• Sonuç bulunamadı

Kentlileşme Pratiğinde Yeni Bir Olgu: Taziye Evi Biraradalığı

5.2. GÖÇ SONRASI KENTE TUTUNMA: HEMŞEHRİLİĞİ SÜRDÜRME

5.2.3. Kentlileşme Pratiğinde Yeni Bir Olgu: Taziye Evi Biraradalığı

Türkiye’de kentleşme süreci ile birlikte toplumsal hayatın her alanında yapısal değişiklikler yaşanmıştır. Kırsal nüfusun kente taşınması ile birlikte sosyal, kültürel, ekonomik yaşam pratikleri de kent hayatına uyum sağlamak adına belli değişimler geçirmiştir. Bu değişimleri geçirirken geleneksel kır yapısında sahip olduğu değer ve normlar kent içerisinde varlığını sürdürmekte zorluk çekmiştir. Ancak göçmen grupların birleşerek oluşturmuş olduğu gruplar sayesinde geleneksel pratikler kent hayatında yaşanmaya, yaşatılmaya çalışılmıştır. Kentin heterojen yapısı içerisinde kendine yer edinmeye çalışan birey kendisi, ailesi ve hemşehrisi için önemli olan bazı gelenekleri hemşehri derneği çatısı altında kentlileşme pratiğinde yeni olgular yaratmaktadır. Bu olgulardan biri de geleneksel kır toplumuna özgü bir yapı olan

taziye evleridir. Taziye evleri, kente tutunma stratejisi olarak kent hayatına eklenmiştir.

Derinlemesine görüşme yapılan hemşehriler Yalova kültürünün taziye kültürünü yaşatamayışını yadırgamışlardır. Taziye geleneklerini memleketteki gibi yaşabildikleri meselesi görüşülen hemşehri üyelerinin görüşleri şu ifadelerle izlenebilir:

“İnsanoğlu acı ve tatlı gününde en yakınlarını, hemşehrisini yanında görmek ister. Çok şükür bunu da başarabiliyoruz. Bu konuda hemşehri dernekleri birleştirici bir unsur. Bir cenaze haber geldiğinde anında smslerle bilgilendiriliyoruz. Ardından görevimiz neyse yapmak için hemşehrimizin yanında oluyoruz. Taziye geleneğimizi kendi kültürümüzde nasıl aynı öyle Yalova’da yaşayabiliyoruz. Ama Yalova’ lıların böyle bir kültürü yok aynı apartmanda komşusu ölüyor ruhu bile duymayabiliyor. Taziye kültürü bizim için olmazsa olmazlardandır. Zaten birçok Yalova’ lı kardeşimiz de bizim en çok dayanışmacı, taziyeyi sahiplenme yardımlaşma biçimimizi beğendiğini söylüyor.” (Cevat)

“Derneklerin de aracılığı ile hemşehrilerimizin özel günlerinden haberdar oluyoruz. İnsanlık vazifemizi yerine getirerek teşrif ediyoruz. Acı günlerinde özellikle bizlerin kültüründe dayanışma, birlik olma vakti asıl o zamandır. Nesilden nesile de aktarılması gereken bir kültürdür bu. Komşunun acısı varken kapını kapatıp rahatça oturmamalısın eğer oturabiliyorsan vicdanını sorgulamalısın. Birlik ve beraberlik böyle günlerde anlamlıdır, hemşehrilik böyle günde kendini gösterir.” (Ergun)

Taziye evleri, kentleşme sürecinin şekillendirdiği her yönüyle farklılaşan yeni bir mekânsal yapı ve seremonik ilişkiler biçimine işaret etmektedir. Taziye evi, kentleşme ile birlikte kendi bireyselliğine çekilen insanın, kolektif bir zeminde icra edilmesi gereken ölüm törenine kentli davranış kalıbıyla cevap veren yeni bir mekânsal form özelliği göstermektedir. Geleneksel kalıplar içinde yaygın şekilde anlam bulan “taziye yeri” ölen bireyin evini adres gösterirken, “taziye evi” ise seremoni için özel olarak tanzim edilmiş yeni bir sosyo-mekânsal gerçeklik anlamına gelmektedir (Parin vd. , 2012: 222). Taziye evlerinin yapımı, kurulumu ve donanım

araç-gereç tahsisi üyesi bulunduğu hemşehri dernekleri ve belediyeler tarafından gerçekleştirilmektedir.

