• Sonuç bulunamadı

Hemşehrilik Bağlarının Örgütlenmesinde Derneklerin İşlevleri ve

5.2. GÖÇ SONRASI KENTE TUTUNMA: HEMŞEHRİLİĞİ SÜRDÜRME

5.2.4. Hemşehrilik Bağlarının Örgütlenmesinde Derneklerin İşlevleri ve

Kentleşme sürecinde hemşehri dernekleri oldukça önemli görevler üstlenmişlerdir. Hemşehri derneklerinin ilk etapta kuruluş amacı hemşehriler arasında yardımlaşma ve dayanışma duygusunu tesis etmektir. Amacını gerçekleştirirken ekonomik, kültürel ve siyasal vb. işlevleri üstlenerek hemşehrilerine daha fazla yardımcı olmak istemişlerdir. Dernekler kuruluş aşamasında tüzüklerinde belirtilen amaçların dışında hemşehrilerine daha kapsamlı hizmetler etme yaklaşımı içerisinde olmuşlardır. Belirtildiği gibi hemşehri derneklerinin çok yönlü, daha kapsamlı amaçlara hizmet ettiği görülmektedir. Derneklerin en önemli işlevlerinin ise kentlere doğru yaşanan yoğun göç sonucunda kente uyum problemi yaşayan hemşehrilerin uyum sorunun gidermek ve bu süreci daha kolay ve hızlı bir şekilde atlatabilmesi için yardımcı olmaktır. Çünkü iç göçün

neden olduğu önemli konulardan biri de göçmen grubun kente ne derece entegre olduğudur. Bu durum köylü nüfusun geleneksel yapısından sıyrılarak yerleştiği kent kültürüne ciddi sorunları da beraberinde taşımaktadır. Kentlere yoğun olarak gelen göçmen grubun ekonomik anlamda hayatını kurup başını sokacağı bir eve sahip olması kente tutunabilmesi için yeterli değildir. Kentin kültürü ile bütünleşerek, kentli gibi yaşayıp, davranışlarını benimsemesi için en az birkaç nesil geçmesi gerekmektedir. İç göçün yaratmış olduğu bu durumdan ise kente tampon mekanizma olarak kurulmuş hemşehri dernekleri aracılığı ile mümkün olmaktadır.

Hemşehri derneklerinde kurucu üyelerine bakıldığında kente ilk gelen kuşağın üyesi olduğu görülmektedir. Çünkü birinci kuşağın memleketine olan hasreti, özlemi daha sıcak ve yenidir. Bu nedenle yabancısı olduğu kente ilk geldiğinde toprak kokusunu, kültürünü hissedeceği hemşehrileri ile bir araya gelmek için gayret etmektedir. Derneklerin üye profillerine bakıldığında üyelerin daha çok birinci kuşak olduğu ikinci ve üçüncü kuşakların çok fazla ilgi göstermedikleri görülmektedir. Üyeleri genellikle maddi durumu iyi olmayan, yardıma muhtaç, sıkıntılarına çözüm, iş bulma konularında desteğe ihtiyaç duyan bireyler ilk etapta hemşehri derneklerinin kapısını çalmaktadır.

Hemşehri dernekleri herşeyden evvel aynı kültürden insanların buluşma platformu olarak yöresel kültürün yaşatılması ve tanıtılması noktasında değişik faaliyetler icra etmektedir. Yöreye ait yemek, giyim, mimari, el sanatları, müzik, gelenek ve göreneklerin tanıtılmasına organizasyonlar yaparak bu şekilde destek alarak kendini gösterebilmektedir. Bunun dışında dernekler bölge insanının kültürel kodlarını yansıtmasına destek vermektedir. İsmail, derneklerin kültürel işlevleri ile ilgili olarak şunları aktarmıştır:

