• Sonuç bulunamadı

Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde Yanıt Anahtarı

1. c Yanıtınız yanlış ise “Kişilerarası İletişimin Tanımla-rı” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.

2. a Yanıtınız yanlış ise “Kişilerarası İletişimin Tanımla-rı” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.

3. e Yanıtınız yanlış ise “Kişilerarası İletişimin Özellikle-ri” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.

4. b Yanıtınız yanlış ise “Kişilerarası İletişim Varsayımla-rı” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.

5. d Yanıtınız yanlış ise “Kişilerarası İletişim Varsayımla-rı” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.

6. d Yanıtınız yanlış ise “Beden Dili” başlıklı konuyu ye-niden gözden geçiriniz.

7. b Yanıtınız yanlış ise “Sözsüz İletişim” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.

8. c Yanıtınız yanlış ise “Kişilerarası İletişim Engeleri”

başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.

9. e Yanıtınız yanlış ise “Kişiselleştirme” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.

10. e Yanıtınız yanlış ise “Etkili İletişim” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz.

Sıra Sizde 1

1. Kişilerarası iletişime katılanlar belli bir yakınlık içerisin-de yüzyüze olmalıdır.

2. Katılımcılar arsında tek yönlü değil, karşılıklı besaj alışve-rişi olmalıdır.

3. Söz konusu mesajlar sözlü ve sözsüz nitelikte olmalıdır.

Sıra Sizde 2

1. Kişilerarası iletişim kaçınılmazdır.

2. Kişilerarası iletişimin ilişki ve içerik boyutu bulunmaktadır.

3. Kişilerarası iletişimde mesaj alışverişindeki dizisel yapı-nın kendi başına bir anlamı vardır.

4. Kişilerarası iletişim sürecinde mesajlar sözlü ve sözsüz olarak iki tiptir.

5. İletişim kuran kişiler ya eşit, ya da eşit olmayan ilişkiler içerisindedir.

6. İlişkilerde kişisel mesafeler söz konusudur.

Sıra Sizde 3

7. Kitle iletişimi – Teknolojik iletişim Sıra Sizde 4

Yararlanılan Kaynaklar

Atabek, Ü. (2001). İletişim ve Teknoloji: Ankara, Seçkin Ya-yıncılık.

Baltaş, Z.A. (1997). İletişim Becerinizin Anahtarı Sessiz Diliniz, Beden Dili: İstanbul, Remzi Kitapevi.

Cüceloğlu, D. (2006). Yeniden İnsan İnsana: İstanbul, Remzi Kitapevi.

Çulha, M. ve Dereli, A.A. (1987). “Atılganlık Eğitimi Progra-mı”, Psikoloji Dergisi, Sayı 21 Cilt 6.

Devito, J.A. (1995). The Interpersonal Communication Book, Seventh Edition: New York, Harper Collins Collage Publishers.

Devito, J.A. (1995). The Interpersonal communication Book: USA,Tenth Edition, Peorsan Education.

Dökmen, Ü. (1994). Okuma Becerisi, İlgisi ve Alışkanlığı Üzerine Psiko-Sosyal Bir Araştırma: İstanbul, M.E.B.

Yayınları.

Erdoğan, İ. (1997). İşletmelerde Davranış: İstanbul, İstanbul Üniversitesi Yayınları.

Garfinkel, H. (1967). Ethnomethodology: Englewood Cliffs, NJ: Prentice Hall.

Geçtan, E. (1978). Çağdaş Yaşamda Normaldışı Davranışlar:

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları.

Gökçe, B. (1984). Orta Öğretim Gençliğinin Beklenti ve So-runları: Ankara, Millî Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü.

Güney, S. (2011). Örgütsel Davranış: Ankara, Nobel Yayınları.

Gürgen, H. (1997). Örgütlerde İletişim Kalitesi: İstanbul, Der Yayınları.

Gürüz, D. ve Eğinli, A.T. (2008). Kişilerarası İletişim: Anka-ra, Nobel Yayınları.

Harlak, H. (2000). Önyargılar: İstanbul, Sistem Yayıncılık.