Kent hayatında geleneksel kodlarla örülmüş taziye töreninin omurgasında toplumsal değişme sürecine paralel belirgin farklılar yaşanmaktadır. Bu farklılıkların oluşumunda Türkiye’de güçlü bir dalga özelliği gösteren kentleşme olgusu etkili olmuştur. Taziye merasimlerinin mekânı olan “kişiye ait evler” yerini kentleşme ve kentsel normların içselleştirilmesi süreçleriyle birlikte “yerleşik ve bağımsız taziye evlerine” ve “mobil taziye çadırlarına” bırakmış (Parin vd. , 2012: 225)

Taziye geleneği kültürün bir parçasıdır. Her yöre insanının bu konuda farklı deneyimleri vardır. En önemli dayanışma anı insanın acı ve tatlı anıdır. Bu konuda Mesut ve Aykut taziyelerin kültürü yaşattığı gibi, hemşehriliğin de pekiştiğini dile getirmişlerdir:

“Bizler ailemizden yakın olsun olmasın birinin acısına şahit olduysan el atmalısını gördük. Taziye geleneği her yörede farklılıklar kazanabilir bizlerin kültüründe en önemli destek durumudur. Böyle zamanlarda hemşehrilerimiz yanında olarak onlara destek oluyor, yalnız olmadığı dile getiriyor ve maddi olarak üzerimize düşen görevleri yerine getiriyoruz. Kültürü de yaşatıyoruz hemşehrilik bağlarının pekişmesini de sağlıyoruz.” (Mesut)

“Eğer kendimizi bu kültürün taşıyıcısı olarak görüyorsak tüm gelenek ve görenekleri yaşatmamız gerekiyor. Bir toplumda bireyler iki durumda bir araya gelmektedir: Düğün ve cenaze. Eğer bu günlerde dost, akraba ve hemşehrinizin yanında değilseniz diğer günlerde yan yana olmanın bir önemi yoktur. Bu nedenle hemşehrilik dediğin muhabbet, memlekette özlem giderme, kentle bütünleşme gibi rolleri üstlenmekle sınırlı değildir. Özel günlerinde yanında olmak gibi bir borcun vardır hemşehrine. Bizlerde çok şükür taziye geleneğimiz yaşıyoruz ve yaşatıyoruz. Hemşehrimizin acısı Sivas’ta dahi olsa toplanıp gidiyoruz maddi ve manevi desteğimizi gösteriyoruz. Bizi biz yapan değerlere sahip çıkarsak yarınlarımız daha güzel olur.” (Aykut)

Hemşehrilik bağlarının bireyin kent hayatında yaşadığı sürece müdahil olduğu bilinmektedir. İnsanlar özel günlerinde yanında aile ve akraba bağlarının ardından memleketlisini aramaktadır. Bu anlamda özellikle de hemşehri derneklerinin taziye evi biraradalığını inşa etmede öncü rol üstlendiği görülmektedir. Çünkü bu durumda yapılması gereken herşeyi hemşehrisinin acısını ortak olarak paylaşarak karşılamaktadır. Taziye evlerinde bir araya gelmek de hemşehrilik bağını güçlendirmektedir. Yemek hazırlanması, mezarın kazılarak defin işlemlerinin yapılması gibi bürokratik işlemler yerini bu tarz sivil toplum kuruluşlarına bırakmıştır. Kente tutunma sürecinde hemşehrilik ilişkilerinin maddi ve manevi her süreçte dayanışması ile mekânsal farklılıkları barındırsa da taziye geleneğini daha sistemli bir şekilde yaşatabilmektedir. Böylelikle kentte kendilerini yalnız hissetmeyerek yabancılığa düşmemektedirler. Kente göç eden bireye hemşehrisi ile dayanışmasının en önemli faydaları; kente daha kolay yerleşmesi, ölüm, kaza, vb. acı durumlarda bir araya gelerek çözüm yolu bulması ve en önemlisi sosyal anlamda kendini yalnız hissetmeyerek yabancılığa düşmesine izin vermemesidir. Taziyeler göç eden insanların üzerinde önemle durduğu dayanışmanın, destek olmanın gerektiği önemli durumlardandır.

5.2.4. Hemşehrilik Bağlarının Örgütlenmesinde Derneklerin İşlevleri ve