• Sonuç bulunamadı

BAŞVURU YAPABİLECEK OLANLAR

A. KONKORDATO BAŞVURUSUNUN YAPILMASI

I. BAŞVURU YAPABİLECEK OLANLAR

Konkordato, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu tarafından talep edilebilir (İİK m.285,1) 103

-104. Bu durumda konkordato talep edebilecek kişilerin kapsamına tacir olup olmadığına

103 Burada Namlı borçlarını vadesinde ödeyememe ibaresi nedeniyle mahkemeye söz konusu ödeyememe durumunu araştırma görevi yüklediğini, bunun ise konkordato kapsamında zaman kaybına neden olacağını ifade etmiştir. Yazara göre bu noktada

“konkordatodan yararlanmak isteyen herhangi bir borçlu” ifadesinin kullanılması daha yerinde olacaktır (Namlı s.1497).

104 Başvurunun zamanında yapılması oldukça önemlidir. Buna göre başvurunun yapılma zamanının, iflâs tehdidi altında olma ile mali durumun iyileşme ihtimalinin olmaması arasında bir yerde konumlandığı düşünülebilir (Pekcanıtez/Erdönmez s.11). Yargıtay bu kapsamda eski tarihli bir kararında, aktifinin pasifinden fazla olduğunu düşündüğü bir borçlu hakkında konkordato istenme zamanının henüz gelmediğine hükmetmiştir:

“Konkordato istemek için; mevcudun borçları ödemeye yetmemesi gerekmesine, aktifinin pasifinden çok olduğu anlaşılan müştekinin konkordato isteyemeyeceğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun merci kararının İİK.366 ve HYUK.438.maddeleri uyarınca (ONANMASINA)…”

(Y.12.HD, 27.01.1983, E.1983/10263, K.1983/411:

http://app.e-bakılmaksızın tüm borçlular girebilecektir105. İflâsa tâbi borçlu hakkında iflâs davasının derdest olması Yargıtay tarafından konkordato talebine engel görülmemiştir. Buna göre iflâs davasını gören ticaret mahkemesinin, teklif edilen konkordatonun sonucunu derdest

uyar.com/karar/index/7a0d10d9-0233-41ff-8b34-6ff5de003284?q=1983/10263).

Altay/Eskiocak’a göre ise burada aktifin paraya çevirme güçlüğü ölçüt alınmalıdır. Bu kapsamda piyasa koşullarına göre aktifin paraya çevrilmesinin ciddi anlamda zor olduğu durumlarda soyut olarak tespit edilen aktifin pasiften fazla oluşu, konkordatonun reddine neden olmamalıdır (Altay/Eskiocak s.58).

105 Nitekim madde gerekçesinde de bu hususa işaret edilmiş ve bu bağlamda konkordato başvurularında bir borcun vadesi geldiği halde ödenememesi veya ödenememe tehlikesi altında olması durumunun önemli olduğu belirtilmiştir: “Maddenin birinci fıkrasıyla, kaynak Kanuna ve mevcut Kanunumuza uygun olarak, tacir olmayanların da konkordato talep edebilmesi kabul edilmiştir. Bu açıdan bakıldığında önemli olan, konkordato talep edenin, vadesi geldiği halde borçlarını ödeyememesi veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında olmasıdır” (İİK m.285’de değişiklik yapan 7101 sayılı Kanun’un 13. maddesinin

Gerekçesinden (TASARI, Madde Gerekçeleri: Madde 12)

https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem26/yil01/ss524.pdf).

iflâs davası bakımından bekletici mesele yapması gerekir106. Konkordato talebinde borcun kaynağının da bir önemi bulunmamaktadır107.

Bununla birlikte iflâs talebinde bulunabilecek her alacaklı da gerekçeli bir dilekçe ile borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir (İİK m.285,2).