Hartley, P. (2010). Kişilerarası İletişim: İstanbul, İmge Ya-yınları.

Judith, L. (2001). İletişim Bilimi: Ankara, Vadi yayınları.

Kasatura, İ. (1991). Okul Başarısından Hayat Başarısına:

İstanbul, Altın Kitaplar.

Kay, M. & Davis, M. & Fanning, P. (2010). İletişim Becerile-ri: Ankara, Hyb Yayınları.

Kılıç, M. (1987). “Değişik Psikolojik Arazlara Sahip Olan ve Olmayan Öğrencilerin Sorunları”, H.Ü. Sosyal Bi-limler Enstitüsü Doktora Tezi, Ankara.

Köknel, Ö. (1983). Kişilik: İstanbul, Altın Kitaplar Yayınevi.

Köknel, Ö. (1986). İnsanı Anlamak: İstanbul, Altın Kitaplar Yayınevi.

Morgan, B. & Leung, P. (1980). “Effects of AssertionTraining on Acceptance of Disibility by Physically Disabled University”, Journal of Counseling Psychology, Arizona:

Vol.27, No 2.

Morgan, C.T. (2006). Psikolojiye Giriş: Ankara, Hacettepe Psikoloji Bölümü Yayınları.

Oskay, G. (1982). “Değer Yargıları Yönünden Ana-Baba Er-gen Çatışması”, Psikoloji Dergisi Sayı 14.

Özodaşık, M. (2009). Algı-İkna ve Empatik İlişkiler: Konya, Tablet Yayınları.

Özodaşık, M. (1999). Cumhuriyet Dönemi Yeni Bir Nesil Yetiştirme Çalışmaları: Konya, Çizgi Yayınları.

Roebuck, C. (2000). Etkili İletişim: İstanbul, Doğan Ofset.

Sorias, O. (1986). “Sosyal Beceriler ve Değerlendirme Yön-temleri”, Psikoloji Dergisi, Sayı 20/Cilt 5.

Tuncer, O. (1979). “Çocuk Ailesi ve Çevresi” Çocuk ve Eği-tim: Ankara, T.E.D. Yayınları.

Usluata, A. (1994). İletişim: İstanbul, İletişim Yayınları.

Voltan, N. (1981). “Grupla Atılganlık Eğitimi ve Doğurgu-ları”, Grupla Psikoterapi Sempozyumu Sayı 6.

Voltan, N. (1990). “Grupla Atılganlık Eğitiminin Bireylerin Atılganlık Düzeyine Etkisi”, H.Ü. Doktora Tezi, Ankara.

Yeşilyaprak, B. (1986). “Üniversite Gençliğinin Psikolojik So-runları”: Psikoloji Dergisi, Sayı 20.

3 Amaçlarımız

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;

Kişisel ilişkiler ve davranış geliştirme sürecini benlik kavramı ekseninde açıklayabilecek,

Benlik tasarımı ve kişisel ilişkileri geliştirme sürecinin aşamalarını listeleyebilecek,

İlişkilerde etkili olan kişisel bağları uygulayabilecek,

Kişisel ilişkilerde benliği korumaya yönelik çabaların neler olduğunu somut olarak listeleyebilecek

bilgi ve becerilere sahip olacaksınız.

Anahtar Kavramlar

• Benlik

• Benlik Tasarımı

• Kişisel İlişkiler

• Davranış Yönetimi

• İlişkilerde Kişisel Bağlar

• İlişkilerde Benliği Korumaya Yönelik Çabalar

İçindekiler

 

Halkla İlişkiler ve İletişim Kişisel İlişkiler ve Davranış Geliştirme Süreci

• GİRİŞ

• BENLİK KAVRAMI

• BENLİK SAYGISI (ÖZSAYGI)

