• Sonuç bulunamadı

TEMİNATIN GÖSTERİLME ZAMANI

C. BEKLENEN HAKLAR

IV. KANUNDA ÖNGÖRÜLEN ALACAKLAR İÇİN YETERLİ

6. TEMİNATIN GÖSTERİLME ZAMANI

Tasdik duruşmasından önce dosyanın inceleneceği bu aşamada bir görüşe göre mahkemenin, teminatın gösterilmediğini tespit etmesi halinde onun duruşmaya kadar gösterilmesi için süre verebilmesi gerekir. Yine dosyanın mahkemeye verilmesine kadar bir miktar teminat gösterilmekle birlikte, söz konusu miktarın mahkemece eksik bulunması halinde, teminatın tamamlanması amacıyla borçluya bir miktar süre verilebilir.

Mahkemece verilen bu süreye rağmen teminat gösterilmemişse duruşma esnasında borçluya yeniden süre verilmemelidir396. Mahkemenin borçluya, duruşmadan önce

uygun bulmaya ilişkin bir yetkisi bulunmamaktadır. Yetkinin olmadığı yerde de komiserin sorumluluğuna dayalı olarak şikâyet yoluna gidilemeyecektir.

396 Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes s.476; Pekcanıtez/Erdönmez s.133; Kuru-Konkordato s.467, dn.198; Kuru-El Kitabı s.1492; Tanrıver/Deynekli s.128; Tanrıver-Teminat s.219; Eriş s.859-860; Uyar-Tasdik s.124; Hatipoğlu s.190-191. Öte yandan Uyar’a göre verilen süre içinde gösterilen teminatın yeterli olmadığı saptanırsa borçluya teminatı tamamlaması için mahkemece takdir edilecek kesin bir süre verilebilmesi gerekir (Uyar-Tasdik s.125). Arar da benzer şekilde teminat şartının en geç tasdik duruşmasında yerine getirilebileceğini, bunun dışında borçluya ayrıca bir süre verilmeyeceğini düşünmektedir (Arar s.306). Yine Gürdoğan projede gösterilmesi ihmal edilmiş teminatın gösterilmesi yahut gösterilmiş olmakla birlikte yeterli nitelikte olmadığı anlaşılan teminatın tamamlanması amacıyla mahkemece borçluya kısa bir süre verilmesinde bir engel görmemektedir (Gürdoğan-İflâs s.193-194). Öktemer ise tasdik için dosyanın mahkemeye intikaline dek hiç teminat gösterilmemiş olması haline ilişkin olarak oldukça katı bir tutum sergilemektedir. Yazara göre bu aşamaya kadar teminatın mutlaka gösterilmesi gerekmektedir. Ancak gösterilmiş olan teminatın, eksikliği yahut teminat sayılamayacak bir nitelikte olmasının tasdik evresinde (dosyanın incelendiği yahut duruşma kısmında) anlaşılması üzerine teminat şartının tamamlanması için mahkemece borçluya kesin bir süre verilebilecektir (Öktemer s.161,162). Berkin de benzer şekilde borçlunun gerekli teminatı tasdik için dosyanın mahkemeye geldiği aşamaya dek göstermesi gerektiğini, buna karşın bu zamana kadar gösterilmeyen teminatın gösterilmesi için ayrıca bir süre istenemeyeceğini düşünmektedir. Ancak

incelediği konkordato dosyasında eksikliğini saptadığı teminat şartının, verilecek duruşma tarihine kadar tamamlanması, aksi halde duruşmada bunun için süre verilemeyeceğine ilişkin ihtarda bulunması gerekir397.

Bununla birlikte bu görüşteki bazı yazarlara göre böyle bir süre verilmeyen borçluya, tasdik duruşmasında hâlâ hiç gösterilmemiş yahut eksik gösterilmiş teminatın

yazara göre gösterilen teminatın yetersizliği halinde borçlunun talebiyle bunun tamamlanması için mahkemece süre verilebilmelidir (Berkin-İflâs s.564. Aynı görüş için bkz. Ulukapı-Fesih s.184-185; Akil-Sorular s.202; Kale-Sorular s.53). Öte yandan Postacıoğlu, borçlunun gerekli teminatı sağlayabilmek adına ayrıca bir süre isteme hakkına sahip olmadığı kanaatindedir. Yazara göre yalnızca dosyanın tasdik için mahkeme önüne geldikten sonra vuku bulan konkordato bedelinin artırılması durumunda, teminatın ortaya çıkan yeni şartları karşılayacak miktara tamamlanması için borçluya kısa bir süre verilebilecektir (Postacıoğlu s.30). Bu görüş mevcut düzenleme karşısında konkordato bedelinin artırımından farklı olarak düşünülmelidir. Zira kendilerine teminat gösterilmekle yükümlü alacaklılara hali hazırdaki düzenleme uyarınca alacaklarının tamamını karşılayacak miktarda teminat verilecektir. Bununla birlikte sonradan ortaya çıkan ve çekişmeli de olmayan teminat kapsamındaki alacaklar için şartların değiştiğinden söz edilebilir. Bu bağlamda yazarın görüşünün değişen şartlar ölçüsünde teminat gösterilmesi için süre verilebileceği şeklinde anlaşılması gerekmektedir.