“Her ilin olduğu gibi Muş’un da kendi has bir kültür birikimi vardır. Bu kültürel birikimlerin tanıtılmasında derneklerin değişik faaliyetleri var. Geceler düzenleyerek yöre folklorunu tanıtıcı halk oyunları ekibi ya da yöre sanatçılarını öne çıkarmak bazılarıdır. Dernekçilik örgütlenmeye katkı sağlıyor.” (İsmail)

Hemşehri derneklerinin yöre kültürünün tanıtılmasına sağladığı katkı yanında bu tür örgütlenmelerin yöre kültürünün yeni kuşaklara aktarılması ile ilgili katkısı önemli bir nokta olarak vurgulanmıştır:

“Sivas yöresi büyük oranda gelenek ve göreneklerini muhafaza eden bir topluluktur. Ancak ikinci ve üçüncü kuşaklar Yalova’da doğduğu için kültürün muhafazasında zorlanılıyor. Genç kuşağın yöreye karşı aidiyetinde sıkıntı var. Dernekler ortaya koyduğu etkinlikler ile yöreye ait kültürü canlı tutuyorlar, o kültürü besliyorlar. Çünkü dernekler genç kuşakların duymadığı, görmediği, görse de özümseyemediği bir kültürün yaşatılması için sosyal bir işlev üstleniyor. Birbirini görmeyen, tanımayan insanların tanışmasını sağlıyor.” (Arif)

Hemşehriler arasında yardım ve dayanışmanın sağlanması amacı ile kurulan örgütlenmeler her şeyden evvel aynı kültürden olan insanların buluştuğu bir mekândır. Bu mekânlar aynı bölgeden olan memleketlilerin yöresel kültürlerinin yaşatılması, bölgeye ait yöresel yemek, giyim, el sanatları, müzik, gelenek ve göreneklerin tanıtılması işlevini de yerine getirerek dernekleşmenin kültürel yönünü sergilemektedirler. Memleket kültürünün yaşatılması gelecek yeni kuşaklara aktarımının sağlanması zor bir süreçtir ancak hemşehri örgütlenmeleri ile bu durum mümkündür. Bu dernekler göç eden hemşehrilerine sosyalleşme, yalnızlıktan kurtarma, memleketi ile bağ kurma gibi faydalar sunarken kentin genelinden, kültüründen uzaklaşmasına da aracı olduğu görülmektedir. Kentin belli bölgelerinde ayrışmış gecekondu olarak adlandırılan yapılar ya da “Muş Mahallesi” gibi mekânsal ayrımların dışında kültürel ve sosyal ayrımlara neden olduğu da mümkündür.

Hemşehri derneklerinin diğer önemli işlevlerinden biri ise ekonomik işlevidir. Aslında dernekler genelde ekonomik işlevleri ile görünür kılınmaktadır. Ancak kültürel olarak bir araya gelinmeden, birlikte hareket edilmeden de ekonomik işlev etkisini pek gösterememektedir. Derneklerin ekonomik işlevleri arasında üyelere sağlanan nakdi yardımlar, burslar olabildiği gibi hemşehrisine bulunan ev, arsa alımı, iş bulma ya da iş yeri açma sürecinde sağlanan destekler gibi geniş bir yelpazeyi barındırmaktadır. Dernekler yapıları gereği işçiyi de işvereni de bünyesinde barındıran örgütlenmelerdir. Öyle ki bazen bu örgütlenmeler sayesinde özel ya da

resmi kurumlara da baskıda bulunarak üyelerini istihdama kazandırmaktadırlar. Gerek kurumsal gerek özel sektörde hemşehrilerini çalıştırma konusunda formel bir kurumsal yapı özelliği taşıyan dernekler işvereni etkilemektedir. Hemşehriler arasında ortak iş, ticaret yapabilme noktasında da birleştirici bir güç konumundadır. Kişilerin sosyal çevrelerini, arkadaşlarını genişleterek ticari anlamda da iş hacminin arttırılmasına katkı sağlamaktadır. Anlaşıldığı üzere hemşehri dernekleri kayırmacılığa kaynaklık etmektedir.