• BENLİK TASARIMI VE KİŞİSEL İLİŞKİLERİ GELİŞTİRME SÜRECİ

• İLİŞKİLERDE KİŞİSEL BAĞLAR

• KİŞİSEL İLİŞKİLERDE BENLİĞİ KORUMAYA YÖNELİK ÇABALAR

• YAPICI İLETİŞİM SÜRECİ

GİRİŞ

Yaşamak kişisel ilişki kurmaktır. Diğer bir ifade ile hayatın anlamı kişisel ilişkilerin değe-rinde gizlidir denilse yanlış olmaz. Her kişinin içinde yaşadığı bir sosyal çevre vardır ve ilişkiler bu sosyal çevre içinde gelişerek anlam kazanır. Hepimizin ana-babası, kardeşleri, çoğumuzun dostları-arkadaşları var. Bazılarımız da evli ve çocuk sahibiyiz. Zaman zaman hayal kırıklığı, öfke ve kederle de son bulsalar, bu ilişkilerin gene de değerli olduğunu düşünürüz. Birçoğumuz ailelerimize oldukça fazla zaman ayırır ve dostluk, sevgi, evlilik konuları üzerinde düşünürken, oldukça fazla fiziksel ve ruhsal enerji harcarız.

Öte yandan bu çabalara karşın, yakın kişisel ilişkileri kurmanın zor, sürdürmenin ise daha yorucu bir iş olduğu kabul edilir. Kişisel ilişkilerin birçoğu yakın ilişkiler değildir.

Örneğin herkesle dostlarımız ve ailemizin yanında olduğu gibi rahat olup, coşup taşma-yız, onlarla önemli şeyleri konuşmayız; sorunlarını, gözlemlerini ya da spekülasyonlarını duyarlıkla dinlemeyiz. İlgi duydukları her neyse, bunda onlara destek olmak için ciddi bir çaba sarfetmeyiz. Üstelik bu ilişkilerimizin çoğu da geçicidir. Dostlarımızın ve yakınları-mızın dışında bizi eleştirdiklerinde, eğlenceli ya da komik olmaktan uzaklaşır, sinirlerimi-ze dokunduğu takdirde kendimizi geçici olarak, ya da tamamen geri çekebiliriz.

Gerçek kişisel ilişkiler ise daha farklı renkte bir ilişkidir. Çoğumuz hayatımızı, düşün-celerimizi, kaygılarımızı ve özlemlerimizi paylaştığımız samimi ilişkiler geliştirmek için ciddi bir çaba sarfederiz. Eğer ilişkilerde samimiyet ve emek yoksa o ilişkiler kısa sürede sona erer. Çünkü bu tip ilişkilerle samimiyete ulaşılmaz, ulaşılması için de çaba harcan-maz. Örneğin çevremize şöyle bir baktığımızda; heyecanla başlayan evliliklerin çok çabuk boşanmayla, arkadaşlıkların çok samimi bir evreden sonra bir daha geri dönülmemek üzere sonlandığını, hatta yakın akrabalık bağları içinde bile olsalar kardeşlerin birbirleri ile nasıl kolayca küstüğünü ve birbirlerinden koptuklarını sık sık görebilmekteyiz.

Kişilerarası iletişim sürecinde ilişkilerin değeri muhakkak ki yüksektir ve önemi de tartışılmaz. Ancak bu değer, çoğumuzun sandığı nedenlerden ötürü ya da çoğumuzun sandığı biçimde değildir. Bunun nedenini kişisel ilişkiler, “kendimizi iyi hissetmemizi sağ-ladığı için değil, bizi daha iyi birer insan haline getirdiği için değerli olduklarıdır”. Eğer bu böyle algılanırsa, kendisini iyi hissetmek için ilişkiye girenler, büyük ihtimalle sami-miyetin getireceği en iyi fırsatlardan mahrum kalacaklardır. Sonuç olarak da bu ilişkileri yürütmek için geçerli bir nedenleri kalmayacaktır.

Kişisel ilişkiler değerlidir, ama ilişkileri başlatmak ve sürdürmek, ilk başta düşündüğü-müzden daha fazla sorumluluk isteyebilir. Dolayısıyla çoğumuz onun için zaman ve enerji harcama konusunda isteksiz davranırız. Tıpkı sağlığına dikkat etmeyecek kadar tembel ve

Kişisel İlişkiler ve Davranış