397 Kuru-El Kitabı s.1492; Kuru-Konkordato s.467, dn.198; Tanrıver/Deynekli s.128;

Tanrıver-Teminat s.219; Eriş s.860; Uyar-Tasdik s.124; Hatipoğlu s.191. İhtarın yapılmaması Yargıtay’ın bir kararında bozma sebebi olarak görülmüşken başka bir kararında bu durum eksiklik olarak değerlendirilmemiştir: “…Mahkemece duruşmadan önce konkordato dosyası ve tutanağı incelenerek teminat gösterilmediği tespit edilirse, borçluya teminatı duruşmaya kadar tamamlaması aksi halde bunun için kendisine mehil verilmeyeceğinin bildirilmesi gerekirken bu lâzimeye riayet edilmeden davalını teminat koşulunu yerine getirmediği ve ödeme teklifinin %50’yi geçmediği gerekçeleriyle davanın reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir” (Y.11.HD, 21.10.1989, 5269/4913:

Tanrıver-Teminat s.219, dn.48). “Konkordatonun onanması için aranan koşullar yasada gösterilmiştir. Teminatın verilmesine ilişkin ara kararında mehle uyulmamasının sonuçlarının ayrıca gösterilmemesi eksiklik sayılamaz” (Y.11.HD, 07.04.1989, E.1989/2764, K.1989/2096: Eriş s.869).

tamamlanması amacıyla süre verilebilmesi imkânının olması gerekir398. Öte yandan bu görüş taraftarlarından diğer bazı yazarlar ise, konkordato mühleti içinde teminat gösterilmiş olmak kaydıyla duruşmada gösterilmiş teminatın eksikliği yahut teminat olarak kabul edilemeyeceği saptanırsa ancak bu durumda mahkemece borçluya uygun bir süre verilebileceğini savunmaktadır399. Her halde verilen bu süreler kesin süre niteliğini haizdir. Dolayısıyla verilen bu sürede teminata ilişkin eksiklik tamamlanmazsa konkordatonun tasdiki talebi reddedilir. Meğerki lehine teminat gösterilecek alacaklılar açık ve kesin olarak teminattan vazgeçsinler400.

Bununla birlikte Altay/Eskiocak’a göre teminatın eksikliği bağlamında tamamlanmasına izin verilen durum, ona yönelik işlemlerin şeklen yapılmasına ilişkindir.

Teminat şartının konkordatonun tasdiki duruşmasına kadar eksiksiz şekilde tamamlanması gerekir. Borçlu veya üçüncü kişi tarafından teminat olarak taşınmaz üzerinde ipotek gösterilebilir. Bu kapsamda taşınmazın değerinin takdiri ve teminata elverişli kısmın uzman bilirkişilerce tespit edilmesi gerekmektedir. Buna karşın teminat gösterilmemiş ve bahsi geçen bu işlemlerin yapılması için komisere başvurulmamışsa, tasdik aşamasında borçlunun konkordato talebi reddedilecektir. Zira bu aşamada artık ipoteğin gösterilmesi, taşınmazın değer takdiri ve teminata ilişkin kısmın hesaplanması işlemleri yapılamaz. Bununla birlikte bu işlemler yapılmış olarak komiser tarafından dosya ticaret mahkemesine sunulmuşsa, mahkemenin duruşmaya kadar tapudaki ipotek işleminin gerçekleştirilmesine karar vermesi mümkündür. Nitekim burada yalnızca teminata yönelik işlemlerin tamamlattırılması söz konusu olup, bu bağlamda tasdik yargılaması duruşmasının ertelenmesini gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Buna

398 Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes s.476; Pekcanıtez/Erdönmez s.133; Kuru-Konkordato s.467, dn.198; Kuru-El Kitabı s.1492.