Konuya ilk olarak istihdam açısından bakıldığında iş bulma konusunda derneklerin organize içerisinde hemşehrisine yardımcı olmak için uğraştığı görülmektedir. İl derneği başkanı Vedat başkanlığı döneminde bu konuda yaptıklarını şöyle ifade etmiştir:

“Göreve geldiğimde gençlerimizin %90’ı işsiz ve boştaydı ardından bu oran %5’e düştü. İş adamlarımıza yazılar gönderip kendilerine lazım olan elemanların özelliklerini bildirmelerini istedik. Böylece bir bakıma iş arayanlar ile işvereni bir noktada buluşturmuş olduk. Yalova’da bulunan birçok galeri bizlerin hemen oralara ihtiyaç dâhilinde hemşehrileri yerleştirdik. Temiz dosyalı biri olduğuna inandığımız bir hemşehrimiz için kayırmacılık yapmak bazen gerekebilir. Bize yakın ise, hak ediyorsa bunun gereğinin yapılması konusunda ilgili mercilerden ricada bulunuruz. Yapmazlarsa gereğini yaparız. Yalnızca Siirtliler değil kapımızı bu niyetle çalan herkese açığız.” (Vedat)

İl derneği başkanlarından CEMAL de benzer noktalara dikkat çekerek dernekleşmenin işveren ve işçiyi buluşturma özelliğine vurgu yapmıştır:

“Derneklerin iş bulma konusundaki faydası çok fazla, somut olarak görülen bir şey bu. İnsanımızın genel yapısında yardımlaşma olduğu için işsiz olan insanlarımıza bir şekilde ulaşıldığında, kendisi yardımcı olamazsa hemen derneğe yönlendiriliyor veya yöneticilere isimleri gidiyor. Bu kişilerle görüşüyor ve istihdam sağlama konusunda harekete geçiyoruz. İş bulunması için hemşehrimiz olabildiği gibi hemşehrimiz olmayan kişiler de olabilir. Önemli olan işsize iş bulunmasıdır. Bu şekilde çok sayıda insanı işe yerleştirdik. Yaptığımız şey kayırmacılık değil kesinlikle bunu desteklemiyoruz. Biz eşitliği sağlamaya, mağdur olana yardımcı

olmaya çalışıyoruz. Bizzat kendim işletmeciliğini yaptığım fidancılık sektörüne kaç tane eleman alarak yetiştirdim.” (Cemal)

Derneğin işveren ve işçiyi bir araya getirme, iş bulma konusundaki faydası bir yana, örgütlenme sayesinde önemli bir güç halini alan hemşehri kimliği, özel ya da resmi kurumlara da baskı yaparak üyelerin istihdamını kolaylaştırmaktadır. Hele bu kurumlardaki yetkili kişiler hemşehri ya da tanıdık ise o zaman durum daha kolay hale gelmektedir.

“Bu ülkede birileri elinizden tutmuyorsa bir yerlere gelmeniz zordur. Bu her yerde böyledir. Mesela ben milli eğitimi biliyorum, müdür olmak için bilgili ya da becerikli olmak yetmiyor. Gerektiğinde sizin bilgi birikiminiz ve becerinizden faydalanılıyor ama iş makam vermeye gelince orada başka faktörler devreye giriyor. Hemşehrilik bu faktörler içerisinde siyasi ayaktan sonra önemli bir konumdadır. Bizler iş bulma konusun da hemşehrilerimize çok katkı sağladık. Uzun yıllardır Yalova’da bulunmamız ve başkanlık yapmamızın da etkisi ile her çevreden insan birikimine sahibiz. Yalnızca hemşehri anlamında değil diğer farklı memleketlilerle de muhabbetimiz iyi olunca e tabi siyasi arenada imkanlar olunca katkı sağlayabildik. Adaptasyon böylece göçmen hemşehrimiz için daha kolay oluyor. Çünkü işsiz başıboş gezmek zarar verir.” (Muammer)