“İflâs talebinde bulunabilecek alacaklı” ibaresi iflâsı istenebilecek borçluyu içinde barındırır. İflâsa tâbi bir kişinin hakkında iflâs talep edilebilmesi için, miktar sınırı olmaksızın bir borcunu ödeyememiş olması gerekli ve yeterlidir. Bu bağlamda borcu

106 “Davalı şirket aleyhine iflâs davası açıldıktan sonra İcra Tetkik Mercii'ne başvurarak konkordato mühleti istemiş, kendisine mühlet verilmiş ve konkordato evrakı tasdik hususunda bir karar verilmek üzere Ticaret Mahkemesi'ne tevdi edilmiştir. İİK.'nun 309.

maddesi hükmü uyarınca borçlunun iflâsının açılmasından sonra dahi konkordato akdetmek hakkı mevcut olduğuna göre henüz iflâs davasının derdest bulunduğu bir evrede sürdürülen konkordato prosedürünün sonucunun beklenmesi hem usül ekonomisi hem de borçlu ve konkordato alacaklılarının yararları bakımından gereklidir… Bu durumda Ticaret Mahkemesinde tasdik aşamasında bulunan konkordato prosedürünün sonucunun iflâs davası bakımından bekletici mes'ele yapılması lazım gelirken… iflâs kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir” (Y.11.HD, 22.06.1990, E.1990/4550, K.1990/3151: KBİBB). Bu noktada iflâs davasının görüldüğü sırada borçlu hakkında teklif edilen konkordatonun bekletici mesele yapılmasına gerek bulunmadığı söylenebilir.

Zira iflâs davaları görülürken teklif edilen konkordatolarda geçici mühlet kararının verilmesi, takip yasağına ilişkin sonuçların doğarak iflâs davasının durmasına neden olur.

Bu halde iflâs davasının takipli yahut takipsiz iflâsa dayanarak açılmış olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Zira takipli iflâsta iflâs davası takibin bir uzantısı kabul edileceğinden; takipsiz iflâsta ise iflâsın sonuçlarının konkordato mühletini etkisiz bırakacağından bahisle her iki durumda da konkordato mühleti içinde takip başlatılamayacağı ve görülmekte olan takiplerin duracağına ilişkin yasak iflâs davası yönünden de uygulanabilmelidir (Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes s.456; Akil, Cenk: Konkordato Mühletinin Alacaklılar Bakımından Sonuçları (28.02.2018 Tarih ve 7101 Sayılı Kanunla Yapılan Değişikliklere Göre), (TBBD, 2019/141, s.227-252)s.240; Sarısözen-Konkordato s.167; Kale-Sorular s.21).

107 Pekcanıtez/Erdönmez s.7; Sarısözen-Konkordato s.95.

ödeyememe tehlikesi altında olmak bir iflâs sebebi değildir. Dolayısıyla alacaklıların yaptığı konkordato başvurusunun konusunu, iflâsa tâbi olan borçluların yalnızca vadesinde ödenmemiş borçlarının oluşturduğu söylenebilir. Alacaklılar için konkordato başvurusunun yapılması gerekçeli bir dilekçe verilmesi şartına bağlanmışken, borçlunun teklif ettiği konkordatolarda böyle bir şart aranmadığı görülmektedir. Buradan hareketle borçlu tarafından ticaret mahkemesine yapılacak konkordato başvurularının sözlü dahi olabileceği düşünülebilirse de konkordato talebine eklenecek belgeler de dikkate alındığında uygulamada bu durum mümkün görünmemektedir108.

Kanunda geçen “borçlarını vadesi geldiği halde ödeyememe veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunma” ifadesinden aciz hali anlaşılmaktadır. Aciz halindeki borçlunun konkordato talep edebilmesinden hareketle de borca batık haldeki bir borçlu hakkında evleviyetle konkordato talep edilebileceği kabul edilmektedir.

Ödemelerini tatil etmiş borçlu da bu kapsamda sayılmalıdır. Gerek aciz hali gerekse borca batık hali bakımından yaklaşık ispat aranmaktadır109.