399 Tanrıver-Teminat s.219; Tanrıver/Deynekli s.128-129; Öktemer s.162.

400 Pekcanıtez/Erdönmez s.133-134; Tanrıver/Deynekli s.129; Tanrıver-Teminat s.219; Öktemer s.162; Eriş s.860.

göre taraflar gerekli bilgi ve belgeler eşliğinde buna ilişkin harçları da yatırarak tapuda hazır bulunmak suretiyle ipotek tesisini sağlayacaklardır401. Bununla birlikte 7181 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle Tapu Kanunu m.26’ya eklenen ikinci fıkra uyarınca alacaklılar ve borçlunun aynı anda tapuda hazır bulunmaları şart değildir. Söz konusu fıkraya göre: “Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerde, tarafların farklı tapu müdürlükleri veya yurt dışı teşkilatında bulunmaları hâlinde, taraf iradeleri resmî görevliler tarafından ayrı ayrı alınarak sözleşme tamamlanabilir”. Düzenlemede her ne kadar taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerden bahsedilse de bu düzenleme taşınmaz mallar üzerinde rehin hakkı tesisi gibi teminat amacıyla gerçekleştirilecek diğer işlemlerde de uygulama alanı bulmalıdır. Zira çoğun içinde az da vardır, dolayısıyla mülkiyetin devri bakımından sağlanan bu kolaylık teminat işlemleri için de uygulanabilmelidir.

Yargıtay’ın eski tarihli bir kararına göre alacaklıların tapuda hazır bulunmaması halinde, hazır bulunmayanlar bakımından teminatsız olarak konkordatonun tasdik edilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte borçlunun ipotek tesisi için tapuda hazır bulunmaması, onun konkordatonun tasdiki talebinin reddedilmesi sonucunu doğurur402. Yargıtay’ın vardığı bu sonucun, alacaklı ve borçlunun tapuda aynı anda hazır bulunmaları haline özgü olmayıp, farklı tapu müdürlüklerinde hazır bulundukları durumlarda da geçerli olacağını söylemek mümkündür.

401 Altay/Eskiocak s.228-231.

402 “Dairemizin 1987/3298-4134 sayılı ve 7.7.1987 tarihli ilâmında açıkça belirtildiği gibi, konkordatoyu teminatsız kabul etmeyen alacaklıların tümüne ve borçluya ipotek tesisi için belli gün ve saatte tapu dairesinde bulunmaları lüzumu tebliğ edilmeli, alacaklılar buna riayet etmedikleri takdirde bu alacaklılar hakkında konkordatonun teminatsız olarak tasdikine karar verilmeli, borçlunun riayetsizliği halinde ise konkordatonun reddi cihetine gidilmelidir” (Y.11.HD, 27.06.1988, E.1988/4410, K.1988/4297: Eriş s.867).

Teminatın ne zamana dek getirilebileceğine ilişkin ortaya konulmuş olan tüm bu görüşler çerçevesinde verilip verilmeyeceği tartışılan sürelerin, konkordatonun tasdikinin sağlanması amacına yöneldiğinden söz edilebilir. Oysa Belgesay, mahkemenin teminatın ifası şartına dayalı olarak konkordatonun tasdikine karar verebileceğini savunmaktadır.

Yazara göre tasdik kararı verildikten sonra gösterilen teminatın yeterli olmadığına ilişkin yapılacak itirazlar mahkemece incelenerek ikinci bir kararın verilmesini gerektirir. Bu bağlamda verilen ikinci karar ile konkordato hüküm ve sonuçlarını doğurur403.

Bu görüş tasdikten sonra gösterilecek teminatın yeterli nitelik ve miktarda olup olmadığının tespiti bakımından ikinci bir kararı gerektirdiği gerekçesiyle eleştirilmiştir.

Ayrıca geciktirici şarta bağlanmış bu tasdik kararının, şart yerine getirilmediği sürece hüküm ve sonuç doğurmayacak olması bu görüşe getirilen eleştirilerin diğer bir sebebini oluşturmaktadır. Zira böyle bir tasdik kararı hem hukuki açıdan hem de uygulanabilirlik açısından bir fayda sağlamayacaktır. Öte yandan teminatın belirtilen vadede gösterilmesi suretiyle bozucu şarta bağlı olarak verilen tasdik kararının da kabulü mümkün görünmemektedir. Zira henüz şartları gerçekleşmemiş bir konkordatonun geçici olarak kabulü, şartın gerçekleşmemesi ihtimalinde ortaya çıkacak feshin sonuçlarını doğurmasını güçleştirecek, hatta imkânsız hale getirecektir404.

Yargıtay’ın ağırlıklı görüşüne göre konkordatonun tasdik şartlarından teminatın, mühlet içinde gösterilmesi gerekir. Aksi halde konkordatonun tasdiki talebi reddedilir.

Nitekim Yargıtay’ın eski tarihli kararlarına bakıldığında, konkordatonun tasdiki için

403 Belgesay s.15. Mahkeme tasdik kararıyla yargılamadan elini çeker. Bu bağlamda alacaklıların yargılamadan elini çeken mahkemeye itiraz etmesi mümkün değildir.

Buradan hareketle yazarın, mahkemenin teminat gösterilmesi şartına bağlı olarak tasdik kararı verdiği ve teminat gösterilene kadar yargılamadan el çekmediği düşüncesinde olduğu söylenebilir.

404 Berkin-Konkordato s.91; Berkin-Tasdik s.399,401; Gürdoğan-İflâs s.194; Ulukapı-Fesih s.185.