Sosyal, kültürel ve ekonomik faaliyetlerin dışında derneklerin, siyasal anlamda da önemli bir işlevi olduğu bilinmektedir. Siyasal katılım ve siyasal tercih konusunda tabii ki belirleyici değillerdir. Ancak hemşehrilik ve siyaset arasında kuvvetli bir bağ bulunmaktadır. Şöyle ki siyasal tercihlerin belirlenmesinde kültürel bağların, aynı topraktan, memleketli olmanın önemli yeri bulunmaktadır. Seçim dönemlerinde siyasi parti adaylarının belli bir oy potansiyeline sahip olan bu örgütlenmeler ile etkileşime geçerek buraları cazibe merkezleri haline getirirler. Dernekler ise seçmenlerin oylarına karşılık siyasi partilerden bir takım taleplerde bulunurlar. Aslında karşılıklı bir menfaat ilişkisidir. Dernekler ve başkanları grup menfaati doğrultusunda siyasal bir güç olarak işlev görürken zamanla kendilerinin de aday olmasalar bile ilerde aday olabilme yolunu açmaya çalıştıkları görülmektedir. Bu

durum şüphesiz ki başta siyasetçiler olmak üzere farklı çevreler tarafından derneklerin önemsenmesine ve dernek üyelerinin de kentte etkin rol oynayabilmesine neden olmuştur. Dernek başkan ve yöneticileri bu durumun farkında oldukları için derneklerin siyasal bir güç işlevi üstlenmesine olumlu bakmışlardır. AHMET, siyaseti etkileme konusunda hemşehri derneklerinin gücünü ve bu konuda yaptıklarını şu ifadelerle açıklamaya çalışmıştır:

“Aktif siyaset yapan kişiler yöre derneklerinin siyasette çok etkili olduklarını biliyorlar. Çünkü tek tek kahvehanelerine gidip, insanlara sesleneceklerine derneklere gidip toplu olarak insanları etkilemenin daha faydası olacağı kanaatindeler. Bütün siyasetçiler bunu iyi bilir ve kullanır. Başkana ulaşmakla 600 kişiye biranda ulaşabilecektir. Hemşehrilerimizden aday çıkarsa destekleriz sonuna kadar. Mesele siyaset şu bu parti kazansın değil Rize kazansın, Rizeli kazansın.” (Himmet)

Bir diğer dernek başkanı AHMET derneklerin siyasal anlamdaki gücünü öne çıkararak hemşehrilik ve siyaset ilişkisi noktasında hemşehri kimliğini oyları yönlendirme gücüne dikkat çekmek istemiştir.

“Bana göre siyaset açısından hemşehrilik önemlidir. Bu konuda da hemşehrilerimi yönlendiririm, tanıdığınız, bildiğiniz, kişiye; hemşehrinize oy verin derim. Çünkü bir sıkıntıya düştüğünüz zaman koşacağınız ilk insan hemşehriniz olacaktır. Dernek kanalıyla da bu kişilere işinizi daha kolay hallettirebilirsiniz. Bu nedenle seçim dönemlerinde hemşehrimiz olan adaylara madden ve manen çok büyük destekler verdiğimiz oldu. Hemşehriler kendi adayına daha fazla sahip çıkar. İnsanlardan oy istemeniz de bu manada daha kolaydır.” (Ahmet)

Hemşehri kimliği siyaset yapmada oldukça önemli bir yerde durmaktadır. Ancak bu kimlik siyaset yapmak ve siyaset üzerinden menfaat sağlanmak isteyenlerce kullanılmaktadır:

“Derneğin siyaseten hemşehrilerimizin oyunu yönlendirdiğini söyleyemem ama kişilerin pazarlanması noktasında bir faydası var. Yani dernekçilik yapan bazı kişiler derneğin var olan gücünü bir yerlerde siyaset yapabilmek adına ya da menfaat sağlamak adına kullanıyorlar. Hemşehrilik etkili hatta bazen taban tabana bizden farklı düşünen hemşehrimizi bile destekleriz.” (İbrahim)

