Türk İslâm bayrağını dalgalandırmakla mümkündür. Eserde bu noktaya işaret eden beyitler mevcuttur.

“Turu itlü bargay kamug işleriŋ, iliŋ arta bargay keŋügey yeriŋ

Böylece bütün işlerin yavaş yavaş düzene girer; ülken günden güne genişler ve toprakların artar.” 5915

“Severiŋ üküş bolsu sevmezleriŋ, saçılsu birerin keŋüsü yeriŋ

134

“Tejikler ayur anı efrasiyâb, bu efrasiyâb tuttı eller talap

İranlılar ona Efrâsiyâb derler; bu Efrâsiyâb akınlar salıp, ülkeler zaptetmiştir.” 280 “Severiŋ üküş bolsu sevmezleriŋ, saçılsu birerin keŋüsü yeriŋ

Dostların çok olsun, düşmanların perişan olsun, memleketin genişlesin.” 6419