Göçmen nüfus yabancısı olarak hissettiği kentte bu tarz örgütlenmeler, birliktelikler sayesinde kente tutunma sürecini kolaylıkla atlatabilmektedir. Hemşehricilik sayesinde derneklerin sahip olduğu siyasal, bürokratik, ekonomik, kültürel vb. bağları kullanarak kişisel sorunlarını, işlerini de çözüme kavuşturmaktadır. Geleneksel kır toplumundan kentlere doğru gerçekleşen hızlı ve yoğun tempolu göç süreci beraberinde hızlı bir kentleşme sürecini meydana getirmiştir. Ülkemizde yaşanan yoğun göç sonucunda göçmen nüfusu bünyesinde barındıracak kentler sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal anlamda hazır değillerdir. Kentleşme olgusuna bağlı olarak ortaya çıkan bu durumu göçmen nüfus enformel bir bağ olan hemşehrilik kimliğini yaşatmış ve devamında formelleşerek örgütlenmiş ve dernekleri kurmuşlardır. Kentleşmenin başladığı dönemlerde bu kimlik ve örgütlenmelere geçici gözüyle bakılmıştır. Ancak kentsel adaptasyon anlamında ciddi işlevler üstlenen hemşehrilik bağları ve bu bağların ilişkisi neticesinde ortaya çıkan örgütlenmeler küreselleşmenin ve değişen teknolojinin de etkisi ile nicelik olarak artarken nitelik olarak da gelişmekte ve güçlenmektedir. Çünkü insanlar değişen bu sosyolojik yapı karşısında özüne, kendine, kültürüne yaşadığı memleketine daha bir özlem duymaktadır. Her ne kadar şartlar gereği köyüne, memleketine geri dönemese de kentte hemşehrisi ile bu duyguları yaşamayı, kültürünü yaşatabilmeyi arzu etmektedir. Bu nedenle hemşehrilik bağlarının ve derneklerinin ortadan kalkacağına dair olan inanç yitip gitmektedir.

5.2.5. Hemşehrilerin Derneğe Üyelik Durumu

Hemşehrileri üyelik bağlamında bir değerlendirmeye tabi tuttuğumuzda, dernek üyeliğinin farklı nedenlere bağlı olarak değişiklik gösterdiğini söylemek mümkündür. Bu konudaki önemli nedenlerden ilki derneğin faaliyet durumu ile alakalıdır. Çünkü derneğin faaliyetleri üyelik noktasında olumlu ya da olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir.

“Üyelik noktasında Yalova’da durumumuz çok iyi. Çünkü Siirtliler birbirini hep tanır. Bu nedenle kendilerini adeta mecbur hissederek üye

olurlar. Memleketlisini dışlama anlamına da geldiği için katılım daha iyi. Yalova’da bulunan en köklü derneğiz 550 üyemiz ile birlikte her türlü faaliyetlerde bulunarak hemşehrilerimiz ile bir araya gelmeye çalışıyoruz.” (Vedat)

“Üyelik konusunda bir sıkıntımız yok. Şu anda 459 üyemiz var ancak gayri resmi olarak Yalova’da 4529 hemşehrimiz var. Biz bunları üye etmeye çalışmıyoruz. Çünkü üye ederseniz aidat almanız gerekiyor. Aidat vermeyenleri de üyelikten çıkarmak gerekiyor. Buna fırsat vermemek için herkesi doğal üye kabul edip resmi üye yapma yoluna gitmiyoruz.” (Veysel) “Üyelik konusunda bir sıkıntımız yok. Şu anda 250 üyemiz var ama gayri resmi olarak 600 civarında. Biz bunları üye etmeye çalışmıyoruz. Çünkü üye ederseniz aidat almanız gerekiyor. Ama biz resmi üyelerimizden de aidat almayız zaten.” (Arif)

“Ben eskiden memleketime gitmezdim, artık gidebiliyorum. Çünkü çok kişiyi tanımaya başladım. Buradaki oradaki hemşehrilerimi tanımaya başladım. Bugün memleketimde çocuklar dahil herkesi tanıyorum diyebilirim. Selam vereceğim insanlar çoğaldı. Dernekçilik sayesinde sığınacak bir liman bulduk.” (Ali)

Bu ifadelerden de anlaşılacağı gibi genel olarak dernek üyeliği konusunda bir sıkıntı yaşanmamaktadır. Gerçekte aidat alma konusunda yaşanan olumsuzluklar, derneğe üyelik konusunda yaşanan bir sıkıntıymış gibi yansımaktadır. Fakat derneğe üyelik konusunda herhangi bir sıkıntının olmadığı da söylenilemez. Dernek politikaları ve geçmişte yaşanan kimi olumsuz tecrübeler, derneğe üyelik konusunda sıkıntıya neden olabilmektedir.

“İnsanlar daha önce çok kötü tecrübeler yaşamış. Derneklerde kumar oynamış, insanlar bu konuda derneğe üyelik konusunda mesafeli. Özellikle eşlerimiz derneğe gitmemizi bu yüzden ilk zamanlar istemiyor, dernekçilikten ürkmüşler. Bizlerde dernek faaliyetlerine eşlerimizle katılarak bu durumun aslında böyle olmadığını göstermeye çalışıyoruz. Geçmişte yaşanan kötü

tecrübelerin hemşehrilerimle buluşmama engel olmasını istemiyorum.” (Kerem)

Üyelerin derneğe üyeliğinde, başkanın kişiliği ve dernek yöneticilerinin etkinliğinin önemli faktör olduğuna vurgu yapılmıştır.

“Dernek faaliyetleri iyi organize edilir ve ses getirirse üyelerin katılımı da yüksek olur, yeni üyede bulunur. Rizeli hemşehrilerimiz bu konuda ilgilidir. Faaliyetlere katılma konusunda geri durmazlar. Tabi bu biraz da derneğin yöneticisi ile alakalıdır. Eğer yönetici sevilen sayılan bir kişi ise katılım da o oranda iyi olur.” (Fatih)

İl derneği başkanlarından Cemal ve İbrahim üyelik konusunda yapılan faaliyetlere dikkat çekenler arasında yer alanlardandır. Bu yöneticilere göre hemşehrilerin eğer bir çıkarı sağlayacaklarsa ya da alıcı durumdaysalar üye olmak istediklerini akabinde de faaliyetlere katılırlar:

“ Yaptığınız faaliyete göre değişir, yeme içme faaliyetleri ne kadar yoğun olursa üyelikte artar, katılım da.” (Cemal)

“Dernekçilik birkaç kişinin üzerinde dönüyor. Bir iş yapılacağı zaman pek aktif üye bulamazsınız. Mesela ben dernek için yer alalım diye borçlanmayı dernek tüzüğüne koydurdum. Bunu yaparken amacım, borçlanarak dernek için yer alabilmekti. Ama buna da yoklar, böyle paylaşımlarda yer almıyorlar. Ama piknik yaparken resmi ve doğal üyeler eksiksiz katılıyor.” (İbrahim)

5.2.6. Derneklerin Hemşehri Kimliğini Etkileme Durumu

Genel olarak ifade edilecek olursa, hemşehriler arasında birlik ve beraberlik tesis eden bir araç olarak dernekleşmeye olumlu bir anlam yüklenilmektedir. Derneklere yüklenen bu olumlu anlam yalnızca birlik ve beraberliği tesis etmeleri dışında çok daha değişik faktörlerde etkili olduğu görülmektedir. Örneğin, Hüseyin

derneklere yüklenen olumlu anlamda derneklerin haberleşme ve iletişim özellikleri yanında memleket ile ilgili sorunlara da çözüm ürettiği hususunun önemli olduğunu düşünmektedir:

“Dernekler olmasaydı bizler birbirimizden haberdar olsak bile başıboş kalırdık. Cenazemiz veya düğünümüzden haberimiz olmazdı. Şimdi dernekten bir kişinin haberdar olması yetiyor anında yönetim sms ile bilgilendiriyor hepimizi. Bu anlamda dernek bir haberleşme-iletişim merkezi görevi üstlenmektedir. Siirt ile ilgili bir sorunda dernekler kanalı ile çözmeye çalışıyorlar ya da birisi misafir vs. geliyorsa dernekler bu manada köprü görevi görüyorlar.” (Hüseyin)

Bazı dernek üyeleri ise memleket kültürünün ve memleket insanının tanıtılmasına yaptığı katkı sayesinde hemşehrilerin memleketlerin karşın güven kazanmalarını sağlamıştır.

“Hiç birbirini görmeyen insanlar birbirini görüyor. Sokakta yürüdüğünde yabancı diye baktığı adam yarın dernek aracılığı ile hemşehrisi olduğunu öğrenebiliyor. Yıllarca görmediğimiz dostlarımız ve akrabalarımızla dernek kanalıyla tanışıyoruz. Kişiler kendini böylece daha güçlü hissetmeye başladı. Topluluk arttıkça manen daha güçlü oluyorsunuz toplumda. Bize Konyalılar etli ekmek kafalı, çok fazla muhafazakar diye bakılırken zamanla tanıdıkça değişiyor düşünceleri.” (Saffet)

“Dernekleşme hemşehrileri bir arada tutuyor. Yalova’nın tüm kamu kurumlarında görevli hemşehrilerimiz farklı sektörlerden iş adamlarımız var. Onların varlığı derneğe de güç katıyor. Hemşehrilerimize bizde de büyük adamlar var duygusunu kazandırıyor, gurur duymasını sağlıyor. Erzurum’un tanıtımını yapıyor, yöre kültürünü yaşatmaya çalışıyoruz.” (Necdat)

Dernekçiliğin kişilere aidiyet bilinci kazandırdığının ve hemşehrilerin ortak iş yapma kabiliyetini arttırdığını, bunun da yaşama yansımalarının olumlu olduğunun altı çizilmiştir:

“Dernekçilik hemşehrilik kimliğini pekiştirdi. Göç etmiş bir birey hoş geldinizi bekler, haklı olarak yanına gider, hangi konuda yardıma ihtiyacı varsa yardım edebiliriz deyince birey otomatik olarak kendi gelir zaten. Biz gidersek onlar gelir böylece dernek amacına ulaşarak pekişmeyi sağlar. Aidiyet bilincini arttırdı hemşehri dayanışması. İnsanlarımız birbirini tanıdıkça birlikte ortak işler yapmaya başladılar. Sosyal faaliyetlerini herşeylerini artık birlikte planlar oldular. Dernekçilik faaliyeti dışında sosyal yaşamda birlikte aktivitelerde bulunmaya başladılar. Bu da bireyin kentle bütünleşmesini kolaylaştırıyor.” (Vedat)

“İnsanlarda derneğe üye olmak bir aidiyet duygusu yarattığı için özellikle gelir durumu kötü olan kişilere büyük bir moral katkı sağlıyor. Zira bu tür insanlara hemşehrilerinin bir yerlere geldiğini gösteren dernekler, onların kolektif bir tatmin yaşamasına neden oluyor. Yani benim hemşehrim emniyet müdürü, savcı, doktor, iş adamı hemşehrim var demek bu insanları mutlu ediyor. Kişisel ve kolektif bir güven kazanıyorlar.” (Ümit)

Göçmenlerin kent ortamında farklılaşan sorunlarına cevap bulabilmek, eski- yeni, kır-kent geçişlerinin sorumsuz atlatılması ve kentlileşme sürecinin hızlı ve